
Erzurum Kalkınma Vakfı Tiyatro Grubu, ‘Soğuk Şehrin İncileri’ projesiyle ‘Kırmızı Gül Demet Demet’ ve ‘Sarı Gelin’ türkülerini sahneledi. Müzik grubuyla birlikte 30 oyuncunun sahne aldığı oyunlar adeta kapalı gişe oynadı. Oyunlara konu olan Türküler davetlileri duygulandırdı.
SALİH TEKİN
Erzurum’un sevilen türküleri ‘Sarı Gelin’ ve ‘Kırmızı Gül Demet Demet’ tiyatro oyunu oldu. Erzurum Kalkınma Vakfı Tiyatro Grubu tarafından kaleme alınarak sahneye konulan oyunlar büyük ilgi gördü. Hafta sonunda müzik grubuyla birlikte 30 sanatçının sahneye koyduğu oyunlarda türküler de seslendirildi.
Erzurum Kalkınma Vakfı Gençlik Kolları, ‘Soğuk Şehrin İncileri’ projesiyle sevilen türküleri sahnelemek için bir çalışma başlattı. Türkiye’de bir ilk imza atan tiyatro grubu, sahnelemek üzere ‘Sarı Gelin’ ve ‘Kırmızı Gül Demet Demet’ türkülerini belirledi. TRT ve Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde iki türküyle ilgili hikayeleri araştıran sanatçılar, ardından senaryo hazırlıklarına başladı. Yaklaşık 4 ay süren çalışmaların ardından müzik grubuyla birlikte 30 sanatçının rol aldığı iki türküyü konu alan oyunlar Cumartesi ve Pazar günü sahneye kondu. Yönetmenliğini Etem Sayıner’in yaptığı oyunlarda, Onur Karagöz, Yusuf Esmece, Kıymet Sönmez, Canan Çam, Hayriye Miraçnur Eruzun, Hayriye Tutal, Oltan Türker Kahraman, Serdar Efe Boran, Dilek Yücesoy, Zühal Semiz, Ayşegül Dağdeviren, Ahmet Orcan, Beyza Yangın, Adem Avcı ve Arzu Ad rol aldı.
Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezi’ndeki oyunlar büyük ilgi gördü. Solistler Gülşah Toptaş ve Yusuf Esmece’nin oyun finallerinde seslendirdiği türküler davetlilere duygu dolu anlar yaşattı. İki günde adeta kapalı gişe oynayan tiyatro grubu, gördükleri ilgiden hayli memnun oldu.

Türkiye’de bir ilke imza attık
ER-VAK Kültür Sanat Yönetmeni Vahap Türkkal, türküleri sahneye aktararak bir ilke imza attıklarını bildirdi. Günümüz koşullarında, yok olmaya yüz tutan değerlerin varlığına dikkat çekmek istediklerini bildirdi. “Kültürel mirasımızın özgünlüğünün korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılması amacına yönelik sürdürülebilir sanatsal projelerle var olana katkı sağlama görevimiz ve sorumluluğumuz” bulunmaktadır” diyen Türkkal, “Bilindiği üzere, kültür hazinemizin en önemli ve edebi unsurlarından biri olan, geleneği geleceğe aktaran türkülerimiz bizi biz yapan, bizi başkalarından ayıran en kıymetli değerlerimizdendir. Türkülerin her bir kelimesinde, her bir tınısında saklı özümüzü bulmak mümkündür. Türk insanının doğumundan ölümüne kadar yaşamış olduğu sosyal, siyasal, kültürel vb. olayları içinde barındıran, somut olmayan kültürel miras ürünleridir. Tarih denen uzun ince bir çizgide Türküler, İslamiyet öncesi ve sonrası Türk edebiyatının, Türk kimliğinin, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlara, yayılan Misak-ı milli sınırları içinde var olan dil birliği ve bütünlüğünün varlığının ispatı olmaktadır. İşledikleri konular itibariyle de Türküler, toplumun duygu ve düşünce hazinesidir. Toplumsal-bireysel yaşamının her anından izler barındırırlar. Türkülerde kimi zaman bir annenin feryadı kimi zaman bir aşığın hüznü ya da sevinci kimi zaman da bir bülbülün ötüşü kimi zaman Çanakkale’ye Yemen’e giden askerilerin ayak sesleri çınlar…” diye konuştu.
FOTOĞRAFLAR: SEVGİ CANPOLAT
SALİH TEKİN
Erzurum’un sevilen türküleri ‘Sarı Gelin’ ve ‘Kırmızı Gül Demet Demet’ tiyatro oyunu oldu. Erzurum Kalkınma Vakfı Tiyatro Grubu tarafından kaleme alınarak sahneye konulan oyunlar büyük ilgi gördü. Hafta sonunda müzik grubuyla birlikte 30 sanatçının sahneye koyduğu oyunlarda türküler de seslendirildi.
Erzurum Kalkınma Vakfı Gençlik Kolları, ‘Soğuk Şehrin İncileri’ projesiyle sevilen türküleri sahnelemek için bir çalışma başlattı. Türkiye’de bir ilk imza atan tiyatro grubu, sahnelemek üzere ‘Sarı Gelin’ ve ‘Kırmızı Gül Demet Demet’ türkülerini belirledi. TRT ve Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde iki türküyle ilgili hikayeleri araştıran sanatçılar, ardından senaryo hazırlıklarına başladı. Yaklaşık 4 ay süren çalışmaların ardından müzik grubuyla birlikte 30 sanatçının rol aldığı iki türküyü konu alan oyunlar Cumartesi ve Pazar günü sahneye kondu. Yönetmenliğini Etem Sayıner’in yaptığı oyunlarda, Onur Karagöz, Yusuf Esmece, Kıymet Sönmez, Canan Çam, Hayriye Miraçnur Eruzun, Hayriye Tutal, Oltan Türker Kahraman, Serdar Efe Boran, Dilek Yücesoy, Zühal Semiz, Ayşegül Dağdeviren, Ahmet Orcan, Beyza Yangın, Adem Avcı ve Arzu Ad rol aldı.
Atatürk Üniversitesi Nenehatun Kültür Merkezi’ndeki oyunlar büyük ilgi gördü. Solistler Gülşah Toptaş ve Yusuf Esmece’nin oyun finallerinde seslendirdiği türküler davetlilere duygu dolu anlar yaşattı. İki günde adeta kapalı gişe oynayan tiyatro grubu, gördükleri ilgiden hayli memnun oldu.

Türkiye’de bir ilke imza attık
ER-VAK Kültür Sanat Yönetmeni Vahap Türkkal, türküleri sahneye aktararak bir ilke imza attıklarını bildirdi. Günümüz koşullarında, yok olmaya yüz tutan değerlerin varlığına dikkat çekmek istediklerini bildirdi. “Kültürel mirasımızın özgünlüğünün korunması ve kuşaktan kuşağa aktarılması amacına yönelik sürdürülebilir sanatsal projelerle var olana katkı sağlama görevimiz ve sorumluluğumuz” bulunmaktadır” diyen Türkkal, “Bilindiği üzere, kültür hazinemizin en önemli ve edebi unsurlarından biri olan, geleneği geleceğe aktaran türkülerimiz bizi biz yapan, bizi başkalarından ayıran en kıymetli değerlerimizdendir. Türkülerin her bir kelimesinde, her bir tınısında saklı özümüzü bulmak mümkündür. Türk insanının doğumundan ölümüne kadar yaşamış olduğu sosyal, siyasal, kültürel vb. olayları içinde barındıran, somut olmayan kültürel miras ürünleridir. Tarih denen uzun ince bir çizgide Türküler, İslamiyet öncesi ve sonrası Türk edebiyatının, Türk kimliğinin, Orta Asya’dan Anadolu’ya, Balkanlara, yayılan Misak-ı milli sınırları içinde var olan dil birliği ve bütünlüğünün varlığının ispatı olmaktadır. İşledikleri konular itibariyle de Türküler, toplumun duygu ve düşünce hazinesidir. Toplumsal-bireysel yaşamının her anından izler barındırırlar. Türkülerde kimi zaman bir annenin feryadı kimi zaman bir aşığın hüznü ya da sevinci kimi zaman da bir bülbülün ötüşü kimi zaman Çanakkale’ye Yemen’e giden askerilerin ayak sesleri çınlar…” diye konuştu.
FOTOĞRAFLAR: SEVGİ CANPOLAT