
Alman otomobil devi Volkswagen (VW), yatırım yapmak için uzunca bir süredir pek çok ülkeden sonra Romanya, Bulgaristan ve Türkiye arasında kararsız kalmıştı.
En sonunda tercihini Türkiye'den yana kullandı.
Neden Türkiye?
Tercihini neden Türkiye'den yana kullandığını, "Bu ülkeler arasında yetişmiş insan gücü, otomobil üretimi konusundaki tecrübesi, gelişmiş yan sanayisi ve iç pazar büyüklüğü olarak" açıkladı.
İnanalım mı?
Doğrusunu söylemek gerekirse Volkwagen'in ülkemizde yatırım yapmasının altında art niye arayan biriyim.
Kafamda hep soru işaretleri olmuştur.
Volkswagen gibi bir firma, "özellikle ekonomik göstergelerin iyi olmadığı bir ortamda Türkiye'ye yatırım yapması, Türk halkını veya Türkiye'yi çok sevdiği için değildir herhalde.
Hadi biraz iyimser davranarak, 'kendi menfaatini düşündü' diyelim. Volkswagen, sabıkası yok iken Türkiye'de menfaati yoktu da, sabıka yedikten sonra mı menfaatleri aklına geldi.
Bazı medya organlarında yer alan bir haber vardı. Haber özetle, 'ABD, normal değerinin 5 katı zehirli gaz saldığı, ancak motorlarının yazılımlarıyla oynayıp düşük karbon monoksit değerleri gösterdiği için binlerce dizel araçları hurdaya çıkardı. EPA'da kanıtlanan yazılım oynamaları nedeniyle Volkswagen’e yüklü miktarda ceza kesildi. Haberde, "Volkswagen'in Türkiye aşkı'nın asıl nedeni, zehir saçan binlerce aracı satabilecek üçüncü dünya ülkesi aramasından kaynaklandığı iddiaları ortaya atıldı'. 'Zamanla Volkswagen, ABD’de sattığı VW ve Audi marka otomobillerinin 382 binini geri almak durumunda kaldı. Manisa'da kurulacak fabrikada, Firma teşviklerden de faydalanarak bu araçları Türkiye’ye gümrüksüz olarak getirebilecek', denildi. Evet bu iddialar yenilir, yutulur değildir.
Volkswagen'in Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi olarak mı gördüğü, yoksa gerçekten yatırım amaçlı mı geldiğini zamanla göreceğiz.
Tabi ki Manisa'ya yapılacak 1,3 milyar Euro'luk yatırım ülkemiz açısından çok önem arz etmektedir. Kurulacak fabrikada ilk etapta 5 bin kişi çalışacak ve yıllık 700 bin araç üretilecek. Firmanın yaptığı açıklamaya göre; "Otomobil, kamyon ve her nevi motorlu araç ve nakil vasıtalarının tasarımı, imalatı ve montajı, bunların parçalarının ve komponentlerinin tasarımı, üretimi ve montajı ile tüm bu ürünlerin satışı, ithalatı ve ihracı başta olmak üzere bu konularla ilgili tüm diğer faaliyetleri yürütmek amacıyla Türkiye'de yatırım kararı alındı", denildi.
'Yabancı bir firma yatırım yapmasa, "niye yapmadı", yapsa "neden yaptı", diye sorguluyorsunuz', gibi eleştirenler olacaktır.
Ancak 2015 yılından beri sattığı dizel araçlarda 'zehirli egzoz gazı emisyonu testlerini manipüle eden yazılım' olduğunun kanıtlanmasının ardından dünyada itibarını kaybetmiş, yüzbinlerce kişi tarafından dava edilmiş, milyarlarca lira tazminat ödemeye mahkum edilmiş bir firmanın dürüstlüğü tartışmaya her zaman açıktır. Olayın ilginç yanı o yıllarda ülkemizde de aynı araçlardan satılmasına rağmen, Türkiye'den hiç bir tepki verilmemişti.
Ülkemize yatırımda, ikna kabiliyeti son derece iyi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Volkswagen yetkilileri ile özel olarak görüşmesi de etkili olmuş olabilir. Fakat ekonomik gelişmeler ve Avrupa'nın Türkiye'ye baktığı siyasi gözde dikkate alındığında, yatırım kararının altında hep art niye aranacağı unutulmamalıdır.
En sonunda tercihini Türkiye'den yana kullandı.
Neden Türkiye?
Tercihini neden Türkiye'den yana kullandığını, "Bu ülkeler arasında yetişmiş insan gücü, otomobil üretimi konusundaki tecrübesi, gelişmiş yan sanayisi ve iç pazar büyüklüğü olarak" açıkladı.
İnanalım mı?
Doğrusunu söylemek gerekirse Volkwagen'in ülkemizde yatırım yapmasının altında art niye arayan biriyim.
Kafamda hep soru işaretleri olmuştur.
Volkswagen gibi bir firma, "özellikle ekonomik göstergelerin iyi olmadığı bir ortamda Türkiye'ye yatırım yapması, Türk halkını veya Türkiye'yi çok sevdiği için değildir herhalde.
Hadi biraz iyimser davranarak, 'kendi menfaatini düşündü' diyelim. Volkswagen, sabıkası yok iken Türkiye'de menfaati yoktu da, sabıka yedikten sonra mı menfaatleri aklına geldi.
Bazı medya organlarında yer alan bir haber vardı. Haber özetle, 'ABD, normal değerinin 5 katı zehirli gaz saldığı, ancak motorlarının yazılımlarıyla oynayıp düşük karbon monoksit değerleri gösterdiği için binlerce dizel araçları hurdaya çıkardı. EPA'da kanıtlanan yazılım oynamaları nedeniyle Volkswagen’e yüklü miktarda ceza kesildi. Haberde, "Volkswagen'in Türkiye aşkı'nın asıl nedeni, zehir saçan binlerce aracı satabilecek üçüncü dünya ülkesi aramasından kaynaklandığı iddiaları ortaya atıldı'. 'Zamanla Volkswagen, ABD’de sattığı VW ve Audi marka otomobillerinin 382 binini geri almak durumunda kaldı. Manisa'da kurulacak fabrikada, Firma teşviklerden de faydalanarak bu araçları Türkiye’ye gümrüksüz olarak getirebilecek', denildi. Evet bu iddialar yenilir, yutulur değildir.
Volkswagen'in Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi olarak mı gördüğü, yoksa gerçekten yatırım amaçlı mı geldiğini zamanla göreceğiz.
Tabi ki Manisa'ya yapılacak 1,3 milyar Euro'luk yatırım ülkemiz açısından çok önem arz etmektedir. Kurulacak fabrikada ilk etapta 5 bin kişi çalışacak ve yıllık 700 bin araç üretilecek. Firmanın yaptığı açıklamaya göre; "Otomobil, kamyon ve her nevi motorlu araç ve nakil vasıtalarının tasarımı, imalatı ve montajı, bunların parçalarının ve komponentlerinin tasarımı, üretimi ve montajı ile tüm bu ürünlerin satışı, ithalatı ve ihracı başta olmak üzere bu konularla ilgili tüm diğer faaliyetleri yürütmek amacıyla Türkiye'de yatırım kararı alındı", denildi.
'Yabancı bir firma yatırım yapmasa, "niye yapmadı", yapsa "neden yaptı", diye sorguluyorsunuz', gibi eleştirenler olacaktır.
Ancak 2015 yılından beri sattığı dizel araçlarda 'zehirli egzoz gazı emisyonu testlerini manipüle eden yazılım' olduğunun kanıtlanmasının ardından dünyada itibarını kaybetmiş, yüzbinlerce kişi tarafından dava edilmiş, milyarlarca lira tazminat ödemeye mahkum edilmiş bir firmanın dürüstlüğü tartışmaya her zaman açıktır. Olayın ilginç yanı o yıllarda ülkemizde de aynı araçlardan satılmasına rağmen, Türkiye'den hiç bir tepki verilmemişti.
Ülkemize yatırımda, ikna kabiliyeti son derece iyi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Volkswagen yetkilileri ile özel olarak görüşmesi de etkili olmuş olabilir. Fakat ekonomik gelişmeler ve Avrupa'nın Türkiye'ye baktığı siyasi gözde dikkate alındığında, yatırım kararının altında hep art niye aranacağı unutulmamalıdır.