
Ey insan! Kendine bak; El-Aziz sende nasıl iş görüyor, anla. Senin sahibin ve hâkimin kim? Dostun ve sevgilin kim?
Allahü Teâlâ’nın isimlerinden olan El-Aziz’in sözlük manası kudret ve kuvvet sahibi, dost, mağlûp edilmesi mümkün olmayan ve daima galip gelen, nurlu demektir. Allah Aziz’dir; yücedir, her varlık O’na itaat eder ve O, her şeye galiptir. Nitekim insan, melek, şeytan, cin, hayvan, bitki; maddî ve manevî âlemlerde her ne ki var, Allah-ı Azimüşşan onların Rabbidir. İlk yaratılıştan bu yana kaç yıl geçti, ne kadar insan, hayvan, bitki hayat sahnesinde gözüktü, rolünü oynadı ve gitti; ne kadar devlet ve medeniyet kuruldu ve yıkıldı… Bu kadar yıl ve âdeta sonsuz gibi gözüken olaylar, Ulûhiyete ne fayda ve ne de zarar verebildi; eğer bunun aksi olsaydı kanıtı da olurdu! Allahü Teâlâ, her cebbarın cebrini yok eder; her mütekebbirin kibrini kırar; her bilginin bilgisini hiç eder; her varlıklının varlığını heba eder! Sadece O, Aziz’dir. O’na yapılan itaatsizlik de itaattir! Kimse O’ndan başka Rab bulamaz ki ona yönelsin, kaçıp ona sığınsın. O, her şeyi perçeminden yakalamıştır; O, her varlığına şah damarından yakındır; O, imtihan âlemindeki her failin filinin Halik’ıdır ve her faili fiilinden dolayı yargılar ve fakat hâşâ, kimse O’nu yargılayamaz. O, Aziz’dir; kuvvet, kudret O’na aittir. İnkârcı da iman sahibi de O’nun kudret elinde mahkûmdur.
Öyle ise ey insan, kendine bak; El-Aziz sende nasıl iş görüyor, anla. Senin sahibin ve hâkimin kim? Dostun ve sevgilin kim? Bak kendine; El-Aziz sende nasıl tasarruf ediyor; seni nutfeden insan yapıyor, seni halden hale sokup yaşlılığa, oradan da ölüme nasıl sürüklüyor! Şimdi söyle; El-Aziz’in sendeki bu tasarruflarını durdurabiliyor musun? Her zerren haykırıyor: “La galibe illâllah!” Evet, Allah’tan başka galip yok. Kur’an’da buyruluyor: “…vaallâhu ġâlibun alâ emrihi velâkinne ekśerannâsi lâ ya’lemûn / Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir; fakat insanların çoğu bilmez.”
Kur’an’da belirtildiği şekliyle; O, öyle bir Aziz’dir ki; Rahım’dir, Alîm’dir, Azizu’n-Tikâm’dır, Kaviyyu’l Aziz’dir, Azizu’l Gaffar’dır, Azizul Gafûr’dur, Azizu’l Hamîd’dir, Azizu’l Vehhâb’dır, Azizun Muktedir’dir… Şimdi sen O’na gerçek kul olursan bil ki her iki âlemin galibi sensin. O’na kul değilsen, her iki âlemin mağlûbu sensin ki, en rezil de sensin, en fasık da sensin, ne olursan ol, kim olursan ol, makamın, malı ne olursa olsun, en sefil yaratık sensin!
Ey nefsim: El-Aziz’i de çok tefekkür et: Bil ki, Rabbin seni korumazsa güvende olamazsın. Onun seni koruması O’na teslim olman, O’na güvenmen, her iki âlemde O’ndan başka Sultan ve O’na galip gelecek kimsenin olamayacağına inanmandır. Ama öyle misin? Neden İslam âlemi sömürgedir? Neden herkes Müslümana galiptir? Müslüman pısırık, aciz, cahil, çaresiz olur mu? Çalış, düşman sana neyle galipse onu elde et; izzetini ve İslamların izzetini koru. Başkasının değil, O’nun emirlerini dinle ve O’nun emirlerini gönülden yap ki, sende de El-Aziz nurları parlasın; El Aziz’e dost ol ki, El Aziz’in dostu olasın!
Aziz ismini kırk gün, günün evvelinde, kırk kez okumaya devam edildiğinde Hakk, kişiyi dünyada ve ahrette muhtaç kılmaz.
Allahü Teâlâ’nın isimlerinden olan El-Aziz’in sözlük manası kudret ve kuvvet sahibi, dost, mağlûp edilmesi mümkün olmayan ve daima galip gelen, nurlu demektir. Allah Aziz’dir; yücedir, her varlık O’na itaat eder ve O, her şeye galiptir. Nitekim insan, melek, şeytan, cin, hayvan, bitki; maddî ve manevî âlemlerde her ne ki var, Allah-ı Azimüşşan onların Rabbidir. İlk yaratılıştan bu yana kaç yıl geçti, ne kadar insan, hayvan, bitki hayat sahnesinde gözüktü, rolünü oynadı ve gitti; ne kadar devlet ve medeniyet kuruldu ve yıkıldı… Bu kadar yıl ve âdeta sonsuz gibi gözüken olaylar, Ulûhiyete ne fayda ve ne de zarar verebildi; eğer bunun aksi olsaydı kanıtı da olurdu! Allahü Teâlâ, her cebbarın cebrini yok eder; her mütekebbirin kibrini kırar; her bilginin bilgisini hiç eder; her varlıklının varlığını heba eder! Sadece O, Aziz’dir. O’na yapılan itaatsizlik de itaattir! Kimse O’ndan başka Rab bulamaz ki ona yönelsin, kaçıp ona sığınsın. O, her şeyi perçeminden yakalamıştır; O, her varlığına şah damarından yakındır; O, imtihan âlemindeki her failin filinin Halik’ıdır ve her faili fiilinden dolayı yargılar ve fakat hâşâ, kimse O’nu yargılayamaz. O, Aziz’dir; kuvvet, kudret O’na aittir. İnkârcı da iman sahibi de O’nun kudret elinde mahkûmdur.
Öyle ise ey insan, kendine bak; El-Aziz sende nasıl iş görüyor, anla. Senin sahibin ve hâkimin kim? Dostun ve sevgilin kim? Bak kendine; El-Aziz sende nasıl tasarruf ediyor; seni nutfeden insan yapıyor, seni halden hale sokup yaşlılığa, oradan da ölüme nasıl sürüklüyor! Şimdi söyle; El-Aziz’in sendeki bu tasarruflarını durdurabiliyor musun? Her zerren haykırıyor: “La galibe illâllah!” Evet, Allah’tan başka galip yok. Kur’an’da buyruluyor: “…vaallâhu ġâlibun alâ emrihi velâkinne ekśerannâsi lâ ya’lemûn / Allah, emrini yerine getirmeye kadirdir; fakat insanların çoğu bilmez.”
Kur’an’da belirtildiği şekliyle; O, öyle bir Aziz’dir ki; Rahım’dir, Alîm’dir, Azizu’n-Tikâm’dır, Kaviyyu’l Aziz’dir, Azizu’l Gaffar’dır, Azizul Gafûr’dur, Azizu’l Hamîd’dir, Azizu’l Vehhâb’dır, Azizun Muktedir’dir… Şimdi sen O’na gerçek kul olursan bil ki her iki âlemin galibi sensin. O’na kul değilsen, her iki âlemin mağlûbu sensin ki, en rezil de sensin, en fasık da sensin, ne olursan ol, kim olursan ol, makamın, malı ne olursa olsun, en sefil yaratık sensin!
Ey nefsim: El-Aziz’i de çok tefekkür et: Bil ki, Rabbin seni korumazsa güvende olamazsın. Onun seni koruması O’na teslim olman, O’na güvenmen, her iki âlemde O’ndan başka Sultan ve O’na galip gelecek kimsenin olamayacağına inanmandır. Ama öyle misin? Neden İslam âlemi sömürgedir? Neden herkes Müslümana galiptir? Müslüman pısırık, aciz, cahil, çaresiz olur mu? Çalış, düşman sana neyle galipse onu elde et; izzetini ve İslamların izzetini koru. Başkasının değil, O’nun emirlerini dinle ve O’nun emirlerini gönülden yap ki, sende de El-Aziz nurları parlasın; El Aziz’e dost ol ki, El Aziz’in dostu olasın!
Aziz ismini kırk gün, günün evvelinde, kırk kez okumaya devam edildiğinde Hakk, kişiyi dünyada ve ahrette muhtaç kılmaz.