
TDK ((Türk Dil Kurumu)na göre burjuvanın anlamı; Kentsoylu kentlerde yaşayan, üretim araçlarını ellerinde bulunduran ve kendi başına üretim ve kazanç yollarında çalışarak kendine oldukça geniş bir geçim sağlayan kimse.
Acente ise, bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse.
Türk şiirinin son dönem önemli isimlerinden Attila İlhan TÜSİAD için “Liban burjuvazisi” benzetmesini yapar, TÜSİAD’ı BATI’nın temsilcisi olarak niteler ve Türkiye’de her zaman yüzde 10 hain kontenjanı olduğunu söylerdi. Türk solunun özgün, milli olan ender isimlerinden biriydi Attila İlhan ve eserlerinde millilik arayan isimdi. Hangi Sol, Hangi Atatürk önemli eserlerindendir Attila İlhan’ın.
İstiklal şairi Mehmet Akif gibi BATI’yı tek dişi kalmış canavar olarak görür, içimizde Batının gönüllü ajanları olduğunu ifade ederdi. Örneğin “Türk aydını dediğimiz kişi Batının manevi ajanıdır” ifadesi ona aittir. Türk siyasetini sağ ve sol olarak değil, millî ve gayrimillî olarak ayıran isimdi Atilla İlhan.
Devrim otomobilinin hikayesi!
Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobilini gerçekleştirme hikayesini bilirsiniz! Sinema filmine de konu olmuştu. Milli otomobil fikri, isteği Erzurum’daki şehir stadyumundan ismi kazınan hemşerimiz Cemal Gürsel vermişti.
TCDD’ye görev verilir!
16 Haziran 1961’de Ankara’da yapılan bir toplantıyla başladı. Devlet Demiryolları yöneticileri ve mühendisleri Ankara’da toplantıya çağrıldı. TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu toplantıda, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatı doğrultusunda gelen yazıyı okudu. Buna göre ordunun ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi isteniyordu. Görev de TCDD’ye verilmişti. Hatta bunun için 1.400.000 TL ödenek ayrılmıştı.
O zamanın şartlarında verilen görevi yerine getirmek neredeyse imkansızdı. Üstelik bunun için tanınan süre çok azdı. Üretilen otomobilin 29 Ekim’e yetişmesi gerekiyordu. Toplantıya katılanların bir kısmı bunun çok zor olduğunu söyleyerek görevi kabul etmedi. Bir kısmı ise her şeye rağmen elini taşın altına koydu.
Emin Bozoğlu başkanlığında bir ekip kurularak “Devrim" arabalarının yapımına başlandı. İlk iş olarak kullanılmayan bir bina, çalışmalar için uygun hale getirildi. Atölyenin zemini, sac levhalarla döşendi. Bir baş üstü gezer vinç, bankolar ve toplantı masası atölyeye yerleştirildi. Kapıya da zamanı gösteren bir levha asıldı. Levhada büyük rakamlarla geriye kaç gün kaldığı yazılıydı.
Ekip hızla organize olarak iş bölümü yaptı. Dizayn, motor-şanzıman, karoser, fren, elektrik donanımı ve döküm işleri gibi çalışma grupları oluşturuldu. Zorluklar ve imkansızlıklarla mücadele halinde geçecek günler başlamıştı. Mühendisler, 12 saatlik vardiyalar halinde çalışıyordu. Ama çoğu zaman atölyede birkaç saat kestirerek işlerine dönüyorlardı.
Zamanla yarıştılar!
Arabanın karoseri için hazırlanan maketlerden biri seçildi ve alçıdan modeli yapıldı. Karoserin tavanı ve kaput gibi sac bölümleri, işte bu modelden alınan kalıplarla yapılan beton bloklara çekildi. Ardından çekiç yardımıyla düzeltilerek tek tek yapıldı. Motor gibi başka bazı parçalar ise Sivas ve Ankara’daki TCDD fabrikalarında imal edildi.
Acente ise, bir kuruluşun yaptığı işi onun adına kazanç karşılığında yürüten daha küçük kuruluş. Bu kuruluşun veya şubelerinin başında bulunan kimse.
Türk şiirinin son dönem önemli isimlerinden Attila İlhan TÜSİAD için “Liban burjuvazisi” benzetmesini yapar, TÜSİAD’ı BATI’nın temsilcisi olarak niteler ve Türkiye’de her zaman yüzde 10 hain kontenjanı olduğunu söylerdi. Türk solunun özgün, milli olan ender isimlerinden biriydi Attila İlhan ve eserlerinde millilik arayan isimdi. Hangi Sol, Hangi Atatürk önemli eserlerindendir Attila İlhan’ın.
İstiklal şairi Mehmet Akif gibi BATI’yı tek dişi kalmış canavar olarak görür, içimizde Batının gönüllü ajanları olduğunu ifade ederdi. Örneğin “Türk aydını dediğimiz kişi Batının manevi ajanıdır” ifadesi ona aittir. Türk siyasetini sağ ve sol olarak değil, millî ve gayrimillî olarak ayıran isimdi Atilla İlhan.
Devrim otomobilinin hikayesi!
Türkiye’nin ilk yerli ve milli otomobilini gerçekleştirme hikayesini bilirsiniz! Sinema filmine de konu olmuştu. Milli otomobil fikri, isteği Erzurum’daki şehir stadyumundan ismi kazınan hemşerimiz Cemal Gürsel vermişti.
TCDD’ye görev verilir!
16 Haziran 1961’de Ankara’da yapılan bir toplantıyla başladı. Devlet Demiryolları yöneticileri ve mühendisleri Ankara’da toplantıya çağrıldı. TCDD Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu toplantıda, Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in talimatı doğrultusunda gelen yazıyı okudu. Buna göre ordunun ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi isteniyordu. Görev de TCDD’ye verilmişti. Hatta bunun için 1.400.000 TL ödenek ayrılmıştı.
O zamanın şartlarında verilen görevi yerine getirmek neredeyse imkansızdı. Üstelik bunun için tanınan süre çok azdı. Üretilen otomobilin 29 Ekim’e yetişmesi gerekiyordu. Toplantıya katılanların bir kısmı bunun çok zor olduğunu söyleyerek görevi kabul etmedi. Bir kısmı ise her şeye rağmen elini taşın altına koydu.
Emin Bozoğlu başkanlığında bir ekip kurularak “Devrim" arabalarının yapımına başlandı. İlk iş olarak kullanılmayan bir bina, çalışmalar için uygun hale getirildi. Atölyenin zemini, sac levhalarla döşendi. Bir baş üstü gezer vinç, bankolar ve toplantı masası atölyeye yerleştirildi. Kapıya da zamanı gösteren bir levha asıldı. Levhada büyük rakamlarla geriye kaç gün kaldığı yazılıydı.
Ekip hızla organize olarak iş bölümü yaptı. Dizayn, motor-şanzıman, karoser, fren, elektrik donanımı ve döküm işleri gibi çalışma grupları oluşturuldu. Zorluklar ve imkansızlıklarla mücadele halinde geçecek günler başlamıştı. Mühendisler, 12 saatlik vardiyalar halinde çalışıyordu. Ama çoğu zaman atölyede birkaç saat kestirerek işlerine dönüyorlardı.
Zamanla yarıştılar!
Arabanın karoseri için hazırlanan maketlerden biri seçildi ve alçıdan modeli yapıldı. Karoserin tavanı ve kaput gibi sac bölümleri, işte bu modelden alınan kalıplarla yapılan beton bloklara çekildi. Ardından çekiç yardımıyla düzeltilerek tek tek yapıldı. Motor gibi başka bazı parçalar ise Sivas ve Ankara’daki TCDD fabrikalarında imal edildi.