Bir şehrin kalkınmasıyla ilgili planlama yapıyorsanız, elinizin altında ne var bilmek durumundasınız. Üretim ve insan kaynakları, beşeri avantajları, demografik yapısı, dezavantajları önemli eşiklerdir.
Erzurum beşeri kaynakları itibariyle önemli bir varlığa sahiptir. Tortum şelalesi, Narman Peribacaları, 300’ün üzerindeki tarihi eserleri, Palandöken dağı, Oltu taşı, kaplıcaları bunlardandır. Erzurum’un planlaması yapılırken, eldeki veriler mutlaka hesaplamaya katılmalıdır. Yatırım planlamasının önemli bir unsuru ise insandır. Bu alanda şehrin sorunları çözülecek gibi durmuyor. TUİK rakamlarıyla; Milli Eğitim alanında yatırımlar sıralamasında ilk 16’ya giren Erzurum, çıktı olarak eğitim sıralamasında 62. sırada yer almaktadır.
Erzurum turizm alanında da sorunlu bir şehir görüntüsü çizmektedir. Turizm alanında yatırımlar yapılıyor olsa da yetersizdir, aynı zamanda ulaşım problemleri bulunmaktadır. Erzurum tanıtım açısından ihtiyaç duyulan açılımı yapamamaktadır. Turizm alanında lokasyon, destinasyon sorunları bulunmaktadır.
Destinasyon: Farklı doğal özellikleri veya çekicilikleri olan ve ziyaretçilerin ilgisini çeken yer. Turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış hizmet ve olanakların odak noktasını oluşturan coğrafi alandır. Destinasyon, turizm faaliyetlerinin temel kaynaklarını bünyesinde barındıran, bu faaliyetlerin gerçekleştiği, turistik mal ve hizmetler ile tüketici deneyimlerinin bütünleşik bir sunumun sağlandığı ana zemindir.
Erzurum var olan değerlerini sunamadığı gibi, farklı alanlarda çoğu zaman boşuna enerji harcamaktadır. Birileri kızabilir, ama bu böyledir. Palandöken ile Tortum Şelalesi, Narman Peribacaları, kültür hazinenizi, kaplıcalarınızı birlikte sunamıyor, yeterli girdiyi sağlayamıyor iseniz düşünme ve harekette yanlışlıklar vardır.
Erzurum ve çevresi için faaliyet yürüten KUDAKA’nın projelerini incelerseniz, ne kadar gerçekçi bir yaklaşıma sahip olduğumuzu anlarsınız. Şehrin kaynaklarının nasıl değerlendirildiği, nasıl yönetildiği kalkınma veya kalkınamama denkleminizi ortaya koyar.
Çözüm ne diye düşünmek elbette gerekiyor. Benim tavsiyem Erzurum adına söz sahibi olanların Bingöl’den çıkıp, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Urfa’yı incelemeleridir. 1980’lere kadar çoğunun esamisi okunmayan bu şehirlerin fersah fersah ilerlemesindeki espriyi anlayabilmeliyiz.
Antep, Diyarbakır, Urfa, Elazığ ve Bingöl’ün süper lig takımları yok, ama ekonomide süper ligde olduklarını görürsünüz. Diyarbakır’ın turizm alanında ürettiği etkiyi, Antep’in oluşturduğu atmosferi, Urfa’nın yükselişini izlerken, neyi kaçırdığımızı, eksiğimizi görebiliriz.
Sizce nerede yanlış yapıyoruz?!
Erzurum beşeri kaynakları itibariyle önemli bir varlığa sahiptir. Tortum şelalesi, Narman Peribacaları, 300’ün üzerindeki tarihi eserleri, Palandöken dağı, Oltu taşı, kaplıcaları bunlardandır. Erzurum’un planlaması yapılırken, eldeki veriler mutlaka hesaplamaya katılmalıdır. Yatırım planlamasının önemli bir unsuru ise insandır. Bu alanda şehrin sorunları çözülecek gibi durmuyor. TUİK rakamlarıyla; Milli Eğitim alanında yatırımlar sıralamasında ilk 16’ya giren Erzurum, çıktı olarak eğitim sıralamasında 62. sırada yer almaktadır.
Erzurum turizm alanında da sorunlu bir şehir görüntüsü çizmektedir. Turizm alanında yatırımlar yapılıyor olsa da yetersizdir, aynı zamanda ulaşım problemleri bulunmaktadır. Erzurum tanıtım açısından ihtiyaç duyulan açılımı yapamamaktadır. Turizm alanında lokasyon, destinasyon sorunları bulunmaktadır.
Destinasyon: Farklı doğal özellikleri veya çekicilikleri olan ve ziyaretçilerin ilgisini çeken yer. Turistlerin ihtiyaçlarını karşılamak için tasarlanmış hizmet ve olanakların odak noktasını oluşturan coğrafi alandır. Destinasyon, turizm faaliyetlerinin temel kaynaklarını bünyesinde barındıran, bu faaliyetlerin gerçekleştiği, turistik mal ve hizmetler ile tüketici deneyimlerinin bütünleşik bir sunumun sağlandığı ana zemindir.
Erzurum var olan değerlerini sunamadığı gibi, farklı alanlarda çoğu zaman boşuna enerji harcamaktadır. Birileri kızabilir, ama bu böyledir. Palandöken ile Tortum Şelalesi, Narman Peribacaları, kültür hazinenizi, kaplıcalarınızı birlikte sunamıyor, yeterli girdiyi sağlayamıyor iseniz düşünme ve harekette yanlışlıklar vardır.
Erzurum ve çevresi için faaliyet yürüten KUDAKA’nın projelerini incelerseniz, ne kadar gerçekçi bir yaklaşıma sahip olduğumuzu anlarsınız. Şehrin kaynaklarının nasıl değerlendirildiği, nasıl yönetildiği kalkınma veya kalkınamama denkleminizi ortaya koyar.
Çözüm ne diye düşünmek elbette gerekiyor. Benim tavsiyem Erzurum adına söz sahibi olanların Bingöl’den çıkıp, Elazığ, Malatya, Diyarbakır, Gaziantep, Urfa’yı incelemeleridir. 1980’lere kadar çoğunun esamisi okunmayan bu şehirlerin fersah fersah ilerlemesindeki espriyi anlayabilmeliyiz.
Antep, Diyarbakır, Urfa, Elazığ ve Bingöl’ün süper lig takımları yok, ama ekonomide süper ligde olduklarını görürsünüz. Diyarbakır’ın turizm alanında ürettiği etkiyi, Antep’in oluşturduğu atmosferi, Urfa’nın yükselişini izlerken, neyi kaçırdığımızı, eksiğimizi görebiliriz.
Sizce nerede yanlış yapıyoruz?!