
Tarım nüfusunun azalması ve yaşlanmasının, üretimde daralmaya ve gıda güvenliğini riske atacak durumlara yol açabileceğini ifade eden Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, çiftçiyi doğduğu yerde doyuracak, ürününü değerlendirerek tarım yapmayı cazip hale getirecek tarımsal sanayi yatırımlarına ihtiyaç olduğunu belirtti. Yağanoğlu, tarım nüfusunun azalışına çözüm olarak kırsal sanayinin geliştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.
Çiftçi doğduğu yerde doymalı!
Aile çiftçilerinin gıda güvenliğinin teminatı olduğunu kaydeden Yağanoğlu, bu çiftçilerin desteklenmesi halinde kırsaldan göçün durarak, tersine göç başlayacağını söyleyerek, “Tarım nüfusumuzun azalışı ve yaşlanması, ülkemiz için kritik öneme sahip bir konudur. Bu durum, tarımsal üretimde bir daralmaya ve gıda güvenliğimizi riske atacak bir duruma yol açabilir. Doğru olsa da, tarım nüfusunun azalması her zaman bir gelişmişlik göstergesi olarak yorumlanamaz. Özellikle, tarımsal üretimde verimliliğin artmadığı durumlarda, bu azalma gıda arzında bir düşüşe ve gıda fiyatlarında artışa yol açabilir.
Tarım sektörünün en büyük ancak en kırılgan kesimi küçük aile çiftçileridir. Kırsalda çiftçilik yapanların yüzde 80’ni küçük aile çiftçileridir. Bu çiftçilere tarım teknolojilerini ulaştırıp, üretim girdilerine destek verilirse tarım sürdürülebilir şekilde ve verimli bir şekilde yapılacaktır. Aile çiftçileri ülkemizin gıda güvenliğinin teminatı olacaktır. Ayrıca kırsaldan göç duracak ve tersine göç başlayacaktır. Tarım sektörünü canlandırmak ve genç nüfusu yeniden tarıma çekmek için, çiftçimizi doğduğu yerde doyuracak, ürününü değerlendirerek tarım yapmayı cazip hale getirecek tarımsal sanayi yatırımlarına ihtiyaç vardır.
Bu nedenle, tarımsal üretimi teşvik edecek ve tarımdan elde edilen geliri artıracak yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu yatırımlar, tarımsal sanayi tesislerinin kurulmasını ve geliştirilmesini, modern tarım teknolojilerinin kullanımı, tarımsal üretimin verimliliğini artırarak, kırsal ekonomiyi güçlendirebilir ve şehirlerdeki yoğun göç baskısını azaltabilir. Aynı zamanda, tarımsal sanayi yatırımları, tarım ürünlerinin işlenmesi ve katma değerli ürünlere dönüştürülmesi yoluyla çiftçilerin gelirlerini artırabilir.
Son yıllarda sıkça telaffuz ettiğimiz Tarım ve Sürdürülebilirlik kavramları, ancak bu tür stratejik yatırımlar ve yenilikçi yaklaşımlar sayesinde hayata geçirilebilecektir. Sürdürülebilir bir tarım politikası, sadece bugünün ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, gelecek nesillerin de sağlıklı bir çevrede yaşamasını güvence altına alır. Bu bağlamda, tarımsal sanayi yatırımları, ekolojik dengeyi koruyarak, su ve toprak kaynaklarının etkin kullanımını sağlayarak sürdürülebilir kalkınmanın anahtar unsurlarından biri olacaktır” diye konuştu.
Tarımsal sanayi yatırımlarının faydaları
Tarımsal sanayi yatırımlarının önemine ve faydalarına dikkat çeken Yağanoğlu, “Çiftçinin gelirini artırır. Tarımsal sanayi tesisleri, hammaddeleri işleyerek ve katma değerli ürünlere dönüştürerek çiftçinin ürünlerini daha yüksek fiyatlara satmasını sağlayabilir. Tarımsal üretimi teşvik eder. Tarımsal sanayiye olan talep arttıkça, çiftçiler üretimlerini artırmak için teşvik edilir. Yeni iş imkanları yaratır. Tarımsal sanayi tesisleri, kırsal alanda yeni iş imkanları yaratabilir ve göçü önleyebilir. Gıda güvenliğini artırır. Tarımsal sanayi tesisleri, ürünlerin işlenmesi ve depolanması için daha iyi altyapı sağlayarak gıda kayıplarını ve israfını azaltabilir. Çevresel sürdürülebilirliği teşvik eder. Tarımsal sanayi tesisleri, atık yönetimi ve enerji verimliliği gibi konularda daha iyi uygulamalar sağlayarak çevreyi korur.
Diğer yandan, Aile çiftçilerini birer ‘’Tarımsal Girişimci’ olarak tanımlayıp bu girişimcileri küçük ölçekli KOBİ’ler olarak görmek çok yerinde bir yaklaşım getirir. Bu önlem ile köyden kaçış önlenecek, arazilerin tamamının ekimini teşvik edilecektir. Yenilikçi tarım teknolojilerinin etkisiyle de, aile işletmelerinin arazilerinde yüksek verimlilikteki tarımsal üretimin gerçekleştiği görülecektir.
Bu çözümler ülkemizi kendi kendine yeterliliği yanında bazı ürünlerin ithalatını önleyecek ve ihracat imkânı da doğacaktır” dedi.
Çözüm; Tarımsal Sanayi!
Yağanoğlu, sorunun çözümüne ilişkin, “Tarım nüfusumuzun azalışı endişe verici bir durum olsa da, tarımsal sanayi yatırımları ile bu sorunun üstesinden gelmek ve tarımsal üretimi sürdürülebilir hale getirmek mümkündür. Bu yatırımlar, çiftçinin refahını artıracak, gıda güvenliğimizi sağlayacak, çevreyi koruyacak, gençleri çiftçilik yapmaya teşvik edecektir.
Tarım sektörünün yeniden canlanması ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşması için, hem ekonomik hem de ekolojik açıdan dengeli bir yaklaşım benimsenmeli ve bu yönde gerekli adımlar ivedilikle atılmalıdır. Tarımsal sanayiye yapılacak yatırımlar, bu sürecin en önemli basamaklarından biridir ve geleceğimiz için hayati bir öneme sahiptir” ifadelerine yer verdi.
Nesrin DEMİR