
Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesi Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi'nde hastalar, iyileşmeyen yaralardan, karbonmonoksit zehirlenmesi ile ani görme ve işitme kayıplarından oksijen tedavisiyle kurtuluyor. Merkezdeki basınç odasına giren hastalar, kan dolaşımının bozuk olduğu bölgelere yüzde 100 oksijen gönderilerek yaklaşık 2 saat süren seanslarla hastalıklarına şifa arıyor. Hastane bünyesinde 12 yıl önce hizmete girenmerkez, Doğu Anadolu Bölgesi’nin yanısıra Karadeniz ve çevresindeki bölge illerine de hizmet veriyor.
Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi'nde tek doktor olarak bölgedeki hastalara çare olan Uzm. Dr. Ezgi AkpınarŞahin ve ekibi,genellikle iyileşmeyen yara, soba zehirlenmeleri, ani görme ve gribal enfeksiyon sonrası işitme kayıplarına oksijen tedavisiyle çözüm sunuyor.Covid sonrası kemik çürümesi yaşayanların artışına da dikkati çeken Şahin, bu hastalarda genellikle omuzda ve kalçada ağrı görüldüğünü de ifade ediyor.
“Amaç oksijeni hasarlı dokuya iletmek”
Hiperbarik oksijen tedavisinde (HBOT), kronik yaraların ve hasarlı dokuların yüksek basınç altında yüzde 100 oksijen solunması ile tedavi edildiğini aktaran Sualtı ve Hiperbarik Tıp Hekimi Uzm. Dr. Ezgi Akpınar Şahin,bu yöntemile pek çok hastaya şifa dağıttıklarını kaydederek “Hiperbarik oksijen tedavisi, yaraların iyileşmesini hızlandırmak için kullanılır ve bu tedavi, oksijen içeren hava ile basıncı artırılmış özel odalarda yapılmaktadır. Burada amacımız;kan dolaşımıyla daha fazla oksijeni hastaların hasarlı olan dokularına iletebilmek” dedi.
Covid sonrası hastalarda artış
Pek çok hastalığa şifa olan yöntemi anlatanŞahin, “Genellikle iyileşmeyen yara, soba zehirlenmeleri, ani görme ve gribal enfeksiyon sonrası işitme kayıplarına oksijen tedavisiyle çözüm olabiliyoruz.Ayrıca Covid sonrası avasküler nekroz (kemik başı ölümü) gerçekleşen hastalarımızda çok fazla artış yaşandı. Pandemi sürecinde kortizon tedavileri uygulandı. Genellikle bu hastalarımız Covid atlatan ve hastanede yoğun bir tedaviden geçenlerde görülüyor.O dönemden sonra çok fazla genç hastamızda kemik çürümelerini görmeye başladık. Bu hastalarda genellikle omuzda, kalçada ağrı görülüyor. Bir teşhis konulamıyor ve en son çare olarak bize başvuruyorlar”diye konuştu.
Erken tedavi şart
Hasta gruplarında erken tedavinin de önemine dikkati çeken Uzm. Dr. Şahin, “Karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu bilinç kaybı ile ani görme ve işitme kaybı yaşayan hastalar oksijen tedavisi alamadığında veya tedaviye geç kaldıklarında kötü sonuçlarla karşılaşıyor. Hastalarımız geç kalmadığı ve yeterli tedaviyi aldıklarında olumlu sonuçları gözlemliyoruz. Örneğin kemik ölümlerinin yaşandığı hastalarımızda erken bir tedavi ile birlikte proteze giden süreyi daha ileri bir tarihe atabiliyoruz” diye konuştu.
“Bir nevi kuru dalış”
Polikliniğe ek olarak günde iki seansoksijen tedavisi yaptıklarını kaydedenŞahin, sabah ve akşam olmak üzere 20 hasta baktıklarını dile getirdi. Oksijen ile pek çok hastalığa çare olduklarını kaydeden Şahin, basınç odasındaki tedavi sürecini ise şöyle anlatıyor: “Merkezdeki basınç odasına giren hastalar, vücuttaki oksijen ile kan dolaşımının bozuk olduğu bölgelere yüzde 100 oksijen gönderilerek yaklaşık 2 saat süren seanslarla diyabet yaraları, iyileşmeyen yaralar, ani görme ve işitme kaybı ile karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle bilinç kaybı gibi hastalıkları tedavi ediliyor. Hiperbarik oksijen tedavisi bir nevi kuru dalış. Bir oda var bizler orayı basınçlandırıyoruz ve daha sonra maskeyle hastalarımıza oksijen veriyoruz. Hastalarımızın sorunlarına göre tedavilerinin de süreleri değişiklik gösterebiliyor”
Kalçası çürüdü
Erzurum’da geçtiğimiz yıllarda Covid geçiren ve bir yılın ardından ayak ağrısıyla hastaneye başvuran 56 yaşındaki Refat Şahin de kemik çürümesi yaşayan hastalardan. 13 gün hastanede yatan Şahin, ağrılı süreci şöyle anlatıyor: “Covid dönemi zor bir süreçti. Aradan 1 yıl geçtikten sonra ayağımda ağrılar oluşmaya başladı. Uzun bir süre ne olduğunu anlayamadılar. Bir arkadaşımın tavsiyesi ile fizik tedaviye başladım. Oradaki doktor kalçamda çürüme olduğunu tespit etti. Daha sonra buraya gelerek tedavime başladık. Şu an ise durumum eskiye göre çok iyi ve yürüyebiliyorum”
Şeyma TAHİR