
Taliban, aslında Afganistan için ne ifade eder, Pakistan ile ilişkisini ne kadar sağlıklı yürütülecek, Çin ile Taliban ilişkileri gerçekten söylentiler gibi gerçekleşecek mi? Veya Afganistan’a sınır Türk Cumhuriyetleri süreçten nasıl etkilenecek. Türkistan için Afganistan kadar ve hatta ondan bir nebze daha önemli olan Fergana Vadisi bulunuyor. ABD’nin “Yeşil İslam Projesi” içerisinde yer alan Fergana’nın nasıl sonuçlar üreteceğini izlemek gerekiyor.
Levent Kemal, “Taliban’ın yükselişi ve ABD’nin Taliban ile görüşmelere başlamasını takiben Pakistan da Peştun milliyetçiliği ile mücadeleye başladı.’ tespitinde bulunuyor. Levent Kemal’in bu tezine karşılık Pakistan’ın Taliban ile ilgili sessizliğinin aslında elinin daha güçlü olduğu veya Taliban üzerinde tek güç olduğu da dikkate değer iddialar arasında bulunuyor. Taliban’ın Çin’e dair açıklamaları da bu iddiayı desteklemektedir. Çin ile Pakistan ilişkileri önem taşıyor.
Taliban, bugün Afganistan’da hükümeti kurma çabasındadır. Başkentin Kandahar’a taşınma çabaları, Kabil’in dini liderlik merkezi olması düşünülüyor. Taliban’ın Tacik Lider Ahmet Şah Mesut ile giriştiği mücadelede Şah Mesut’un Tacikistan’a kaçtığı söyleniyor. Görülen yakın zamanda Taliban’ın bütün ülkeyi kontrol edebileceği daha gerçekçi görünüyor.
Levent Kemal, Taliban ve aşiret yapısı üzerine tarihsel aktarımında “Ancak Peştunlar aşiret özerkliklerini her açıdan koruyorlardı. Töre, aşiretin kendi öz kuralları, hayatın gündelik ve geleneksel formlarını korumaya devam ederken İslam’a danışıyordu. Tarihsel olarak, Peştun aşiretler merkezi hükümetin otoritesini kabul ediyorlar, ancak rejimin hayatta kalması aşiret reislerinin, han adı verilen liderlerin ve dini liderlerin bağlılığına dayanıyordu” tespitini yapıyor.
Kamuoyunda yaygın olarak Taliban’ın ABD ile ilişkisi, radikal bir örgüt olduğu, tarihi temelinin bulunmadığı üzerine bir algı mevcut bulunmaktadır. Oysa Levent Kemal’in Peştunlar ve Taliban üzerine yaptığı çalışmada bunun böyle olmadığını tespit edebiliyoruz. Levent Kemal “Bu güç temelde klasik dönemde aşiretlerin töresel meclisinin hükümlerini uygulamak için özel bir milis (arobaki-arabaki-arbaki) yapılanmasına dayanıyordu. Arobaki ya da arbakiler, meclisin koyduğu cezayı ihlal edenlerin cezalandırılmasından sorumluydu. Ancak bu durum daha sonra genel olarak yerleşik ve kentli, zengin ve tanınmış kişilerin geleneksel meclisten (jirgadan) farklı örgütlenmelerinin askeri gücüne dönüştü. Afgan-İngiliz savaşları ile Sovyet işgali dönemi ‘mücahit’ örgütlenmelerin temelinde de bu güçler yatıyordu. Aynı şekilde ardı sıra gelen iç savaşlarda da aşiret savaşçılarının önemi çok büyüktü.”
ABD, Afganistan’a mayın döşedi!
ABD, 2001 sonrası Afganistan’ı işgal ederken terörü yok etmek amacını güttüğünü açıklamıştı. 2010 yılına gelindiğinde Peştun arbakileri Taliban’a karşı kullanmayı denediği görülüyor. Levent Kemal, “Bu girişim bir anlamda Peştun kökenli Taliban’a karşı aşiret hareketini tetiklemeyi hedefliyordu. Oldukça riskli bu planın arbakiler üzerinden uygulamaya konması ABD’nin beklediği sonuçları getirmedi. Arbaki milisleri yağma, tecavüz, işkence, hırsızlık, keyfi infazlar gibi pek çok suç işledi ve Taliban’a karşı hedeflenen yerel güvenlik sağlanamadığı gibi hiçbir kurumla resmi bağı bulunmayan arbakilerin liderleri konumundaki kişiler savaş ağaları olarak güçlendiler. Savaş ağalarına bağlı milis güçlerin kurumsallaştırma çalışmaları kapsamında Afgan Yerel Polis Gücü olarak tanımlandılar. Genel planda amaçlanan Peştunların, Peştunlara karşı olması idi. Ancak bu plan günün sonunda ABD desteğini yitirmesi ile güçlerinin büyük bir çöküş yaşadığı Kabil hükümetine bağlı çok sayıda Arbaki’nin görev aldıkları yerleşimlere yaklaşan Taliban karşısında dağılması ile sonuçlandı.”
Levent Kemal, “Taliban’ın yükselişi ve ABD’nin Taliban ile görüşmelere başlamasını takiben Pakistan da Peştun milliyetçiliği ile mücadeleye başladı.’ tespitinde bulunuyor. Levent Kemal’in bu tezine karşılık Pakistan’ın Taliban ile ilgili sessizliğinin aslında elinin daha güçlü olduğu veya Taliban üzerinde tek güç olduğu da dikkate değer iddialar arasında bulunuyor. Taliban’ın Çin’e dair açıklamaları da bu iddiayı desteklemektedir. Çin ile Pakistan ilişkileri önem taşıyor.
Taliban, bugün Afganistan’da hükümeti kurma çabasındadır. Başkentin Kandahar’a taşınma çabaları, Kabil’in dini liderlik merkezi olması düşünülüyor. Taliban’ın Tacik Lider Ahmet Şah Mesut ile giriştiği mücadelede Şah Mesut’un Tacikistan’a kaçtığı söyleniyor. Görülen yakın zamanda Taliban’ın bütün ülkeyi kontrol edebileceği daha gerçekçi görünüyor.
Levent Kemal, Taliban ve aşiret yapısı üzerine tarihsel aktarımında “Ancak Peştunlar aşiret özerkliklerini her açıdan koruyorlardı. Töre, aşiretin kendi öz kuralları, hayatın gündelik ve geleneksel formlarını korumaya devam ederken İslam’a danışıyordu. Tarihsel olarak, Peştun aşiretler merkezi hükümetin otoritesini kabul ediyorlar, ancak rejimin hayatta kalması aşiret reislerinin, han adı verilen liderlerin ve dini liderlerin bağlılığına dayanıyordu” tespitini yapıyor.
Kamuoyunda yaygın olarak Taliban’ın ABD ile ilişkisi, radikal bir örgüt olduğu, tarihi temelinin bulunmadığı üzerine bir algı mevcut bulunmaktadır. Oysa Levent Kemal’in Peştunlar ve Taliban üzerine yaptığı çalışmada bunun böyle olmadığını tespit edebiliyoruz. Levent Kemal “Bu güç temelde klasik dönemde aşiretlerin töresel meclisinin hükümlerini uygulamak için özel bir milis (arobaki-arabaki-arbaki) yapılanmasına dayanıyordu. Arobaki ya da arbakiler, meclisin koyduğu cezayı ihlal edenlerin cezalandırılmasından sorumluydu. Ancak bu durum daha sonra genel olarak yerleşik ve kentli, zengin ve tanınmış kişilerin geleneksel meclisten (jirgadan) farklı örgütlenmelerinin askeri gücüne dönüştü. Afgan-İngiliz savaşları ile Sovyet işgali dönemi ‘mücahit’ örgütlenmelerin temelinde de bu güçler yatıyordu. Aynı şekilde ardı sıra gelen iç savaşlarda da aşiret savaşçılarının önemi çok büyüktü.”
ABD, Afganistan’a mayın döşedi!
ABD, 2001 sonrası Afganistan’ı işgal ederken terörü yok etmek amacını güttüğünü açıklamıştı. 2010 yılına gelindiğinde Peştun arbakileri Taliban’a karşı kullanmayı denediği görülüyor. Levent Kemal, “Bu girişim bir anlamda Peştun kökenli Taliban’a karşı aşiret hareketini tetiklemeyi hedefliyordu. Oldukça riskli bu planın arbakiler üzerinden uygulamaya konması ABD’nin beklediği sonuçları getirmedi. Arbaki milisleri yağma, tecavüz, işkence, hırsızlık, keyfi infazlar gibi pek çok suç işledi ve Taliban’a karşı hedeflenen yerel güvenlik sağlanamadığı gibi hiçbir kurumla resmi bağı bulunmayan arbakilerin liderleri konumundaki kişiler savaş ağaları olarak güçlendiler. Savaş ağalarına bağlı milis güçlerin kurumsallaştırma çalışmaları kapsamında Afgan Yerel Polis Gücü olarak tanımlandılar. Genel planda amaçlanan Peştunların, Peştunlara karşı olması idi. Ancak bu plan günün sonunda ABD desteğini yitirmesi ile güçlerinin büyük bir çöküş yaşadığı Kabil hükümetine bağlı çok sayıda Arbaki’nin görev aldıkları yerleşimlere yaklaşan Taliban karşısında dağılması ile sonuçlandı.”