
Mahir Kaynak yaşanan ve aydınlanmamış bir olay karşısında “Bir olay olduğunda, olayın failini bulmak istiyorsanız; olayın sonucunun kime yaradığına bakın. Bu olay kimin işine yarar?” diye sorardı. Merhum Sinan Ateş cinayetini bu minvalde değerlendirmek, kimin nereye varmak, varılmak istendiğini açıklayabilir.
Türkgün gazetesindeki köşesinde Yıldıray Çiçek “Girift bir cinayetten oy avcılığı ve alçak imalar” başlıklı yazısında önemli noktaların altını çiziyor! Çiçek yazısında, “Merhum Sinan Ateş, İstanbul’a ziyarete gidiyor, çeşitli görüşmeler yapıyor ve ODA TV bu görüşmeyi “Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş İYİ Partili ülkücülerle fotoğraf çektirip paylaştı” şeklinde haberleştiriyor. Bir gün sonra da Ankara’da silahlı saldırıya uğruyor. Gözaltına alınan, sorgulanan ve sonucunda tutuklanan kişilerin tamamının İstanbul merkezli olması, İstanbul’da bir şeylerin yaşandığını göstermektedir. Saldırıya uğradığı Cuma günü ise Ankara’da olmasına rağmen İstanbul Boğaz manzaralı fotoğrafıyla “Kervanımız yürüyor” içerikli mesaj yayınlaması da bunu gösteriyor.”
Yani rahmetli Sinan Ateş’in İstanbul görüşmeleri gibi, bu görüşmelerin ODA TV tarafından “Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş İYİ Partili ülkücülerle fotoğraf çektirip paylaştı başlıklı haberi de bir şeyler anlatabilir mi?
Yıldıray Çiçek yazısında birtakım ayrıntılara da değiniyor.
“Ortada gerçekten karmaşık bir hal vardır.
Sinan Ateş olayında azmettirici olarak karşımıza çıkan Doğukan Çep’in 2013 yılında DHKP-C’li Hasan Ferit Gedik'in öldürülme olayına karışan bir isim olduğunu öğrendik. Yargılandığı bu davanın bir mahkemesinde müşteki avukatlarından Günay Dağ'a, “Cübbeli vatan haini dedim ve DHKP-C'ye küfrettim. Ne kadar DHKP-C'li varsa hepsine sinkaflı küfrettim" diye savunma yapan birisi olduğunu da arşivdeki haberlerden öğrendim. Yargılandığı bu davadan da 2019 yılında 35 yıl 4 ay hapis ile cezalandırılmış… O günden beri de firari imiş…”
Azmettirici olarak karşımıza çıkan Doğukan Çep ile ilgili ayrıntıyı aklımızda tutup, buraya bir virgül koyalım ve diğer şüphelilerin kimliklerine de göz atalım;
“Doğukan Çep bu olaydan dolayı DHKP-C ile kanlı bıçaklı durumda. Peki, tetikçi Eray Özyağcı’nın bulunduğu motosikleti kullanan Vedat Balkaya kim? Sosyal medya sayfasında Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’na destek veren, onlarla ilgili destek paylaşımları yapan biri. Tetikçi olduğu ortaya çıkan Eray Özyağcı’nın ise sosyal medya sayfasında siyasi bir paylaşım hiç yok. Ama kardeşi olduğu söylenen Ahmet Özyağcı’nın profil kapağında teröristbaşı Öcalan’ın fotoğrafı var. Doğukan Çep ile 2013'te Maltepe Cezaevi'nde aynı koğuşta tanıştıklarını ifade eden MHP’li Ufuk Köktürk de olaydan günler önce Doğukan Çep’e, eşinin kartı üzerinden 4 bin TL gönderdiği için tutuklandı. Ve 2 Özel Harekât polisi de tutuklananlar arasında. Şu ilişki ağına bakar mısınız? Her yönüyle aydınlanması gereken bir olay…”
Yıldıray Çiçek diyor ki, “Zaten ilişkiler ağına bakınca bu olayın aydınlanmasını en çok MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ister. Sabır ve sağduyu içinde olayın arka planının tamamen aydınlanmasını beklemektedir. MHP grup toplantısında “Fakat hiç kimse sabrımızı yanlışa yormasın. Hiç kimse suskunluğumuzun asaletinden cesaret almaya kalkışmasın” mesajı sağduyu içinde bekleyiş olarak değerlendirebilirsiniz.”
Nahl süresi 19. Ayette “Allah, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir.”
Türkgün gazetesindeki köşesinde Yıldıray Çiçek “Girift bir cinayetten oy avcılığı ve alçak imalar” başlıklı yazısında önemli noktaların altını çiziyor! Çiçek yazısında, “Merhum Sinan Ateş, İstanbul’a ziyarete gidiyor, çeşitli görüşmeler yapıyor ve ODA TV bu görüşmeyi “Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş İYİ Partili ülkücülerle fotoğraf çektirip paylaştı” şeklinde haberleştiriyor. Bir gün sonra da Ankara’da silahlı saldırıya uğruyor. Gözaltına alınan, sorgulanan ve sonucunda tutuklanan kişilerin tamamının İstanbul merkezli olması, İstanbul’da bir şeylerin yaşandığını göstermektedir. Saldırıya uğradığı Cuma günü ise Ankara’da olmasına rağmen İstanbul Boğaz manzaralı fotoğrafıyla “Kervanımız yürüyor” içerikli mesaj yayınlaması da bunu gösteriyor.”
Yani rahmetli Sinan Ateş’in İstanbul görüşmeleri gibi, bu görüşmelerin ODA TV tarafından “Ülkü Ocakları eski Başkanı Sinan Ateş İYİ Partili ülkücülerle fotoğraf çektirip paylaştı başlıklı haberi de bir şeyler anlatabilir mi?
Yıldıray Çiçek yazısında birtakım ayrıntılara da değiniyor.
“Ortada gerçekten karmaşık bir hal vardır.
Sinan Ateş olayında azmettirici olarak karşımıza çıkan Doğukan Çep’in 2013 yılında DHKP-C’li Hasan Ferit Gedik'in öldürülme olayına karışan bir isim olduğunu öğrendik. Yargılandığı bu davanın bir mahkemesinde müşteki avukatlarından Günay Dağ'a, “Cübbeli vatan haini dedim ve DHKP-C'ye küfrettim. Ne kadar DHKP-C'li varsa hepsine sinkaflı küfrettim" diye savunma yapan birisi olduğunu da arşivdeki haberlerden öğrendim. Yargılandığı bu davadan da 2019 yılında 35 yıl 4 ay hapis ile cezalandırılmış… O günden beri de firari imiş…”
Azmettirici olarak karşımıza çıkan Doğukan Çep ile ilgili ayrıntıyı aklımızda tutup, buraya bir virgül koyalım ve diğer şüphelilerin kimliklerine de göz atalım;
“Doğukan Çep bu olaydan dolayı DHKP-C ile kanlı bıçaklı durumda. Peki, tetikçi Eray Özyağcı’nın bulunduğu motosikleti kullanan Vedat Balkaya kim? Sosyal medya sayfasında Kemal Kılıçdaroğlu ve Ekrem İmamoğlu’na destek veren, onlarla ilgili destek paylaşımları yapan biri. Tetikçi olduğu ortaya çıkan Eray Özyağcı’nın ise sosyal medya sayfasında siyasi bir paylaşım hiç yok. Ama kardeşi olduğu söylenen Ahmet Özyağcı’nın profil kapağında teröristbaşı Öcalan’ın fotoğrafı var. Doğukan Çep ile 2013'te Maltepe Cezaevi'nde aynı koğuşta tanıştıklarını ifade eden MHP’li Ufuk Köktürk de olaydan günler önce Doğukan Çep’e, eşinin kartı üzerinden 4 bin TL gönderdiği için tutuklandı. Ve 2 Özel Harekât polisi de tutuklananlar arasında. Şu ilişki ağına bakar mısınız? Her yönüyle aydınlanması gereken bir olay…”
Yıldıray Çiçek diyor ki, “Zaten ilişkiler ağına bakınca bu olayın aydınlanmasını en çok MHP Lideri Sayın Devlet Bahçeli ister. Sabır ve sağduyu içinde olayın arka planının tamamen aydınlanmasını beklemektedir. MHP grup toplantısında “Fakat hiç kimse sabrımızı yanlışa yormasın. Hiç kimse suskunluğumuzun asaletinden cesaret almaya kalkışmasın” mesajı sağduyu içinde bekleyiş olarak değerlendirebilirsiniz.”
Nahl süresi 19. Ayette “Allah, gizlediğinizi de açığa vurduğunuzu da bilir.”