
Covit Salgını Erzurum, Türkiye ve Dünyada devam ediyor… Üstelik yayılma hızından bir şey kaybetmeden…
Hastalığı yakalanmadan savuşturmak pek mümkün görünmüyor, ama hafif ya da ayakta atlatmak veya en az hasarla kurtulmak mümkün…
Bunun için bağışıklığı yüksek tutmak ve doğru beslenmek; uzmanların önerilerine kulak vermek, kuralları harfiyen uygulamak ve koruyucu aşı yaptırmak…
*
Bu açıdan bakıldığında Erzurum hassasiyetini koruyor … Vaka ve hasta sayımız her ne kadar düşme eğilimde ise de normalden yüksek…
Buna bir de hastaneye alınamayıp da tedavi için evine gönderilen vakaları eklersek durum daha da vahimleşiyor…
Çünkü bazı kendini bilmezler ve bulaşıyı hafif atlatanlar, umursamazlık içinde karantina şartlarını ihlal ederek toplum içine çıkıyorlar, bu açıdan durum vahimleşiyor…
Bütün ümidimiz Covit aşısında…
Aşının siparişi Çin’den verildi, bu ay uygulanmaya başlanacak…
Ancak gelmesi muhtemel sayı ile risk taşıyan ve mutlaka aşılanması gerekli kişilerin sayısı arasında da dağlar kadar fark var…
Yetkililerin çözüm üretmesi şart…
Kriz kapımızda…
Çok derinleşmeden tedbir alınması gerekiyor…
*
Dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin ölümüne sebep olan Corona salgınında, son aşamaya gelen ve Dünya Sağlık Örgütü’nün izlediği yaklaşık 2 yüzün üzerinde aşı çalışması var…
Çeşitli aşamalarda olan aşıların kimisinde hayvanlar üzerinde denemeye geçilmiş, kimisinde son aşama olan 3.faz denemelerine başlanmış…
Onaylanan ve insanlara uygulanmaya başlanan 5 aşı var…
Bunların siparişinde ABD, Kanada ve Birleşik Krallık başı çekiyor… Bazılarında kişi başına düşen aşı sayısı daha fazla…
Türkiye’de ki durum ise şu;
Sağlık Bakanı Çin’li şirketin ürettiği ve koruyuculuğu % 95’in üzerinde olan Sinovac isimli aşıdan parçalı olarak 50 milyon doz sipariş edildiğini açıkladı…
Resmi Gazetede yayınlanan ve aşı yönetmeliğine eklenen Acil Kullanım Onayı’nın nasıl uygulanacağı ve bir kişiye iki doz uygulanacağı göz önüne alındığında, sipariş adedi tartışmaları da beraberinde getirdi.
*
‘ Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir…’ türküsünü daha çoook seslendirmemek için, aşı yaygınlaştırılıncaya, bulaşının hızı düşürülünceye değin, yetkililerin uyarılarına kulak tıkamamak ve devamlı olarak hijyen kurallarını uygulamak gerekiyor…
Hastalığı yakalanmadan savuşturmak pek mümkün görünmüyor, ama hafif ya da ayakta atlatmak veya en az hasarla kurtulmak mümkün…
Bunun için bağışıklığı yüksek tutmak ve doğru beslenmek; uzmanların önerilerine kulak vermek, kuralları harfiyen uygulamak ve koruyucu aşı yaptırmak…
*
Bu açıdan bakıldığında Erzurum hassasiyetini koruyor … Vaka ve hasta sayımız her ne kadar düşme eğilimde ise de normalden yüksek…
Buna bir de hastaneye alınamayıp da tedavi için evine gönderilen vakaları eklersek durum daha da vahimleşiyor…
Çünkü bazı kendini bilmezler ve bulaşıyı hafif atlatanlar, umursamazlık içinde karantina şartlarını ihlal ederek toplum içine çıkıyorlar, bu açıdan durum vahimleşiyor…
Bütün ümidimiz Covit aşısında…
Aşının siparişi Çin’den verildi, bu ay uygulanmaya başlanacak…
Ancak gelmesi muhtemel sayı ile risk taşıyan ve mutlaka aşılanması gerekli kişilerin sayısı arasında da dağlar kadar fark var…
Yetkililerin çözüm üretmesi şart…
Kriz kapımızda…
Çok derinleşmeden tedbir alınması gerekiyor…
*
Dünyada yaklaşık 1 milyon kişinin ölümüne sebep olan Corona salgınında, son aşamaya gelen ve Dünya Sağlık Örgütü’nün izlediği yaklaşık 2 yüzün üzerinde aşı çalışması var…
Çeşitli aşamalarda olan aşıların kimisinde hayvanlar üzerinde denemeye geçilmiş, kimisinde son aşama olan 3.faz denemelerine başlanmış…
Onaylanan ve insanlara uygulanmaya başlanan 5 aşı var…
Bunların siparişinde ABD, Kanada ve Birleşik Krallık başı çekiyor… Bazılarında kişi başına düşen aşı sayısı daha fazla…
Türkiye’de ki durum ise şu;
Sağlık Bakanı Çin’li şirketin ürettiği ve koruyuculuğu % 95’in üzerinde olan Sinovac isimli aşıdan parçalı olarak 50 milyon doz sipariş edildiğini açıkladı…
Resmi Gazetede yayınlanan ve aşı yönetmeliğine eklenen Acil Kullanım Onayı’nın nasıl uygulanacağı ve bir kişiye iki doz uygulanacağı göz önüne alındığında, sipariş adedi tartışmaları da beraberinde getirdi.
*
‘ Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir…’ türküsünü daha çoook seslendirmemek için, aşı yaygınlaştırılıncaya, bulaşının hızı düşürülünceye değin, yetkililerin uyarılarına kulak tıkamamak ve devamlı olarak hijyen kurallarını uygulamak gerekiyor…