
Böyle diyor Ticaret Odası’nın Başkanı Hakan Oral...
Geçtiğimiz hafta ikinci dönem görev yapacak olan Sayın Başkan’a Cemiyet Yönetimi olarak tebrik ziyâretinde bulunduk.
Dedik ki,
‘Ticaret Borsası olarak Erzurum’da, özellikle hayvansal ürünler bazında marka çeşidini artırınız...
Meğerse yarasının kabuğu ile oynamışız...
Hakan Oral, diyor ki,
‘Beni bilenler bilir...
Evimin kapısından içeri bu şehirde imal edilmemiş bir poşet dahi giremez...
Yerel ürünlere bu denli hassasım.
Hatta marketlerde yalnızca Yerel ürünlerin satıldığı bir stant bulunmalı...
Başkanlığım öncesinde ve şimdi de bu mücadeleyi hep verdim.’
*
Hep diyoruz ya, Erzurum’un önceliklerinin başında hayvansal üretim gelmekte...
Bunun için de yerel dinamiklerin ön plana çıkarılması, bu dinamiklerin birer ulusal markaya dönüşmesi gerekiyor.
Hakan Oral önderliğinde Ticaret Borsası, ilk adımı atmış bile.
Daha kaliteli bir üretim için Süt Zincirini hayata geçirmişler...
*
Türkiye’de geçmişten gelen Gıda Terörü konusunda zehir-zemberek sözler söylüyor.
‘Bizim yatırımcımız gövdesini taşın altına koymuş imalat yapmaya çalışıyor.
Bir diğer taraftan merdiven altı diye bile tabir edilmeyecek üçkâğıtçılar var.
Ne devlet tarafında kayıtları var ne de vicdan taraflarında.
O ürettikleri ürünleri hamile kadınlar yiyor, çocuklar tüketiyor.
Ciddi anlamda gıda terörü oluşuyor artık. Hem vicdani hem işletmeciye zararı açısından bakın. İmalatçılarımız bunun karşısında sektörden çıkmaya başladılar.
Rekabet sağlayamıyor.........’
‘Merdiven Altı İmalatı’ diye tabir edilen üretim için,
‘Erzurum’da doğal, lezzetli ürünler üretilir, ulusal pazara da satılır.
Son yıllarda en çok mücadele etmeye çalıştığımız konu Erzurum’un kendi markasının değerini, rezil etmeye başladılar.
Sahte tereyağı, sucuk, peynir üretenler, biraz fazla artış gösteriyor.
Bu konuda bütün kolluk kuvvetlerini, tarım teşkilatını, belediyelerimizin zabıta teşkilatlarının hepsini göreve davet ediyorum.
Etiketsiz ürün satanlar, ne olduğu, nerede üretildiği belli olmayan ürünleri satanlar, çok ciddi anlamda arttı.
100 ton tereyağı yapıp satan firmalarımız artık 10 ton bile yapamıyor...Erzurum markasına zarar vermeye başladılar.’
*
Soğuk Zincir Süt Projesi çalışmalarından da söz eden Oral,
‘Birinci etapta 299 adet tank dağıttık, merkez köylerden süt toplamaya başladık.
İkinci etapta 450 adet tank dağıttık. Topladığımız süt litresi de 3 milyar 850 milyon kilo.
Yeniden kurulan 3 adet de kooperatifimiz var.
Şehrimizde süt sektörü büyüklüğü yıllık 5 milyar TL hacmi olmasına rağmen yüzde 30’u anca sanayiye ulaşıp, kayıt altına alınıyor.
Dört ve beşinci etaplarımızın projelerini hazırlamış durumdayız.
Destek bekliyoruz...’
*
Sayın Oral, Erzurum’da sütün büyük bölümünün kayıt dışı olduğunu söylüyor, bu doğru..
Bütün tüketim yanlışlarına karşın Türkiye’de üretilen sütün %17 gibi büyük bir bölümü Erzurum’da üretiliyor...
Şimdi sıkı durun, bunun %1’lik küçük bölümü hayvansal sanayide gözüküyor, gerisi Kayıt Dışı...
Hani derler ya, ‘Kedi buradaysa ciğer nerede, ciğer buradaysa kedi nerede...’
Kayda girmeyen süt, küçük ev işletmelerinde hayvansal ürün olarak işleniyor.
Bunu kayıt altına almamız gerek.
*
Tebrik ziyâretimizde gördük ki Hakan Oral, ikinci döneme hızlı ve hevesli başlamış.
Hayırlı olsun...
Geçtiğimiz hafta ikinci dönem görev yapacak olan Sayın Başkan’a Cemiyet Yönetimi olarak tebrik ziyâretinde bulunduk.
Dedik ki,
‘Ticaret Borsası olarak Erzurum’da, özellikle hayvansal ürünler bazında marka çeşidini artırınız...
Meğerse yarasının kabuğu ile oynamışız...
Hakan Oral, diyor ki,
‘Beni bilenler bilir...
Evimin kapısından içeri bu şehirde imal edilmemiş bir poşet dahi giremez...
Yerel ürünlere bu denli hassasım.
Hatta marketlerde yalnızca Yerel ürünlerin satıldığı bir stant bulunmalı...
Başkanlığım öncesinde ve şimdi de bu mücadeleyi hep verdim.’
*
Hep diyoruz ya, Erzurum’un önceliklerinin başında hayvansal üretim gelmekte...
Bunun için de yerel dinamiklerin ön plana çıkarılması, bu dinamiklerin birer ulusal markaya dönüşmesi gerekiyor.
Hakan Oral önderliğinde Ticaret Borsası, ilk adımı atmış bile.
Daha kaliteli bir üretim için Süt Zincirini hayata geçirmişler...
*
Türkiye’de geçmişten gelen Gıda Terörü konusunda zehir-zemberek sözler söylüyor.
‘Bizim yatırımcımız gövdesini taşın altına koymuş imalat yapmaya çalışıyor.
Bir diğer taraftan merdiven altı diye bile tabir edilmeyecek üçkâğıtçılar var.
Ne devlet tarafında kayıtları var ne de vicdan taraflarında.
O ürettikleri ürünleri hamile kadınlar yiyor, çocuklar tüketiyor.
Ciddi anlamda gıda terörü oluşuyor artık. Hem vicdani hem işletmeciye zararı açısından bakın. İmalatçılarımız bunun karşısında sektörden çıkmaya başladılar.
Rekabet sağlayamıyor.........’
‘Merdiven Altı İmalatı’ diye tabir edilen üretim için,
‘Erzurum’da doğal, lezzetli ürünler üretilir, ulusal pazara da satılır.
Son yıllarda en çok mücadele etmeye çalıştığımız konu Erzurum’un kendi markasının değerini, rezil etmeye başladılar.
Sahte tereyağı, sucuk, peynir üretenler, biraz fazla artış gösteriyor.
Bu konuda bütün kolluk kuvvetlerini, tarım teşkilatını, belediyelerimizin zabıta teşkilatlarının hepsini göreve davet ediyorum.
Etiketsiz ürün satanlar, ne olduğu, nerede üretildiği belli olmayan ürünleri satanlar, çok ciddi anlamda arttı.
100 ton tereyağı yapıp satan firmalarımız artık 10 ton bile yapamıyor...Erzurum markasına zarar vermeye başladılar.’
*
Soğuk Zincir Süt Projesi çalışmalarından da söz eden Oral,
‘Birinci etapta 299 adet tank dağıttık, merkez köylerden süt toplamaya başladık.
İkinci etapta 450 adet tank dağıttık. Topladığımız süt litresi de 3 milyar 850 milyon kilo.
Yeniden kurulan 3 adet de kooperatifimiz var.
Şehrimizde süt sektörü büyüklüğü yıllık 5 milyar TL hacmi olmasına rağmen yüzde 30’u anca sanayiye ulaşıp, kayıt altına alınıyor.
Dört ve beşinci etaplarımızın projelerini hazırlamış durumdayız.
Destek bekliyoruz...’
*
Sayın Oral, Erzurum’da sütün büyük bölümünün kayıt dışı olduğunu söylüyor, bu doğru..
Bütün tüketim yanlışlarına karşın Türkiye’de üretilen sütün %17 gibi büyük bir bölümü Erzurum’da üretiliyor...
Şimdi sıkı durun, bunun %1’lik küçük bölümü hayvansal sanayide gözüküyor, gerisi Kayıt Dışı...
Hani derler ya, ‘Kedi buradaysa ciğer nerede, ciğer buradaysa kedi nerede...’
Kayda girmeyen süt, küçük ev işletmelerinde hayvansal ürün olarak işleniyor.
Bunu kayıt altına almamız gerek.
*
Tebrik ziyâretimizde gördük ki Hakan Oral, ikinci döneme hızlı ve hevesli başlamış.
Hayırlı olsun...