
Türkiye'yi yasa boğan deprem felaketinin ardından gözler, yıkılan binaların inşaat sürecine ve müteahhitlerine çevrildi.
Türkiye genelinde düzenlenen operasyonlarda yıkılan binaların inşaatında ihmali bulunan iki yüze yakın müteahhit tutuklandı.
İlk tutuklama, havalimanında Karadağ’a kaçma hazırlığındayken, Kahramanmaraş’ta ‘Cennetten bir köşe’ diye reklamı yapılan ve depremde yerle bir olan ünlü rezidansın(?!) müteahhitine geldi...
Sonra güvenlik güçleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine uzandı...
Burada yüklü miktarda döviz ve TL ile başka müteahhiti tutukladılar.
Ve, haklarında tutuklama emri verilenler, tutuklananlar, soruşturma açılanlar, yüzlerle ifade edilir oldular...
Hatta bir takımları da yurt dışına kaçtı, ama Yargı peşlerinde...
*
Aslına bakarsanız sıkışmadan,
‘Zemin etüdü’ yapmayanlardan,
Usulsüz şekilde ‘İmar İzni, Ruhsat’ ve ‘ Yapı Kullanım İzni’ verenlerden;
Dahası usulsüz binalarla barışmak adına ‘İmar Barışı’ çıkaranlara sorulmalı,
‘Aldığınız kararın nelere sebep olabileceğini hiç düşünmediniz mi !...’
*
Şimdi sıkı durun...
Yargı beklenen kararı verdi.
Yüksek Mahkeme, deprem neticesinde yıkılan binanın yapı ruhsatını onaylayan Belediye Başkanı olan sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna hükmetti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011 Van depreminde yıkılan binaya yapı ruhsatı veren ilçe Belediye Başkanını suçlu buldu.
İki kişiye mezar olan binanın inşaatında kusuru bulunanlar Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
'Görevi kötüye kullanmak' ile suçlanan Belediye Başkanı için verilen düşme kararı Cumhuriyet Savcısı tarafından Yargıtay'a taşındı.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.
’En son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin Belediye Başkanı olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu.........’
TÜRKİYE KIZILAY’I KONUŞUYOR...
Taa, çocukluğumdan itibaren Kızılay’a yaptığım yardımları; verdiğim kanları hatırlıyorum ve yaptığım yardımlarla, verdiğim kanımla övünüyorum...
Ancak Türkiye iki günden bu yana Kızılay’la çalkalanıyor...
Yaptığı, yapmak zorunda olduğu yardımlarla değil;
Sattığı çadırlarla konuşuluyor...
*
Duymayanlar duysun, işitmeyenler işitsin ki,
Bir yardım kuruluşu, insanların yardımına koşmak yerine kendisine yapılan yardım malzemelerini satıyor, ticaretçi olmuş para kazanıyor...
Haram olsun...
Sorumluları önce Allah’a, sonra Yargı’ya havale ediyorum...
Türkiye genelinde düzenlenen operasyonlarda yıkılan binaların inşaatında ihmali bulunan iki yüze yakın müteahhit tutuklandı.
İlk tutuklama, havalimanında Karadağ’a kaçma hazırlığındayken, Kahramanmaraş’ta ‘Cennetten bir köşe’ diye reklamı yapılan ve depremde yerle bir olan ünlü rezidansın(?!) müteahhitine geldi...
Sonra güvenlik güçleri, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine uzandı...
Burada yüklü miktarda döviz ve TL ile başka müteahhiti tutukladılar.
Ve, haklarında tutuklama emri verilenler, tutuklananlar, soruşturma açılanlar, yüzlerle ifade edilir oldular...
Hatta bir takımları da yurt dışına kaçtı, ama Yargı peşlerinde...
*
Aslına bakarsanız sıkışmadan,
‘Zemin etüdü’ yapmayanlardan,
Usulsüz şekilde ‘İmar İzni, Ruhsat’ ve ‘ Yapı Kullanım İzni’ verenlerden;
Dahası usulsüz binalarla barışmak adına ‘İmar Barışı’ çıkaranlara sorulmalı,
‘Aldığınız kararın nelere sebep olabileceğini hiç düşünmediniz mi !...’
*
Şimdi sıkı durun...
Yargı beklenen kararı verdi.
Yüksek Mahkeme, deprem neticesinde yıkılan binanın yapı ruhsatını onaylayan Belediye Başkanı olan sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna hükmetti.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, 2011 Van depreminde yıkılan binaya yapı ruhsatı veren ilçe Belediye Başkanını suçlu buldu.
İki kişiye mezar olan binanın inşaatında kusuru bulunanlar Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı.
'Görevi kötüye kullanmak' ile suçlanan Belediye Başkanı için verilen düşme kararı Cumhuriyet Savcısı tarafından Yargıtay'a taşındı.
Yargıtay 12. Ceza Dairesi, emsal nitelikte bir karara imza attı.
’En son ruhsatı onaylayan ve mühürleyen kişinin Belediye Başkanı olduğunun anlaşıldığı, ilgili imar mevzuatı gereği yapı ruhsatı ekinde bulunması gereken belgelerin olup olmadığını kontrol etmeden önüne gelen evrakı imzalayarak onaylayan sanığın, görevinin gereklerini yapmakta ihmal göstermesi nedeni ile bu sanığın eyleminin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturduğu.........’
TÜRKİYE KIZILAY’I KONUŞUYOR...
Taa, çocukluğumdan itibaren Kızılay’a yaptığım yardımları; verdiğim kanları hatırlıyorum ve yaptığım yardımlarla, verdiğim kanımla övünüyorum...
Ancak Türkiye iki günden bu yana Kızılay’la çalkalanıyor...
Yaptığı, yapmak zorunda olduğu yardımlarla değil;
Sattığı çadırlarla konuşuluyor...
*
Duymayanlar duysun, işitmeyenler işitsin ki,
Bir yardım kuruluşu, insanların yardımına koşmak yerine kendisine yapılan yardım malzemelerini satıyor, ticaretçi olmuş para kazanıyor...
Haram olsun...
Sorumluları önce Allah’a, sonra Yargı’ya havale ediyorum...