
İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi İlay Aksoy iktidara geldiklerinde Suriyeli Mültecileri kesinlikle memleketlerine geri göndereceklerini söyledi. Ülkenin ekonomik darboğazda olduğunu hatırlatan Ilgaz, kültürel olarak da yozlaşma yaşandığının altını çizdi.
Muhammet Tarhan/Pusula
İYİ Parti Erzurum İl Başkanı İbrahim Dumlu, beraberinde Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi İlay Aksoy, Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Feride Eda Çalıkuşu ve Erzurum Milletvekili aday adayı Deniz Sinici ile birlikte Pusula Gazetesi’ni ziyaret etti. Yazı İşleri Müdürü Cihat İncesu ile sohbet eden İYİ Parti heyeti, gündeme dair önemli açıklamalar yaptı.
Yerel basının güçlü olması gerektiğini ifade eden İYİ Parti Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi İlay Aksoy, Genel Merkez olarak öncelikle ifade özgürlüğünü sonuna kadar savunduklarını söyledi. Basının görevinin eksikleri göstermek olduğunun altını çizen Akso sözlerini şöyle sürdürdü:
Bizim iktidarımızda basına kesinlikle şuan ki mevcut baskı uygulanmayacak. Çünkü ne kadar ifade özgürlüğü varsa o kadar da yanlışı düzeltme şansınız var. Tek sesli demokrasi olamaz, yerel gazeteler bizim için çok önemlidir. Yerel gazeteler halkın sorunlarını çok daha net bir şekilde ortaya koyabiliyor. Bazen de yereldeki haberler inanılmaz ulusal bir dalga yaratıyor. Yerel sorunlar ulusal sorunların aynasıdır.

Partimiz ciddi bir yükselişte
Ülkemiz gerçekten çok yoruldu ve tıkandı. Hep aynı söylemleri duyuyoruz, gerisi gelmeyen aynı vaatleri duyuyoruz. Her seçimde sanki iktidar partisi sahneye ilk defa çıkıyor gibi vaatlerde bulunuyor. Demokrasiyi getireceğiz diyorlar, 15 senedir neden getirmediniz? Ekonomiyi düzelteceğiz diyorlar, 15 senedir neden düzeltmediniz? İnsan haklarından bahsediyorlar, siz önce gazetecileri hapisten çıkarın. Bu alanda maalesef şuan biz Çin ile kafa kafaya rekabet eder durumdayız. Bizim en önemli verilerimiz dipte, en utanacağımız verilerimiz yukarıda.
Türkiye’nin artık bir değişim yaşaması lazım
Kampanyalarının ismi de çok tuhaf ‘Yeniden Diriliş.’ Demek ki siz böylelikle çöktüğümüzü itiraf ediyorsunuz. Sonuçta her parti kendisine layık gördüğü bir vizyonu ortaya koyar. Biz İYİ Parti olarak şöyle büyük bir avantajımız var; kadrolarımız çok tecrübeli, hepsi de idealist. Baskın seçim deniliyor ya esasında en hazırlıklı parti de biziz. Teşkilatlarımız çok diri ve heyecanlı. Bu zamanda böyle cesur ve inanmış bir kadro var.
Bu ülkede yönetim ciddiyeti sıfır
İki gün önce Malezya’daki seçimler önemli bir gösterge oldu. Muhalefetin bir araya geldiğinde her türlü gücü aşabildiğini gördük. İnsanlar hem ekonomik olarak hem de ruhsal olarak yoruldular. Özellikle kullanılan üslup çok kötü. Kalkıp başka siyasetçilere ‘hödük’, ‘tezek’ diye hitap olamaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir üslup yok. Vatandaşa böyle hakaret yağdırılır mı? Bizi o kadar böldüler ki referandumda Türk toplumu artık ‘hayır’ dedi. Kampanyamızın isimleri de zaten belli ediyor, yönetim şekillerimizi. Bir tarafta tek kişiyi kapsayan ‘Cumhur İttifakı’, bizim tarafta da bütün ulusu kapsayan ‘Millet İttifakı’ var. Hayırlısıyla 24 Haziran’da terazi ters dönecek.

En büyük sorunlarımızdan bir tanesi eğitim
Cumhurbaşkanı çıktı dedi ki ‘TEOG istemiyorum.’ Ben düşünemiyorum, Avrupa’nın bir ülkesinde başbakan çıksın da ‘ben bunu istemiyorum’ desin. Hiçbir hazırlık da yok, bu ülke 49 gün sistemsiz kaldı. Böyle bir şey olabilir mi? 49 gün sonra adrese dayalı bir sistem açıkladılar, o sistemde kendi içerisinde altı kere değişti. Şu an sınava girecekler mi girmeyecekler mi, nitelikli okul diye bir şey söylediler.
Bir Milli Eğitim Bakanı kalkıp, ‘Türkiye’deki okulların sadece yüzde 10’una nitelikli’ diyorsa onun derhal istifa etmesi gerekir. Nasıl toplumun yüzde onu bundan yararlanabilir, bu zaten en büyük ayrımcılıktır. Artık toplumu bizim bölmememiz lazım, eşit fırsatlar yaratmamız lazım. Aksi takdirde bilim adamları, öğretmenler, doktorlar ve işçileri nasıl kalifiyeli yetiştireceğiz. Öyle bir ülkede yaşıyoruz ki eğitim bakanı sistemin değiştiğini televizyondan öğreniyor. Çok absürt bir düzenimiz var.
Suriyeliler gitmeli
Ülke ekonomik olarak darboğazda, vatandaşımız kendi ülkesinde başka şehirlere çalışmaya gidiyor. Şu an mevsimlik işçiler günlük 50 liraya başka bölgelere mecburi olarak göç ediyor. Yerlerine ise 20 lira yevmiye ile Suriyeliler geliyor. Ekonominin yanında kültürel olarak ta yozlaşma var. Dünya’nın her yerinde göç eden göç ettiği bölgenin düzenine, kurallarına uyar, ancak bizde durum tam tersi. Suriyeliler kendi kültürlerini ülkemizde yayıyorlar. 12 yaşında çocukların doğum yaptığını kamuoyunda görmüşsünüzdür. Bu durum bizim kanunlarımıza göre suç ama onlara göre değil. Biz iktidara geldiğimizde bu duruma kesinlikle bir dur diyecek ve Suriyelileri geri göndereceğiz.