
2017 yılında Fırat Kalkanı Harekatı kapsamında kuşatılan El Bab bölgesinde 9 Şubat günü şehit düşen Uzman Çavuş Sedat Atalay (26) Rusya’ya ait savaş uçağının kazayla vurduğu belirtilen binada yaralanarak hastaneye kaldırılmıştı. 3 askerin şehit, 11 askerin yaralandığı olayın ardından acılar hala taze.
Erzurum’un Aşkale ilçesine bağlı Merdiven köyüne defnedilen şehit Uzman Çavuş Sedat Atalay, aradan geçen 8 yılın ardından hala gözü yaşlı anne babasının hatıralarında yaşamaya devam ediyor. Şehit babası Sinan Atalay, oğlunun gözü pekliğini anlatarak şehadete giden o süreci şöyle anlatıyor: “Tunceli Komando Tugayındaydı ve orada 5 yıldır görev yapıyordu. Tayinleri çıkacaktı fakat nasip olmadan şehadet haberini aldık. Suriye’ye gitmiştiler orada sürdürülen Fırat Kalkan’ı Harekatı’nda, El Bab bölgesinde Rus savaş uçağının vurduğu binanın enkazında yaralanmış oradan da Gaziantep’te tedavi altına alınmıştı. Gidip orada kendisiyle görüştük, konuştuk. Gayet iyiydi fakat ertesi günde acı haberi aldık. Oradan şehidimizin naaşını alıp Merdiven köyüne getirdik”
“Arkadaşlarımı yalnız bırakamam’
Şehit Uzman Çavuş Sedat Atalay için ‘Vatansever bir çocuktu’ diyen 64 yaşındaki baba Sinan Atalay, oğlunun şehadet haberini almadan 2 ay önce görüştüklerini ifade ederek, “Sedat canını gözünü kırpmadan verecek cesaretteydi. Bir yanımız mutlu ve gururlu bir yanımız ise hep buruk. 8 senedir aklımızdan bir gün olsun çıkmadı. Televizyonda bir şehit haberi duysak hala o güne o ana gidiyoruz, acı aynı acı hiç geçmiyor. Yaşıtlarını, arkadaşlarını gördükçe içimiz parçalanıyor ama yapacak bir şeyimiz yok. Aradan yıllar geçmesine rağmen biz hala ne bir düğüne ne bir eğlenceye gidebiliyoruz. Oğlum en son 2 ay önce Erzurum’a izne gelmişti. Arkadaşları arayıp burada durumlar sıkıntılı, gelme demiştiler. Fakat o böyle bir durumun kendisine yakışmayacağını ifade ederek görev yerine geri döndü. ‘Ben kendime korkak dedirtmem, arkadaşlarımı yalnız bırakamam’ diyerek yanımızdan ayrılmıştı” dedi.
Ölümlerden döndü
20 yıldır emekli olduğunu aktaran Sinan Atalay, eşini bir an bile yalnız bırakmaya gönlünün razı olmadığını anlatarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Uzun yıllar boyunca birbirimize arkadaşlık ettik, mutlu bir evlilik sürdürdük. Şehidimizin ardından özellikle eşim çok zor yıllar geçirdi. Aort damarından ameliyat oldu, ölümlerden döndü. Oğlunun acısı derinden etkiledi.
“Onun sayesinde ayaktayım”
48 yıldır aynı yastığa baş koyduklarını ifade eden 61 yaşındaki Fatime Atalay, oğlunun acısını unutmadığını ifade ederek eşinin desteği ile ayakta kaldığını dile getirdi. Uzun yıllar boyunca her zorluğa beraber göğüs gerdiklerini aktaran Atalay, “Küçük yaşlarda görücü usulüyle evlendik. 4 tane de evladımız oldu. Sedat ise son beşiğimizdi, acısı hala içimizde. 8 yıl geçti, oğlumdan sonra pek çok hastalık baş gösterdi. Bu süre boyunca eşim bana destek oldu. Onun sayesinde ayaktayım” diye konuştu.
Yüzüğünde oğlunun adını taşıyor
Oğlunun şehadetinden sonra bir an bile aklından çıkmadığını söyleyen anne Atalay, “Haberi aldığımız günden bu yana ne ağzımızın tadı var ne de başka bir şey yapabiliyoruz. Oğlumun ismini yüzüğüme yazdırdım her an benimle olsun istedim. Gözüme adı her iliştiğinde gözlerim yaşarıyor. Canımın bir parçasını vatan uğruna şehit verdim. Gururluyum ama bu acı ölünceye dek benimle gelecek” dedi.
“Hediyesini alamadan şehit haberini aldık”
Anneler Günü için oğlunun kendisine sürpriz yapmak için plan yaptığını da aktaran anne Atalay, “Yavrum bana Anneler Günü için telefon alacakmış, abisine söylemiş. Oğlumun hediyesini alamadan şehit olduğu haberini aldık. Sedat hem çok iyi bir evlat hem de iyi bir askerdi. Ne mürüvvetini görebildik ne de başka bir şeyi. İçimiz buruk, acımız taze ama yapacak bir şey yok ‘Vatan sağ olsun.’ Sedat’tan sonra hayatımız altüst oldu ama birbirimize tutunarak ayakta kaldık”diye konuştu.
Şeyma TAHİR