
ABD, girdiği coğrafyalarda bölme, parçalama ve birbirine karşı kışkırtma projesini sürekli yeniliyor. Afganistan’da da aynı proje yürütülürken Peştun aşiretler dışında Özbek, Türkmen, Hazara ve Tacikler üzerinden de benzer çalışmalar gerçekleştirildi. Bu aynı zamanda alan hakimiyeti ve aşiretler arası kavgayı da tetikledi.
Levent Kemal, projeye dair;
“Raşid Dostum, Atta Muhammed Nur, Tadin Han, Cuma Han Hemderd, Gül Ağa Şerzai, Abdul Razık Aşagzai, Kerim Halili, Said Ekberi, Hac Muhammed Muhakik, Hac Ali, Mir Alam Han, Abdul Resul Seyyaf ve dahası ile çeşitli etnik ve dini kökenlerden gelen isimler bugün Kabil hükümetine resmi, yarı-resmi veya gayrı-resmi milis yapıları ile destek veriyor. Çoğunluğu Sovyet işgali döneminin ABD tarafından desteklenen “Afgan Mücahitleri” olarak bilinen ve sonrasında da Kuzey İttifakı altında Taliban ile savaşan bu kişilerin de çoğu aslında Taliban gibi geleneksel ve İslami motiflerle kendi kitlelerini domine ediyorlar. Ekseriyeti Tacik, Özbek ve Hazara kökenli olan bu isimlerin Taliban’a karşı muhalefetlerinde Afganistan coğrafyasındaki etnik çekişmenin de etkisi yok değil.”
ABD bir anlamda var olan problemleri destekleyerek Afganistan içerisinde mayınlı alanları çoğalttı. Bunun siyasi basiretsizlikten mi, bilinçli bir politika olduğu üzerinde düşünmek gerekiyor.
Parçalanmayı Levent Kemal şöyle tarif ediyor;
“Ekseriyeti ülkenin kuzeyindeki Tacik ve Özbek yoğun alanda kök salan savaş ağalarının çoğu dağınık kısıtlı ve kendi aralarında da rekabet eden bir yapıya sahip. Kuzeydeki Belh eyaletinde son dönemin yükselen ismi Ata Muhammed Nur ile Raşid Dostum arasındaki rekabet de, güneyde Kandahar’da Gül Ağa Şerzai ile General Razık arasındaki rekabet de, Aybak bölgesinde yerel güçler ile Cemaat İslami arasında rekabet de biliniyor, ama bu konuda herkes bir günahtan bahsetmekten korkar gibi korkuyordu. Ne var ki, çeşitli savaş suçları ile sık sık suçlanan bu savaş ağalarının yıllardır kurdukları askeri, siyasi ve ekonomik sistemin ABD ve Kabil tarafından vekillik, valilik, komutanlık gibi mevkilerle taçlandırılması günün sonunda yerel halkın da Taliban’ı tercih etmesine neden oldu. Eski Kuzey İttifakı’nın güçlü bölgesi bu nedenle hızla Taliban’ın kontrolüne geçti.”
Bölünmeler veya çekişmeler savaş ağalığı diye ifade edilen çıkar gruplarını ortaya çıkarırken bunun bir yanıyla merkezi otoritenin oluşturulamaması, hizmetlerin her bölgeye ulaşmaması, yoksulluk gibi etkenler önemliydi.
Levent Kemal, “Karakteristik olarak etnik ya da aşiret yapılarının küçük bir kısmına dayanan Afganistan’daki savaş ağalığı sistemi ABD’nin Sovyet işgaline karşı bu odaklara destek vermesi ile açgözlülük ve çıkar üzerine kurulu bir ‘yerel güç’ projeksiyonuna neden oldu” tespitini yapıyor.
Levent Kemal, “Genellikle zayıf bir merkezin vahşi çevresini evcilleştirme mücadelesi olarak tanımlayabileceğimiz Afgan devlet projesi özellikle ABD işgali döneminde kırsal bölgelerde yönetici bir varlık oluşturmak için güvenlik birikimine ve nüfus yoğunlaşmasına önem verdi. “Nüfusa kapsamlı hizmetler sağlayabilecek bir devletin olmadığı bir ortamda” Sovyet ve ABD işgali ile güçlenen “Afgan savaş ağaları, güvenlik ihtiyacına yanıt olarak ve aynı zamanda yeni sosyal işlevler elde etmek için belirli bağlamsal kaynakları (kolayca erişilebilir silahlı adam arzını) kullandılar. Güven ve koruma için ortaya çıkan yüksek talep derin bir liderlik kriziyle şiddetlendi. Daha spesifik olarak, Afgan savaşlarının başlangıcından bu yana ve hatta 2001’den bu yana, savaş ağaları sık sık güçlerini daha önce geleneksel liderler tarafından gerçekleştirilen işlevleri devralmaya dönüştürdüler.” (Kaynak: https://actafabula.net/afganistan-ve-talibana-dair-4-soru-4-cevap/)
Levent Kemal, projeye dair;
“Raşid Dostum, Atta Muhammed Nur, Tadin Han, Cuma Han Hemderd, Gül Ağa Şerzai, Abdul Razık Aşagzai, Kerim Halili, Said Ekberi, Hac Muhammed Muhakik, Hac Ali, Mir Alam Han, Abdul Resul Seyyaf ve dahası ile çeşitli etnik ve dini kökenlerden gelen isimler bugün Kabil hükümetine resmi, yarı-resmi veya gayrı-resmi milis yapıları ile destek veriyor. Çoğunluğu Sovyet işgali döneminin ABD tarafından desteklenen “Afgan Mücahitleri” olarak bilinen ve sonrasında da Kuzey İttifakı altında Taliban ile savaşan bu kişilerin de çoğu aslında Taliban gibi geleneksel ve İslami motiflerle kendi kitlelerini domine ediyorlar. Ekseriyeti Tacik, Özbek ve Hazara kökenli olan bu isimlerin Taliban’a karşı muhalefetlerinde Afganistan coğrafyasındaki etnik çekişmenin de etkisi yok değil.”
ABD bir anlamda var olan problemleri destekleyerek Afganistan içerisinde mayınlı alanları çoğalttı. Bunun siyasi basiretsizlikten mi, bilinçli bir politika olduğu üzerinde düşünmek gerekiyor.
Parçalanmayı Levent Kemal şöyle tarif ediyor;
“Ekseriyeti ülkenin kuzeyindeki Tacik ve Özbek yoğun alanda kök salan savaş ağalarının çoğu dağınık kısıtlı ve kendi aralarında da rekabet eden bir yapıya sahip. Kuzeydeki Belh eyaletinde son dönemin yükselen ismi Ata Muhammed Nur ile Raşid Dostum arasındaki rekabet de, güneyde Kandahar’da Gül Ağa Şerzai ile General Razık arasındaki rekabet de, Aybak bölgesinde yerel güçler ile Cemaat İslami arasında rekabet de biliniyor, ama bu konuda herkes bir günahtan bahsetmekten korkar gibi korkuyordu. Ne var ki, çeşitli savaş suçları ile sık sık suçlanan bu savaş ağalarının yıllardır kurdukları askeri, siyasi ve ekonomik sistemin ABD ve Kabil tarafından vekillik, valilik, komutanlık gibi mevkilerle taçlandırılması günün sonunda yerel halkın da Taliban’ı tercih etmesine neden oldu. Eski Kuzey İttifakı’nın güçlü bölgesi bu nedenle hızla Taliban’ın kontrolüne geçti.”
Bölünmeler veya çekişmeler savaş ağalığı diye ifade edilen çıkar gruplarını ortaya çıkarırken bunun bir yanıyla merkezi otoritenin oluşturulamaması, hizmetlerin her bölgeye ulaşmaması, yoksulluk gibi etkenler önemliydi.
Levent Kemal, “Karakteristik olarak etnik ya da aşiret yapılarının küçük bir kısmına dayanan Afganistan’daki savaş ağalığı sistemi ABD’nin Sovyet işgaline karşı bu odaklara destek vermesi ile açgözlülük ve çıkar üzerine kurulu bir ‘yerel güç’ projeksiyonuna neden oldu” tespitini yapıyor.
Levent Kemal, “Genellikle zayıf bir merkezin vahşi çevresini evcilleştirme mücadelesi olarak tanımlayabileceğimiz Afgan devlet projesi özellikle ABD işgali döneminde kırsal bölgelerde yönetici bir varlık oluşturmak için güvenlik birikimine ve nüfus yoğunlaşmasına önem verdi. “Nüfusa kapsamlı hizmetler sağlayabilecek bir devletin olmadığı bir ortamda” Sovyet ve ABD işgali ile güçlenen “Afgan savaş ağaları, güvenlik ihtiyacına yanıt olarak ve aynı zamanda yeni sosyal işlevler elde etmek için belirli bağlamsal kaynakları (kolayca erişilebilir silahlı adam arzını) kullandılar. Güven ve koruma için ortaya çıkan yüksek talep derin bir liderlik kriziyle şiddetlendi. Daha spesifik olarak, Afgan savaşlarının başlangıcından bu yana ve hatta 2001’den bu yana, savaş ağaları sık sık güçlerini daha önce geleneksel liderler tarafından gerçekleştirilen işlevleri devralmaya dönüştürdüler.” (Kaynak: https://actafabula.net/afganistan-ve-talibana-dair-4-soru-4-cevap/)