
Ben bir gazeteciyim ama her şeyden önce Erzurumluyum.
Dolayısıyla da Erzurumspor’un MKE Ankaragücü’ne mağlup olmasıyla moralim alt üst oldu.
***
Gazeteciyiz, işimizi en iyi ve en doğru şekilde yapma gibi de bir görevimiz var.
Bunun gayretini hep vermeye çalıştık, veriyoruz da…
Ama duygusallık da yapıyoruz.
Çünkü bu memleketin çocuğuyuz.
Dolayısı ile de Erzurumspor’u bir evladımız gibi görüyoruz.
***
Görmek zorundayız da…
Çünkü hepimizin ortak paydası…
Bizi kendisine çeken ve etrafından toplayan en yegane ortak değerimiz…
***
Galibiyetinde coşuyoruz.
Mağlubiyetinde yıkılıyoruz.
Abartmıyorum mağlubiyetin şokunu takım yeni bir maçını kazanıncaya kadar yaşıyoruz.
***
Esnafından kamuda çalışan işçisine, memuruna kadar herkes takımın aldığı sonuçla ilgili haftasını geçiriyor.
Yani sonuca endeksliyiz adeta…
***
Bir çoğumuz da iyi gün dostu.
Galibiyette bizim takımımız ama mağlubiyette sahiplenmiyoruz velhasıl…
***
Ankaragücü mağlubiyeti sonrası telefonum çaldı.
Arayan Dadaşlar Grubu Koordinatörü Tevhit Ergin’di…
3 Temmuz Stadı’nda tozlu, çamurlu, karlı zeminlerde top koşturduğumuz arkadaşlardan biridir Tevhit…
Futbolu bilir.
Futbol aklı ile konuşur.
***
Tevhit’in Süper Lige çıkacağımızdan en ufak kuşkusu yok.
Onun açıklamaları inanın beni de biraz gevşetti.
Gergin olan sinirlerim bir anda yumuşadı.
Pamuk gibi oldum adeta..
***
Ama Tevhit’in topçular üzerinde eleştirileri vardı.
Bana göre haklı gerekçeleri de vardı.
***
Bizde Erzurumspor’da Abdulkadir Şakşak’ı nefis ara paslarıyla sevmedik mi?
Coşkun Birdal enfes golleriyle gönlümüze girmedi mi? Ali Rıza Salcı, Alparslan Tice’nin savaşçılığını takdir etmedik mi…
Kürşat Karakaş’ın bitmez tükenmez enerjisi, Altay Can’ın müthiş ortaları, Hüseyin Topkaya’nın bitmez tükenmez mücadelesi, Zafer Demir’in tekniği, İlah Aydın’ın çok yönlü meziyetleri, Atay Efe’nin fırsatçılığı, kaleci Atilla Çebi’nin usta işi kurtarışları, Muzaffer Bilazer’in klas hareketleri bizlerin gönlünde taht kurmadı mı?
***
Abdusselam Gökçan’ı, Kaptan Sebahattin Güneş’i izlemek için okuldan kaçmadık mı?
Hayrettin Aksoy’u baştacı yapmadık mı?
***
“Erzurum’un Çocuğu Erhan Çelenk” demedik mi?
Mehmet Albayrak’a ‘Kral’, Mert Nobre’ye ‘Dadaş Nobre’ demedik mi?
Kaleci Sehic’i bağrıma basmadık mı?
Hakan Canbazoğlu, ‘Bursa Panteri’ lakabını biz takmadık mı?
‘Altın kafa Eyüp Saka’, “Golcü Mutlu Dervişoğlu’, ‘Altın eldiven Ahmet’ demedik mi?
***
Evet bugün de kadrodaki isimler gelecekte adlarını Dadaşların gönlüne kazmak istiyorlarsa, tez günde formanın hakkını versinler.
Daha oynanmamış 10 maç ve 30 puan var.
O zaman pes etmek yok…
***
Son sözün o tribünleri söküp sahaya atanlara…
Tepki farklı holiganlık farklı…
***
Pazar günü sizin yaptığınız düpedüz holiganlık.
Erzurum milliyetçi bir şehirdir.
Devlet malına zarar vermez.
Oysa siz Erzurum’un kalbini kırdınız, o kırıp yıktığınız ve sahaya fırlattığınız koltuklarla.
Ben şahsen o, sahaya koltukları kırıp atanları Erzurumsporlu olarak görmüyorum.
Taraftarlarımızın da onların yaptığı holiganlığı tasvip etmediğini adım gibi eminim.
Yapmayın etmeyin hem şehrin imajını zarar veriyorsunuz, hem de devlet malına…
Unutmayın ki, o koltukların hepsi birer milli servet.
İnsan kendi şehrinin stadına hainlik düşünür mü?
Sizin yaptığınız ne insanlığa ne de taraftarlığa sığar.
Dolayısıyla da Erzurumspor’un MKE Ankaragücü’ne mağlup olmasıyla moralim alt üst oldu.
***
Gazeteciyiz, işimizi en iyi ve en doğru şekilde yapma gibi de bir görevimiz var.
Bunun gayretini hep vermeye çalıştık, veriyoruz da…
Ama duygusallık da yapıyoruz.
Çünkü bu memleketin çocuğuyuz.
Dolayısı ile de Erzurumspor’u bir evladımız gibi görüyoruz.
***
Görmek zorundayız da…
Çünkü hepimizin ortak paydası…
Bizi kendisine çeken ve etrafından toplayan en yegane ortak değerimiz…
***
Galibiyetinde coşuyoruz.
Mağlubiyetinde yıkılıyoruz.
Abartmıyorum mağlubiyetin şokunu takım yeni bir maçını kazanıncaya kadar yaşıyoruz.
***
Esnafından kamuda çalışan işçisine, memuruna kadar herkes takımın aldığı sonuçla ilgili haftasını geçiriyor.
Yani sonuca endeksliyiz adeta…
***
Bir çoğumuz da iyi gün dostu.
Galibiyette bizim takımımız ama mağlubiyette sahiplenmiyoruz velhasıl…
***
Ankaragücü mağlubiyeti sonrası telefonum çaldı.
Arayan Dadaşlar Grubu Koordinatörü Tevhit Ergin’di…
3 Temmuz Stadı’nda tozlu, çamurlu, karlı zeminlerde top koşturduğumuz arkadaşlardan biridir Tevhit…
Futbolu bilir.
Futbol aklı ile konuşur.
***
Tevhit’in Süper Lige çıkacağımızdan en ufak kuşkusu yok.
Onun açıklamaları inanın beni de biraz gevşetti.
Gergin olan sinirlerim bir anda yumuşadı.
Pamuk gibi oldum adeta..
***
Ama Tevhit’in topçular üzerinde eleştirileri vardı.
Bana göre haklı gerekçeleri de vardı.
***
Bizde Erzurumspor’da Abdulkadir Şakşak’ı nefis ara paslarıyla sevmedik mi?
Coşkun Birdal enfes golleriyle gönlümüze girmedi mi? Ali Rıza Salcı, Alparslan Tice’nin savaşçılığını takdir etmedik mi…
Kürşat Karakaş’ın bitmez tükenmez enerjisi, Altay Can’ın müthiş ortaları, Hüseyin Topkaya’nın bitmez tükenmez mücadelesi, Zafer Demir’in tekniği, İlah Aydın’ın çok yönlü meziyetleri, Atay Efe’nin fırsatçılığı, kaleci Atilla Çebi’nin usta işi kurtarışları, Muzaffer Bilazer’in klas hareketleri bizlerin gönlünde taht kurmadı mı?
***
Abdusselam Gökçan’ı, Kaptan Sebahattin Güneş’i izlemek için okuldan kaçmadık mı?
Hayrettin Aksoy’u baştacı yapmadık mı?
***
“Erzurum’un Çocuğu Erhan Çelenk” demedik mi?
Mehmet Albayrak’a ‘Kral’, Mert Nobre’ye ‘Dadaş Nobre’ demedik mi?
Kaleci Sehic’i bağrıma basmadık mı?
Hakan Canbazoğlu, ‘Bursa Panteri’ lakabını biz takmadık mı?
‘Altın kafa Eyüp Saka’, “Golcü Mutlu Dervişoğlu’, ‘Altın eldiven Ahmet’ demedik mi?
***
Evet bugün de kadrodaki isimler gelecekte adlarını Dadaşların gönlüne kazmak istiyorlarsa, tez günde formanın hakkını versinler.
Daha oynanmamış 10 maç ve 30 puan var.
O zaman pes etmek yok…
***
Son sözün o tribünleri söküp sahaya atanlara…
Tepki farklı holiganlık farklı…
***
Pazar günü sizin yaptığınız düpedüz holiganlık.
Erzurum milliyetçi bir şehirdir.
Devlet malına zarar vermez.
Oysa siz Erzurum’un kalbini kırdınız, o kırıp yıktığınız ve sahaya fırlattığınız koltuklarla.
Ben şahsen o, sahaya koltukları kırıp atanları Erzurumsporlu olarak görmüyorum.
Taraftarlarımızın da onların yaptığı holiganlığı tasvip etmediğini adım gibi eminim.
Yapmayın etmeyin hem şehrin imajını zarar veriyorsunuz, hem de devlet malına…
Unutmayın ki, o koltukların hepsi birer milli servet.
İnsan kendi şehrinin stadına hainlik düşünür mü?
Sizin yaptığınız ne insanlığa ne de taraftarlığa sığar.
