
Hayatı boyunca insanlığa rehber olan Peygamberimiz (asv), engelli Sahabeler ile her zaman yakından ilgilenmiş, ricalarını geri çevirmemiştir. Temizliğe çok önem veren Alemlerin Efendisi (asv) mescide gelen sahabelerini de bu yönde teşvik etmiştir.
Bir arkadaşının gözleri neredeyse hiç görmez olmuştur. Mescide gelmekte sıkıntı çekmektedir. Kendi evinde kılmak zorunda kalacağı namazları gönül rahatlığıyla kılabilmek için Hz. Muhammed (asv)'e bir ricada bulunur.
"Ey Allah'ın Elçisi! Benim evime kadar gelip orada da iki rekât namaz kılabilir misin?"
Ertesi gün Allah'ın Elçisi (asm), Hz. Ebubekir (ra) ile beraber âmâ arkadaşının evinde namaz kılmaktadır.
Mecbur Kalırsanız
Mescitte kıbleye yönelerek henüz oturmuştur ki, yüzü dalgalanır. Kıble duvarında kocaman bir balgam yapışık durmaktadır. Bu çirkinliğin, ne yaptığının farkında olmayan, Müslümanlıkta ve nezakette yeni bir göçebe Arabın eseri olduğu bellidir.
Sessizce yerinden kalkar ve duvarı kendi eliyle temizler, sonra dona kalmış kendisini seyreden topluluğa yönelir:
"Hiçbiriniz kıblesine karşı tükürmesin. Mecbur kalırsanız, sol ayağınızın altına, toprağa tükürün."
Önce Satın Aldı
Fakir arkadaşlarından Abdullah oğlu Cabir yeni evlidir ve ciddi bir geçim sıkıntısı içerisindedir. Arkadaşını bu sıkıntıdan kurtarmak, fakat bu arada onurunu da rencide etmemek isteyen Hz. Muhammed (asv), Cabir'e mal varlığını sorar. Zayıf bir deveden başka bir şeyi yoktur. Hz. Muhammed (asv) de satın almak üzere talip olur. Ücretini yolculuktan Medine'ye dönüldüğünde öder. Alışveriş bitince Hz. Muhammed (asv) deveyi tekrar Cabir'e hediye eder. Olayı duyan bir Yahudi kulaklarına inanamamakta ve ısrarla:
"Deveyi önce satın aldı, sonra da hediye mi etti?” diye sormaktadır.
Hz. Muhammed (asv) ayrıca o gece Cabir'e dünya ve ahiret mutluluğu için uzun uzun dua etmiştir.
Saadet Asrından
Târık b. Eşyem (r.a.)’tan rivayet edildiğine göre Târık, (bir gün) Peygamber (s.a.)’i dinlerken onun yanına bir adam gelip:
- ‘Ey Allahın Resulü! Rabbimden bir şey isteyeceğim zaman nasıl dua edeyim?’ diye sordu. Peygamber (s.a.) de:
‘Allâhummağfirlî verhamnî ve âfinî verzuknî (Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver) diye dua et. Bu sözler, senin hem dünya hem de âhiret için istemen gereken şeyleri ihtiva eder’ buyurdu.”[Müslim, Zikr 36 (2697)]