
Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Karabulut, 10 Ekim 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne dikkat çekerek, Türk devletleri vatandaşlarının artık Türkiye’de çalışma izni aranmaksızın iş kurabileceğini, istihdam edilebileceğini hatırlattı. Karabulut, bu düzenlemenin yalnızca ekonomik değil, uzun vadeli siyasi entegrasyon açısından da önemli bir adım olduğunu ifade etti.

“Nahçıvanlı biri Erzurum’da rahatlıkla iş kurabilecek”
Karabulut, kararın kapsamını şöyle anlattı: “10 Ekim 2025 Cumhurbaşkanlığı kararnamesinde şöyle bir bilgi var. Türk ülkelerinden yani Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan, Kazakistan, Kırgızistan. Bu 5 ülkeden artık çalışma izni aranmaksızın vatandaşlık hakkı aranmaksızın Türkiye’de iş kurabilirler, istihdam edilebilirler. Bu çok önemli bir şey. Bu demektir ki Nahçıvanlı birisi gelip Erzurum’da, Kars’ta, Iğdır’da ya da İstanbul’da rahatlıkla iş kurabilir, istihdam edilebilir; çalışma izni şartları aranmaksızın. Normalde başka bir ülkede çalışmak için resmi izinli olunması gerekiyor, olması gereken de bir şey. Ama Türkiye’nin iç dengelerini etkileyecek mi? Evet etkileyecek.”
Karabulut, meslek denkliği nedeniyle karşılıklı iş imkanlarının genişleyeceğini, bunun hem Türkiye hem de diğer Türk devletleri için avantaj sağlayacağını belirterek, “Biz daha büyük ülkeyiz. Tıp alanında diyelim bir iş yapacaksınız; Türkiye’deki hekimlerin eğitim düzeyi oralardan daha iyi olduğu için bu da avantaj sağlayacak. Karşılıklı böyle bir durum olacak” dedi.

“Türk birliğinin uzun dönemde sağlanması gerekiyor”
Karabulut, Türk Devletleri Teşkilatı’nın gelişiminin doğal bir sonucu olarak uzun vadede siyasi bir birlik modelinin hedeflenmesi gerektiğini söyledi: “Türk devletleri teşkilatına dönüştükten sonra bu devletler arasındaki ilişkilerin iyi olması, Türk birliğinin uzun dönemde sağlanması gerekiyor. Hatta benim kişisel kanaatim, uzun dönemde Avrupa Birliği’nin bir modelinin Türk devletleri arasında gerçekleşmesi gerekiyor. Çünkü Türkiye’nin kalkınabilmesi, uzun dönemde siyasi ve stratejik hedeflerine ulaşabilmesinin yolu buradan geçiyor. Türk ülkeleri aynı zamanda bizim diğer evlerimiz demek lazım onlara. Yunanistan’la iş birliği yapıp bir birlik kuramazsınız. Suriye’yle uzun dönemde o birlikteliği devam ettiremezsiniz. İran’la, Irak’la yapamazsınız. Ama Türk devletleri ile ortak dil projesi, bu çalışmalar vs. çok önemli.”
Karabulut, Türk Kafkasya Ticaret Birliği ya da Orta Asya Ticaret Birliği gibi yapıların da zaman içinde gündeme gelebileceğini belirterek, bugün yapılan uygulamaların aslında bu büyük entegrasyonun altyapısını oluşturduğunu kaydetti.
“Doğu Anadolu sağlık serbest bölgesi için ideal”
Prof. Dr. Karabulut, yıllardır önerdiği “Sağlık Serbest Bölgesi” projesinin de bu vizyonla uyumlu olduğunu belirtti. “Ben daha ötesini de düşünüyorum. Mesela Doğu Anadolu için 15 yıldır sağlık serbest bölgesi öneriyorum. Bu konu da bununla ilişkili. Erzurum Doğu’nun sağlık alanında şu anda en iyi merkezi. Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu yapılıyor şimdi. Bir de Zengezur Koridoru açılacak. O da açılınca Doğu Anadolu’da ilk etapta Erzurum uygun. Ama uzun dönemde sınıra yakın bölge olan Iğdır da olabilir. O tren yolu tam işlevini kazandığında Türkiye’ye harika bir sağlık turizmi geliri elde edilebilir. Sağlık serbest bölgesi kurularak. Onun avantajlarından faydalanarak uluslararası doktorlar çalıştırılabilir. Türkiye’den çok yetenekli insanlar orada istihdam edilebilir. Erzurum zaten hazır bir merkez gibi, altyapısı da çok uygun.”
Türkiye’nin bölgesel kalkınmasında en güçlü dayanağın Türk coğrafyası olduğunu vurgulayan Karabulut, “Bu ırkçılık değil, işin doğası gereği böyle. Avrupa Birliği’nin bir modeli Türk devletleri arasında kurulabilir” dedi.
Azerbaycanlıların statü sorunu çözülüyor
Karabulut ayrıca, Türk devletlerinde yaşayan vatandaşların Türkiye’deki sayılarını belirlemek istediğini söyleyerek, Azerbaycan’ın Türkiye’de uzun yıllardır belgesiz yaşayan vatandaşlarına yönelik başlattığı çalışmayı örnek gösterdi: “Kendi vatandaşlarının Türkiye’de ne kadar olduğunu belirlemek istiyorlar. Kardeşiz, biriz ama neticede ayrı ülkeleriz. Bu durum onların da iç dengelerini etkileyecek. Onlar da kendi hesaplarını yapmak zorunda. Bizden ne kadar gitti, Türkiye’de kaç kişi var onu anlamak istiyorlar.”
Azerbaycan Hükümeti’nin onayladığı Eylem Planı kapsamında 21–23 Kasım 2025 tarihlerinde Türkiye’de belgesiz yaşayan Azerbaycan vatandaşlarının konsolosluk işlemleri yapılacak. Çalışma, Kars Başkonsolosluğu sorumluluğundaki 29 ili kapsıyor.
“Türk dünyası tren ringi kurulmalı”
Karabulut, Zengezur Koridoru’nun yalnızca Azerbaycan’la bağlantı sağlamayacağını, “Türk dünyasına açılan bir kapı” olacağını ifade ederek şunları ekledi: “Türk dünyası tren ringi projesi de öneriyorum. Zengezur açılınca sadece Azerbaycan ile bağlanmıyoruz, Türk dünyasına bağlanıyoruz. Bir ülkenin kalkınması deniz kıyısında kolaydır; denizciliği kullanırsanız. Ama kıyı yoksa demir yolu ağı ile örülen ülkeler, bölgeler kalkınabiliyor. Türk ülkeleri arasında bu Zengezur Koridoru bu fırsatı sunacak. Bunlar uzun dönemli devlet projeleridir, bizim devletimizin de çabası bu yönde.”
Prof. Dr. Kerem Karabulut’un açıklamaları, Türkiye’nin Türk devletleri ile artan entegrasyonunun hem ekonomik hem de siyasi boyutta yeni bir dönemin kapısını açtığını gösteriyor.
Manolya Bulut