
Bir öğretmen muhtar olursa köyünü nasıl ve ne kadar değiştirebilir?
Bu soruya Erzurum’un Oltu ilçesinin Ayyıldız (Pitkir) köyünden gelen çarpıcı yanıta geçmeden önce iki maddelik kısa bir açıklamayı sizinle paylaşmam gerekiyor:
Birincisi:
Kanun gereği fiilen çalışan bir öğretmen, çok istisnai durumlar dışında muhtarlık yapamaz; benim birazdan anlatacağım muhtar, emekli bir öğretmen. Fakat öyle ceketini kravatını gardırobuna asıp yüreğini ve beynini de emekliye ayırmış biri değil…
İkincisi:
Ben biraz da nostalji yapıp ‘köy’ diyorum ama biliyorsunuz, o sözcük de bir çeşit emeklilik yaşıyor; 12 Kasım 2012 yılında yürürlüğe giren ‘6360 Sayılı Kanun’ ile Türkiye’de büyükşehir sayısı 30’a yükseltilirken kanun metninde ‘köy’ yerine ‘mahalle’ denilmiş ve tabii o günden sonra ülkemizde ‘mahalle’ diye adlandırılan 30 binden fazla köyün hukuki ve idari statüleri de önemli ölçüde değiştirilmişti.
İşte o günden beri köyler, artık resmen mahalle…
Öte yandan kâğıt üstünde değişiklik yapmak kolay; ama Ankara’da yazılan kanunla Anadolu kırsalındaki köyün ve köylünün pratik yaşamını olumlu yönde ne kadar değiştirebildik, işte o ayrı bir araştırma konusu.
***
Esasa dönelim:
Hikâyemizin baş kahramanı eski öğretmen yeni muhtar Asım Gürbüz…
Kendileri geçtiğimiz hafta sonu muhteşem bir haber paylaştılar. Haberi bize kendi sosyal medya sayfasından duyuran Asım Gürbüz, aktif mesleki yaşamında da hep sıradışı bir eğitimci olmayı başarmış biri.
Erzurum Yavuz Selim Öğretmen Okulu’nda, Erzincan Eğitim Enstitüsü’nde, Ankara Eğitim Enstitüsü’nde okurken aralıksız öğrenci başkanlığı yapmış biri. Liderlik, onun ruhunda var yani. Aynı zamanda iyi bir güreşçi ve voleybolcu. Demek oluyor ki liderliği, sportmenliğiyle tamamlamış.
Ve beş yıl önce de emekli olmuş.
31 Mart 2019’dan beri ‘başarılı eğitimci’ madalyonunun yanına bir de ‘başarılı muhtar’ brövesi iliştiren işte o sıradışı muhtarın paylaştığı haber, muhtarlığını yaptığı yerle, Erzurum’un Oltu ilçesine 27 kilometre uzaklıktaki Ayyıldız mahallesiyle ilgili. Sevgili muhtarımız paylaşımında diyordu ki:
“Muhtarlıkça bir uygulama başlattık. Kapısının önünü günlük temizleyen ve sürekli temiz tutan aile ödüllendirilecek. Ödüllendirme yılda iki kez yapılacak.
İlk ödül de Cevriye Sağdıç'ın oldu…”
Hikâyenin ikinci kahramanı sevgili Cevriye ablamız…
Kendisini biz de uzaktan ama candan, yürekten kutluyoruz.
Fakat asıl konu tabii ki sadece Oltu’nun Ayyıldız mahallesinden Cevriye ablamızın tertemiz ettiği kapı önü değil; asıl konu ‘kültür’…
Kültürün neyle, ne üzerine, nasıl biçimlendirildiği…
Ayyıldız mahallesinde ya da Türkiye’nin diğer 30 binden fazla mahallesinde, 922 ilçesinde, 81 ilinde ve 30 büyükşehirinde…
Kültürümüzün ne düzeyde olduğu…
Neye odaklandığı, neyi öne çıkarıp yücelttiği…
Ve bu hikaye içinde odaklanılan şeyler; temizlik, hijyen, sağlık, çevreye duyarlılık, insanlara saygı…
Esas mevzu bu!
***
Öğretmen-muhtar Asım Gürbüz…
98 elektrik abone kaydı olan ancak şu anda 60 hanenin ikamet ettiği; aslında 137 kişinin yaşadığı ama Covid-19 salgını nedeniyle köye sığınanlardan ötürü nüfusunun %45 oranında artıp bugün 200’e yükseldiği; daha önce göç edip uzak yerlerde emekli olanların bazılarının da yazlık evleri olduğu için mevsimlik dönüş yaptığı mahallesinde…
Aslında ‘tipik’ diyebileceğimiz bir ‘Anadolu köyünde’…
Pek de ‘tipik’ yani olağan, sıradan olmayan bir girişimle yerel kültürü temizlik, hijyen, çevre ve doğayla uyumlu yaşam odaklı olarak biçimlendirmeye çalışıyor.
Müthiş bir idealizm!
‘Peki nasıl bir yankı aldınız; medya, bürokratlar, çevre nasıl karşıladı kampanyanızı?’ diye sorduğumda Asım Gürbüz önce derin bir iç çekiyor.
Anlıyorum ki aldığı devlet terbiyesinden ötürü kimseyi kırmak, incitmek istemiyor.
Ama içi de dolu…
“Bu paylaşımım eş dost tarafından ve köyde övgü aldı. Basından bir dostumuz haber yapacaktı. Sosyal medyada paylaşımdan biraz zaman geçsin dedi. Bürokrasinin henüz talaşına değil…”
Muhtarın ‘talaşında değil’ deyişi bizim yörenin ağzında ‘umrunda değil’ demek. Bu ifadeye tebessüm ediyorum ama bir yandan da içim acıyor.
Erzurum’un en büyük ilçelerinden birine sadece 27 kilometre uzaktaki bu köklü mahallenin en önemli ihtiyacının içme suyu olduğunu öğrenince üzülüyorum. Hoş, ilçe (Oltu) çok mu farklı, orada da içme suyu meselesi uzun zamandır benzer biçimde seyrediyor. Orada da yaz mevsiminde durum daha da vahimleşiyor.
Ayyıldız’a dönersek; muhtar ve mahalle ahalisi, devletten modern sulama kanalları yapılmasını istiyor.
İnanıyoruz ki bunları bir duyan olur ve şimdi gerçekleştirdikleri güzel kampanyayla gündeme gelen sevgili Ayyıldızlılar hayallerine kavuşur…
Erzurum’un insani duyarlılığı son derece yüksek iki değerli yetkilisi; Sayın Vali Okay Memiş ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Ayyıldız mahallesindeki bu örnek sosyokültürel girişime ve Ayyıldız’ın acil, somut ihtiyaçlarına mutlaka ilgi göstereceklerdir diye düşünüyorum.
‘Bakın sevgili okurlar, sesimiz duyuldu!’ diyerek bu yazının devamını yazmayı diliyorum.
***
Bir öğretmenin muhtar olunca bir mahalleyi nasıl ve ne yönde değiştirebileceğini -belki biraz fazla ümitvar ve iyimser bir bakışla- anlatan bu yazı, lütfen öğretmen kökenli olmayan başarılı muhtarları incitmesin.
Mesela benim sevgili dedem (rahmetli) Ahmet Ş. üst üste birkaç dönem muhtarlık yaptı. Çok sevilen, çok başarılı bir yöneticiydi ve o aslında bir usta bir terziydi.
Muhtar dedem nur içinde yatsın ve mesleki kökeni ne olursa olsun bütün girişken, akıllı, özverili, namuslu, vicdanlı, adil ve çalışkan muhtarların da yolları, şansları, ufukları hep açık olsun.
Sevgili Asım Gürbüz’ün de tabii, yolu ve şansı hep açık olsun.
Yaptığı duyulsun, yapmaya çalıştığı şey takdir edilsin…
Dilerim…
Bu soruya Erzurum’un Oltu ilçesinin Ayyıldız (Pitkir) köyünden gelen çarpıcı yanıta geçmeden önce iki maddelik kısa bir açıklamayı sizinle paylaşmam gerekiyor:
Birincisi:
Kanun gereği fiilen çalışan bir öğretmen, çok istisnai durumlar dışında muhtarlık yapamaz; benim birazdan anlatacağım muhtar, emekli bir öğretmen. Fakat öyle ceketini kravatını gardırobuna asıp yüreğini ve beynini de emekliye ayırmış biri değil…
İkincisi:
Ben biraz da nostalji yapıp ‘köy’ diyorum ama biliyorsunuz, o sözcük de bir çeşit emeklilik yaşıyor; 12 Kasım 2012 yılında yürürlüğe giren ‘6360 Sayılı Kanun’ ile Türkiye’de büyükşehir sayısı 30’a yükseltilirken kanun metninde ‘köy’ yerine ‘mahalle’ denilmiş ve tabii o günden sonra ülkemizde ‘mahalle’ diye adlandırılan 30 binden fazla köyün hukuki ve idari statüleri de önemli ölçüde değiştirilmişti.
İşte o günden beri köyler, artık resmen mahalle…
Öte yandan kâğıt üstünde değişiklik yapmak kolay; ama Ankara’da yazılan kanunla Anadolu kırsalındaki köyün ve köylünün pratik yaşamını olumlu yönde ne kadar değiştirebildik, işte o ayrı bir araştırma konusu.
***
Esasa dönelim:
Hikâyemizin baş kahramanı eski öğretmen yeni muhtar Asım Gürbüz…
Kendileri geçtiğimiz hafta sonu muhteşem bir haber paylaştılar. Haberi bize kendi sosyal medya sayfasından duyuran Asım Gürbüz, aktif mesleki yaşamında da hep sıradışı bir eğitimci olmayı başarmış biri.
Erzurum Yavuz Selim Öğretmen Okulu’nda, Erzincan Eğitim Enstitüsü’nde, Ankara Eğitim Enstitüsü’nde okurken aralıksız öğrenci başkanlığı yapmış biri. Liderlik, onun ruhunda var yani. Aynı zamanda iyi bir güreşçi ve voleybolcu. Demek oluyor ki liderliği, sportmenliğiyle tamamlamış.
Ve beş yıl önce de emekli olmuş.
31 Mart 2019’dan beri ‘başarılı eğitimci’ madalyonunun yanına bir de ‘başarılı muhtar’ brövesi iliştiren işte o sıradışı muhtarın paylaştığı haber, muhtarlığını yaptığı yerle, Erzurum’un Oltu ilçesine 27 kilometre uzaklıktaki Ayyıldız mahallesiyle ilgili. Sevgili muhtarımız paylaşımında diyordu ki:
“Muhtarlıkça bir uygulama başlattık. Kapısının önünü günlük temizleyen ve sürekli temiz tutan aile ödüllendirilecek. Ödüllendirme yılda iki kez yapılacak.
İlk ödül de Cevriye Sağdıç'ın oldu…”
Hikâyenin ikinci kahramanı sevgili Cevriye ablamız…
Kendisini biz de uzaktan ama candan, yürekten kutluyoruz.
Fakat asıl konu tabii ki sadece Oltu’nun Ayyıldız mahallesinden Cevriye ablamızın tertemiz ettiği kapı önü değil; asıl konu ‘kültür’…
Kültürün neyle, ne üzerine, nasıl biçimlendirildiği…
Ayyıldız mahallesinde ya da Türkiye’nin diğer 30 binden fazla mahallesinde, 922 ilçesinde, 81 ilinde ve 30 büyükşehirinde…
Kültürümüzün ne düzeyde olduğu…
Neye odaklandığı, neyi öne çıkarıp yücelttiği…
Ve bu hikaye içinde odaklanılan şeyler; temizlik, hijyen, sağlık, çevreye duyarlılık, insanlara saygı…
Esas mevzu bu!
***
Öğretmen-muhtar Asım Gürbüz…
98 elektrik abone kaydı olan ancak şu anda 60 hanenin ikamet ettiği; aslında 137 kişinin yaşadığı ama Covid-19 salgını nedeniyle köye sığınanlardan ötürü nüfusunun %45 oranında artıp bugün 200’e yükseldiği; daha önce göç edip uzak yerlerde emekli olanların bazılarının da yazlık evleri olduğu için mevsimlik dönüş yaptığı mahallesinde…
Aslında ‘tipik’ diyebileceğimiz bir ‘Anadolu köyünde’…
Pek de ‘tipik’ yani olağan, sıradan olmayan bir girişimle yerel kültürü temizlik, hijyen, çevre ve doğayla uyumlu yaşam odaklı olarak biçimlendirmeye çalışıyor.
Müthiş bir idealizm!
‘Peki nasıl bir yankı aldınız; medya, bürokratlar, çevre nasıl karşıladı kampanyanızı?’ diye sorduğumda Asım Gürbüz önce derin bir iç çekiyor.
Anlıyorum ki aldığı devlet terbiyesinden ötürü kimseyi kırmak, incitmek istemiyor.
Ama içi de dolu…
“Bu paylaşımım eş dost tarafından ve köyde övgü aldı. Basından bir dostumuz haber yapacaktı. Sosyal medyada paylaşımdan biraz zaman geçsin dedi. Bürokrasinin henüz talaşına değil…”
Muhtarın ‘talaşında değil’ deyişi bizim yörenin ağzında ‘umrunda değil’ demek. Bu ifadeye tebessüm ediyorum ama bir yandan da içim acıyor.
Erzurum’un en büyük ilçelerinden birine sadece 27 kilometre uzaktaki bu köklü mahallenin en önemli ihtiyacının içme suyu olduğunu öğrenince üzülüyorum. Hoş, ilçe (Oltu) çok mu farklı, orada da içme suyu meselesi uzun zamandır benzer biçimde seyrediyor. Orada da yaz mevsiminde durum daha da vahimleşiyor.
Ayyıldız’a dönersek; muhtar ve mahalle ahalisi, devletten modern sulama kanalları yapılmasını istiyor.
İnanıyoruz ki bunları bir duyan olur ve şimdi gerçekleştirdikleri güzel kampanyayla gündeme gelen sevgili Ayyıldızlılar hayallerine kavuşur…
Erzurum’un insani duyarlılığı son derece yüksek iki değerli yetkilisi; Sayın Vali Okay Memiş ve Sayın Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, Ayyıldız mahallesindeki bu örnek sosyokültürel girişime ve Ayyıldız’ın acil, somut ihtiyaçlarına mutlaka ilgi göstereceklerdir diye düşünüyorum.
‘Bakın sevgili okurlar, sesimiz duyuldu!’ diyerek bu yazının devamını yazmayı diliyorum.
***
Bir öğretmenin muhtar olunca bir mahalleyi nasıl ve ne yönde değiştirebileceğini -belki biraz fazla ümitvar ve iyimser bir bakışla- anlatan bu yazı, lütfen öğretmen kökenli olmayan başarılı muhtarları incitmesin.
Mesela benim sevgili dedem (rahmetli) Ahmet Ş. üst üste birkaç dönem muhtarlık yaptı. Çok sevilen, çok başarılı bir yöneticiydi ve o aslında bir usta bir terziydi.
Muhtar dedem nur içinde yatsın ve mesleki kökeni ne olursa olsun bütün girişken, akıllı, özverili, namuslu, vicdanlı, adil ve çalışkan muhtarların da yolları, şansları, ufukları hep açık olsun.
Sevgili Asım Gürbüz’ün de tabii, yolu ve şansı hep açık olsun.
Yaptığı duyulsun, yapmaya çalıştığı şey takdir edilsin…
Dilerim…