Türkiye terör tehdidinin tam ortasında… Bir yanda PKK diğer yanda DAİŞ var. Dost görünen devletlerin istihbarat birimlerinin kullandıkları irili ufaklı oluşumları saymıyorum bile. Birbiri ardına gelen ihbarlar ise vatandaşı tedirgin etmeye devam ediyor.
Güneydoğu’da sürdürülen operasyonlarda verdiğimiz şehitler her gün birkaç ailenin ocağına ateş düşürüyor...
İşin en acı tarafı ise hangi örgüt terör eylemi düzenlerse düzenlesin canlı bombaların hepsi Türk vatandaşı çıkıyor! Yapılan eylemler de hedef; Türkiye’de mezhep ve etnik köken üzerinden bir kargaşa çıkarıp tıpkı ‘Arap Baharı’ gibi ülkemizi o bataklığın içine çekmek.
Bunun altını açmak malumun ilanı olacak. Hadi o dış güçlerin hain emelleri yüzyıllardır varda benim aklımın almadığı bu kadar haini bir ülke nasıl üretir? Koynunda bu kadar yılanı nasıl besler?
Türkiye’yi bölmeye aslında kültürel yapımızı bozmakla başladılar...
Avrupalaşmak uğruna gözünü karartan ülkede DNA’mızla oynadılar...
Seksenli yıllar bu işin miladı oldu. Sağ sol davası deyip insanları kamplaştırdılar...
Oysa o yıllarda ulusalcılar bile milliyetçiler kadar ülkesine ve bayrağına bağlıydı...
Şimdi ülkede ne milliyetçi belli ne ulusalcı, ne sağ parti belli ne de sol...
Ne dindar belli ne ateist, at izinin it izine karıştığı bir dönem yaşanıyor…
Devlet yetkililerinin en büyük endişesi, bir iç çatışma ortamının oluşması. Bundan ötürüdür ki Cumhurbaşkanı terör için seferberlik ilan etti. Elbette bu seferberlik bizim Kurtuluş Savaşı’nda yaşadığımız gibi bir seferberlik değil. Teröre karşı Türk vatandaşlarının kenetlenip, içimizdeki hainlere fırsat vermemek için birlik olma çağrısı...
Hükümetin yaptığı son derece doğru bir yol. Ancak bu ülke halkları sadece Kürt -Türk olarak ayrışmadı. Siyaseten ayrıştı, din üzerinden ayrıştı, yüzde oranından ayrıştı, milliyetçilik üzerinden ayrıştı, cemaatler yüzünden ayrıştı...
Buna daha fazla örnek verip altını doldurabiliriz.
Herkesi bir arada tutacak adımlar atılmalı. Oy kaygısına son verilmeli. Parti söylemlerinden uzak durulmalı. Devletin başında ülkenin başkentinde öncelikle siyasiler birlik olmalı...
Nevruz bayramı yapmak için yeri göğü inleten terör sözcüsü HDP’yi gördük, meydanı dahi dolduramadı. Çözüm sürecinde şehirleri bomba deposu haline getirenler onlar değilmiş gibi, hala çözüm süreci için ‘biz inisiyatif almaya hazırız’ diyorlar.
Niye? Çünkü o çok güvendikleri halk gördü bunların ve terör örgütünün gerçek yüzünü. Vatanlarından edilen Suriye halkının ne hale geldiklerini gördüler. Görmekle kalmadı evlerine yuvalanan teröristlerin acımasız yüzüyle karşı karşıya kalıp, aylarca cehennemi yaşadılar. Çocuklar canlı kalkan yapıldı...
Bence önce Kürtler teröre dur demek için birlik olmalı. Lojistik destek alamayan hiçbir oluşum ayakta kalamaz. Yıllardır bir hayal için kandırılan Güneydoğu halkı, önce PKK’ya sonrada HDP’ye tokat atmalıdır.
Gerisini zaten devlet halleder…
Güneydoğu’da sürdürülen operasyonlarda verdiğimiz şehitler her gün birkaç ailenin ocağına ateş düşürüyor...
İşin en acı tarafı ise hangi örgüt terör eylemi düzenlerse düzenlesin canlı bombaların hepsi Türk vatandaşı çıkıyor! Yapılan eylemler de hedef; Türkiye’de mezhep ve etnik köken üzerinden bir kargaşa çıkarıp tıpkı ‘Arap Baharı’ gibi ülkemizi o bataklığın içine çekmek.
Bunun altını açmak malumun ilanı olacak. Hadi o dış güçlerin hain emelleri yüzyıllardır varda benim aklımın almadığı bu kadar haini bir ülke nasıl üretir? Koynunda bu kadar yılanı nasıl besler?
Türkiye’yi bölmeye aslında kültürel yapımızı bozmakla başladılar...
Avrupalaşmak uğruna gözünü karartan ülkede DNA’mızla oynadılar...
Seksenli yıllar bu işin miladı oldu. Sağ sol davası deyip insanları kamplaştırdılar...
Oysa o yıllarda ulusalcılar bile milliyetçiler kadar ülkesine ve bayrağına bağlıydı...
Şimdi ülkede ne milliyetçi belli ne ulusalcı, ne sağ parti belli ne de sol...
Ne dindar belli ne ateist, at izinin it izine karıştığı bir dönem yaşanıyor…
Devlet yetkililerinin en büyük endişesi, bir iç çatışma ortamının oluşması. Bundan ötürüdür ki Cumhurbaşkanı terör için seferberlik ilan etti. Elbette bu seferberlik bizim Kurtuluş Savaşı’nda yaşadığımız gibi bir seferberlik değil. Teröre karşı Türk vatandaşlarının kenetlenip, içimizdeki hainlere fırsat vermemek için birlik olma çağrısı...
Hükümetin yaptığı son derece doğru bir yol. Ancak bu ülke halkları sadece Kürt -Türk olarak ayrışmadı. Siyaseten ayrıştı, din üzerinden ayrıştı, yüzde oranından ayrıştı, milliyetçilik üzerinden ayrıştı, cemaatler yüzünden ayrıştı...
Buna daha fazla örnek verip altını doldurabiliriz.
Herkesi bir arada tutacak adımlar atılmalı. Oy kaygısına son verilmeli. Parti söylemlerinden uzak durulmalı. Devletin başında ülkenin başkentinde öncelikle siyasiler birlik olmalı...
Nevruz bayramı yapmak için yeri göğü inleten terör sözcüsü HDP’yi gördük, meydanı dahi dolduramadı. Çözüm sürecinde şehirleri bomba deposu haline getirenler onlar değilmiş gibi, hala çözüm süreci için ‘biz inisiyatif almaya hazırız’ diyorlar.
Niye? Çünkü o çok güvendikleri halk gördü bunların ve terör örgütünün gerçek yüzünü. Vatanlarından edilen Suriye halkının ne hale geldiklerini gördüler. Görmekle kalmadı evlerine yuvalanan teröristlerin acımasız yüzüyle karşı karşıya kalıp, aylarca cehennemi yaşadılar. Çocuklar canlı kalkan yapıldı...
Bence önce Kürtler teröre dur demek için birlik olmalı. Lojistik destek alamayan hiçbir oluşum ayakta kalamaz. Yıllardır bir hayal için kandırılan Güneydoğu halkı, önce PKK’ya sonrada HDP’ye tokat atmalıdır.
Gerisini zaten devlet halleder…