
Madem milletimiz idam istemektedir, AKP hazırsa MHP dünden vardır
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Madem milletimiz bunu istemektedir. O halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Sayın Başbakan'a diyorum ki, gelin bu işi bitirelim, milletimize ve ülkemize düşmanlık yapanların hakkından gelelim. Terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına idam cezasını düzenleyen tasarı veya teklif TBMM gelmesi halinde, Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin talep ve beklentileri doğrultusunda gereğini yapacaktır. İdam cezasına karşı gelen, şimdiden ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın, bizim sözünü dinleyeceğimiz tek mercii Türk milletidir" dedi.
Bahçeli, "Bugün ne yaşıyorsak, hangi sorunla boğuşuyorsak dünden bağımsız değildir. Çetrefilleşen meselelerimizin muhakkak ki tarihi bir arka planı vardır. Bu arka plan uzak ya da yakın bir geçmişe dayanabilecektir. Çözümü ertelenmiş problemler zaman içinde büyümektedir. İhmaller bir süre sonra yerini pişmanlıklara bırakmaktadır. Özellikle son yıllarda devlet, toplum ve siyaset hayatında bunun çok sayıda misalleri vardır. Türkiye şu an önünü görmekten mahrumsa, geleceği okuma ve anlamlandırma bunalımıyla sarsılıyorsa, öncelikle sorumluluk mertebesinde bulunanlar samimiyetle özeleştiri yapmak durumundadır. Sorulması gereken ilk soru; ülkemizin bu içler acısı tuzağa nasıl düştüğü, fikir ve fiilleriyle bu çıkmazın faillerinin kimlerden oluştuğudur. İkinci aşamada, vahamet düzeyindeki yanlışların tekerrür etmemesi, denge, düzen ve istikrarın temini için nelerin, hangi hız ve kıvamda yapılması gerektiğini hem aklen, hem vicdanen, hem de siyasi ve entelektüel boyutlarıyla sorgulamaktır. Vereceğimiz doğru cevap en azından bundan sonrası için daha tedbirli, daha temkinli, daha ihtiyatlı siyasi tutum ve tavırları doğuracaktır" dedi.
FETÖ'yle bağlantısı olanlar kaçtıkları yere kadar kovalanmalıdır
Bahçeli, "Fetullahçı terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri etkilemek şöyle dursun, vahim ölçüde sarsmıştır. Diğer yandan FETÖ'yle süren yoğun mücadelenin sosyal maliyetini hesaba katmak zorunludur. 29 Ekim'de yayımlanan 675 ve 676 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle 10 bin 159 memur ihraç edilmiştir. Buna karşılık memuriyete iade edilenler de olmakla birlikte, bunların sayısı oldukça az düzeydedir. Suçu sabit görülenler, FETÖ'yle irtibatı veya iltisakı bulunanlar şüphesiz devletin hiçbir kademesinde tutulmamalıdır. Bu konudaki irademiz nettir. Ancak sürekli artan mağduriyet ve şikayetleri etraflıca incelemeden insanları açlığa ve çaresizliğe itmek İslami ve insani hiçbir değerle bağdaşmayacaktır. İhanet edenler ayıklanmalı, FETÖ'yle bağlantısı olanlar kaçtıkları yere kadar kovalanmalıdır; ama eften püften nedenlerle, cılız ve ucuz suçlamalarla iktidar gücünü kötüye kullanmaktan da kesinlikle uzak durulmalıdır" dedi.
Şimdi söz ve hamle sırası AKP'dedir
Bahçeli, "Son günlerde alevlenen idam tartışmasını da bu kapsamda değerlendirmekteyiz. Gördüğümüz kadarıyla Cumhurbaşkanı idam cezasına gönüllüdür ve TBMM'ne getirilip kabulü halinde onaylayacağını şimdiden beyan etmiştir. Başbakan da idam cezasının toplumsal bir talep olduğunu ifade ederek, Meclis'te uzlaşma olması halinde bunun mümkün olabileceğini söylemiştir. Geçmişte idam cezasını kaldıranların bugünlerde hararetle desteklemeleri çelişkiden öte milli çağrı ve infiale duyarsız kalamamaları şeklinde okunmalıdır. İdam cezasına bakışımız öteden beri net ve bellidir. Milliyetçi Hareket Partisi, İmralı canisinin asılması konusunda mücadelesini gösterirken, karşımızda oluşan gökyüzü koalisyonu bunu engellemiş, hatta yıllarca bizi hak etmediğimiz şekilde suçlamıştı. Biz de değişen bir yoktur, duruşumuz aynıdır. Aynı olmayan, bizi dün eleştirenlerin bizim çizgimize gelmeleridir. Bu durum siyasetimizin tutarlılığı kadar, doğruluğunu da tescil etmektedir. AKP hükümeti, 7 Mayıs 2004 tarihinde 4771 sayılı kanunda bulunan, 'savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere' cümlesini de kaldırmıştı. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır. Madem milletimiz bunu istemektedir. O halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Sayın Başbakan'a diyorum ki, gelin bu işi bitirelim, milletimize ve ülkemize düşmanlık yapanların hakkından gelelim. Terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına idam cezasını düzenleyen tasarı veya teklif TBMM gelmesi halinde, Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin talep ve beklentileri doğrultusunda gereğini yapacaktır. İdam cezasına karşı gelen, şimdiden ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın, bizim sözünü dinleyeceğimiz tek mercii Türk milletidir. Türkiye Brüksel'den değil Ankara'dan, TBMM'den yönetilmektedir. Bunun dışında ne bir güç tanır, ne de boyun eğeriz. Şimdi söz ve hamle sırası AKP'dedir. Getirin hazırlığınızı, gösterelim hainlere dünyanın kaç bucak olacağını. Türk milletinin ismet-i haremine göz dikenleri, saffet ve sancağına el uzatanları cezalandıralım, hadlerini mutlaka bildirelim" diye konuştu. DHA
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Madem milletimiz bunu istemektedir. O halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Sayın Başbakan'a diyorum ki, gelin bu işi bitirelim, milletimize ve ülkemize düşmanlık yapanların hakkından gelelim. Terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına idam cezasını düzenleyen tasarı veya teklif TBMM gelmesi halinde, Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin talep ve beklentileri doğrultusunda gereğini yapacaktır. İdam cezasına karşı gelen, şimdiden ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın, bizim sözünü dinleyeceğimiz tek mercii Türk milletidir" dedi.
Bahçeli, "Bugün ne yaşıyorsak, hangi sorunla boğuşuyorsak dünden bağımsız değildir. Çetrefilleşen meselelerimizin muhakkak ki tarihi bir arka planı vardır. Bu arka plan uzak ya da yakın bir geçmişe dayanabilecektir. Çözümü ertelenmiş problemler zaman içinde büyümektedir. İhmaller bir süre sonra yerini pişmanlıklara bırakmaktadır. Özellikle son yıllarda devlet, toplum ve siyaset hayatında bunun çok sayıda misalleri vardır. Türkiye şu an önünü görmekten mahrumsa, geleceği okuma ve anlamlandırma bunalımıyla sarsılıyorsa, öncelikle sorumluluk mertebesinde bulunanlar samimiyetle özeleştiri yapmak durumundadır. Sorulması gereken ilk soru; ülkemizin bu içler acısı tuzağa nasıl düştüğü, fikir ve fiilleriyle bu çıkmazın faillerinin kimlerden oluştuğudur. İkinci aşamada, vahamet düzeyindeki yanlışların tekerrür etmemesi, denge, düzen ve istikrarın temini için nelerin, hangi hız ve kıvamda yapılması gerektiğini hem aklen, hem vicdanen, hem de siyasi ve entelektüel boyutlarıyla sorgulamaktır. Vereceğimiz doğru cevap en azından bundan sonrası için daha tedbirli, daha temkinli, daha ihtiyatlı siyasi tutum ve tavırları doğuracaktır" dedi.

Bahçeli, "Fetullahçı terör örgütünün 15 Temmuz darbe girişimi siyasi ve toplumsal dengeleri etkilemek şöyle dursun, vahim ölçüde sarsmıştır. Diğer yandan FETÖ'yle süren yoğun mücadelenin sosyal maliyetini hesaba katmak zorunludur. 29 Ekim'de yayımlanan 675 ve 676 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamelerle 10 bin 159 memur ihraç edilmiştir. Buna karşılık memuriyete iade edilenler de olmakla birlikte, bunların sayısı oldukça az düzeydedir. Suçu sabit görülenler, FETÖ'yle irtibatı veya iltisakı bulunanlar şüphesiz devletin hiçbir kademesinde tutulmamalıdır. Bu konudaki irademiz nettir. Ancak sürekli artan mağduriyet ve şikayetleri etraflıca incelemeden insanları açlığa ve çaresizliğe itmek İslami ve insani hiçbir değerle bağdaşmayacaktır. İhanet edenler ayıklanmalı, FETÖ'yle bağlantısı olanlar kaçtıkları yere kadar kovalanmalıdır; ama eften püften nedenlerle, cılız ve ucuz suçlamalarla iktidar gücünü kötüye kullanmaktan da kesinlikle uzak durulmalıdır" dedi.
Şimdi söz ve hamle sırası AKP'dedir
Bahçeli, "Son günlerde alevlenen idam tartışmasını da bu kapsamda değerlendirmekteyiz. Gördüğümüz kadarıyla Cumhurbaşkanı idam cezasına gönüllüdür ve TBMM'ne getirilip kabulü halinde onaylayacağını şimdiden beyan etmiştir. Başbakan da idam cezasının toplumsal bir talep olduğunu ifade ederek, Meclis'te uzlaşma olması halinde bunun mümkün olabileceğini söylemiştir. Geçmişte idam cezasını kaldıranların bugünlerde hararetle desteklemeleri çelişkiden öte milli çağrı ve infiale duyarsız kalamamaları şeklinde okunmalıdır. İdam cezasına bakışımız öteden beri net ve bellidir. Milliyetçi Hareket Partisi, İmralı canisinin asılması konusunda mücadelesini gösterirken, karşımızda oluşan gökyüzü koalisyonu bunu engellemiş, hatta yıllarca bizi hak etmediğimiz şekilde suçlamıştı. Biz de değişen bir yoktur, duruşumuz aynıdır. Aynı olmayan, bizi dün eleştirenlerin bizim çizgimize gelmeleridir. Bu durum siyasetimizin tutarlılığı kadar, doğruluğunu da tescil etmektedir. AKP hükümeti, 7 Mayıs 2004 tarihinde 4771 sayılı kanunda bulunan, 'savaş ve çok yakın savaş tehdidi hallerinde işlenmiş suçlar için öngörülen idam cezaları hariç olmak üzere' cümlesini de kaldırmıştı. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır. Madem milletimiz bunu istemektedir. O halde bahaneye, kaçak güreşmeye, fuzuli konuşmaya gerek yoktur. AKP hazırsa, MHP dünden vardır. Sayın Başbakan'a diyorum ki, gelin bu işi bitirelim, milletimize ve ülkemize düşmanlık yapanların hakkından gelelim. Terör, savaş ve çok yakın savaş suçlarına idam cezasını düzenleyen tasarı veya teklif TBMM gelmesi halinde, Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin talep ve beklentileri doğrultusunda gereğini yapacaktır. İdam cezasına karşı gelen, şimdiden ikaz eden AB komiserleri kendi işlerine baksın, bizim sözünü dinleyeceğimiz tek mercii Türk milletidir. Türkiye Brüksel'den değil Ankara'dan, TBMM'den yönetilmektedir. Bunun dışında ne bir güç tanır, ne de boyun eğeriz. Şimdi söz ve hamle sırası AKP'dedir. Getirin hazırlığınızı, gösterelim hainlere dünyanın kaç bucak olacağını. Türk milletinin ismet-i haremine göz dikenleri, saffet ve sancağına el uzatanları cezalandıralım, hadlerini mutlaka bildirelim" diye konuştu. DHA