Bunun altında kalmamalıyız!
Yeni yılın ilk hafta sonuna moralsiz girdim. Sebebi de Hürriyet’in Cuma günü ‘’Erciyes’i keşfet’’ başlığıyla çıkan 8 sahifelik ücretsiz ilavesiydi. Ben hayatımda bu kadar malı canhıraş şekilde bu kadar metheden bir yayın ahan ki ilk defa görüyorum. Hürriyet’in köşe yazarları öyle bir Erciyes’i anlatmış ki nerede olursan ol, atlayıp gidesin geliyor! Hiç pist-telesiyej görmeyen, kayak yapmayan biri Palandöken’i falan değil, direkt Erciyes’i tercih eder. Yazılarını muntazaman takip ettiğim Cengiz Semercioğlu, Onur Baştürk , Ömür Gedik, ve Vahap Munyar Erciyes’i öyle bir ballandıra ballandıra anlatıyorlar ki, yanında Palandöken hiçbir şey değil! TÜRSAB’ın da organizesinde hazırlanan ilavede Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in de reklamı yapılmış, neredeyse ‘’Erciyes’de kayak yapmadıysan kayak yapmış sayılmazsın’’ deniliyor. Tam da kayak için iç ve turistin beklendiği bir dönemde bu Erciyes vurgusu ne yalan söyleyeyim, benim moralimi bozdu. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere işin içindekiler mutlaka bu yayına karşılık bir çalışma içerisine girmeli ve de ‘’Palandöken dururken Erciyes de kim oluyor?’’ demeli, dedirtmelidir! Tabi Hürriyet’in Erciyes’i yıkayıp, yaladığı gibi bir enformasyonu becerebilecek yetenekleri var mıdır, o da ayrı bir konu! Hoş başta Sekmen olmak üzere Hürriyet’in o yayınından ilgililerin haberinin olup olmadığı da belli değil ya!
Askerlik anılarını siz bir de Sevimli’den dinleyin!
Birkaç erkek biraraya geldiğinde, hele de sohbet koyuysa, adettendir, illa ki askerlik anıları da anlatılır. Biri anlattığında öbürü de mutlaka kendi yaşadığı bir-iki anıyı anlatmadan edemez. Kısa da olmaz nedense bu askerlik hatıraları, zaman zaman sıksa da hep uzar da uzar.. Bazen sıkar. Çünkü işin içinde abartı da olur ve bu da hemen fark edilir! Ama bu askerlik anılarını anlatan Prof.Dr.Serdar Sevimli ise doyamazsın dinlemelere, çeker illa ki seni. GATA’da askerlik yapan Prof.Dr.Sevimli’yi dinledik bir akşam, askerlik anıları öyle olur. Dolu dolu, tadından doyulmuyor. Hele de bu askerlik anılarını anlatırken içinde eski Cumhurbaşkanlarımızdan Kenan Evren ile dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ geçiyorsa, yeme de yanında yat! Kenan Evren’in GATA’da yatarken tedavisinde yardımcı olan ekipten Prof.Dr.Sevimli, o kadar şey yaşamış ki anlatırken hem bir şeyler öğreniyor hem de yaşananlar karşısında kahkahaya boğuluyorsun. Sevimli hoca sadece bu GATA’da ki anılarını kitap yapsa satışından elde edeceği gelirle daha doktorluk yapmasına gerek kalmaz. O kadar tani! Haa bu arada Prof.Dr.Sevimli’den ‘son durumu’ hakkında bilgi alıyoruz. Eskiye oranla morali gayet yerinde ve şöyle diyor: Canımı sıkan bazı olaylar vardı ama taraflarla oturduk prensip anlaşmasına vardık. Erzurum’dayım ve işimin başındayım, severek yapıyorum, bir yere de gitmiyorum.
Oltu büyük oynuyor!
Erzurum’un en büyük ilçelerinden olan Oltu, genelde gündeme il olma talebiyle gelirdi. Daha rahmetli Osman Ayyıldız belediye başkanıyken ve ben de sahadayken sıklıkla yazdığımız haberlerden biri de Oltu’nun il olması meselesiydi. Her ne kadar bu sıralar çok sıklıkla ifade edilmese de Oltuluların o beklenti içerisinde oldukları da yine günümüzde bir sır değil. Oltu’nun il olup olmaması konusu artık siyasilere kalmış bir şey. Olur, olmaz, onu zaman gösterecek. Ama bugünlerde Oltu’da başka bir talep dillendiriliyor ki bu sanki gerçekleşecek gibi. Uzun süreden beridir Atatürk Üniversitesi’ne bağlı bir Yüksek Okul’un faaliyet gösterdiği Oltu’da yeni talebin adı Üniversite! Evet, yanlış duymadınız Oltu’da şimdi müstakil bir Üniversite kurulması hayali yaşanıyor. İki fakülteden biri olan Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin dekanı Prof.Dr. Aslan Gülcü ile konuştum bu konuyu. ‘’Üniversite için alt yapı hazır. Artık Oltu’nun kendi ayaklarının üstünde durabilecek bir görüntüsü var ve buraya bir Üniversite pek yakışır. Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi ile Yer Bilimleri Fakültesi ve bunlara bağlı bölümlerle Oltu Üniversite olmayı hak etti de’’ diyor. 50 dönümlük bir alana, 30 bin metrekarelik kapalı alanın bulunduğu bir binaya sahip olduklarının altını çizen Prof.Dr.Gülcü, ‘’150 hoca odası, 50 sınıf ve 50 laboratuar ile biz hazırız’’ mesajını veriyor.
Bizi o aile yaptı!
Kemal Alyanak ismi Erzurum’da sadece bir gazetenin sahibi olarak değil, bir çok basın çalışanı için de anlamlı bulunan isimlerden biridir. O, başta ben olmak üzere çoğumuzun ‘Kemal amca’sıdır. Çoğumuzu ekmek sahibi eden, bu ulvi meslekte tutan ve de aile olmamızı sağlayan şefkat dolu bir babadır da.. Hanımı istemeye eşiyle birlikte o da gitmişti. Patron değil, öylesine bir yakındı o. Geneli de tatlı çok anılarımız olmuştur onunla ve hep ‘iyi insan’ olarak belleğimizde yeralmıştır. Bir kış günüydü onu şehir mezarlığında toprağa verirken, sırtımızı dayadığımız bir dağdı o an yıkılan. 18 yıl olmuş bu alemden göçeli. Ölüm yıldönümünde onu rahmetle anıyor, biz hakkımızı helal ediyoruz, varsa bizde hakkı rabbimden helal etmesini diliyorum..
10 numara 5 yıldız tesis!
Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd.Doç. Cem Işık hoca beni dolaştırmasa vallahi de Uygulama Oteli’nin sıradan bir yer olduğunu sanmaya devam edecektim! Beraberinde Otelin koordinatörü öğretim görevlisi Erkan Denk ile salonları, odaları tek tek gezdiren Cem hoca, sadece hastaneye gelen hasta akınlarının kaldığı bir yeri değil, aksine 10 numara 5 yıldız bir tesis gösterdi beni. Normal bol yıldızlı bir otel odasından farklı odaları yok bir kere. Fiyatları da inanılmaz ucuz! Yemekleri kadar hizmeti de o biçim! Hele bir aynı katta aynı salona bakan 5 ayrı toplantı odalarının bulunduğu yeri gördüğümde şaşa kaldım! İrili ufaklı bir arada 5 toplantı odasının olduğu bir yere ilk defa şahitlik ediyorum. Hepsi de tam donanımlı toplantı odaları. Ve çok da güzel bir iş yapmışlar, Erzurum’un önemli kapılarının isimlerini bu odalara vermişler. Aynı anda aynı yerde 5 ayrı toplantının, çalıştayın yapılabileceği bir tesismiş meğerse Uygulama Oteli! ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak bilinen 10 Ocak’ta gazetecileri ağırlayacak olan ve meşhur olan kuzu tandırlarının ikram edileceği o gün oraya bir başka hevesle gideceğim artık! Emeği geçen herkese alkış..
Alkışlar o ustaya!
Gazeteniz PUSULA okuyucularına ücretsiz dağıtılan Fırfırik’in 15.yaşı münasebetiyle hazırlanan yaş pasta, son günlerde gördüğüm en güzel şeylerden biriydi! Tadı falan değil canım, tasarımıydı en çok beğendiğim. İnanılmaz bir özveriyle hazırlanmış ve bir sanat eseri gibiydi. PUSLA’nın bu anlamlı jestinden ötürü başta Kenan Güneş olmak üzere her çalışanına ayrı ayrı teşekkür ederken en büyük teşekkürü de o pastayı yapan ustaya sunuyorum. En kısa zamanda gidip Kılıçoğlu’nun o pastayı yapan dahiyi tebrik edecek, kutlayacağım!
SEVDİĞİM BABA SÖZLER: Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil! (Konfüçyüs)
Yeni yılın ilk hafta sonuna moralsiz girdim. Sebebi de Hürriyet’in Cuma günü ‘’Erciyes’i keşfet’’ başlığıyla çıkan 8 sahifelik ücretsiz ilavesiydi. Ben hayatımda bu kadar malı canhıraş şekilde bu kadar metheden bir yayın ahan ki ilk defa görüyorum. Hürriyet’in köşe yazarları öyle bir Erciyes’i anlatmış ki nerede olursan ol, atlayıp gidesin geliyor! Hiç pist-telesiyej görmeyen, kayak yapmayan biri Palandöken’i falan değil, direkt Erciyes’i tercih eder. Yazılarını muntazaman takip ettiğim Cengiz Semercioğlu, Onur Baştürk , Ömür Gedik, ve Vahap Munyar Erciyes’i öyle bir ballandıra ballandıra anlatıyorlar ki, yanında Palandöken hiçbir şey değil! TÜRSAB’ın da organizesinde hazırlanan ilavede Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Çelik’in de reklamı yapılmış, neredeyse ‘’Erciyes’de kayak yapmadıysan kayak yapmış sayılmazsın’’ deniliyor. Tam da kayak için iç ve turistin beklendiği bir dönemde bu Erciyes vurgusu ne yalan söyleyeyim, benim moralimi bozdu. Başta Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen olmak üzere işin içindekiler mutlaka bu yayına karşılık bir çalışma içerisine girmeli ve de ‘’Palandöken dururken Erciyes de kim oluyor?’’ demeli, dedirtmelidir! Tabi Hürriyet’in Erciyes’i yıkayıp, yaladığı gibi bir enformasyonu becerebilecek yetenekleri var mıdır, o da ayrı bir konu! Hoş başta Sekmen olmak üzere Hürriyet’in o yayınından ilgililerin haberinin olup olmadığı da belli değil ya!
Askerlik anılarını siz bir de Sevimli’den dinleyin!
Birkaç erkek biraraya geldiğinde, hele de sohbet koyuysa, adettendir, illa ki askerlik anıları da anlatılır. Biri anlattığında öbürü de mutlaka kendi yaşadığı bir-iki anıyı anlatmadan edemez. Kısa da olmaz nedense bu askerlik hatıraları, zaman zaman sıksa da hep uzar da uzar.. Bazen sıkar. Çünkü işin içinde abartı da olur ve bu da hemen fark edilir! Ama bu askerlik anılarını anlatan Prof.Dr.Serdar Sevimli ise doyamazsın dinlemelere, çeker illa ki seni. GATA’da askerlik yapan Prof.Dr.Sevimli’yi dinledik bir akşam, askerlik anıları öyle olur. Dolu dolu, tadından doyulmuyor. Hele de bu askerlik anılarını anlatırken içinde eski Cumhurbaşkanlarımızdan Kenan Evren ile dönemin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ geçiyorsa, yeme de yanında yat! Kenan Evren’in GATA’da yatarken tedavisinde yardımcı olan ekipten Prof.Dr.Sevimli, o kadar şey yaşamış ki anlatırken hem bir şeyler öğreniyor hem de yaşananlar karşısında kahkahaya boğuluyorsun. Sevimli hoca sadece bu GATA’da ki anılarını kitap yapsa satışından elde edeceği gelirle daha doktorluk yapmasına gerek kalmaz. O kadar tani! Haa bu arada Prof.Dr.Sevimli’den ‘son durumu’ hakkında bilgi alıyoruz. Eskiye oranla morali gayet yerinde ve şöyle diyor: Canımı sıkan bazı olaylar vardı ama taraflarla oturduk prensip anlaşmasına vardık. Erzurum’dayım ve işimin başındayım, severek yapıyorum, bir yere de gitmiyorum.
Oltu büyük oynuyor!
Erzurum’un en büyük ilçelerinden olan Oltu, genelde gündeme il olma talebiyle gelirdi. Daha rahmetli Osman Ayyıldız belediye başkanıyken ve ben de sahadayken sıklıkla yazdığımız haberlerden biri de Oltu’nun il olması meselesiydi. Her ne kadar bu sıralar çok sıklıkla ifade edilmese de Oltuluların o beklenti içerisinde oldukları da yine günümüzde bir sır değil. Oltu’nun il olup olmaması konusu artık siyasilere kalmış bir şey. Olur, olmaz, onu zaman gösterecek. Ama bugünlerde Oltu’da başka bir talep dillendiriliyor ki bu sanki gerçekleşecek gibi. Uzun süreden beridir Atatürk Üniversitesi’ne bağlı bir Yüksek Okul’un faaliyet gösterdiği Oltu’da yeni talebin adı Üniversite! Evet, yanlış duymadınız Oltu’da şimdi müstakil bir Üniversite kurulması hayali yaşanıyor. İki fakülteden biri olan Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nin dekanı Prof.Dr. Aslan Gülcü ile konuştum bu konuyu. ‘’Üniversite için alt yapı hazır. Artık Oltu’nun kendi ayaklarının üstünde durabilecek bir görüntüsü var ve buraya bir Üniversite pek yakışır. Beşeri ve Sosyal Bilimler Fakültesi ile Yer Bilimleri Fakültesi ve bunlara bağlı bölümlerle Oltu Üniversite olmayı hak etti de’’ diyor. 50 dönümlük bir alana, 30 bin metrekarelik kapalı alanın bulunduğu bir binaya sahip olduklarının altını çizen Prof.Dr.Gülcü, ‘’150 hoca odası, 50 sınıf ve 50 laboratuar ile biz hazırız’’ mesajını veriyor.
Bizi o aile yaptı!
Kemal Alyanak ismi Erzurum’da sadece bir gazetenin sahibi olarak değil, bir çok basın çalışanı için de anlamlı bulunan isimlerden biridir. O, başta ben olmak üzere çoğumuzun ‘Kemal amca’sıdır. Çoğumuzu ekmek sahibi eden, bu ulvi meslekte tutan ve de aile olmamızı sağlayan şefkat dolu bir babadır da.. Hanımı istemeye eşiyle birlikte o da gitmişti. Patron değil, öylesine bir yakındı o. Geneli de tatlı çok anılarımız olmuştur onunla ve hep ‘iyi insan’ olarak belleğimizde yeralmıştır. Bir kış günüydü onu şehir mezarlığında toprağa verirken, sırtımızı dayadığımız bir dağdı o an yıkılan. 18 yıl olmuş bu alemden göçeli. Ölüm yıldönümünde onu rahmetle anıyor, biz hakkımızı helal ediyoruz, varsa bizde hakkı rabbimden helal etmesini diliyorum..
10 numara 5 yıldız tesis!
Atatürk Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd.Doç. Cem Işık hoca beni dolaştırmasa vallahi de Uygulama Oteli’nin sıradan bir yer olduğunu sanmaya devam edecektim! Beraberinde Otelin koordinatörü öğretim görevlisi Erkan Denk ile salonları, odaları tek tek gezdiren Cem hoca, sadece hastaneye gelen hasta akınlarının kaldığı bir yeri değil, aksine 10 numara 5 yıldız bir tesis gösterdi beni. Normal bol yıldızlı bir otel odasından farklı odaları yok bir kere. Fiyatları da inanılmaz ucuz! Yemekleri kadar hizmeti de o biçim! Hele bir aynı katta aynı salona bakan 5 ayrı toplantı odalarının bulunduğu yeri gördüğümde şaşa kaldım! İrili ufaklı bir arada 5 toplantı odasının olduğu bir yere ilk defa şahitlik ediyorum. Hepsi de tam donanımlı toplantı odaları. Ve çok da güzel bir iş yapmışlar, Erzurum’un önemli kapılarının isimlerini bu odalara vermişler. Aynı anda aynı yerde 5 ayrı toplantının, çalıştayın yapılabileceği bir tesismiş meğerse Uygulama Oteli! ‘Çalışan Gazeteciler Günü’ olarak bilinen 10 Ocak’ta gazetecileri ağırlayacak olan ve meşhur olan kuzu tandırlarının ikram edileceği o gün oraya bir başka hevesle gideceğim artık! Emeği geçen herkese alkış..
Alkışlar o ustaya!
Gazeteniz PUSULA okuyucularına ücretsiz dağıtılan Fırfırik’in 15.yaşı münasebetiyle hazırlanan yaş pasta, son günlerde gördüğüm en güzel şeylerden biriydi! Tadı falan değil canım, tasarımıydı en çok beğendiğim. İnanılmaz bir özveriyle hazırlanmış ve bir sanat eseri gibiydi. PUSLA’nın bu anlamlı jestinden ötürü başta Kenan Güneş olmak üzere her çalışanına ayrı ayrı teşekkür ederken en büyük teşekkürü de o pastayı yapan ustaya sunuyorum. En kısa zamanda gidip Kılıçoğlu’nun o pastayı yapan dahiyi tebrik edecek, kutlayacağım!
SEVDİĞİM BABA SÖZLER: Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil! (Konfüçyüs)