
Türkiye’yi terörle anılan ülkeler arasına sokmaya çalıştıklarını anlamamak için çocuk değil aptal olmak gerekir.
Turizmi büyüyen…
Üretimi artan bir ülke olmamız elbette arzu edilmiyor.
Rusların, İranlıların, Yunanlıların bu emellerini anlamak mümkün.
Amerika’nın, İngiltere’nin, Almanya’nın ipleri elinden kaçırmamak için türlü entrikalar çevirmelerine şaşmamak gerekir.
Hatta onların cephesinden baktığımızda haklı bile bulabiliriz.
Bölgenin hakimi bir Türkiye onların zehirli emellerine fırsat vermez.
Haklılar!
Şunu da anlayabiliyorum, işbirlikçilik diye aşağılık bir meşgale var!
Her ülkenin Brütüsleri var!
Ancak küçük çıkarlarını ya da öfkelerini ön plana koyup bu insan müsvettelerine hizmet edenleri anlamak mümkün değil.
CHP’nin genel tavrına akli selimle hak vermek olanaklı değil örneğin.
MHP’nin sessizliğine hayret etmemek de öyle!
Herkes şapkasını önüne koyup, hırslarıyla değil aklıyla, vicdanıyla karar vermeli…
AK Parti’yi yıpratmak pahasına bu ülkeyi cehenneme çevirmeye değer mi?
Biz çevirmiyoruz hatta çevirenlere destek de vermiyoruz diyenlerin bir kere daha düşünmeleri gerektiğini hatırlatmak gerekir…
Elbette elinizde silahlar yok…
Elbette Sur’da hendek kazanların yanında kürek sallamıyorsunuz…
Ancak hükümetin terörle mücadelesinde durduğunuz yer neresidir!
Hükümetin ne yaptığını anlamak ve bu konuda tavizsiz desteğinizi ortaya koymak mı, yoksa her başarısızlık karşısında moralleri bozmak mı tavrınızın ortaya çıkardığı sonuç.
Söyledik yine söylüyoruz, kimse AK Parti’yi ya da icraatlarını kutsamak mecburiyetinde değil.
Ancak insanımızın hayatını cehenneme çeviren kanlı terör belasına karşı küçük hesaplarını unutmak zorunda.
İçişleri Bakanı başarısız demek için adeta fırsat kollayıp otuz vatandaşımızın yaşamını yitirdiği günü fırsat bilmek, çözüme değil zalimlerin işine yarar.
Bugün bu toprakların birlik ve beraberliğini savunan her görüşün temsilcilerinin İçişleri Bakanı’nın hatta Başbakan’ın ziyaretine gidip terör karşısında ülkenin meşru hükümetinin yanında kayıtsız şartsız yer aldığını kamuoyuna şüphesiz göstermesi gerekir.
Yetmez!
Bu ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanı’nı ziyaret ederek birlik ve beraberlik resminin altını çizmesi elzemdir.
Ötesi küçük siyasi hesaplara hizmet ediyormuş gibi görünse de bu ülkenin birliğine kastedenlere destekten başka işe yaramaz.
Ne acıdır ki, bu ülkenin iki büyük partisi CHP ve MHP halkın seçtiği Cumhurbaşkanı’nı ziyaret edip, ülkenin âli çıkarları için tek vücut olduklarını deklare edememişlerdir.
Akli selimin vicdanına havale ederek soruyorum bu manzara kime yarar?
Ülkeyi bölmeye çalışanların mı yoksa, bu ülkenin mi elini kuvvetlendirir?
Türkiye güçlüdür, şüphe yok.
Üç beş çapulcunun elinde parçalanmaz…
Ancak bu uğurda birlik içerisinde olmayıp, kendi çıkarlarımızı büyütmeye çalışırken, bunca suçsuz insanın yaşamını kaybetmesine seyirci kalmaya değer mi?
Bakın caddelerde patlıyor bombalar…
Tuzu kuru olanların bundan çıkarmaları gereken bir mesaj var!
Herkesin tuzu hiç ummadığı anda nemlenebilir!