
Kul
Hz. Peygamber (asm),“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” âyetlerinin gereğini yerine getirme husûsunda çok gayret sarf etmiş, “Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı.” buyurmuştur. Kur’ân-ı Kerim’de kendisine hitaben ifade edilen tüm emirleri yerine getirmede ve bütün nehiylerden kaçınmada Hz. Peygamber (asm), son derece titiz davranmıştır.
Hz. Ebû Bekir (r.a.), Allah Rasûlü’ne (asm) sorar:
“Yâ Rasûlallah! Saçınızda ak görüyorum. Birdenbire ihtiyarladınız; bir derdiniz mi var?” Ve İki Cihan Serveri (asm) cevap verir:
“Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât sûreleri ihtiyarlattı.” Hûd suresinde O’na (asm):
“Emrolunduğun şekilde dosdoğru ol!..” denmişti.
Bu doğruluk, Cenâb-ı Hakk’ın, Habîbi (asm) için çizdiği doğruluktu. Ve O’ndan (asm), bu çizginin korunması isteniyordu. Mürselât, cennet ve cehennemin, zümre zümre ayrıldığını, insanların dehşet içinde iki büklüm olduğunu anlatıyordu. Vâkıa, yine bu zümreleri gösterip teşhir ediyordu. Bu surelerde anlatılanlar, Allah Rasûlü’nü (asm) dehşette bırakıyor ve ihtiyarlatıyordu.
Saadet Asrından
Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kulun aziz ve celil olan Rabbime en çok yakın olduğu hâli secdedeki hâlidir. Bu sebeple (secdede iken) çokça dua ediniz.” [Müslim, I, 350]
***
Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki:
Resulullah (s.a.v.) üç yudumda içerdi, kabı ağzına koyduğunda besmele çeker, ağzından uzaklaştırdığında hamd ederdi ve bunu üç defa yapardı.
Hz. Peygamber (asm),“Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” âyetlerinin gereğini yerine getirme husûsunda çok gayret sarf etmiş, “Beni Hûd sûresi ihtiyarlattı.” buyurmuştur. Kur’ân-ı Kerim’de kendisine hitaben ifade edilen tüm emirleri yerine getirmede ve bütün nehiylerden kaçınmada Hz. Peygamber (asm), son derece titiz davranmıştır.
Hz. Ebû Bekir (r.a.), Allah Rasûlü’ne (asm) sorar:
“Yâ Rasûlallah! Saçınızda ak görüyorum. Birdenbire ihtiyarladınız; bir derdiniz mi var?” Ve İki Cihan Serveri (asm) cevap verir:
“Beni Hûd, Vâkıa, Mürselât sûreleri ihtiyarlattı.” Hûd suresinde O’na (asm):
“Emrolunduğun şekilde dosdoğru ol!..” denmişti.
Bu doğruluk, Cenâb-ı Hakk’ın, Habîbi (asm) için çizdiği doğruluktu. Ve O’ndan (asm), bu çizginin korunması isteniyordu. Mürselât, cennet ve cehennemin, zümre zümre ayrıldığını, insanların dehşet içinde iki büklüm olduğunu anlatıyordu. Vâkıa, yine bu zümreleri gösterip teşhir ediyordu. Bu surelerde anlatılanlar, Allah Rasûlü’nü (asm) dehşette bırakıyor ve ihtiyarlatıyordu.
Saadet Asrından
Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki:
Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Kulun aziz ve celil olan Rabbime en çok yakın olduğu hâli secdedeki hâlidir. Bu sebeple (secdede iken) çokça dua ediniz.” [Müslim, I, 350]
***
Ebu Hureyre (r.a.) dedi ki:
Resulullah (s.a.v.) üç yudumda içerdi, kabı ağzına koyduğunda besmele çeker, ağzından uzaklaştırdığında hamd ederdi ve bunu üç defa yapardı.