
Diyanet İşleri Başkanlığı, Erzurum ve tüm Türkiye’de Cuma namazında Suriye ve dünyada zulüm altındaki insanlık için dua irad etti. Cuma hutbesinde ise zulmün ebedi olamayacağı vurgulandı.
İrfan TARAKÇIOĞLU
Erzurum’da Cuma namazında dünyadaki zulüm altındaki Müslümanlar için dua edildi. Cuma hutbesinde ise zulmün er-geç sona ereceği adaletin tesis olacağına işaret edildi.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan hutbede Suriye ve dünyanın değişik bölgelerinde işkence gören, zulüm altında inim inim inleyen insanlığın dramı anlatıldı.
Zulme rıza göstermek
“İçinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” Şeklindeki ayeti kerimenin hatırlatıldığı hutbede Peygamber Efendimiz’in Hadis-i Şerifte hepimize şu uyarıyı yaptığı kaydedildi: “İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”
Vicdanı körelmiş insanlık
İslam coğrafyası uzun zamandan beri adeta kara bulutlarla kuşatılmış durumda olduğuna değinilen hutbe metninde “Bir taraftan Afrika’da hüküm süren kıtlık ve kuraklık neticesinde on binlerce çocuk açlıktan ölürken, maalesef on binlerce insan ölüme doğru gidiyor. Diğer taraftan yanı başımızda yıllardır devam eden savaşta yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Bombaların, kimyasal silahların altında kadınlar, çocuklar, masumlar can vermeye devam ediyor.
Daha birkaç gün evvel Suriye’nin İdlib kentinde insaf ve vicdanı körelmemiş herkesin yüreğini derinden dağlayan bir katliama tanık olduk. Kimyasal silahların hedefi olan çocukların yürek yakan feryatlarına hüzünle şahit olduk. Ancak bu vahşet ne kadar vahim ise, insanlığın bu zulme, bu katliama ses çıkarmaması daha da vahimdir. Bu vahşeti durdurmak için hiçbir çaba harcamaması bundan daha ağır bir vebaldir. Şu bir gerçek ki, mazlumların hayatını kaybetmesinden daha acı olanı insanlığın vicdanını kaybetmesidir. Çekilen sıkıntılara, yaşanan acılara, işlenen zulümlere karşı her geçen gün duyarsızlaşmasıdır. Kardeşlerim! İslam’a inanmış müminler olarak bu dehşet karşısında insanlığımızdan utanıyoruz.
Rahmet Peygamberimizin, yani “Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.” ikazı karşısında sarsılıyoruz. Mazlumlara karşı insanlık görevimizi, kardeşlik sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirememiş olmanın hicabını derinden yaşıyoruz. Ancak her hâlükârda biliyoruz ki; bize düşen, imanımızı, umudumuzu ve cesaretimizi yitirmeden tek yürek olarak mazlumun yanında yer almaktır, zalime karşı durmaktır.
Unutmayalım ki, kötülüğün sıradanlaştığı, şiddete aldırış edilmez olduğu vakit zulüm sadece mazlumu vurmakla kalmaz, bütün insanlığı kuşatır. Küresel zulüm günahından her insan nasibini alır. Bu yüzden haksızlığa şahit olan herkes, buna karşı durmalıdır. Üzülüp yanmakla, acınıp kederlenmekle yetinmeyip zulmü ortadan kaldırmak için çalışmalıdır. Kardeşlerim! Bizler inanıyoruz ki; bu katliamlar, bu kuralsız ve karanlık savaş bir gün elbet sona erecektir. Bizler biliyoruz ki masumların kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık ayakta duramaz, duramayacaktır. Gözyaşı ve kanın eksik olmadığı bu coğrafyada Allah’ın izniyle bir gün adalet ve hakkaniyet yeniden hayat bulacaktır. Zalimler bu dünyada da ahirette de hak ettikleri cezayı göreceklerdir. Zira Resûl-i Ekrem (s.a.s) Efendimizin ifadesiyle; mazlumun bedduasıyla Allah Teâla arasında hiçbir perde yoktur” ifadelerine yer verildi.
Mazlumun bedduası
Hutbe sonunda ise topluca dua edildi. Allah’ım.Masum insanları, anaları, yavruları ezip geçen bu hayasızca akının bir an önce son bulmasını lütfeyle! İnsanlığa basiret ver, feraset ver, vicdan ve merhamet ver! Bizi kardeşliğimizi unutmaktan muhafaza eyle! Bizi zulme ve haksızlığa karşı suskun kalanlardan eyleme! Allah’ım, Suriye’de ve dünyanın muhtelif bölgelerindeki katliamlarda hayatını yitiren kardeşlerimize rahmet eyle! Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eyle! Müslüman kardeşlerimize içinde bulundukları zor durumdan bir an evvel kurtulmaları için yardımını lütfeyle! İnsanlığın vicdan yükünü omuzlayan aziz milletimizden yardımını, inayetini esirgeme.”
İrfan TARAKÇIOĞLU
Erzurum’da Cuma namazında dünyadaki zulüm altındaki Müslümanlar için dua edildi. Cuma hutbesinde ise zulmün er-geç sona ereceği adaletin tesis olacağına işaret edildi.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nce hazırlanan hutbede Suriye ve dünyanın değişik bölgelerinde işkence gören, zulüm altında inim inim inleyen insanlığın dramı anlatıldı.
Zulme rıza göstermek
“İçinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmayacak olan bir azaptan sakının ve bilin ki Allah, azabı çetin olandır.” Şeklindeki ayeti kerimenin hatırlatıldığı hutbede Peygamber Efendimiz’in Hadis-i Şerifte hepimize şu uyarıyı yaptığı kaydedildi: “İnsanlar bir zalimi görürler de onun zulmüne engel olmazlarsa Allah’ın onları genel bir azaba uğratması kaçınılmazdır.”
Vicdanı körelmiş insanlık
İslam coğrafyası uzun zamandan beri adeta kara bulutlarla kuşatılmış durumda olduğuna değinilen hutbe metninde “Bir taraftan Afrika’da hüküm süren kıtlık ve kuraklık neticesinde on binlerce çocuk açlıktan ölürken, maalesef on binlerce insan ölüme doğru gidiyor. Diğer taraftan yanı başımızda yıllardır devam eden savaşta yüzbinlerce insan hayatını kaybetti. Bombaların, kimyasal silahların altında kadınlar, çocuklar, masumlar can vermeye devam ediyor.
Daha birkaç gün evvel Suriye’nin İdlib kentinde insaf ve vicdanı körelmemiş herkesin yüreğini derinden dağlayan bir katliama tanık olduk. Kimyasal silahların hedefi olan çocukların yürek yakan feryatlarına hüzünle şahit olduk. Ancak bu vahşet ne kadar vahim ise, insanlığın bu zulme, bu katliama ses çıkarmaması daha da vahimdir. Bu vahşeti durdurmak için hiçbir çaba harcamaması bundan daha ağır bir vebaldir. Şu bir gerçek ki, mazlumların hayatını kaybetmesinden daha acı olanı insanlığın vicdanını kaybetmesidir. Çekilen sıkıntılara, yaşanan acılara, işlenen zulümlere karşı her geçen gün duyarsızlaşmasıdır. Kardeşlerim! İslam’a inanmış müminler olarak bu dehşet karşısında insanlığımızdan utanıyoruz.
Rahmet Peygamberimizin, yani “Zalimin zulmünü önlemedikçe size de kurtuluş yoktur.” ikazı karşısında sarsılıyoruz. Mazlumlara karşı insanlık görevimizi, kardeşlik sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirememiş olmanın hicabını derinden yaşıyoruz. Ancak her hâlükârda biliyoruz ki; bize düşen, imanımızı, umudumuzu ve cesaretimizi yitirmeden tek yürek olarak mazlumun yanında yer almaktır, zalime karşı durmaktır.
Unutmayalım ki, kötülüğün sıradanlaştığı, şiddete aldırış edilmez olduğu vakit zulüm sadece mazlumu vurmakla kalmaz, bütün insanlığı kuşatır. Küresel zulüm günahından her insan nasibini alır. Bu yüzden haksızlığa şahit olan herkes, buna karşı durmalıdır. Üzülüp yanmakla, acınıp kederlenmekle yetinmeyip zulmü ortadan kaldırmak için çalışmalıdır. Kardeşlerim! Bizler inanıyoruz ki; bu katliamlar, bu kuralsız ve karanlık savaş bir gün elbet sona erecektir. Bizler biliyoruz ki masumların kanları üzerine kurulu hiçbir hükümranlık ayakta duramaz, duramayacaktır. Gözyaşı ve kanın eksik olmadığı bu coğrafyada Allah’ın izniyle bir gün adalet ve hakkaniyet yeniden hayat bulacaktır. Zalimler bu dünyada da ahirette de hak ettikleri cezayı göreceklerdir. Zira Resûl-i Ekrem (s.a.s) Efendimizin ifadesiyle; mazlumun bedduasıyla Allah Teâla arasında hiçbir perde yoktur” ifadelerine yer verildi.
Mazlumun bedduası
Hutbe sonunda ise topluca dua edildi. Allah’ım.Masum insanları, anaları, yavruları ezip geçen bu hayasızca akının bir an önce son bulmasını lütfeyle! İnsanlığa basiret ver, feraset ver, vicdan ve merhamet ver! Bizi kardeşliğimizi unutmaktan muhafaza eyle! Bizi zulme ve haksızlığa karşı suskun kalanlardan eyleme! Allah’ım, Suriye’de ve dünyanın muhtelif bölgelerindeki katliamlarda hayatını yitiren kardeşlerimize rahmet eyle! Yaralanan kardeşlerimize acil şifalar ihsan eyle! Müslüman kardeşlerimize içinde bulundukları zor durumdan bir an evvel kurtulmaları için yardımını lütfeyle! İnsanlığın vicdan yükünü omuzlayan aziz milletimizden yardımını, inayetini esirgeme.”