
‘Şipşak üstgeçit’in merdivenleri yürüyen değil, ayağı kaldırıma geliyor!
Acelen neydi Karayolları?
‘’Aceleci işe sinek düşer’’ diyenler doğru demiş valla! Bilmiyorum ama Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün acelesi neydi ki Şehir Hastanesi önüne görenleri de hayrete düşüren bu üst geçidi yaptı? Önceki yıllarda olduğu gibi tıpkı bir gecede yapılan gecekondu evleri andıran bu üst geçit, Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkililerinin haberi olsun, derde derman olmadı, kimsenin de aferin diyeceğini sanmam. Tamamen bir an önce ‘yapılsın -bitsin’ mantığı ile gerçekleştiği gözlenen üst geçit, daha şimdiden ciddi bir etüde muhtaç! Herşeyden önce çelik konstrüksiyon ile yapılan üst geçidin merdivenleri bir şekilde yürüyen olmalıydı. Dün özellikle erinmedim saydım, her bir ayağında tam tamına 42 basamak var. Kaldı ki sadece sorun bu da değil.
***
Ramada Otel’in tam da önüne denk gelen üst geçidin başladığı yer belki doğru olabilir ama bitiş noktası sorunlu. Tam da Şehir Hastanesi’nin önünde ki duvarın yanında yeralan kaldırıma denk gelen bir ayağı var. Hastane ile Yıldızkent’i bütünleştirememiş, modern adıyla entegre etmemiş! Ramada Otel önünden üst geçidi kullanmak isteyen vatandaşlar, kaldırıma iniyor ve öyle Şehir Hastanesi’ne girmeleri de hiç kolay değil. Evet, o bölgede bir ihtiyaçtan kaynaklanan doğru bir proje doğmuş ama biraz sakat doğmuş! Muhtemelen, illaki yarın-öbürgün rehabilitesine karar verilecek olan üst geçit yapılmış ama olmamış işte. Yanlışım olduğunu düşünen varsa lütfen gitsin, kendi gözleriyle görsün. Olmamış, olamamış işte! Bu benim son kararımdır!

Biraz da ‘noter’ olalım!
Özellikle Erzurum Barosu’na kayıtlı avukatların sayısı arttıkça, pasta da azaldıkça, bir çoğu başka iş kolları için tercih yapmak durumunda kalıyor. Son yıllarda kayıtlı avukatların bir çoğu hakimlik ve savcılık sınavına girerek kategori atlamayı tercih ederken, bir çoğu da akademik kariyer için Üniversitelere kapağı atmayı yeğliyor. Kuşkusuz sadece Hukuk Fakültelerinden mezun olmak yeten noterlik de bu tercihlerden birisi. En son Avukatlık mesleğini sonlandırarak noter olan bir isim de Zinnur Kara. Abdulmecit Doğru, Hale Ataman, Ömer Faruk Yavuz, Büşra Gür, Erkan Kadıoğlu, Gül Özlütürk gibi, isimleri ilk aklıma gelen avukatlar da noter oldular. Her yıl neredeyse 200’e yakın avukatın işbaşı yaptığı ve binlere doğru ulaştığı sayı sebebiyle bir çok avukat, gelecek için başka ufuklara yelken açmaya başlamış.

Köksal Yavuz, merdivenleri tek tek tırmandı.
Zabıta başladı, Genel Sekreter yardımcısı oldu!

Tepeden gelme, son zamanlarda bir çok kurumda sıklıkla karşılaştığımız ve hepimizin de tepki gösterdiği liyakatsız atamalara herkes gibi oldum olası ben de uyuzumdur. Bulunduğu kurumun kademelerinde hak ederek yükselen, önemli mevkilere gelen, ya da getirilen her kimse onun başımızın üstünde yeri vardır hep. İşte bunlardan biridir Köksal Yavuz. Hasan Şahin’in yerine bir süre önce genel sekreter yardımcılığı görevine getirilen Köksal Yavuz, eskilere dayanan bir belediyeci. Kuruma taa rahmetli Mahmut Uykusuz’un başkan olduğu 1999 yılında DMS ile giren ve zabıta memuru olarak işe başlayan Yavuz, başarı merdivenlerinden tek tek tırmandı ve en son daire başkanlığının ardından genel sekreterlik koltuğuna oturdu.
***
Bugün aralarında Basın, Spor, Yazı İşleri, Sosyal Hizmetler, Destek Hizmetleri gibi bir çok daire ve müdürlüklerden sorumlu olan Köksal Yavuz, aynı zamanda memur olduğu girdiği zabıta teşkilatının da baş sorumlusu oldu. Bir bakıma Büyükşehirde genel sekreter yardımcıları içerisinde en çok iş ve personel yükünü taşıyan bir yönü de var Köksal başkanın. Mütevazi ve çalışkan kişiliğiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in de gözdelerinden birisi haline gelen Yavuz, sanıyorum işe yeni başlayan düz memurlar için de rol modeldir artık. Ne demiş yazar. Tırmanmayı göze alan zirvenin hazzını yaşar. Alkışlarımız zirvenin hazzını yaşayan Köksal başkana gelsin.

Çaykara İşhanı TBMM’ye çalıştı!
En ballı kat!
Sanırım 1987 yılında Çaykara’da yapılmasına karar verilen İşhanı ile ilgili Belediye meclis toplantısını dün gibi hatırlıyorum. Rahmetli Necati Güllülü başkandı ve yine aynı partiden, ANAP’dan rahmetli meclis üyesi Rafet Küçükali’nin ‘’Erzurum’da işhan gitmez. Hiçbir kadın işhanlara girmez’’ şeklindeki muhalefetine rağmen o işhanın yapılması oy çokluğuyla karar verilmişti. Hatta Muharrem Köse’nin inşaatına başladığı işhanın birebir bir maketini de o toplantıda Güllülü meclis üyelerine toplantıda göstermişti. 2 yıl gibi çok kısa süre içerisinde inşaatı tamamlanan ve hizmete giren Çaykara İşhanı, modern tasarımıyla Erzurum’un da ilk çok katlı İşhanı ünvanına sahiptir. Özellikle üst katları avukat ve inşaat mühendisleri tarafından tercih edilen İşhan’ın en büyük özelliği, içerisinde oturan çoğunun, özellikle 3’üncü katlardaki sakinlerin milletvekili olmaları!

Geçen bunca yıllık süre içerisinde özellikle siyasete meraklılara hayırlı gelen 3’ncü kat, adeta TBMM’ye vekil gönderen kat oldu. ANAP’dan Mustafa Nuri Akbulut’a ve Necati Güllülü’ye mebusluk yolunu açan katta Avukatlar Lütfü Esengün ve Fahrettin Kukaracı da Refah ve Fazilet Partisi’nden mebus olan isimlerdi. En son Erzurum Gazetesi’nin sahibi İbrahim Aydemir, AK Parti’den mebus oldu ve o ballı katın meyvesini yiyen isim oldu. Bu isimlerin çoğunun seçim irtibat bürosu da yine bulundukları katta ki büroları olmuştu. Ne var ki burada zafer kazananlar kadar hezimet ile de karşılaşan siyasiler de olmadı değil. O katta oturdukları halde mebusluğa niyetlenen ve farklı partilerden aday olan Faruk Terzioğlu, İhsan Öztürk ve Kemal Öztürk gibi isimler, o mutluluğu yaşayamayan şanssız isimler olarak belleklere kazındılar.

Afganlı Ümid’e mankenlik yolu!
Ümid Amini yaklaşık 5 yıldır Erzurum’da ikamet eden ailesinin yanında yaşayan Afganlı bir genç. Resim sanatına ilgi duyan ve lise son sınıf eğitimi gören 17 yaşındaki Ümitd Amini’nin diğer Afganlı gençlerden ayrılan bir özellliği var, o da mankenliğe hevesi. İstanbul’da faaliyet gösteren bir mankenlik ajansının talebi üzerine eğitim gören Amini, başarılı göründü ve yol hazırlıklarına başladı. Mankenlik ajansının daveti üzerine bugün-yarın İstanbul’a gidecek olan Ümid Amini, kendisini ve de ailesini mutlu eden bu haber üzerine sevincini paylaşmak için Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan’ın yanında soluğu aldı. Haşim Özcan, mutluluğu gözlerinden okunan genç manken adayını tebrik etti, başarı dileğinde bulundu.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Zaman, sessiz bir testeredir! (Emmanuel Kant)
DUVARIN DİLİ : Tek kişilik miydi bu şehir? Sen gidince bomboş kaldı!
Acelen neydi Karayolları?
‘’Aceleci işe sinek düşer’’ diyenler doğru demiş valla! Bilmiyorum ama Karayolları Bölge Müdürlüğü’nün acelesi neydi ki Şehir Hastanesi önüne görenleri de hayrete düşüren bu üst geçidi yaptı? Önceki yıllarda olduğu gibi tıpkı bir gecede yapılan gecekondu evleri andıran bu üst geçit, Karayolları Bölge Müdürlüğü yetkililerinin haberi olsun, derde derman olmadı, kimsenin de aferin diyeceğini sanmam. Tamamen bir an önce ‘yapılsın -bitsin’ mantığı ile gerçekleştiği gözlenen üst geçit, daha şimdiden ciddi bir etüde muhtaç! Herşeyden önce çelik konstrüksiyon ile yapılan üst geçidin merdivenleri bir şekilde yürüyen olmalıydı. Dün özellikle erinmedim saydım, her bir ayağında tam tamına 42 basamak var. Kaldı ki sadece sorun bu da değil.
***
Ramada Otel’in tam da önüne denk gelen üst geçidin başladığı yer belki doğru olabilir ama bitiş noktası sorunlu. Tam da Şehir Hastanesi’nin önünde ki duvarın yanında yeralan kaldırıma denk gelen bir ayağı var. Hastane ile Yıldızkent’i bütünleştirememiş, modern adıyla entegre etmemiş! Ramada Otel önünden üst geçidi kullanmak isteyen vatandaşlar, kaldırıma iniyor ve öyle Şehir Hastanesi’ne girmeleri de hiç kolay değil. Evet, o bölgede bir ihtiyaçtan kaynaklanan doğru bir proje doğmuş ama biraz sakat doğmuş! Muhtemelen, illaki yarın-öbürgün rehabilitesine karar verilecek olan üst geçit yapılmış ama olmamış işte. Yanlışım olduğunu düşünen varsa lütfen gitsin, kendi gözleriyle görsün. Olmamış, olamamış işte! Bu benim son kararımdır!

Biraz da ‘noter’ olalım!
Özellikle Erzurum Barosu’na kayıtlı avukatların sayısı arttıkça, pasta da azaldıkça, bir çoğu başka iş kolları için tercih yapmak durumunda kalıyor. Son yıllarda kayıtlı avukatların bir çoğu hakimlik ve savcılık sınavına girerek kategori atlamayı tercih ederken, bir çoğu da akademik kariyer için Üniversitelere kapağı atmayı yeğliyor. Kuşkusuz sadece Hukuk Fakültelerinden mezun olmak yeten noterlik de bu tercihlerden birisi. En son Avukatlık mesleğini sonlandırarak noter olan bir isim de Zinnur Kara. Abdulmecit Doğru, Hale Ataman, Ömer Faruk Yavuz, Büşra Gür, Erkan Kadıoğlu, Gül Özlütürk gibi, isimleri ilk aklıma gelen avukatlar da noter oldular. Her yıl neredeyse 200’e yakın avukatın işbaşı yaptığı ve binlere doğru ulaştığı sayı sebebiyle bir çok avukat, gelecek için başka ufuklara yelken açmaya başlamış.

Köksal Yavuz, merdivenleri tek tek tırmandı.
Zabıta başladı, Genel Sekreter yardımcısı oldu!

Tepeden gelme, son zamanlarda bir çok kurumda sıklıkla karşılaştığımız ve hepimizin de tepki gösterdiği liyakatsız atamalara herkes gibi oldum olası ben de uyuzumdur. Bulunduğu kurumun kademelerinde hak ederek yükselen, önemli mevkilere gelen, ya da getirilen her kimse onun başımızın üstünde yeri vardır hep. İşte bunlardan biridir Köksal Yavuz. Hasan Şahin’in yerine bir süre önce genel sekreter yardımcılığı görevine getirilen Köksal Yavuz, eskilere dayanan bir belediyeci. Kuruma taa rahmetli Mahmut Uykusuz’un başkan olduğu 1999 yılında DMS ile giren ve zabıta memuru olarak işe başlayan Yavuz, başarı merdivenlerinden tek tek tırmandı ve en son daire başkanlığının ardından genel sekreterlik koltuğuna oturdu.
***
Bugün aralarında Basın, Spor, Yazı İşleri, Sosyal Hizmetler, Destek Hizmetleri gibi bir çok daire ve müdürlüklerden sorumlu olan Köksal Yavuz, aynı zamanda memur olduğu girdiği zabıta teşkilatının da baş sorumlusu oldu. Bir bakıma Büyükşehirde genel sekreter yardımcıları içerisinde en çok iş ve personel yükünü taşıyan bir yönü de var Köksal başkanın. Mütevazi ve çalışkan kişiliğiyle Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in de gözdelerinden birisi haline gelen Yavuz, sanıyorum işe yeni başlayan düz memurlar için de rol modeldir artık. Ne demiş yazar. Tırmanmayı göze alan zirvenin hazzını yaşar. Alkışlarımız zirvenin hazzını yaşayan Köksal başkana gelsin.

Çaykara İşhanı TBMM’ye çalıştı!
En ballı kat!
Sanırım 1987 yılında Çaykara’da yapılmasına karar verilen İşhanı ile ilgili Belediye meclis toplantısını dün gibi hatırlıyorum. Rahmetli Necati Güllülü başkandı ve yine aynı partiden, ANAP’dan rahmetli meclis üyesi Rafet Küçükali’nin ‘’Erzurum’da işhan gitmez. Hiçbir kadın işhanlara girmez’’ şeklindeki muhalefetine rağmen o işhanın yapılması oy çokluğuyla karar verilmişti. Hatta Muharrem Köse’nin inşaatına başladığı işhanın birebir bir maketini de o toplantıda Güllülü meclis üyelerine toplantıda göstermişti. 2 yıl gibi çok kısa süre içerisinde inşaatı tamamlanan ve hizmete giren Çaykara İşhanı, modern tasarımıyla Erzurum’un da ilk çok katlı İşhanı ünvanına sahiptir. Özellikle üst katları avukat ve inşaat mühendisleri tarafından tercih edilen İşhan’ın en büyük özelliği, içerisinde oturan çoğunun, özellikle 3’üncü katlardaki sakinlerin milletvekili olmaları!

Geçen bunca yıllık süre içerisinde özellikle siyasete meraklılara hayırlı gelen 3’ncü kat, adeta TBMM’ye vekil gönderen kat oldu. ANAP’dan Mustafa Nuri Akbulut’a ve Necati Güllülü’ye mebusluk yolunu açan katta Avukatlar Lütfü Esengün ve Fahrettin Kukaracı da Refah ve Fazilet Partisi’nden mebus olan isimlerdi. En son Erzurum Gazetesi’nin sahibi İbrahim Aydemir, AK Parti’den mebus oldu ve o ballı katın meyvesini yiyen isim oldu. Bu isimlerin çoğunun seçim irtibat bürosu da yine bulundukları katta ki büroları olmuştu. Ne var ki burada zafer kazananlar kadar hezimet ile de karşılaşan siyasiler de olmadı değil. O katta oturdukları halde mebusluğa niyetlenen ve farklı partilerden aday olan Faruk Terzioğlu, İhsan Öztürk ve Kemal Öztürk gibi isimler, o mutluluğu yaşayamayan şanssız isimler olarak belleklere kazındılar.

Afganlı Ümid’e mankenlik yolu!
Ümid Amini yaklaşık 5 yıldır Erzurum’da ikamet eden ailesinin yanında yaşayan Afganlı bir genç. Resim sanatına ilgi duyan ve lise son sınıf eğitimi gören 17 yaşındaki Ümitd Amini’nin diğer Afganlı gençlerden ayrılan bir özellliği var, o da mankenliğe hevesi. İstanbul’da faaliyet gösteren bir mankenlik ajansının talebi üzerine eğitim gören Amini, başarılı göründü ve yol hazırlıklarına başladı. Mankenlik ajansının daveti üzerine bugün-yarın İstanbul’a gidecek olan Ümid Amini, kendisini ve de ailesini mutlu eden bu haber üzerine sevincini paylaşmak için Göç İdaresi Müdürü Haşim Özcan’ın yanında soluğu aldı. Haşim Özcan, mutluluğu gözlerinden okunan genç manken adayını tebrik etti, başarı dileğinde bulundu.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Zaman, sessiz bir testeredir! (Emmanuel Kant)
DUVARIN DİLİ : Tek kişilik miydi bu şehir? Sen gidince bomboş kaldı!