Siyasi partilerin seçimlerde ittifak yapmasını yasallaştıran değişiklik Meclisten geçti. CHP, şimdiden yasanın engellenmesi amacıyla her yolu deniyorlar. Kullanılan metotlarda çirkinlikte sınır kalmadı. CHP Lideri grup toplantısında aynı konuyu gündemine alırken, "sopalı seçim" ifadesini kullandı.
Seçim yasası, partilerin ittifak edebilmesine imkan tanıyor. Başkanlık sistemiyle birlikte uyum yasaları, yeni yasalar birbiri ardına gelecek. Sistem, 'Başkanlık' kodlarına göre düzenlenecek. Siyasi temsil 50 + 1 ile güçlü iktidarı ön görüyor.
CHP, her değişime karşı gelmeyi siyasetin baş şartı görüyor. Hatta daha şimdiden yapılmamış seçimleri gölgelemek gibi bir yol tutuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, değişikliğin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği, MHP'nin ise baraj sorunuyla bu değişikliği yaptığını öne sürüyor. Hızını alamıyor, ittifak yasasını "İttifak ve seçim hileleri kanunu" diye niteliyor. Sopalı seçim yakıştırmasında bulunuyor. Haksız temsilin artığını ileri sürüyor. Milli irade gasp ediliyormuş. Kemal bey, 16 Nisan'da kol kola girdikleriyle resmi ittifaktan çekiniyor. Dahası CHP tabanının HDP ile ittifaka tepki vermesinden korkuyor. Korkunun ecele faydası yok, ama yinede bunun üzerinden siyaset kolay geliyor.
CHP, aslında şunu söylüyor; Türkiye'de ömrü 3 yılı bulmayan iktidarlar dönemi yeniden geri gelsin. Halkın iradesi adıyla yamalı bohça iktidarlar ile Türkiye yıllarını kaybetmeye devam etsin. Ne var canım bunda, ülke yol alacak diye biz kendi keyfimizi mi bozalım diyor. CHP'nin ve yan bloğunun kaygısı anlaşılan millet değil, ülke değil!
Türkiye, 1.5 yılı bulmayan iktidarlardan, 3 yılı geçmeyen yamalı bohça koalisyonlardan hiçbir kazanım elde edemedi. Ülkenin geleceği, birkaç partinin keyfiyeti için heba edildi. Frenlendi. Batının istediği aslında böyle bir Türkiye'dir.
Bunu bilesiniz. Bilesiniz ki, Türkiye'de güçlü iktidar, hatta güçlü ittifaklar Batı'yı kaygılandırıyor. Batı, güçsüz yapıları seviyor. Kendisine karşı koyabilecek, hayır diyebilecek iktidarlardan rahatsız.
CHP'nin veya başka siyasi aktörlerin ne dediğini irdelemeye gerek yok. İtirazların tamamı, güçsüz siyasi yapılar ile yeniden batının boyunduruğuna giren Türkiye hedefleniyor.
Bütün mesele bu kadar basit.
Seçim yasası, partilerin ittifak edebilmesine imkan tanıyor. Başkanlık sistemiyle birlikte uyum yasaları, yeni yasalar birbiri ardına gelecek. Sistem, 'Başkanlık' kodlarına göre düzenlenecek. Siyasi temsil 50 + 1 ile güçlü iktidarı ön görüyor.
CHP, her değişime karşı gelmeyi siyasetin baş şartı görüyor. Hatta daha şimdiden yapılmamış seçimleri gölgelemek gibi bir yol tutuyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, değişikliğin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı seçilemeyeceği, MHP'nin ise baraj sorunuyla bu değişikliği yaptığını öne sürüyor. Hızını alamıyor, ittifak yasasını "İttifak ve seçim hileleri kanunu" diye niteliyor. Sopalı seçim yakıştırmasında bulunuyor. Haksız temsilin artığını ileri sürüyor. Milli irade gasp ediliyormuş. Kemal bey, 16 Nisan'da kol kola girdikleriyle resmi ittifaktan çekiniyor. Dahası CHP tabanının HDP ile ittifaka tepki vermesinden korkuyor. Korkunun ecele faydası yok, ama yinede bunun üzerinden siyaset kolay geliyor.
CHP, aslında şunu söylüyor; Türkiye'de ömrü 3 yılı bulmayan iktidarlar dönemi yeniden geri gelsin. Halkın iradesi adıyla yamalı bohça iktidarlar ile Türkiye yıllarını kaybetmeye devam etsin. Ne var canım bunda, ülke yol alacak diye biz kendi keyfimizi mi bozalım diyor. CHP'nin ve yan bloğunun kaygısı anlaşılan millet değil, ülke değil!
Türkiye, 1.5 yılı bulmayan iktidarlardan, 3 yılı geçmeyen yamalı bohça koalisyonlardan hiçbir kazanım elde edemedi. Ülkenin geleceği, birkaç partinin keyfiyeti için heba edildi. Frenlendi. Batının istediği aslında böyle bir Türkiye'dir.
Bunu bilesiniz. Bilesiniz ki, Türkiye'de güçlü iktidar, hatta güçlü ittifaklar Batı'yı kaygılandırıyor. Batı, güçsüz yapıları seviyor. Kendisine karşı koyabilecek, hayır diyebilecek iktidarlardan rahatsız.
CHP'nin veya başka siyasi aktörlerin ne dediğini irdelemeye gerek yok. İtirazların tamamı, güçsüz siyasi yapılar ile yeniden batının boyunduruğuna giren Türkiye hedefleniyor.
Bütün mesele bu kadar basit.