
Akademisyenlerin Nefeslendiği Mekân
Hobi bahçeleri
Akademik faaliyetlerden artan zamanlarını 90 metrekarelik bahçelerinde çalışarak geçiren öğretim üyeleri, hobi olarak başladıkları işte önemli başarılara da imza atıyor.
Rakımı ve uzun süren kış mevsimi sebebiyle ‘yetişmez’ denen birçok sebze ve meyveyi bahçelerinde üretmeyi başaran akademisyenler, yöre çiftçisine de örnek oluşturuyor.
Salih TEKİN
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’nce 7 yıl önce oluşturulan hobi bahçelerinde stres atan akademisyenler, ‘Erzurum’da yetişmez’ denilen sebze ve meyveleri üreterek yöre çiftçisine örnek de oluyor. Mesai saatleri dışında zamanlarını bahçelerinde toprakla geçiren akademisyenler, “Rüzgarı, kuşları, böcekleri tanıdık. Marketten aldığımız sebzeleri burada üretmeyi başardık” diyor.
Türkiye’nin en geniş kampüslerinden birisine sahip olan Atatürk Üniversitesi, yaklaşık 7 yıl önce akademisyenler için hobi bahçeleri oluşturdu. 2500 metre rakımda dünyanın 7’inci botanik parkının hemen yanı başında kurulan hobi bahçelerine üniversitenin akademisyenleri büyük ilgi gösterdi. Yaklaşık 90 metrekareden oluşan ve içinde kamelya ve çeşmenin yanında ortak alanlarda WC gibi alt yapı hizmetlerinin bulunduğu 250 hobi bahçesine kurayla sahip olan akademisyenler, kolları sıvadı. Öğretim üyelerinin artan ilgisi üzerine Rektörlüğün ilave alanlar oluşturduğu hobi bahçeleri adeta birer üretim merkezine dönüştü.
Önce fakülte sonra bahçe
Kış mevsiminin sert ve uzun geçtiği Erzurum’da ilkbaharı dört gözle bekleyen akademisyenler havaların ısınmasıyla soluğu kendilerine ait hobi bahçelerinde alıyor. Hava durumunun izin verdiği sürelerde bahçelerinde ekime başlayan öğretim üyeleri, zaman zaman birbirlerinden de yardım alıyor. Tohum, gübre ve ekim konusunda birbirlerine destek olan farklı fakültelerdeki akademisyenler, “Erzurum’da olmaz” denen çok sayıda sebze ve meyveyi de üretmeyi başarmanın mutluluğunu yaşıyor.
Her geçen yıl artan ilgi sebebiyle Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’nün sayısını 400’e çıkardığı hobi bahçelerinde çalışan akademisyenleri ziyaret ettik. Okullardaki görevlerini tamamladıktan sonra kimi eşi, çocuğuyla soluğu bahçelerinde alan öğretim üyelerinin karanlık çökene kadar ki çiftçilik faaliyetlerini izledik.
Solucanları atıyordum
Hobi bahçelerinde 7’nci yılını geçiren İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Besim Yıldırım, komşularının imrenerek baktıkları bir bahçe oluşturmuş. Varilden oluşturduğu saksısında rengarenk çiçekler yetiştiren Doç. Dr. Yıldırım, domates, salata gibi sebzeler ektiği tarlasıyla yakından ilgilenen isimlerden birisi… Bahçeyi ilk teslim aldığında taşları temizlerken solucanları da attığını anlatan Yıldırım, “Arazideki solucanları attığımızı görenler bizi uyardı. Meğerse solucan toprak için çok önemliymiş. Biz bunu toprakla uğraşırken öğrendik. Bazen kızımı da getiriyorum o da toprakla uğraşmaktan zevk alıyor” diyor.
Görevleri gereği zihinsel yorgunluğun çok fazla olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Okuldan sonra gelip burada toprakla uğraşmak bizi çok rahatlatıyor. Gün içinde zihinsel yorgunluğunuz oluyor. Burada birde fiziksel hareket var, yoruluyoruz ama zihinsel dinlenme daha fazla. Toprakla uğraşırken, rüzgârı, kuşları, böcekleri tanıdık. Çocukluğumuza geri döndük. Burada ektiğimiz sebze ve meyvelere bakmak, onları sulamak bizi adeta rehabilite ediyor. Bahçedeki tek uğraş sebze, meyve ya da süs bitkisi yetişmek değil. Buradaki birçok hocamız 90 metrekarelik alanı daha da güzelleştirmek için peyzaj çalışmaları da yapıyor. Elbette burada yetiştirdiğimiz sebze ve meyveler ihtiyacımızı karşılamıyor. Zaten böyle bir amacımız yok. Bahçede uğraşırken stres atıyoruz, bir şeyler üretmenin keyfine varıyoruz. Bahçeler birbirine yakın olduğu için burada akademisyenler arasında tarım ve çiftçilik konusunda bilgi alış-verişleri yaşanıyor. Yetiştirdiğimiz ürünleri birbirimize, komşu ve akrabalarımıza ikram ediyoruz. Aynı kurumda çalışanların birbirini tanıdığı, sosyalleştiği bir alan haline geldi hobi bahçeleri. Zaman zaman buraya bizi ziyarete gelenler yaptıklarımızı görünce onlar da bahçe sahibi olmak için sıraya giriyor” açıklamasında bulunuyor.
Birbirimizden çok şey öğrendik
Doç. Dr. Besim Yıldırım’ın rehberliğinde dolaşmaya başladığımız bahçede ikinci rastladığımız isim Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Ziya Bayındır. 7 yıl önce uygulama başladığında ilk hobicilerden olan Prof. Dr. Bayındır daha önce marketten satın aldığı domates, salata, kabak gibi sebzeleri bahçesinde yetiştirdiğini anlatıyor. Çilek, frenk üzümü, biber, ahududu, fasulye yetiştiren Prof. Dr. Bayındır, bunları yetiştirmeyi nasıl öğrendiniz sorumuza, “Akademisyen nasıl öğrenir, okuyarak öğrenir. İnternete yazıyorum soğuk iklimde ne yetişir diye? Bütün bilgi karşıma çıkıyor. Ziraat fakültesinden de bize çok yardımcı oldular. Daha da önemlisi biz burada birbirimizden çok şey öğrendik. Köylüye sorduk” diyor.
Ürettiği frenk üzümü, çilek ve ahududu meyvesinden ikram eden Bayındır’ın, en büyük mutluluğu anavatanı Tibet olan Goji Berry ağacını Erzurum’da yetiştirmeyi başarmak. Ağacı ve özelliğini anlatan Bayındır, istendiğinde soğuk ve rakım sebebiyle hiçbir şey yetişmez denen Erzurum’da çok sayıda bitkinin üretileceğini gösterdiğini ifade ediyor.
Yorgunluk kahvesi iyi gelir
Bahçe işlerine dönen Yusuf Ziya Bayındır’a veda ederek bu kez Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi. Prof. Dr. İlhan Şen’e konuk oluyoruz. Bahçedeki minik kulübesinde kahve pişirirken bulduğumuz Prof. Dr. İlhan Şen, işlerini bitirdiğini artık dinlenme faslına geçtiğini belirtiyor. Hobi bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri anlatan Prof. Dr. Şen de zihinsel yorgunluğunu bahçede çalışırken attığını söylüyor. Erzurum’da bu tür bahçelerin sayısının artırılmasının faydalı olacağını ifade eden Şen, belediyelerin vatandaşlara yönelik bahçeler oluşturması gerektiğini de söylüyor.
Rengarenk çiçeklerle bezeli
Doç. Dr. Besim Yıldırım’la gezerken akademisyen Prof. Dr. Halis Gürbüz Kotancılar’ın yerine bahçeye gelen eşi Esra Kotancılar’la karşılaşıyoruz. Eşiyle birlikte rengarenk çiçekleri yetiştirdikleri bahçesini gezdiren Esra Kotancılar, toprakla uğraşmanın yorgunluklarını aldığını vurguluyor. Sarmaşık ve çiçeklerle bezeli bahçe kapısını gösteren Kotancılar, ürettikleri sebze ve meyveleri evlerinde tükettiklerini de ilave ediyor.
Çizmeleriyle çalışıyor
Bahçeyi gezimiz sırasında ayağında sarı çizmeleriyle harıl harıl toprakla uğraşan Erzurum Meslek Yüksekokulu’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Zafer Kartal’a rastlıyoruz. Bir taraftan bahçeyi sularken bir taraftan da yaban otları temizleyen Zafer Kartal, bu yıl yağmurlar sebebiyle bol ürün alacaklarını anlatıyor. Diğer akademisyenler gibi ürettiği sebze ve meyveleri anlatan Zafer Kartal, bizleri hasat zamanı da beklediğini söylüyor.

Makine mühendisi gül yetiştiriyor
Hobi bahçesini gezerken birçok tanıdık akademisyenle merhabalaştık. Bunlardan biri de Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Totik. Erzurum’un sebze-meyve deposu Tortum ilçeli olan Prof. Dr. Yaşar Totik’i hobi bahçesinde 7 yaşındaki kızı Selin’le çalışırken bulduk. Domates, salatalık, biber, soğan, tarhın, nane, maydanoz ve daha birçok çeşit üreten Prof. Dr. Yaşar Totik’in en büyük ilgi gösterdiği bölüm ise gülleriyle kaplı alan oluyor. Kızı Selin’le birlikte rengarenk gülleriyle ilgilenen Totik, “Okuldaki mesainin ardından ailecek bahçeye geliyoruz. Burada toprakla uğraşmak bizi dinlendiriyor. Eşim ve kızımla birlikte ektiğimiz sebze ve meyvelerin büyümesini izlemek zevk veriyor” diyor.
Prof. Dr. Yaşar Totik’in komşusu olan Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Kemal Bayhan da arazisinde yoğun faaliyette bulunan isimlerden birisi. 90 metrekarelik bahçesinin bir bölümüne Erzurum’da tüketilen sebze ve meyveleri eken Prof. Dr. Bayhan, bir bölümüne de çiçek ekmiş. Bahçesini sularken yakaladığımız Bayhan, okuldan arta kalan zamanını toprakla, tarımla uğraşarak geçirmekten zevk aldığını anlatıyor.
Belediyeler de halka böyle hizmet sunmalı
Bahçelerini gezdiğimiz hemen her akademisyen belediyelerin de şiddetli kış şartlarında yaşayan Erzurum halkına, en azından birkaç ay uğraşacakları, günlük yaşamın stresinden kurtulabilecekleri bu tür alanlar kazandırması gerektiğini ifade ediyor. Hobici akademisyenler bu tür alanların şehri güzelleştireceği gibi halkın gerginliğini de giderebileceğinin altını çiziyorlar.
Ve günün finali
Atatürk Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin yoğun talebi üzerine Rektörlüğün yeni alanlar ilave ettiği hobi bahçesindeki gezimizi yine Doç. Dr. Besim Yıldırım’ın bahçesinde sonlandırıyoruz. Bahçeye gelen akademisyenler, günün sonunda yaptıkları çalışmaları Besim Hoca’nın semaver çayı eşliğinde değerlendiriyor. Hobi bahçelerinin önemini anlatan akademisyenler, benzerinin belediyeler tarafından halk için oluşturulabileceğini belirtiyorlar.
Hobi bahçeleri
Akademik faaliyetlerden artan zamanlarını 90 metrekarelik bahçelerinde çalışarak geçiren öğretim üyeleri, hobi olarak başladıkları işte önemli başarılara da imza atıyor.
Rakımı ve uzun süren kış mevsimi sebebiyle ‘yetişmez’ denen birçok sebze ve meyveyi bahçelerinde üretmeyi başaran akademisyenler, yöre çiftçisine de örnek oluşturuyor.
Salih TEKİN
Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’nce 7 yıl önce oluşturulan hobi bahçelerinde stres atan akademisyenler, ‘Erzurum’da yetişmez’ denilen sebze ve meyveleri üreterek yöre çiftçisine örnek de oluyor. Mesai saatleri dışında zamanlarını bahçelerinde toprakla geçiren akademisyenler, “Rüzgarı, kuşları, böcekleri tanıdık. Marketten aldığımız sebzeleri burada üretmeyi başardık” diyor.
Türkiye’nin en geniş kampüslerinden birisine sahip olan Atatürk Üniversitesi, yaklaşık 7 yıl önce akademisyenler için hobi bahçeleri oluşturdu. 2500 metre rakımda dünyanın 7’inci botanik parkının hemen yanı başında kurulan hobi bahçelerine üniversitenin akademisyenleri büyük ilgi gösterdi. Yaklaşık 90 metrekareden oluşan ve içinde kamelya ve çeşmenin yanında ortak alanlarda WC gibi alt yapı hizmetlerinin bulunduğu 250 hobi bahçesine kurayla sahip olan akademisyenler, kolları sıvadı. Öğretim üyelerinin artan ilgisi üzerine Rektörlüğün ilave alanlar oluşturduğu hobi bahçeleri adeta birer üretim merkezine dönüştü.
Önce fakülte sonra bahçe
Kış mevsiminin sert ve uzun geçtiği Erzurum’da ilkbaharı dört gözle bekleyen akademisyenler havaların ısınmasıyla soluğu kendilerine ait hobi bahçelerinde alıyor. Hava durumunun izin verdiği sürelerde bahçelerinde ekime başlayan öğretim üyeleri, zaman zaman birbirlerinden de yardım alıyor. Tohum, gübre ve ekim konusunda birbirlerine destek olan farklı fakültelerdeki akademisyenler, “Erzurum’da olmaz” denen çok sayıda sebze ve meyveyi de üretmeyi başarmanın mutluluğunu yaşıyor.
Her geçen yıl artan ilgi sebebiyle Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü’nün sayısını 400’e çıkardığı hobi bahçelerinde çalışan akademisyenleri ziyaret ettik. Okullardaki görevlerini tamamladıktan sonra kimi eşi, çocuğuyla soluğu bahçelerinde alan öğretim üyelerinin karanlık çökene kadar ki çiftçilik faaliyetlerini izledik.

Hobi bahçelerinde 7’nci yılını geçiren İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Besim Yıldırım, komşularının imrenerek baktıkları bir bahçe oluşturmuş. Varilden oluşturduğu saksısında rengarenk çiçekler yetiştiren Doç. Dr. Yıldırım, domates, salata gibi sebzeler ektiği tarlasıyla yakından ilgilenen isimlerden birisi… Bahçeyi ilk teslim aldığında taşları temizlerken solucanları da attığını anlatan Yıldırım, “Arazideki solucanları attığımızı görenler bizi uyardı. Meğerse solucan toprak için çok önemliymiş. Biz bunu toprakla uğraşırken öğrendik. Bazen kızımı da getiriyorum o da toprakla uğraşmaktan zevk alıyor” diyor.
Görevleri gereği zihinsel yorgunluğun çok fazla olduğuna dikkat çeken Yıldırım, “Okuldan sonra gelip burada toprakla uğraşmak bizi çok rahatlatıyor. Gün içinde zihinsel yorgunluğunuz oluyor. Burada birde fiziksel hareket var, yoruluyoruz ama zihinsel dinlenme daha fazla. Toprakla uğraşırken, rüzgârı, kuşları, böcekleri tanıdık. Çocukluğumuza geri döndük. Burada ektiğimiz sebze ve meyvelere bakmak, onları sulamak bizi adeta rehabilite ediyor. Bahçedeki tek uğraş sebze, meyve ya da süs bitkisi yetişmek değil. Buradaki birçok hocamız 90 metrekarelik alanı daha da güzelleştirmek için peyzaj çalışmaları da yapıyor. Elbette burada yetiştirdiğimiz sebze ve meyveler ihtiyacımızı karşılamıyor. Zaten böyle bir amacımız yok. Bahçede uğraşırken stres atıyoruz, bir şeyler üretmenin keyfine varıyoruz. Bahçeler birbirine yakın olduğu için burada akademisyenler arasında tarım ve çiftçilik konusunda bilgi alış-verişleri yaşanıyor. Yetiştirdiğimiz ürünleri birbirimize, komşu ve akrabalarımıza ikram ediyoruz. Aynı kurumda çalışanların birbirini tanıdığı, sosyalleştiği bir alan haline geldi hobi bahçeleri. Zaman zaman buraya bizi ziyarete gelenler yaptıklarımızı görünce onlar da bahçe sahibi olmak için sıraya giriyor” açıklamasında bulunuyor.
Birbirimizden çok şey öğrendik
Doç. Dr. Besim Yıldırım’ın rehberliğinde dolaşmaya başladığımız bahçede ikinci rastladığımız isim Diş Hekimliği Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Ziya Bayındır. 7 yıl önce uygulama başladığında ilk hobicilerden olan Prof. Dr. Bayındır daha önce marketten satın aldığı domates, salata, kabak gibi sebzeleri bahçesinde yetiştirdiğini anlatıyor. Çilek, frenk üzümü, biber, ahududu, fasulye yetiştiren Prof. Dr. Bayındır, bunları yetiştirmeyi nasıl öğrendiniz sorumuza, “Akademisyen nasıl öğrenir, okuyarak öğrenir. İnternete yazıyorum soğuk iklimde ne yetişir diye? Bütün bilgi karşıma çıkıyor. Ziraat fakültesinden de bize çok yardımcı oldular. Daha da önemlisi biz burada birbirimizden çok şey öğrendik. Köylüye sorduk” diyor.
Ürettiği frenk üzümü, çilek ve ahududu meyvesinden ikram eden Bayındır’ın, en büyük mutluluğu anavatanı Tibet olan Goji Berry ağacını Erzurum’da yetiştirmeyi başarmak. Ağacı ve özelliğini anlatan Bayındır, istendiğinde soğuk ve rakım sebebiyle hiçbir şey yetişmez denen Erzurum’da çok sayıda bitkinin üretileceğini gösterdiğini ifade ediyor.

Bahçe işlerine dönen Yusuf Ziya Bayındır’a veda ederek bu kez Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyesi. Prof. Dr. İlhan Şen’e konuk oluyoruz. Bahçedeki minik kulübesinde kahve pişirirken bulduğumuz Prof. Dr. İlhan Şen, işlerini bitirdiğini artık dinlenme faslına geçtiğini belirtiyor. Hobi bahçesinde yetiştirdiği sebze ve meyveleri anlatan Prof. Dr. Şen de zihinsel yorgunluğunu bahçede çalışırken attığını söylüyor. Erzurum’da bu tür bahçelerin sayısının artırılmasının faydalı olacağını ifade eden Şen, belediyelerin vatandaşlara yönelik bahçeler oluşturması gerektiğini de söylüyor.
Rengarenk çiçeklerle bezeli
Doç. Dr. Besim Yıldırım’la gezerken akademisyen Prof. Dr. Halis Gürbüz Kotancılar’ın yerine bahçeye gelen eşi Esra Kotancılar’la karşılaşıyoruz. Eşiyle birlikte rengarenk çiçekleri yetiştirdikleri bahçesini gezdiren Esra Kotancılar, toprakla uğraşmanın yorgunluklarını aldığını vurguluyor. Sarmaşık ve çiçeklerle bezeli bahçe kapısını gösteren Kotancılar, ürettikleri sebze ve meyveleri evlerinde tükettiklerini de ilave ediyor.
Çizmeleriyle çalışıyor
Bahçeyi gezimiz sırasında ayağında sarı çizmeleriyle harıl harıl toprakla uğraşan Erzurum Meslek Yüksekokulu’nda görevli Dr. Öğretim Üyesi Zafer Kartal’a rastlıyoruz. Bir taraftan bahçeyi sularken bir taraftan da yaban otları temizleyen Zafer Kartal, bu yıl yağmurlar sebebiyle bol ürün alacaklarını anlatıyor. Diğer akademisyenler gibi ürettiği sebze ve meyveleri anlatan Zafer Kartal, bizleri hasat zamanı da beklediğini söylüyor.


Hobi bahçesini gezerken birçok tanıdık akademisyenle merhabalaştık. Bunlardan biri de Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Totik. Erzurum’un sebze-meyve deposu Tortum ilçeli olan Prof. Dr. Yaşar Totik’i hobi bahçesinde 7 yaşındaki kızı Selin’le çalışırken bulduk. Domates, salatalık, biber, soğan, tarhın, nane, maydanoz ve daha birçok çeşit üreten Prof. Dr. Yaşar Totik’in en büyük ilgi gösterdiği bölüm ise gülleriyle kaplı alan oluyor. Kızı Selin’le birlikte rengarenk gülleriyle ilgilenen Totik, “Okuldaki mesainin ardından ailecek bahçeye geliyoruz. Burada toprakla uğraşmak bizi dinlendiriyor. Eşim ve kızımla birlikte ektiğimiz sebze ve meyvelerin büyümesini izlemek zevk veriyor” diyor.
Prof. Dr. Yaşar Totik’in komşusu olan Çevre Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yalçın Kemal Bayhan da arazisinde yoğun faaliyette bulunan isimlerden birisi. 90 metrekarelik bahçesinin bir bölümüne Erzurum’da tüketilen sebze ve meyveleri eken Prof. Dr. Bayhan, bir bölümüne de çiçek ekmiş. Bahçesini sularken yakaladığımız Bayhan, okuldan arta kalan zamanını toprakla, tarımla uğraşarak geçirmekten zevk aldığını anlatıyor.
Belediyeler de halka böyle hizmet sunmalı
Bahçelerini gezdiğimiz hemen her akademisyen belediyelerin de şiddetli kış şartlarında yaşayan Erzurum halkına, en azından birkaç ay uğraşacakları, günlük yaşamın stresinden kurtulabilecekleri bu tür alanlar kazandırması gerektiğini ifade ediyor. Hobici akademisyenler bu tür alanların şehri güzelleştireceği gibi halkın gerginliğini de giderebileceğinin altını çiziyorlar.
Ve günün finali
Atatürk Üniversitesi’nde görev yapan öğretim üyelerinin yoğun talebi üzerine Rektörlüğün yeni alanlar ilave ettiği hobi bahçesindeki gezimizi yine Doç. Dr. Besim Yıldırım’ın bahçesinde sonlandırıyoruz. Bahçeye gelen akademisyenler, günün sonunda yaptıkları çalışmaları Besim Hoca’nın semaver çayı eşliğinde değerlendiriyor. Hobi bahçelerinin önemini anlatan akademisyenler, benzerinin belediyeler tarafından halk için oluşturulabileceğini belirtiyorlar.
