
Hafta sonu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılan MNG MALL yaşam ve alışveriş merkezi için hem sosyal medya hem de ulusal medyanın magazin programlarında yorumlar yapıldı.
Bilmem kaç milyona mal olan AVM’yi yerden yere vuranlarda oldu, dev yatırım Doğu’nun makûs talihi değişiyor diyenlerde…
Sonuç itibari ile AVM’ler dünyada tercih edilen bir gereksim haline geldi. Üretime değil tüketime yönelik bir kuruluş. Yapan da satan da kar ediyor bu sistemde. İstihdama katkısı var mı? Elbette var, belki bu açıdan bakmak en doğrusu.
Ne dünyanın sonu ne de bu AVM yapıldı diye Erzurum çağ atladı, atlayacak. Her iki görüş de abartılı. Bazı şeyler arz talep işidir, bu iş de böyle.
Ancak hiçbir kent yoktur ki yapılan AVM’lerle kalkınsın. Ama bu çapta bir AVM açıldığına göre demek ki tüketimde ciddi bir pay sahibiyiz.
“Erzurum hak ettiği yerde değil”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halka konuşurken önemle altını çizdi bu sözlerin. “Erzurum konumu gereği hak ettiği yerde değil. Karadeniz’in Kafkasya’nın, İran’ın, Orta Asya’nın giriş çıkış kapısı bir konumda olan Erzurum’un önündeki potansiyel acaba kaç şehrimizde var? Eğer buna rağmen Erzurum’da işsizimiz çok, ticaretimiz zayıf, sanayimiz cılız ise dönüp kendimizi sorgulamamız lazım” dedi.
Bu sözler üzerine herhalde siyasiler artık Erzurum’a şöyle yatırım getirdik böyle yatırım getirdik demeyeceklerdir. Ya da ‘Erzurum’da işsizlik yok, iş beğenmeyenler var’ safsatasını da canımıza çekmeyeceklerdir.
Zira fotoğraf ortada; Cumhurda, cumhurun başı da gerçekleri söylüyor. 2023 Vizyonu kapsamında Erzurum’a baktığımız da ne yazık ki hiç de iç acıcı bir tablo yok. Üretime yönelik tek bir taş konmamış. İşsizlik artmış, göç üst seviyede. Şehir içinde kısılıp kalmışız, nerede kaldı komşuları ile ticaret.
Peki, bu böyle gelmiş böylemi gider, elbette hayır. Bu şehirde ısrarla yaşayan insanların umudu da çabası var. Yeter ki seslerini duyun. Yeter ki doğru planlamaları yapın. Yeter ki sıkıntıları tüm çıplaklığı ile görün. Yeter ki size her seferinde nefes veren bu insanlara nefes olun. Yeter ki bu insanların sıkıntısı ile dertlenin. Yüzünü batıya sırtını bu şehre dönen yönetici, siyasi, bürokratları ayıklayın. Yeter ki yerel müteşebbislerin elinden tutun. Onlar size nefes olmaya da bu ülkeye kalkan olmaya da devam edeceklerdir.
Ama bize nefes olmazsanız bizim nefesimiz 2023’e yetmeyecek. Bu şehir kaliteli göç vermeye devam edecek. Ülkenin garantisi diye görülen bu halk, doğduğu yerleri bırakıp doyduğu yerlere gidecek…
Bilmem kaç milyona mal olan AVM’yi yerden yere vuranlarda oldu, dev yatırım Doğu’nun makûs talihi değişiyor diyenlerde…
Sonuç itibari ile AVM’ler dünyada tercih edilen bir gereksim haline geldi. Üretime değil tüketime yönelik bir kuruluş. Yapan da satan da kar ediyor bu sistemde. İstihdama katkısı var mı? Elbette var, belki bu açıdan bakmak en doğrusu.
Ne dünyanın sonu ne de bu AVM yapıldı diye Erzurum çağ atladı, atlayacak. Her iki görüş de abartılı. Bazı şeyler arz talep işidir, bu iş de böyle.
Ancak hiçbir kent yoktur ki yapılan AVM’lerle kalkınsın. Ama bu çapta bir AVM açıldığına göre demek ki tüketimde ciddi bir pay sahibiyiz.
“Erzurum hak ettiği yerde değil”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan halka konuşurken önemle altını çizdi bu sözlerin. “Erzurum konumu gereği hak ettiği yerde değil. Karadeniz’in Kafkasya’nın, İran’ın, Orta Asya’nın giriş çıkış kapısı bir konumda olan Erzurum’un önündeki potansiyel acaba kaç şehrimizde var? Eğer buna rağmen Erzurum’da işsizimiz çok, ticaretimiz zayıf, sanayimiz cılız ise dönüp kendimizi sorgulamamız lazım” dedi.
Bu sözler üzerine herhalde siyasiler artık Erzurum’a şöyle yatırım getirdik böyle yatırım getirdik demeyeceklerdir. Ya da ‘Erzurum’da işsizlik yok, iş beğenmeyenler var’ safsatasını da canımıza çekmeyeceklerdir.
Zira fotoğraf ortada; Cumhurda, cumhurun başı da gerçekleri söylüyor. 2023 Vizyonu kapsamında Erzurum’a baktığımız da ne yazık ki hiç de iç acıcı bir tablo yok. Üretime yönelik tek bir taş konmamış. İşsizlik artmış, göç üst seviyede. Şehir içinde kısılıp kalmışız, nerede kaldı komşuları ile ticaret.
Peki, bu böyle gelmiş böylemi gider, elbette hayır. Bu şehirde ısrarla yaşayan insanların umudu da çabası var. Yeter ki seslerini duyun. Yeter ki doğru planlamaları yapın. Yeter ki sıkıntıları tüm çıplaklığı ile görün. Yeter ki size her seferinde nefes veren bu insanlara nefes olun. Yeter ki bu insanların sıkıntısı ile dertlenin. Yüzünü batıya sırtını bu şehre dönen yönetici, siyasi, bürokratları ayıklayın. Yeter ki yerel müteşebbislerin elinden tutun. Onlar size nefes olmaya da bu ülkeye kalkan olmaya da devam edeceklerdir.
Ama bize nefes olmazsanız bizim nefesimiz 2023’e yetmeyecek. Bu şehir kaliteli göç vermeye devam edecek. Ülkenin garantisi diye görülen bu halk, doğduğu yerleri bırakıp doyduğu yerlere gidecek…