
Türkiye’ye oynanan oyunlar öyle böyle değildir. Öncelikle yakın tarih üzerine gizli kalmış belgelerin açılması, akademi dünyasının istifadesine de sunulması gerekiyor. Türk milleti şayet doğru düzgün bir eğitime tabi tutulmaz, milli bilincine kavuşturulmaz ise oyunlar yinelenerek devam edecektir.
"Türkiye savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nuri Killigil'in İstanbul'da kurduğu silah fabrikasının savunma sanayiinin öncüleri olarak halen hafızalarda olduğunu şöyle anlatmıştı:
"Tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye adeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır. Oysa Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a, Nuri Killigil'e sahip çıksaydı Türkiye, bugün savunma sanayii bambaşka bir konumda olurdu."
Nuri Paşa'nın bir türlü aydınlatılamayan ölümü, Türkiye'nin savunma sanayiinde yıllar sonra yapacağı yerli ve milli atılımların önüne geçemedi. Dönemin en önemli silah fabrikasını kuran Killigil'in hayali, günümüz Türkiye'sinde savunma alanında atılan hamlelerle gerçeğe dönüştü.” (Kaynak: Nurya Yardımcı/TRT Haber)
Şimdi Nuri Paşa’nın hikayesine dönelim;
SÜTLÜCE’deki silah ve mühimmat fabrikasındaki 1949 yılındaki patlamada hayatını kaybeden Kafkas İslam Ordusu Kumandanı ve Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa (Killigil) için 67 yıl sonra cenaze namazı kılındı. Kendi kurmuş olduğu fabrikada 28 kişi ile birlikte hayatını kaybeden Nuri Paşa’nın vücudu 10 gün sonra Haliç’ten çıkarılmış ve o zamanın İstanbul Müftüsü olan Ömer Nasuhi Bilmen’in ’vücut tam olarak bulunamadığı için cenaze namazı kılınmaz’ fetvası nedeniyle cenaze namazı kılınmadan Edirnekapı Şehitliğine defnedilmişti. 28.09.2016 – Hürriyet Gazetesi.
Ancak Nuri Paşa’nın hayatı çok daha büyüktür.
Türk savunma sanayisinin kurucusu olarak kabul edilen Nuri Killigil, 1940’larda İstanbul’da kurduğu fabrikada top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal ederek, özel sektörde yerli harp sanayisinin gelişmesine ve Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına katkı sağlayan ilk girişimcilerden biri olarak biliniyor.
Savaşçı bir ailenin içinde 1890 yılında doğan Nuri Killigil, tıpkı ağabeyi Enver Paşa ve Kut’ül Amare kahramanı amcası Halil (Kut) Paşa gibi bir asker olarak yetişti.
Trablusgarp’a gönderilen gönüllü subaylar arasında yer aldı ve I. Dünya Savaşı öncesi yüzbaşılığa kadar yükseldi. Savaş alanındaki başarılarından dolayı 28 yaşındayken yarbay rütbesine terfi ettirildi.
Afrika Grupları Komutanı olarak Kasım 1914’te Afrika’ya gönderildi ve bir süre orada görev yaptı.
"Türkiye savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nuri Killigil'in İstanbul'da kurduğu silah fabrikasının savunma sanayiinin öncüleri olarak halen hafızalarda olduğunu şöyle anlatmıştı:
"Tüm bu kritik projeler, dönemin ufuksuz, vizyonsuz idarecileri tarafından sabote edilmiştir. Türkiye adeta kasıtlı ve bilinçli bir şekilde savunma sanayiinde yurt dışına mahkum bırakılmıştır. Oysa Nuri Demirağ, Vecihi Hürkuş'a, Nuri Killigil'e sahip çıksaydı Türkiye, bugün savunma sanayii bambaşka bir konumda olurdu."
Nuri Paşa'nın bir türlü aydınlatılamayan ölümü, Türkiye'nin savunma sanayiinde yıllar sonra yapacağı yerli ve milli atılımların önüne geçemedi. Dönemin en önemli silah fabrikasını kuran Killigil'in hayali, günümüz Türkiye'sinde savunma alanında atılan hamlelerle gerçeğe dönüştü.” (Kaynak: Nurya Yardımcı/TRT Haber)
Şimdi Nuri Paşa’nın hikayesine dönelim;
SÜTLÜCE’deki silah ve mühimmat fabrikasındaki 1949 yılındaki patlamada hayatını kaybeden Kafkas İslam Ordusu Kumandanı ve Enver Paşa’nın kardeşi Nuri Paşa (Killigil) için 67 yıl sonra cenaze namazı kılındı. Kendi kurmuş olduğu fabrikada 28 kişi ile birlikte hayatını kaybeden Nuri Paşa’nın vücudu 10 gün sonra Haliç’ten çıkarılmış ve o zamanın İstanbul Müftüsü olan Ömer Nasuhi Bilmen’in ’vücut tam olarak bulunamadığı için cenaze namazı kılınmaz’ fetvası nedeniyle cenaze namazı kılınmadan Edirnekapı Şehitliğine defnedilmişti. 28.09.2016 – Hürriyet Gazetesi.
Ancak Nuri Paşa’nın hayatı çok daha büyüktür.
Türk savunma sanayisinin kurucusu olarak kabul edilen Nuri Killigil, 1940’larda İstanbul’da kurduğu fabrikada top, havan, uçaksavar mermi ve tapalarının yanı sıra uçak bombaları imal ederek, özel sektörde yerli harp sanayisinin gelişmesine ve Türk ordusunun ateş gücünün artırılmasına katkı sağlayan ilk girişimcilerden biri olarak biliniyor.
Savaşçı bir ailenin içinde 1890 yılında doğan Nuri Killigil, tıpkı ağabeyi Enver Paşa ve Kut’ül Amare kahramanı amcası Halil (Kut) Paşa gibi bir asker olarak yetişti.
Trablusgarp’a gönderilen gönüllü subaylar arasında yer aldı ve I. Dünya Savaşı öncesi yüzbaşılığa kadar yükseldi. Savaş alanındaki başarılarından dolayı 28 yaşındayken yarbay rütbesine terfi ettirildi.
Afrika Grupları Komutanı olarak Kasım 1914’te Afrika’ya gönderildi ve bir süre orada görev yaptı.