
Bunu bilmeyecek ne var; IŞİD’ı temizliyor ya! diyebiliriz. Ama nasıl oluyorsa IŞİD, Suriye’de, Amerika’yla anlaşıp, istenilen bölgelerden elini kolunu sallayarak çıktı. Militanlar Mısır’ın Sina Yarımadasına gitti, orada Cuma günü 300 Müslümanı katletti ve örgüt eylemi üstlendi!
Her fırsatta ifade ediyoruz: IŞİD, PYD/PKK vb. yapılar, Amerika’nın Ortadoğu’daki askeri varlığının bir parçası ve aracıdır. Bu aracın amacı bölgedeki petrole dayalı Batı çıkarlarını ve tabi İsrail’in bölgedeki güvenliğini tam olarak garantilemektir.
IŞİD, PYD/PKK gibi yapıların Amerikan ve İsrail kurgusu olduğunda artık tereddüt yoktur.
İngiliz gazeteci Robert Fisk şöyle soruyor: "IŞİD neden asla İsrail’e saldırmıyor? Haçlılardan, Şiilerden, Hristiyanlardan nefretini dile getirirken, ‘İsrail’ kelimesi neden ağza alınmıyor? İsrail Neden IŞİD’i asla vurmuyor?”
Biz bu soruya, PYD/PKK ve bunların kontrolündeki diğer silahlı grupların faaliyetini de ekleyip sorabiliriz: “PKK/PYD, bugüne kadar, neden Amerikan ve İsrail çıkarlarını hedef alan tek bir eylem yapmadı?”
Yapamazlar, çünkü bunlar sahibinin sesidir. Bunun yeni bir kanıtını, Suriye'deki PYD/PKK'nın paravan kuruluşu SDG'nin sözcülüğünü yaptıktan sonra kaçan ve Türkiye’ye sığınan Talal Silo’nun açıklamalarında görüyoruz.
AA’nın sorularına verdiği cevapta Silo, Suriye’de elde ettikleri bölgelerin hepsini ABD’nin isteği ve desteğiyle elde ettiklerini ve elde tutmaya devam ettiklerini açıkladı.
Ele geçirilen bölgeler aynı zamanda petrol bölgeleri. PKK’nın Deyrizor ve Haseke'deki petrolü nasıl işlettiğini de Silo şu şekilde açıklamış:
“YPG ve PKK, 2012’de Rumeylan’daki petrol kuyularını ele geçirdikten sonra işletmeye başladı. Önceleri bu petrolleri, DEAŞ bölgeleri üzerinden ihraç ediyorlardı. PKK kadrolarının Cezire’deki parasal işlerinin sorumlusu Ali Şeyr, Kamışlı'da yaşıyor. PKK elebaşlarıyla doğrudan bağlantılı. Petrol anlaşmaları yapmaya yetkili olan kişi. Elde edilen gelirleri sadece o bilir. Bu, PKK’nın sırrıdır. Petrol gelirleri Lübnan bankalarında kendilerine yakın bazı isimlerin hesabına yatıyordu. Sonra para Avrupa’ya aktarılıyordu. İsimlerin hepsi PKK'lı. Konu çok büyük. Her gün yüzlerce tankerle petrol taşınıyordu.”
Silo, verdiği bir başka bilgide, Amerika’nın, Suriye petrolünün bir liman yoluyla taşınması ve bunun için de PYD/PKK'nın Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e çıkacağı bir hâkimiyet koridoruna sahip olması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmeye çalıştığını da teyit ediyor. ABD subayları ve üst düzey istihbarat elamanları, bu amaç için, Suriye’de, PYD/PKK yapılarıyla iç içe çalışıyor. Amerika’nın kendilerine verdiği ve gerektiğinde alıp kullandıkları ağır silahların ise, Türkiye’nin saldıramayacağı düşünülerek, Amerikan depolarında tutulduğunu açıklıyor, Silo.
PYD/PKK’nın Suriye’deki attığı her adımın ABD’nin öngördüğü şekilde gerçekleştiğini ve ABD’yi rahatsız edecek işlere kimsenin kalkışamadığını da vurgulamış, Silo. Doğrusu Silo’nun açıklamaları öğretici… Sonuçta Suriye’deki baş cambazın Amerika olduğu açıktır. IŞİD, PYD/PKK ve türevleri ise cambazın aletidir. Türkiye, Irak, İran ve Suriye, parçalanmak istemiyorsa, birleşik hareket etmeye mecburdur. Aksi takdirde cambazın bu ülkelerin başına açacağı felaketlerin ardı gelmeyecektir!
Her fırsatta ifade ediyoruz: IŞİD, PYD/PKK vb. yapılar, Amerika’nın Ortadoğu’daki askeri varlığının bir parçası ve aracıdır. Bu aracın amacı bölgedeki petrole dayalı Batı çıkarlarını ve tabi İsrail’in bölgedeki güvenliğini tam olarak garantilemektir.
IŞİD, PYD/PKK gibi yapıların Amerikan ve İsrail kurgusu olduğunda artık tereddüt yoktur.
İngiliz gazeteci Robert Fisk şöyle soruyor: "IŞİD neden asla İsrail’e saldırmıyor? Haçlılardan, Şiilerden, Hristiyanlardan nefretini dile getirirken, ‘İsrail’ kelimesi neden ağza alınmıyor? İsrail Neden IŞİD’i asla vurmuyor?”
Biz bu soruya, PYD/PKK ve bunların kontrolündeki diğer silahlı grupların faaliyetini de ekleyip sorabiliriz: “PKK/PYD, bugüne kadar, neden Amerikan ve İsrail çıkarlarını hedef alan tek bir eylem yapmadı?”
Yapamazlar, çünkü bunlar sahibinin sesidir. Bunun yeni bir kanıtını, Suriye'deki PYD/PKK'nın paravan kuruluşu SDG'nin sözcülüğünü yaptıktan sonra kaçan ve Türkiye’ye sığınan Talal Silo’nun açıklamalarında görüyoruz.
AA’nın sorularına verdiği cevapta Silo, Suriye’de elde ettikleri bölgelerin hepsini ABD’nin isteği ve desteğiyle elde ettiklerini ve elde tutmaya devam ettiklerini açıkladı.
Ele geçirilen bölgeler aynı zamanda petrol bölgeleri. PKK’nın Deyrizor ve Haseke'deki petrolü nasıl işlettiğini de Silo şu şekilde açıklamış:
“YPG ve PKK, 2012’de Rumeylan’daki petrol kuyularını ele geçirdikten sonra işletmeye başladı. Önceleri bu petrolleri, DEAŞ bölgeleri üzerinden ihraç ediyorlardı. PKK kadrolarının Cezire’deki parasal işlerinin sorumlusu Ali Şeyr, Kamışlı'da yaşıyor. PKK elebaşlarıyla doğrudan bağlantılı. Petrol anlaşmaları yapmaya yetkili olan kişi. Elde edilen gelirleri sadece o bilir. Bu, PKK’nın sırrıdır. Petrol gelirleri Lübnan bankalarında kendilerine yakın bazı isimlerin hesabına yatıyordu. Sonra para Avrupa’ya aktarılıyordu. İsimlerin hepsi PKK'lı. Konu çok büyük. Her gün yüzlerce tankerle petrol taşınıyordu.”
Silo, verdiği bir başka bilgide, Amerika’nın, Suriye petrolünün bir liman yoluyla taşınması ve bunun için de PYD/PKK'nın Suriye'nin kuzeyinden Akdeniz'e çıkacağı bir hâkimiyet koridoruna sahip olması gerektiğini ve bunu gerçekleştirmeye çalıştığını da teyit ediyor. ABD subayları ve üst düzey istihbarat elamanları, bu amaç için, Suriye’de, PYD/PKK yapılarıyla iç içe çalışıyor. Amerika’nın kendilerine verdiği ve gerektiğinde alıp kullandıkları ağır silahların ise, Türkiye’nin saldıramayacağı düşünülerek, Amerikan depolarında tutulduğunu açıklıyor, Silo.
PYD/PKK’nın Suriye’deki attığı her adımın ABD’nin öngördüğü şekilde gerçekleştiğini ve ABD’yi rahatsız edecek işlere kimsenin kalkışamadığını da vurgulamış, Silo. Doğrusu Silo’nun açıklamaları öğretici… Sonuçta Suriye’deki baş cambazın Amerika olduğu açıktır. IŞİD, PYD/PKK ve türevleri ise cambazın aletidir. Türkiye, Irak, İran ve Suriye, parçalanmak istemiyorsa, birleşik hareket etmeye mecburdur. Aksi takdirde cambazın bu ülkelerin başına açacağı felaketlerin ardı gelmeyecektir!