Dün 24 Nisan’dı…
Yani Millet-i Sadıka Ermeniler’’in Türk Milleti’ne ihanetlerinin, Ermeni çetelerin savunmasız Türk ve Müslüman ahaliyi katletmelerinin yıldönümüydü… Bekledik ki Diaspora dahil, dünya ülkeleri ne söyleyecek…
Beklediğimiz ses Arşiv Sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi…
Cumhurbaşkanımız dünyaya seslenerek;
‘…Bizi katliamla suçlayanlar, ortaya arşiv belgesi koyamadılar ve bir şey ispat edemediler… Bütün dünya şunu bilmeli ki biz arşivlerimizi incelemeye açtık… Üçüncü dünya ülkeleri ve Ermeniler, varsa arşivlerini tarihçilerin incelemesine açsınlar…
Anadolu’da Türk ve Müslüman oldukları için Ermeni çeteler tarafından katledilen milyonlarca insanı unutmadık… Bizi soykırımla suçlayan ülke liderlerine de söyledim…Biz Ahıska’da, Cezayir’de, Ruanda’da yaşanan soykırımı ve Afrika’nın bir çok ülkesinde değerli bir avuç elmas ve altın için insanların toplu katliamını unutmadık…
Osmanlı İmparatorluğu o gün kendisine ihanet edenlere ‘Tehcir’ uyguladı…
Tehcir başka şeydir, katliam başka…’
Evet, devletimizin tepesinden dünyaya verilen mesaj böyle…
*
Biz her platformda hiç çekinmeden söylüyoruz…
Gelin arşivlerimizi ve belgelerimizi birlikte inceleyelim.
Evet ortada bir soykırım vardır ve bunu Ermeni çeteler yapmıştır.
Erzurum başta olmak üzere Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde daha açılmamış ve yerleri tespit edilmiş 170 civarında toplu mezar bulunmakta…
***
104 sene önce Erzurum ve çevresinde can pazarı yaşandı.
Ruslar’ın bölgeyi terk etmesiyle birlikte zaten azmış olan Ermeniler, iyice çığırından çıkarak masum binlerce Türk’ü katlettiler.
Gerek Rus tarihçiler ve gerekse Rus ordusu mensubu subaylar Ermenilerin bu akıl almaz cinayetlerinden iğrenerek bahsediyorlar.
Kazım Karabekir de anılarında, Erzurum’a girdiğinde gördüğü manzarayı çok büyük bir üzüntü ile anlatıyor.
Kimi aileler yok oldu, kimileri de doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldı…
Antranik ve Marzmanof’a bağlı Ermeni komitacılar, Erzurum ve Kars çevresinde öylesi katliam yaptı ki, bu isimlerin telaffuz dahi edilmesi insanlara hakaret olarak kabul edildi.
***
104 yıl önce yaşananlar unutulacak olaylar değildi ve unutulmamalı da…
Şu bir gerçek ki bölgede Ermeni nüfusu hiçbir zaman Türk nüfusuna yaklaşamadı…
Hani 1919 yılında Erzurum ve bölgedeki Ermeni nüfusunu araştırmak üzere Erzurum’a gelen ABD heyetine o günkü Şehrül-Emin Zakir Gürbüz; bulundukları evin penceresinden Türk mezarlıklarını ve Ermeni Maşatlığını göstererek; “ Şu karşıdaki Müslüman mezarlığı, onun uzağında ve yüzde biri büyüklüğünde görünen de Ermeni Maşatlığı… İşte toplam nüfusu buradan tespit edebilirsiniz, bunlar ölülerini yemediler ya…” diyerek ABD heyetinin Ermeni nüfus hakkında bir kanaat sahibi olmalarını sağladığı gibi.
***
Genç nesillere tarihte yaşananlar, tarihçilerin ağzından anlatılmalı ve milli bilinç mutlaka ayakta tutulmalı.
Ama asla kin ve nefret öğretilmeden…
Milli bilinç ve milli duruş sağlanmalı…
***
Türk Milleti’nin tek bir ferdi dahi bu duyguların dışında bir şey düşünmüyor.
Geçmişte yaşananlar hafızamızda duruyor ama değerlendirmesini tarihçiler yapsın diyoruz.
Yıllarca ABD’de ya da Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde yaşayan Ermeni Diasporasının yaptığı ve yapmağa çalıştığı gibi değil…
Diasporanın kendi varlığının sürdürebilmesi ve Ermenistan üzerinde nüfus sahibi olabilmesi Türkiye ve Türk düşmanlığına endekslenmiş bir halde…
Diasporanın yaşadığı ülke parlamentoları da Ermeniler’den gelecek oylara göre politika belirliyor. Yani karşılıklı çıkarlar söz konusu…
Geçmişte yaşananlar kimsenin umurunda değil… Zaten böyle olsaydı Amerikalılar Kızılderili ve Zenci kıyımlarını parlamentolarında tartışır ve başkentlerinin göbeğine önce kendi soykırım anıtlarını dikme zorunda kalırlardı.
Fransa, Cezayir ve Ruanda’da yaptığı katliamın veya Korsikalılar’a halen uyguladığı insan hakları ihlallerinin hesabını verebilir mi acaba…
Hayali Ermeni yasa ta sarılarına imza atanların bırakın tarih bilgisini, coğrafyayı da tanımayan, dünya atlasında Türkiye’nin ve Erzurum’un yerini dahi bilemeyen kişiler olduğunu biliyoruz…
Biz dik durmalı , üniversitelerimiz ve tarihçilerimizle dünyaya gerçeği anlatmağa devam etmeliyiz.
Sözde soykırım tasarısına evet diyenler bilmeli ki;
Türk Milleti, tarihi boyunca kendine yapılanları affetmedi ama kindar da olmadı…
Ve asla kan davası gütmedi…
Buna mensup olduğu milli ve manevi değerleri izin vermedi.
Büyük Millet olmak bu olsa gerek…
Yani Millet-i Sadıka Ermeniler’’in Türk Milleti’ne ihanetlerinin, Ermeni çetelerin savunmasız Türk ve Müslüman ahaliyi katletmelerinin yıldönümüydü… Bekledik ki Diaspora dahil, dünya ülkeleri ne söyleyecek…
Beklediğimiz ses Arşiv Sempozyumunda konuşan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi…
Cumhurbaşkanımız dünyaya seslenerek;
‘…Bizi katliamla suçlayanlar, ortaya arşiv belgesi koyamadılar ve bir şey ispat edemediler… Bütün dünya şunu bilmeli ki biz arşivlerimizi incelemeye açtık… Üçüncü dünya ülkeleri ve Ermeniler, varsa arşivlerini tarihçilerin incelemesine açsınlar…
Anadolu’da Türk ve Müslüman oldukları için Ermeni çeteler tarafından katledilen milyonlarca insanı unutmadık… Bizi soykırımla suçlayan ülke liderlerine de söyledim…Biz Ahıska’da, Cezayir’de, Ruanda’da yaşanan soykırımı ve Afrika’nın bir çok ülkesinde değerli bir avuç elmas ve altın için insanların toplu katliamını unutmadık…
Osmanlı İmparatorluğu o gün kendisine ihanet edenlere ‘Tehcir’ uyguladı…
Tehcir başka şeydir, katliam başka…’
Evet, devletimizin tepesinden dünyaya verilen mesaj böyle…
*
Biz her platformda hiç çekinmeden söylüyoruz…
Gelin arşivlerimizi ve belgelerimizi birlikte inceleyelim.
Evet ortada bir soykırım vardır ve bunu Ermeni çeteler yapmıştır.
Erzurum başta olmak üzere Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesinde daha açılmamış ve yerleri tespit edilmiş 170 civarında toplu mezar bulunmakta…
***
104 sene önce Erzurum ve çevresinde can pazarı yaşandı.
Ruslar’ın bölgeyi terk etmesiyle birlikte zaten azmış olan Ermeniler, iyice çığırından çıkarak masum binlerce Türk’ü katlettiler.
Gerek Rus tarihçiler ve gerekse Rus ordusu mensubu subaylar Ermenilerin bu akıl almaz cinayetlerinden iğrenerek bahsediyorlar.
Kazım Karabekir de anılarında, Erzurum’a girdiğinde gördüğü manzarayı çok büyük bir üzüntü ile anlatıyor.
Kimi aileler yok oldu, kimileri de doğdukları toprakları terk etmek zorunda kaldı…
Antranik ve Marzmanof’a bağlı Ermeni komitacılar, Erzurum ve Kars çevresinde öylesi katliam yaptı ki, bu isimlerin telaffuz dahi edilmesi insanlara hakaret olarak kabul edildi.
***
104 yıl önce yaşananlar unutulacak olaylar değildi ve unutulmamalı da…
Şu bir gerçek ki bölgede Ermeni nüfusu hiçbir zaman Türk nüfusuna yaklaşamadı…
Hani 1919 yılında Erzurum ve bölgedeki Ermeni nüfusunu araştırmak üzere Erzurum’a gelen ABD heyetine o günkü Şehrül-Emin Zakir Gürbüz; bulundukları evin penceresinden Türk mezarlıklarını ve Ermeni Maşatlığını göstererek; “ Şu karşıdaki Müslüman mezarlığı, onun uzağında ve yüzde biri büyüklüğünde görünen de Ermeni Maşatlığı… İşte toplam nüfusu buradan tespit edebilirsiniz, bunlar ölülerini yemediler ya…” diyerek ABD heyetinin Ermeni nüfus hakkında bir kanaat sahibi olmalarını sağladığı gibi.
***
Genç nesillere tarihte yaşananlar, tarihçilerin ağzından anlatılmalı ve milli bilinç mutlaka ayakta tutulmalı.
Ama asla kin ve nefret öğretilmeden…
Milli bilinç ve milli duruş sağlanmalı…
***
Türk Milleti’nin tek bir ferdi dahi bu duyguların dışında bir şey düşünmüyor.
Geçmişte yaşananlar hafızamızda duruyor ama değerlendirmesini tarihçiler yapsın diyoruz.
Yıllarca ABD’de ya da Avrupa’nın herhangi bir ülkesinde yaşayan Ermeni Diasporasının yaptığı ve yapmağa çalıştığı gibi değil…
Diasporanın kendi varlığının sürdürebilmesi ve Ermenistan üzerinde nüfus sahibi olabilmesi Türkiye ve Türk düşmanlığına endekslenmiş bir halde…
Diasporanın yaşadığı ülke parlamentoları da Ermeniler’den gelecek oylara göre politika belirliyor. Yani karşılıklı çıkarlar söz konusu…
Geçmişte yaşananlar kimsenin umurunda değil… Zaten böyle olsaydı Amerikalılar Kızılderili ve Zenci kıyımlarını parlamentolarında tartışır ve başkentlerinin göbeğine önce kendi soykırım anıtlarını dikme zorunda kalırlardı.
Fransa, Cezayir ve Ruanda’da yaptığı katliamın veya Korsikalılar’a halen uyguladığı insan hakları ihlallerinin hesabını verebilir mi acaba…
Hayali Ermeni yasa ta sarılarına imza atanların bırakın tarih bilgisini, coğrafyayı da tanımayan, dünya atlasında Türkiye’nin ve Erzurum’un yerini dahi bilemeyen kişiler olduğunu biliyoruz…
Biz dik durmalı , üniversitelerimiz ve tarihçilerimizle dünyaya gerçeği anlatmağa devam etmeliyiz.
Sözde soykırım tasarısına evet diyenler bilmeli ki;
Türk Milleti, tarihi boyunca kendine yapılanları affetmedi ama kindar da olmadı…
Ve asla kan davası gütmedi…
Buna mensup olduğu milli ve manevi değerleri izin vermedi.
Büyük Millet olmak bu olsa gerek…