
Şeker Kurumu’nun KHK ile kapatılmasına tepki gösteren Şeker- İş Erzurum Şube Başkanı İsa Gök, kararın nişasta bazlı şeker üretenleri mutlu ettiğini bildirdi. Gök, “Karar, milli üretim sektörümüzün fermanının da yazılması anlamını taşımaktadır” dedi.
HABER MERKEZİ
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker- İş) Erzurum Şube Başkanı İsa Gök, Şeker Kurumu'nun KHK ile kapatılmasına ilişkin, "Şeker Kurumu’nun kapatılması talihsiz bir temelsiz bir açmak iken milli üretim sektörümüzün fermanının da yazılması anlamını taşımaktadır” dedi.
Şeker Kurumu’nun Türkiye’de talebin karşılanması, doğal kaynakların dengeli kullanımı ve şeker piyasasını düzenlemek amacıyla kurulduğunu hatırlatan Şeker- İş Erzurum Şube Başkanı İsa Gök, “17 yıldır fiili olarak işlemeyen Şeker Kurumu’nun KHK ile kapatılarak kurumun görev ve sorumluluklarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılması şeker konusunda kritik bir adımın atıldığını göstermektedir” dedi.
Kurumun kapatılmasında bir takım sakıncalar olduğuna değinen Keskin, “Şeker sektörü üzerinde büyük kayı duyduğumuz ve olumsuz etkileri olacağını düşündüğümüz şeker üreticisini, işçisini, taşıyıcısını, besicisini, kozmetik ve ilaç sektörünü, yem sektörünü, biyoetonal sektörünü yok sayan kamu hükmünde kararname ile sevinen bu ülkenin ne şeker pancarı üreticisi ne de işçisidir. Sevinen ülkemizin milli ve manevi değerlerini yok hükmünde sayan, amacı ülkemizden kazandığı fahiş paraları yurtdışına aktarmak ve Şeker Kurumu’nun kapatılmasını dört gözle beklemek olan bir avuç haramzade NBŞ lobisidir” diye konuştu.
Şeker kurumunun 17 aydır görev yapmaması sebebiyle sektörde büyük bir denetimsizlik oluştuğuna dikkat çeken Keskin, açıklamasında şunları ifade etti:
“Bu sebeple Eylül-Aralık ayı sonu 2017 dönemini kapsayan 4 aylık süreçte gerçekleşen şeker satışı bir önceki yılın aynı dönemine göre 450 bin ton düşük olarak gerçekleşmiştir. Buradan hareketle sektörde kayıtdışılık ve denetimsizliğin baş gösterdiği süreç neticesinde önümüzdeki kampanya dönemine yaklaşık 600 bin tona yakın stokla girileceğin öngörmekteyiz. Bu aşamada pancar şekerine karşı başka şekerlerin ikamesi devreye sokulacaktır.”
Nişasta bazlı şeker üreten firmaların kotanın üstünde üretim yapmalarına rağmen gereken cezaların bile kesilemediğini ifade eden Keskin, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bir yandan nişasta bazlı şeker bir yandan da 15 yılda yüzde 40’ların üzerinde büyüyen yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatı derken ülkemize giren kayıp kaçak şeker miktarı bilinmemektedir. Böyle bir ortamda sektörü düzenleme ve denetleme görevi bulunan Şeker Kurumu’nun kapatılması talihsiz, temelsiz, bir açmaz iken milli üretim sektörümüzün ölüm fermanının da yazılması anlamını taşımaktadır. Türk pancar üreticisi ve işçisinin tarihi mirası olan şeker fabrikaları dolayısıyla milli şeker sektörü çıkar lobilerine pazarlık konusu yapılmamalıdır.”
HABER MERKEZİ
Türkiye Gıda ve Şeker Sanayi İşçileri Sendikası (Şeker- İş) Erzurum Şube Başkanı İsa Gök, Şeker Kurumu'nun KHK ile kapatılmasına ilişkin, "Şeker Kurumu’nun kapatılması talihsiz bir temelsiz bir açmak iken milli üretim sektörümüzün fermanının da yazılması anlamını taşımaktadır” dedi.
Şeker Kurumu’nun Türkiye’de talebin karşılanması, doğal kaynakların dengeli kullanımı ve şeker piyasasını düzenlemek amacıyla kurulduğunu hatırlatan Şeker- İş Erzurum Şube Başkanı İsa Gök, “17 yıldır fiili olarak işlemeyen Şeker Kurumu’nun KHK ile kapatılarak kurumun görev ve sorumluluklarının Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na aktarılması şeker konusunda kritik bir adımın atıldığını göstermektedir” dedi.
Kurumun kapatılmasında bir takım sakıncalar olduğuna değinen Keskin, “Şeker sektörü üzerinde büyük kayı duyduğumuz ve olumsuz etkileri olacağını düşündüğümüz şeker üreticisini, işçisini, taşıyıcısını, besicisini, kozmetik ve ilaç sektörünü, yem sektörünü, biyoetonal sektörünü yok sayan kamu hükmünde kararname ile sevinen bu ülkenin ne şeker pancarı üreticisi ne de işçisidir. Sevinen ülkemizin milli ve manevi değerlerini yok hükmünde sayan, amacı ülkemizden kazandığı fahiş paraları yurtdışına aktarmak ve Şeker Kurumu’nun kapatılmasını dört gözle beklemek olan bir avuç haramzade NBŞ lobisidir” diye konuştu.
Şeker kurumunun 17 aydır görev yapmaması sebebiyle sektörde büyük bir denetimsizlik oluştuğuna dikkat çeken Keskin, açıklamasında şunları ifade etti:
“Bu sebeple Eylül-Aralık ayı sonu 2017 dönemini kapsayan 4 aylık süreçte gerçekleşen şeker satışı bir önceki yılın aynı dönemine göre 450 bin ton düşük olarak gerçekleşmiştir. Buradan hareketle sektörde kayıtdışılık ve denetimsizliğin baş gösterdiği süreç neticesinde önümüzdeki kampanya dönemine yaklaşık 600 bin tona yakın stokla girileceğin öngörmekteyiz. Bu aşamada pancar şekerine karşı başka şekerlerin ikamesi devreye sokulacaktır.”
Nişasta bazlı şeker üreten firmaların kotanın üstünde üretim yapmalarına rağmen gereken cezaların bile kesilemediğini ifade eden Keskin, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Bir yandan nişasta bazlı şeker bir yandan da 15 yılda yüzde 40’ların üzerinde büyüyen yüksek yoğunluklu tatlandırıcı ithalatı derken ülkemize giren kayıp kaçak şeker miktarı bilinmemektedir. Böyle bir ortamda sektörü düzenleme ve denetleme görevi bulunan Şeker Kurumu’nun kapatılması talihsiz, temelsiz, bir açmaz iken milli üretim sektörümüzün ölüm fermanının da yazılması anlamını taşımaktadır. Türk pancar üreticisi ve işçisinin tarihi mirası olan şeker fabrikaları dolayısıyla milli şeker sektörü çıkar lobilerine pazarlık konusu yapılmamalıdır.”