…
Kollarım bağlandı, ayaklarım baltalandı
Ah, nihayet memelerimi de kestiler
Yaramdan kanımı em, bir tanecik yavrum
İşte ölüyorum, artık sana Ermenistan ana olsun
Üzerinde babanın henüz sıcak kanı kokan
Şu kırık kılıç da benden sana yadigâr olsun
Ermeni Ninnisi
Bazı toplumlar yaşadıkları bir kahramanlığı; bazıları da yaşadıkları küçük bir trajediyi abartarak onun etrafında millet olma bilincini geliştirme yolunu seçerler. Başta İranlılar olmak üzere birçok toplum kahramanlıklarını anlatarak onunla var olmaya çalışırken Ermeniler ise acıdan medet umma, onu abartarak millet olma duygusunu ön plana çıkarmaktadırlar. Yukarıdaki bölüm bir Ermeni ninnisinden alınmıştır. Ninnide çocuğunu intikam duygusu ile yetiştirmeye çalışan bir annenin ifadeleri yer almaktadır. Ermeniler Türk düşmanlığını daha küçük yaşta çocuklarına aşılayarak o duygu, o acı etrafında birbirine kenetlenmiş toplum oluşturma gayretinde olmuşlardır. Çünkü bu yöntemle ortak bir düşmana karşı bireylerinden bekledikleri milli bilincin oluşmasını çok hızlı bir şekilde sağlamayı hedeflemişlerdir.
Milletlerin takip ettikleri sistemin benzerini de bazı cemaatler kendi içinde kullanmaya çalışırlar. Cemaatler genelde liderlerine olağanüstü nitelikler atfederek bir algı yanıltmasını seçerken onun maddi ve manevi gölgesi etrafında birleşen bireyler, hayat bulma ümidini taşırlar. Böylece arzu edilen bir amaca ulaşmada ya da korkulan bir nesnenin ortadan kaldırılmasında ortak hedefe varma cemaat liderinin işini daha da kolaylaştırır. Çünkü bir grubu bir hedefe yönlendirmede fikri bir altyapının vereceği katkıdan ziyade korku ya da heyecandan gücünü alan bir hedef etrafında bu topluluğu bilinçli bir şekilde bütünleştirme çok daha az çabayı gerektirmektedir. Son zamanlarda bir talimat ile 90 bin memurun Bank Asya’ya kısa sürede 4.7 milyar yatırması grupların panik atak içinde nasıl bütünleştiğini göstermektedir.
Ortak düşman belirlenerek kitle psikolojisinin oluşturulmasıyla, her şeyi yapmaya hazır bekleyen kitleler hızlı bir şekilde harekete geçmekte, gizli bir el vurun dediğinde onlar varmaya; durum dediğinde durmaya, hatta o gizli el hadi sevin dediğinde de sevmeye başlarlar. Ne hazindir ki bu kitlelere niçin vuruyor ya da seviyorsunuz? diye sorulduğunda onlar, vurmalarını da sevmelerini de kendilerince mantıklı bir şekilde izah edecek sebepler ileri sürebilirler.
Özellikle Amerika’nın öncülüğünde Batı’nın Fetö’yü kullanma mantığı da bu sistem üzerine işlemiştir. Cumhurbaşkanı Sayın Tayyip Erdoğan’ı hedef noktasına koyarak ona karşı yürütülen kampanyalarının arka planında Türkiye düşmanlığı olmasına rağmen bu sistemin parçası haline dönüştürülen gruplar bu gerçeği görememiş, gördüklerini de muhalefet yapma mantığı ile örtmeye çalışmışlardır. Bireysel olarak bu kişilerle konuşulduğunda onlar, işini iyi yapan her vatandaş gibi vatansever bir kişi olarak görülürler. Sıkıntı onların söylemlerinde değil, kitle haline geldiklerinde bilinçlerini kaybetmelerinde yatmaktadır.
Heyecan ve nefretin ağır bastığı ortamlarda kişilerin sağlıklı karar verme imkânları yoktur. Eleştirel düşünme beceresi kişilerin sürü psikolojisinden kurtularak tek başlarına karar verme şansını yakalamalarının önünü açar.
Böyle durumlarda heyecana kapılmış fanatik bir kitlenin zihninde kodladığı belirli noktalara şuursuz bir şekilde saldırmasının mantıklı bir izahı olmamaktadır.