
Dünya ile birlikte ülkemiz Covit 19 ile mücadele ederken insanlığı tehdit eden başka bir ürkütücü gelişme yaşanıyor.
Dünya adım adım kuraklığın pençesine düşerken Türkiye Kuraklık Raporu TBMM İklim Araştırma Komisyonu’na sunuldu.
Ankara Üniversitesinde görevli Prof. Dr. İhsan Çiçek ve Prof. Dr. Mehmet Somuncu tarafından hazırlanan “Türkiye’de Kuraklık Riski” raporunda, acil önlem alınması gereken alanlar ortaya konuldu.
Meteorolojik gelişmeler ve tarım alanlarında yapılan çalışmalar üzerinden ortaya çıkan raporda Türkiye’yi ciddi bir kuraklığın beklediği ve kuraklığa bağlı göçün hızlanacağına dikkat çekildi.
Son yıllarda düşen yağış miktarına bakıldığında çölleşmeye hızlı adımlarla gidildiğine ve tarım alanlarının kuruyup yeteri kadar ürün veremediğine vurgu yapıldı.
Raporda ayrıca; dün savaş ve benzeri nedenlerden dolayı ülkesinden yasa dışı yollarla Türkiye’ye gelen yabancıların son birkaç yılda asıl kaçış sebeplerinin kuraklık olduğuna yer verildi. Nijerya ve dengi ülkeler örnek gösterilerek, Türkiye’de de bu duruma bağlı göçlerin yaşanacağı ifade edildi.
Önümüzdeki yıllar için öngörülerini sıralayan Ankara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Somuncu söz konusu raporda , “Kuraklığa bağlı olarak sahillerde aşırı sıcaklardan dolayı nefes alınamaz hale gelinecek. Kış turizmi merkezlerinde kar yağışı çok ama çok az olacak. Suni kar için hava sıcaklığı yeterli gelmeyebilir. Bazı bölgelerde buharlaşma artacak, yağış azalacak; bu da ‘su kıtlığı, turizm ve diğer sektörler arasında su konusunda rekabet, çölleşme, talebi etkileyen ve alt yapıyı tehdit eden yangınların artmasına’ yol açacak. Deniz seviyesinin yükselmesiyle; ‘kıyı erozyonu, plaj alanı kaybı, liman bölgelerini korumak için yüksek maliyetler’ ortaya çıkacak. Daha sık ve büyük orman yangınları çıkacak; sel riskinin artması, turizm alt yapısına zarar gibi etkiler ortaya çıkacak” görüşüne yer verdi.
Özetle bu başlıklara yer verilen raporda hiç vakit kaybedilmeden ülkenin elinde olan su rezervinin doğru kullanılması, vahşi sulamadan vazgeçilmesi gibi reel yaptırımlar istendi.
Ciddi bir kuraklığın ayak seslerini hepimiz hissediyoruz. Mayıs ayının sonuna gelinmesine rağmen hala yeteri kadar yağış düşmedi.
Meteorolojinin tahminleri ise şu ara tutmuyor. Çiftçi her gün yağmur duasını çıkıyor. Bir çok bölgede ekilen şeker pancarı tarlada çürüdü. Hükümet çiftçiler için destek paketi açıkladı ama tarlada ürün olmayınca sezon sonunda tezgâhtaki sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin fiyatlarını varın biz düşünün.
Belki bu sene öyle ya da böyle çiftçi, yazı geçirir ama ülke olarak böyle giderse seneye kuraklık öncelikle cebemizi vuracak.
Hazırlanan rapor doğrultusunda yetkililer mutlaka bir tedbir alacaktır zira kuraklık bağıra bağıra geliyor. Bize düşen ise en azından elimizdeki suyu dikkatli kullanmaktır...
Dünya adım adım kuraklığın pençesine düşerken Türkiye Kuraklık Raporu TBMM İklim Araştırma Komisyonu’na sunuldu.
Ankara Üniversitesinde görevli Prof. Dr. İhsan Çiçek ve Prof. Dr. Mehmet Somuncu tarafından hazırlanan “Türkiye’de Kuraklık Riski” raporunda, acil önlem alınması gereken alanlar ortaya konuldu.
Meteorolojik gelişmeler ve tarım alanlarında yapılan çalışmalar üzerinden ortaya çıkan raporda Türkiye’yi ciddi bir kuraklığın beklediği ve kuraklığa bağlı göçün hızlanacağına dikkat çekildi.
Son yıllarda düşen yağış miktarına bakıldığında çölleşmeye hızlı adımlarla gidildiğine ve tarım alanlarının kuruyup yeteri kadar ürün veremediğine vurgu yapıldı.
Raporda ayrıca; dün savaş ve benzeri nedenlerden dolayı ülkesinden yasa dışı yollarla Türkiye’ye gelen yabancıların son birkaç yılda asıl kaçış sebeplerinin kuraklık olduğuna yer verildi. Nijerya ve dengi ülkeler örnek gösterilerek, Türkiye’de de bu duruma bağlı göçlerin yaşanacağı ifade edildi.
Önümüzdeki yıllar için öngörülerini sıralayan Ankara Üniversitesi Çevre Sorunları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Prof. Dr. Mehmet Somuncu söz konusu raporda , “Kuraklığa bağlı olarak sahillerde aşırı sıcaklardan dolayı nefes alınamaz hale gelinecek. Kış turizmi merkezlerinde kar yağışı çok ama çok az olacak. Suni kar için hava sıcaklığı yeterli gelmeyebilir. Bazı bölgelerde buharlaşma artacak, yağış azalacak; bu da ‘su kıtlığı, turizm ve diğer sektörler arasında su konusunda rekabet, çölleşme, talebi etkileyen ve alt yapıyı tehdit eden yangınların artmasına’ yol açacak. Deniz seviyesinin yükselmesiyle; ‘kıyı erozyonu, plaj alanı kaybı, liman bölgelerini korumak için yüksek maliyetler’ ortaya çıkacak. Daha sık ve büyük orman yangınları çıkacak; sel riskinin artması, turizm alt yapısına zarar gibi etkiler ortaya çıkacak” görüşüne yer verdi.
Özetle bu başlıklara yer verilen raporda hiç vakit kaybedilmeden ülkenin elinde olan su rezervinin doğru kullanılması, vahşi sulamadan vazgeçilmesi gibi reel yaptırımlar istendi.
Ciddi bir kuraklığın ayak seslerini hepimiz hissediyoruz. Mayıs ayının sonuna gelinmesine rağmen hala yeteri kadar yağış düşmedi.
Meteorolojinin tahminleri ise şu ara tutmuyor. Çiftçi her gün yağmur duasını çıkıyor. Bir çok bölgede ekilen şeker pancarı tarlada çürüdü. Hükümet çiftçiler için destek paketi açıkladı ama tarlada ürün olmayınca sezon sonunda tezgâhtaki sebze, meyve ve tahıl ürünlerinin fiyatlarını varın biz düşünün.
Belki bu sene öyle ya da böyle çiftçi, yazı geçirir ama ülke olarak böyle giderse seneye kuraklık öncelikle cebemizi vuracak.
Hazırlanan rapor doğrultusunda yetkililer mutlaka bir tedbir alacaktır zira kuraklık bağıra bağıra geliyor. Bize düşen ise en azından elimizdeki suyu dikkatli kullanmaktır...