
Vatandaşla arasında ciddi bir bağ oluşan ender Valilerden biri oldu Okay Memiş. Zaman zaman ezber bozan çıkışları ile gündeme geldi. Yaklaşık 2,5 yıldır Erzurum Valiliği görevini sürdüren Okay Memiş ile kentin gündemi değerlendirdik. En çok merak edilen 2. Organize Sanayi Bölgesinde zemini çöken fabrikaların akıbetini, devletin zarara uğrayıp uğramadığını, tarım ve hayvancılık, turizm, eğitim ve sağlıkta kentin durumunu irdeledik. Biz sorduk Sayın Memiş her zamanki samimiyeti ile yanıtladı.
Sevda Güneş İncesu/Pusula

Erzurum’a atandığınız ilk günlerde sürekli birkaç başlık üzerinde duruyordunuz. Bunlar sağlık, turizm, eğitim, istihdam, tarım ve hayvancılık üzerineydi. Görevde kaldığınız 2, 5 yılda istediğiniz hedefleri tutturdunuz mu?
Günün anlam ve önemine binaen öncelikle eğitimden başlamak isterim. Size şaşırtan rakamlar vereceğim. Biz göreve geldiğimizde LGS’de Erzurum 63. üncü sıralardaydı. Ben bunu duyunca şok oldum. İl merkezinde çok iyi durumdayız ama ilçelerde ve 2000 yerleşim yerinde kötüyüz. Bu nedenle bir proje uygulamaya karar verdik, adına Erbap proje dedik. Sağ olsun Sakın Bakanımız Recep Akdağ da bizi destekledi. Projede benim başkanlığımda İl Milli Eğitim Müdürümüz, Kaymakamlarımız, ilçe müdürlerimiz, okul müdürlerimiz ve öğretmenlerimiz yer aldı. Adam adama markaj yaptık her okula görev verdik, “Bu performans yükselecek” dedik ve kaynak sağladık. Fedakar öğretmenler sayesinde bir yılda yirmi sıra birden yükseldik. İlk başladığımızda Türkiye ortalamasının eksi 3 puan altında yer alıyorduk. Devletin resmi açıklamasıdır bu; Şu an artı 15 puan üstündeyiz. Karayazı ilçemizde bile kaç evladımız Fen Lisesine girdi. Şimdi bu başarıyı üniversite sınavlarında da görmek istiyoruz.

Üniversite sınavında durumumuz ne?
Elbette LGS’deki bu başarıyı üniversite sınavına da taşımak istiyoruz. Sözelde Türkiye 3’üncüsü bir kentiz ama sayısalda dökülüyoruz. Eğitimde kriterimiz sadece sınav değil, olmamalı. Aynı zamanda değerler eğitimi veriyoruz. En ücra köşedeki öğrencilerimizi ihmal etmiyoruz. Tam 74 tane kodlama atölyesi kurduk, 20 ilçenin tamamında. Kodlama demek geleceğin alfabesi demek, 20 yıl sonra kodlama bilmeyen nesiller cahil kabul edilecek. Müthiş yetenekli çocuklar keşfettik.
Hayvancılıkta son veriler nasıl?
Erzurum’da Tarım ve Hayvancılık Meslek Lisesine bakanlık onay verdi, bu müthiş bir şey. Erzurumda bir milyon büyükbaş hedefimiz var. Şuan TÜİK verilerine göre 900 bin rakamına ulaştık. Ama hala ikinci sıradayız. 950 bin hayvan varlığı ile Konya birinci biz ikinci sıradayız. Ciddi anlamda dana varlığımız var ama bir şekilde satıyoruz. Biz çiftçimize ciddi yem bitkisi katlısı sağladık. Devlet yılda 40 ton yem bitkisi verir. Biz ilk sene 640 ton dağıttık, 2 yılda 900 ton dağıttık bu bir rekor.
Bizim dışımızda bu desteği alan başka bir il yok. Biz bu destek ile maliyeti ciddi oranda düşürdük. Biz bunu pandemiye rağmen başardık. Soğuk süt zincirindeki başarı zaten ortada, şimdi tüm ilçelere yaymaya başladık. Bunu devlet değil özel sektör mantığı ile yaptık, hızlı karalar aldık. Köylünün sütü ilk defa para etti. Süt inekçiliği tekrar ivme kazandı.
Geçen yıl yem 70 TL civarındaydı şuan 150 TL. Bu yıl ciddi bir kuraklık var. Yüzde 65 ila yüzde 85 oranında bir kuraklık ile karşı karşıyayız Milletvekillerimiz ile bu konuyu geniş müzakere ettik. Tarım ve Orman Bakanımız ile bu hafta bir araya gelip bu sıkıntıları ve çözümlerini masaya yatıracağız. Taleplerimiz olacak.

Hangi taleplerde bulunacaksınız?
Çitçilerimizin bankalara ya da kooperatiflere olan borçlarının faizsiz ertelenmesini, zararlarının belli bir miktarda karşılanmasını isteyeceğiz. Tohum desteğinin artarak devam etmesini talep edeceğiz.
Çiftçilerin yem sıkıntısı için bir talep var mı ajandanızda? İthal yem girişi gibi…
Çiftçilerimizin bu isteğini direkt söyledik zaten Bakan Beye. Şu an bir talep topluyoruz bunu değerlendirecek bakanlık. Ama konu ithal etmek olunca bir yaygara kopuyor. Zorlandığımız bir alan burası.
Tarla gününde yaptığınız konuşma bir hayli tartışıldı. ‘Dana yetiştiren sanatçıdır benim gözümde’ sözünüz polemik konusu oldu. Vizyonsuzluk ile itham edenler bile oldu. Bu yorumları nasıl karşıladınız?
Benim gözümde çiftçilerin tamamı sanatçıdır. Bir polemik olsun diye değil bilakis buna inandığım için söyledim. Benim sanatçıya büyük saygım vardır. Hele hele şu an kuraklığa rağmen bin bir sıkıntı ile işinin en iyisini yapmaya çalışan herkes sanatçıdır, benim kastım belliydi. Bu işi aşkla yapanlar için geçerli. Bu açıklamayı onlara cevap olsun diye söylemiyorum. Zaten cevap da vermiyorum. Ama vizyonsuz gibi hakaretler olursa ben onlara vizyon dersi veririm, kimse kusura bakmasın. Biz bu devlette 29 yılımızı noterlik yaparak geçirmedik. Biz üreten insanların da sanatçılarımızın da emrindeyiz.
Turizmde durum nasıl?
Erzurum her açıdan turizme uygun bir kent, hem tarih var hem de doğa. Şehrimize gelen bir kişi hiç sıkılmadan keyifle tatil yapabilir. Bin yıllık tarih var. Türk İslam medeniyetinin beşiği, sizi başka bir atmosfere götürüyor. Buralar bizim tapu senedimiz. Üç kümbetlerdeki millet bahçesi bu sene bitiyor. Müze bitti, Palandöken Kayak Merkezi muhteşem. Palandöken’de valilik olarak biz bir otel yaptık. Şimdi dört yıldızlı bir otel daha hizmete girecek. Beş yıldızlı bir otel daha bu sene temel atacak. Bu konuda Mehmet Sekmen Beye teşekkür ederim.
Hilton’un açılışı yapılacak. Konaklı Kayak Merkezimiz müthiş, ben ilk gördüğümde aşık oldum. Tortum Şelalesi düzenlemenin ardından çok güzel oldu, Narman peri bacaları yine öyle. Peri bacalarının arka kısmında büyükşehir yol çalışması yapıyor. Konaklama tesisi için de çalışmalar yapılıyor. Bu konuda çok eleştiri aldım ama hiç kulak asmadım. Bugüne kadar neden yapılmadı? Ben cesaret ettim ve yaptım. Şimdi şelalede yeni konaklama tesisi yapılıyor, 9 milyonluk ödenek çıkarttık, 3 milyonu geldi ve işe başladık. Sayın Milletvekilleri ciddi çaba harcadı. Erzurum devlet yatırımlarından hatırı sayılır oranda pay alan bir kent. Çok şükür bir milyon turist hedefi koyduk ama sadece pandemi döneminde Palandöken 1 milyon 200 bin turist ağırladı. Tortum ve peri bacaları hariç bu rakama.

İstihdam başlığı açılınca gözler direkt çöken fabrikalara çevriliyor. Ne oldu orada, devlet ne kadar zarara uğradı?
Sevda Hanım, öncelikte devlet 2. Organizede tek kuruş zarara uğramadı. Ben kente geldiğimde kararı yıllar evvel verilmiş bir 2. Organize Sanayi bölgesi vardı. Orada öyle bir fedakar çalışma yaptık ki size anlatamam. Organize Sanayi Bölgesinin öyle bir bütçesi yok. Valiliğin, Büyükşehrin ve Ticaret Odası’nın çok az bir bütçesi vardı. Tek hedefimiz vardı istihdamı arttırmak.
Bakın Doğu Anadolu Bölgesinde sanayiyi geliştirmek kolay bir iş değil. İstihdama yönelik yatırımlara önem vermeliyiz ve bu uğurda girişimcilerin, yatırımcıların önünü açmak durumundayız.
Bazen kendi makam aracıma tahsis edilen mazot parasını zaman zaman oradaki iş makinesine kullandım. Tabi bu da yasal bir şey, her lafımız ters anlaşılabiliyor. Birilerine iltimas falan yapmıyoruz. İmkânlar ölçüsünde sanayicinin yerlerine, temellerine yardımcı oluyoruz, yeter ki gelsin diye.
YİKOP olarak ciddi çalışma yürüttük, fabrikalar açtık. Tekstil üzerine yatırımcı getirdik. Çok şükür istenen zamanda üretime geçtik ama 2 yıl sonra bir şey oldu. Binalar kaymaya başladı. Bir sıkıntı olmasın, kimsenin burnu kanamasın diye iki fabrikanın üretimini durdurduk. Şehir dışından bu işin uzmanı teknik ekip getirttik. Kaldı ki zaten elimizde sağlam zemin etüdü raporları mevcuttu. Gelinen noktada müteahhit hatası olduğu ortaya çıktı. Fore kazık ile güçlendirme kararı alındı.
Müteahhit firmayı davet ettik ve buraya fore kazık yapacaklarını söyledik. Firma açıkçası biraz itiraz etti. ‘Burada kazandığım paranın çok daha fazlasını yatırdım, zarar ettim’ diyerek yapamayacağını söyledi. Benim kusurum yok diyerek zeminin kötü olduğunu ifade etti. Biz de bunun böyle olmadığını açıkça söyledik. Ciddi tartışmalar yaşandı. Birincisi bu bölgede dolgu kullanmak zorunda değildi. İkincisi hadi kullandı tekniğine göre kullanması lazımdı. Bu kusurlar teknik olarak önüne sunuldu. Sonunda yapmak zorunda kaldı. 350 tane fora kazık çakıldı, bizden tek kuruş daha çıkmadı, bu ay içinde sorun bitmiş olacak. Burada firmayı korumak, devleti zarara uğratmak diye kesinlikle bir şey söz konusu değil. Zerre kadar devleti zarara uğratmadık.
Aynı firmaya onarım bedeli olarak 3 milyonun üzerinde bir ihale yaptınız. Bu para ne için?
Orada yerli yatırımcı olan ERBAL adlı bir firmanın onarımı için acil çıkarıldı. Haklı olarak yatırımcı kendini zarar uğrattık diye bizi dava etti. Bu nedenle o ihale yapıldı. Fabrikaları yapan firma ile aynı firma değil bu. Neticede ben yöneticiyim, sorunu çözmek ile mükellefim. Yargının işi başka, eğer ben normal prosedürü işletmiş olsaydım fabrikaların üretime geçmesi zaman alacaktı.
Kağıt üzerinde değil belki ama tam aksi aynı firma Sayın Memiş!
O kadarını bilmiyorum, resmi olarak aynı değil. Neticede biz dönüp bu rakamı yine firmadan isteyeceğiz bu kesin. Hiç kimse böyle olsun istemezdi ama oldu. Herkes bilsin ki devletin tek kuruşunu heba etmedim. Kimsenin hakkını kimseye yedirmedim. Firmayı da asla koruyup kollamadım. Çalışma bitince tüm basın mensuplarını götürüp tek tek sorulara cevap vereceğim. Ortada olağanüstü çabalarla yol alınmış bir sanayi bölgemiz var. Bu çabaların çöküntü altında kalması bizi çok üzdü, telafi ettik ama.
Yeni yatırımcı talebi varmı?
Olmaz mı elbette var. Organizenin ikinci etap çalışmaları devam ediyor. Şu an yatırım için bekleyen 40’ın üzerinde sanayici var. Değişik iş kolları olan da var tekstil işi için bekleyen de. Şimdi 2. Organize Sanayi Bölgesinde Erzurum Büyükşehir Belediyesi fabrika yapacak. İstihdama katkılarını önümüzdeki süreçte hep birlikte göreceğiz.
Virüs yayılımında üst sıralardaki yerimizi koruyoruz. Aşılama hızında çok iyi olduğumuz da söylenemez. Siz ne dersiniz…
Artık pandemiyi değil bizim aşılamayı konuşmamız lazım. Doğu illerine göre aşı hızımız iyi ama Türkiye geneline bakınca evet yavaş olduğumuz söylenebilir. Biz aşılamayı hızlandırmak için elimizden geleni yapıyoruz. Kırsala mobil ekipler gönderdik. Gördük ki köyde beyler aşılanmış ama kadınlar hiç aşılanmamış, hepsini aşıladık. Şehrin her noktasına çadırlar kurduk. Aşı olmaları için vatandaşlarımızı her türlü teşvik ediyoruz. Ben kendim virüse yakalandım, ağır atlattım. Vatandaşlarımız beni dinlesinler, mutlaka aşı olsunlar. Mesela ben aşı olmamış yerlere gitmeyi tercih etmiyorum.
Delta varyantı Erzurum’da var mı?
Delta ya da Delta varyantı olduğuna dair bizim elimizde şu an bir veri yok. Ama olmayacağı anlamına gelmez, çok hızlı yayılan bir virüs. Eğer biz temmuz ve ağustos ayına kadar aşılama oranımızı yüzde 70’lere çıkaramazsak Eylül’de kapanma kapımızda demektir. 1,5 yıldır kapanmanın sıkıntısını yaşadık. Tekrar o günlere dönmek istemiyorsak lütfen aşı olalım. Tehlike hala çok büyük...