

Hatalardan ders aldık, eleştiriler dikkate alındı, acemiliği attık.
Bak bu tanıtım günleri işini bayağı bir öğrendik!
Yıllardan beridir başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin bir çok vilayetinde Erzurum Tanıtım Günleri yapılır. İlk başlarda bir çok eksiklik ve eleştiriyi de bayağı bir gerisinde bırakan tanıtım günlerinde artık tecrübe sahibi olduğumuz görülüyor. Tanıtım günlerini gerçekleştiren Erzurum dernekleri, daha bir titiz davranmaya, kılı kırk yapmaya başladılar. Geçmişte yapılan hatalardan ders almışlıkları, eleştirileri dikkate aldıkları gözlemiyor artık. Ve sadece bu günleri gerçekleştiren derneklerin başkanları değil, diğer yönetim kurulu üyeleri, hatta gençlik ve kadın kolları da seferber olmuş durumda. Açıkçası bugüne kadar çok sayıda tanıtım günlerine iştirak eden biri olarak son yıllarda gerek Kocaeli ve gerekse Ankara’da ki tanıtım günleri fevkaledenin fevkindeydi. . Sponsor firma veya kurumlar da artık zoraki değil, gönül rızası ile destek vermeye başladılar.

Kocaeli’de Tekin Dursun ve Ankara’da Veysel Karani Aksungur başkanlar, son iki günlerinde başarılı oldular, organizasyondan yüzlerinin akıyla çıktılar. Artık kimseden çatlak ses çıkmadı. Çıksa da son derece cılızdı. İster istemez bu da hem başkanları ve yönetimlerini bir sonraki için şevklendirdi. Bu arada Kocaeli^de 25-29 Mayıs, Ankara’da da 1-5 Haziran tarihlerinde Tanıtım Günleri yapılması karara bağlandı, bu konuda organize çalışmalarında sona gelindi. Kocaeli dernekler Federasyonu Başkanı Tekin Dursun, yönetimi ile birlikte dün Erzurum’a geldi ve görüşmeler için düğmeye bastı. Nereden nereye diyeceğimiz bir organizasyon için başarı çıtalarını yükselten derneklere ve yöneticilerine bir hemşehrileri olarak başarı dileklerimi iletiyor, aman nazar değmesin diyorum. Hep böyle olun lütfen. Böyle günler özellikle Erzurum dışındaki hemşehrilerimiz için çok ama çok önemli. Lütfen bozmayın, bozulmayın!

Erzurum teknik patronundan, play-off için ‘aklından geçenleri’ öğrendik..
Eyüp olmasın da!
Kalan bir karşılaşma sonrası Play-off maçları oynamayı garantilemiş olan BB Erzurumspor’da bugünlerde herkes kafasına göre eşleşme yapıyor. Mavi-beyazlı camiada herkes, şu takımla ilk maç oynansın, şu takımla da final maçına çıkılsın temennisini yapıyor, bunu başta sosyal medya olmak üzere bir şekilde farklı mercilerde ilan ediyorlar. Elbette ki herkes gibi benim de ilk iki maç hangi takımla oynansın, sonrasında BB Erzurumspor finalde şu takımla oynasın diye temennim var. Mesela ben ilk maçın Erzurum’da İstanbulspor ile oynanmasını, finalde de şampiyonluk ipini göğüsleyeceğiz diye düşündüğüm Bandırmaspor ile oynama arzum ve isteğim var. Zira bir çok futbolseverin iddialı bulduğu ama ben bu iddianın bir türlü yanına bile yaklaştıramadığım Eyüp’ün Bandırma ile oynamasını, Bandırma’nın bu takımı yenip İstanbul’a iki maçta da yenecek olan Erzurum’un final maçına çıkacağını düşünen, ya da düşleyenlerdenim. Kuşkusuz benim veya bir başkasının ne düşündüğü çok önemli değil. En azından bu takımın teknik patronu kadar önemli değil. Muzaffer Bilazer’in aklından kim, ne geçiyor, o çok önemli. İşte ben dün başarı dileğinde bulunmak için gittiğim tesislerde direkt Muzaffer hocaya sordum.

Bir defa son derece sakin ve de takımının süper lige çıkacağına iliklerine kadar inanan bir hoca vardı karşımda. ‘’Biz bu üç takımdan daha iyiyiz, O yüzden süper lige en yakın takım da biziz’’ diyen bir hocaydı konuştuğum. Bir defa ilk maçın deplasmanda oynanmasını istiyor Muzo hoca. Eyüp veya İstanbul takımlarından birini bekliyor eşleşmede. Finalde Bandırma takımını gözüne kestirdiğini gözlemliyorum genç teknik adamın. Final maçının Ankara’da oynanmasını ve başlama saatinin de 20.00 olmasını arzuladığını da söylüyor Bilazer hoca. ‘’Ankara olmaz ise Konya da olabilir’’ diye arzusu da var ayrıyeten. Onu da çok sayıda Erzurum taraftarının gelecek olmasından dolayı istiyor. Takımına güvendiğini belirten Muzaffer hocanın play-off’da en çok da sarı kart sınırında çok sayıda olan oyuncularının statü gereği oynayacak olmasından mutlu. Süper lig için oynayacakları üç final maçının olduğunu ifade eden Muzaffer Bilazer, kendileri kadar süper lige bütçe ve kadro itibariyle Eyüpspor olduğunu da gizlemedi! ‘’Eyüp çıkmasa iyi’’ diyor!

Sıradaki soru çalışmadığınız yerden gelsin!
Fitne-fesatlık ettiğimi kimse düşünmesin ama bir gerçek var ki, geçmiş dönemlere göre bu kez BB Erzurumspor’un süper lig hedefi için şehirde heyecan yok. Yok. Olsa da cılız. Elbette ki bu heyecanın olmamasını doymuşluğa bağlayabiliriz. İki defa çıktığı süper ligden düşmüşlüğüne verebiliriz. Futbol dünyası ile az çok ilgilenenler böyle düşünebilir elbette. Ama her ne sebep olursa olsun bu vurdumduymazlığı anlayamıyorum. Böylesine altın bir fırsat gelmişken sadece kişilerin değil, kurumların da ilgisizliği akıl alır gibi değil. Biraz titreyip, kendilerine gelmesi gerekiyor. Bir başka tespitim de bu kadar unutkanlığımız. Bunun için de bir çoğunun çalışmadığı bir konuya giriyorum. Daha düne kadar 20 Mayıs 2018 yılında finalde Gazişehir Gaziantep maçında 4 penaltı kurtaran ve Erzurum’un 17 yıl sonra süper lige çıkartan isim olarak öne çıkan kaleci Hakan Cambazoğlu’nun şu an nerede olduğunu bilen var mı? Şu an hangi takımda, sanmam ki bilen olsun. Sanmıyorum, bu benim son kararımdır. O Hakan Cambazoğlu ki bir çokları daha da ileri gitmiş, ‘heykelini yapalım’ demiş, halk kahramanı muamelesi yapmıştı. Buradan anlıyoruz ki futbolun vefası yok. O konuda dünya bir günmüş, o da o günmüş, nokta. Bu benim gerçekten son kararım!
En vefalı stant!
Erzurum’da MNG’nin önderliğindeki Doğu Anadolu Kitap Fuarı, hergün kitapseverlerin akınına uğrarken, bir stant var ki farkındalık oluşturdu, ilgi uyandırdı. Atalay kardeşlerden Adnan Atalay, sorumlu olduğu Vehkip Atalay Kitapsarayı standında Erzurumlu eski yazar ve kitapseverleri unutmadı. Bazıları yakın tarihte vefat etmiş olan yazar ve kitapseverlerin fotoğraflarını afişe eden ve standına yerleştiren Kitapsarayı, bu vefalı hareketi ile gönüllerde taht kurdu. Adnan Atalay zaten öteden beri böylesine vefa yüklü jest ve samimiyeti ile bilinen bir ticaretçi. Kendisinin de her birini yakından tanıdığı geçmişe intikal eden bu insanları bu şekilde anması, onun aynı zamanda ne değerli bir yürek de taşıdığını ortaya koydu. Kendisi de bir kitapkurdu olan Hüsamettin Yerli hocamız ile ziyaret ettiğimiz bu stantta Adnan Atalay’a teşekkür ettik, bu fuarın sadece kitap fuarı olmadığını, vefanın da İstanbul’da bir semt adı olmadığını öğrendik. Sayesinde de herbiri ile yakınen tanıştığımız ağabey ve arkadaşlarımıza da rahmet diledik. Sen çok yaşa çocuk!


Kitap dostu acı söyler!
Açıldığı ilk günden itibaren Erzurumluların yoğun ilgisi ile karşılaşan Kitap fuarında elbette ki yakınen de tanıdığımız kitapseverler ile karşılaşmamız doğal. Tanıdığım dünyası adeta kitap olan isimlerden biridir Cafer Burucu. Saatlerce stantları gezen ve kitap arayan Cafer ağabeyle ayaküstü fuarı konuştuk. Söyledikleri çok önemli, çünkü o bu dünyanın bizatihi kendisi. Evini ve işyerini kitaplar ile donatan Cafer Burucu’nun bu fuar ile ilgili düşüncelerini de MNG yönetimine iletme gereği duydum. Onlar da elbette ki bu şikayetlerini dikkate aldı, çözülecek problemleri ivedi çözme cihetine gidecekleri sözünü verdiler. İşte aynı zamanda kitap dostu Cafer ağabeyin kısa tespitleri: Fuar alanının fiziki şartları çok daha iyi olabilirdi. Yeni kitap hemen hemen hiç yok. Tanınmış yayınevlerinin standı yok. Fiyatlar özellikle çok pahalı. Hiçbir kitaba yaklaşılamıyor. Özellikle kitaba en çok ihtiyacı olan öğrenciler için bu çok büyük bir sorun. Fuarı gezen ile fuarda kitap alanlar arasında fark var. Kitap alımı, yoğunluğun aksine çok az.

Alemsin ağabey!
Gün geçmiyor ki facebook’da ilginç ve de komik paylaşımlara rastlamayalım. İşte son örnek. Karşıyaka’da yaşayan Erzurum’un tanınmış boks antrenörlerinden hemşehrimiz Yavuz Yılmaz ağabey, fötr şapkasının kaybolmasına adeta çıldırdır. Kim götürdüyse getirsin diye facebook sayfasında paylaşım yapan Yavuz ağabey, o fötr ile fotoğrafını koyup altına, ‘’ Bakalım ne zaman insafa gelip de getirecekler? Daha bir hafta olmadı alalı!’’ notunu da düşmeyi ihmal etmedi. Tam da bizim Fırfırik’lik konu aslında, ama ne yazık ki gerçek! Alemsin Yavuz ağabey…
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Akıllı adam, akılsız adamın son yaptığını ilk önce yapar! (Hint Atasözü)
DUVARIN DİLİ : İçimin sesi de olmasa ölürdüm yalnızlıktan!