
Son bir kaç gündür öğrenci velilerinden yoğun şikayet aldım. 20 Ocakta başlayan yarı yıl tatilinden önce yani geçtiğimiz hafta boyunca pek çok okulda ne ders ne de farklı bir aktivitenin yapılmamasından dolayı veliler serzenişlerini dile getirdiler. Ayrıca “1 hafta boyunca ders yok ise bu soğukta çocukları neden okula gönderiyoruz?” diye yetkililere soranlar da var.
Öğrenci velileri sorularını bu yönde sormuşlar ancak asıl üzerinde tartışılması gereken konu; okul sezonu açılırken 1 hafta ders işlenmez, yarı yıl tatilinden önce ve sonraki ilk hafta ders işlenmez, sezon sonu karnesinin olduğu hafta ders işlenmez. 15 gün yarı yıl tatili ve birer hafta ara tatilini de eklersek 2 aya yakın ders işlenmiyor. (3 aylık yaz tatilini ve hafta sonlarını katmadım bile) Özel okulda okuyan öğrenciler, devlet okullarında okuyan öğrencilerden kıyaslanmayacak derecede fazla ders görüyorlar. Ve tüm öğrenciler aynı şartlarda, aynı sürede sınava tabi olacaklar. “Pek çok öğrencinin okula gelmediği için ders işlenmiyor,” mazeretinin elle tutulur haklılık yanı yoktur. Öğrencilere, “gelmeyen yok yazılacak ve konulardan eksik kalacak” gibi uyarılar yapılsa, tatile 1 hafta önceden başlanmaz ki 3 veya 5 öğrenci dahi olsa derslere devam edilmesi gerekir.
Sosyoekonomik eşitsizliğin ortaya koyduğu konjonktür, eğitime de sirayet ediyor. Öğrencilerin eğitimlerinde ki eşitsizlik ilçe, mahalle, okul, hatta sınıflarda dahi fark ediyor. Son yıllarda eğitime yapılan devasa yatırımlar, okulları genel olarak nitelikli hale getirdi. Ancak bazı okul yönetimlerinin eğitim politikaları ve ücretsiz dağıtılan kitapların yetersizliği bu yatırımları gölgede bırakıyor.
Mükerrer Demirtaş
Kamuoyunda herkes farklı nedenler söyledi. Ak Parti’nin adamı, Altılı masaya sokuşturulmuş Lawrence, siyaseti bilmiyor, kraliyet destekli politikacı gibi pek çok iddia ortaya atıldı.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın son açıklamalarından sonraki tepkilerden bahsediyorum. Tepkilerin hepsi bir yana Sayın Babacan bizleri, “pes artık” diyecek noktaya getirdi. Çünkü Ak Parti’nin oylarının yüzde 10’unu gövdesinde barındıran İHA ve SİHA’lara, sağcısı solcusuyla vatanını seven her vatandaşın kırmızı çizgisi olan Baykar’a “dokunacağız” derseniz, hiç kusura bakmayın bu millet de size dokunur.
Merkez sağ seçmenlerinden umduğunu bulamamış olacak ki Ak Parti’nin içinden çıkmış, daha muhafazakar, daha demokrat Demirtaş olma yolunda ilerleyen bir Babacan profili var karşımızda. Evet, Kürtlerin yeni lideri olma hayalini artık gizlemiyor. Ancak Kürt seçmenlerin oyuna talip olurken “Kürt sorunu var” gibi söylemler, İHA ve SİHA’lara dil uzatmalar HDP seçmeninden (ideolojilerinden dolayı) oy getirmeyeceği gibi DEVA partisine gönül vermiş muhafazakar sağ seçmeni de kaybettirdiğini tekrar hatırlatmak isterim.
Kripto Paraya İlgi Azaldı
Son günlerde özellikle ülkemizde kripto paralara ilginin azaldığı, artık küçük veya büyük yatırımcının borsaya doğru kaydığını gözlemliyoruz. Tabi ilk çıktığından beri kripto paraların güvenli bir liman olmadığını, alabora ile cezalandırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu her platformda belirtmiş biri olarak bu gelişmeye pozitif yaklaştığımı söyleyebilirim.
Geçtiğimiz yıl içerisinde dünya genelinde 10’a yakın kripto para dolandırıcısı milyonlarca lira vurgun yaparak ortadan kayboldular. Birikim, emek, mal varlıklarını bu dolandırıcılara kaptıranlar için son pişmanlığın fayda etmediği görüldü. Ders alınmış olacak ki artık eski ilginin duyulmadığını gözlemliyoruz.
Borsada ehliyet sahibi olmayan küçük yatırımcının da her zaman risk altında olduğunu belirtmek isterim. Geçen yıl en fazla kazandıran tasarruf araçları içerisinde borsa olsa da pek çok acemi yatırımcı anaparasını dahi kaybetti. Aldığı kağıtlar biraz düşünce paniğe kapılıp zararına satış yapanından tutunda, firmanın büyüklüğüne bakıp borsa ile normal satışların aynı olmadığını göremeyenlerden pek çok kişi kayıp edenler kervanına katıldı. Bu nedenle yatırım yapılacaksa mutlaka bir uzmandan destek alınmalı ve bilinmeyen bir alana yatırım yapılmamalıdır.
Öğrenci velileri sorularını bu yönde sormuşlar ancak asıl üzerinde tartışılması gereken konu; okul sezonu açılırken 1 hafta ders işlenmez, yarı yıl tatilinden önce ve sonraki ilk hafta ders işlenmez, sezon sonu karnesinin olduğu hafta ders işlenmez. 15 gün yarı yıl tatili ve birer hafta ara tatilini de eklersek 2 aya yakın ders işlenmiyor. (3 aylık yaz tatilini ve hafta sonlarını katmadım bile) Özel okulda okuyan öğrenciler, devlet okullarında okuyan öğrencilerden kıyaslanmayacak derecede fazla ders görüyorlar. Ve tüm öğrenciler aynı şartlarda, aynı sürede sınava tabi olacaklar. “Pek çok öğrencinin okula gelmediği için ders işlenmiyor,” mazeretinin elle tutulur haklılık yanı yoktur. Öğrencilere, “gelmeyen yok yazılacak ve konulardan eksik kalacak” gibi uyarılar yapılsa, tatile 1 hafta önceden başlanmaz ki 3 veya 5 öğrenci dahi olsa derslere devam edilmesi gerekir.
Sosyoekonomik eşitsizliğin ortaya koyduğu konjonktür, eğitime de sirayet ediyor. Öğrencilerin eğitimlerinde ki eşitsizlik ilçe, mahalle, okul, hatta sınıflarda dahi fark ediyor. Son yıllarda eğitime yapılan devasa yatırımlar, okulları genel olarak nitelikli hale getirdi. Ancak bazı okul yönetimlerinin eğitim politikaları ve ücretsiz dağıtılan kitapların yetersizliği bu yatırımları gölgede bırakıyor.
Mükerrer Demirtaş
Kamuoyunda herkes farklı nedenler söyledi. Ak Parti’nin adamı, Altılı masaya sokuşturulmuş Lawrence, siyaseti bilmiyor, kraliyet destekli politikacı gibi pek çok iddia ortaya atıldı.
Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın son açıklamalarından sonraki tepkilerden bahsediyorum. Tepkilerin hepsi bir yana Sayın Babacan bizleri, “pes artık” diyecek noktaya getirdi. Çünkü Ak Parti’nin oylarının yüzde 10’unu gövdesinde barındıran İHA ve SİHA’lara, sağcısı solcusuyla vatanını seven her vatandaşın kırmızı çizgisi olan Baykar’a “dokunacağız” derseniz, hiç kusura bakmayın bu millet de size dokunur.
Merkez sağ seçmenlerinden umduğunu bulamamış olacak ki Ak Parti’nin içinden çıkmış, daha muhafazakar, daha demokrat Demirtaş olma yolunda ilerleyen bir Babacan profili var karşımızda. Evet, Kürtlerin yeni lideri olma hayalini artık gizlemiyor. Ancak Kürt seçmenlerin oyuna talip olurken “Kürt sorunu var” gibi söylemler, İHA ve SİHA’lara dil uzatmalar HDP seçmeninden (ideolojilerinden dolayı) oy getirmeyeceği gibi DEVA partisine gönül vermiş muhafazakar sağ seçmeni de kaybettirdiğini tekrar hatırlatmak isterim.
Kripto Paraya İlgi Azaldı
Son günlerde özellikle ülkemizde kripto paralara ilginin azaldığı, artık küçük veya büyük yatırımcının borsaya doğru kaydığını gözlemliyoruz. Tabi ilk çıktığından beri kripto paraların güvenli bir liman olmadığını, alabora ile cezalandırılma ihtimalinin çok yüksek olduğunu her platformda belirtmiş biri olarak bu gelişmeye pozitif yaklaştığımı söyleyebilirim.
Geçtiğimiz yıl içerisinde dünya genelinde 10’a yakın kripto para dolandırıcısı milyonlarca lira vurgun yaparak ortadan kayboldular. Birikim, emek, mal varlıklarını bu dolandırıcılara kaptıranlar için son pişmanlığın fayda etmediği görüldü. Ders alınmış olacak ki artık eski ilginin duyulmadığını gözlemliyoruz.
Borsada ehliyet sahibi olmayan küçük yatırımcının da her zaman risk altında olduğunu belirtmek isterim. Geçen yıl en fazla kazandıran tasarruf araçları içerisinde borsa olsa da pek çok acemi yatırımcı anaparasını dahi kaybetti. Aldığı kağıtlar biraz düşünce paniğe kapılıp zararına satış yapanından tutunda, firmanın büyüklüğüne bakıp borsa ile normal satışların aynı olmadığını göremeyenlerden pek çok kişi kayıp edenler kervanına katıldı. Bu nedenle yatırım yapılacaksa mutlaka bir uzmandan destek alınmalı ve bilinmeyen bir alana yatırım yapılmamalıdır.