
Aşık Veysel, “Kara Toprak” şiirini yazarken geleceği haber mi veriyordu bilinmez. Ama Veysel; Dost dost diye nicesine sarıldım / Benim sadık yârim kara topraktır / Beyhude dolandım ey yâr boşa yoruldum / Benim sadık yârim kara topraktır” dizeleriyle adeta Türkiye’nin köyden kente göçünü de özetliyordu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve yaklaşık 1950’li yıllara kadar nüfuzun yüzde 25’i şehirlerde yaşıyordu. 1980’lere kadar Türk insanının yüzde 60 – 70’i köy yaşamına sahipti. 1980 sonrası kentleşme hızı adeta baş döndürdü. Doğu’dan Batıya neredeyse Türkiye’nin köylerinin tamamına yakını nüfus bakımından ıssız denilecek noktaya geldi. Özellikle genç kuşaklar köylerde kalmak istemiyor. Şehirde çöpçülük veya seyyar satıcılık köyde ağa olmadan daha çekici geliyor.
Köylerin böylesine ıssızlaşmasının altında teknolojiden az faydalanma, gelir dağılımından yeteri kadar pay alamamak gibi sebepleri var. Bunun dışında kendi içerisinde köyde gençlerin evlenme sorunu yaşaması, köylü ailelerin dahi kızlarını verirken “şehirde oturma” şartı aradıkları gözlemleniyor. İşin içerisinde biraz da ‘kimse köyde çalışmak istemiyor’ bulunmaktadır.
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumların önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybedecekleri uyarısını Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk genel anlamda yapıyor.
Bu uyarı gelecek açısından şimdi daha bir anlam kazanmış bulunuyor.
Haberini okudunuz mu bilmiyorum ama dünyayı teknoloji ile kasıp kavuran, dünya nüfusunun ne kadar olması gerektiği fikrini ortaya koyabilen Bill Gates, son yıllarda ısrarla arazi almaktadır. ABD'de yayınlanan Land Report tarafından açıklanan bilgiye göre Gates'in portföyünde yaklaşık olarak 979 kilometrekare tarım arazisi (Yaklaşık 979 bin dönüm) ve 109 kilometrekare (Yaklaşık 109 bin dönüm) diğer kullanım arazileri yer aldığı bildirilirken toplamda Gates'in arazi varlığının 1 milyon dekarın üzerine çıktığı bilgileri yer alıyor.
Aşık Veysel’i Bill Gates bizden daha mı iyi anladı?
Veysel, “Nice güzellere ey yâr bağlandım kaldım / Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum / Her türlü isteğim ey yâr topraktan aldım” diyerek devam ediyor “Koyun verdi kuzu verdi süt verdi / Yemek verdi ekmek verdi et verdi / Kazma ile döğmeyince kıt verdi (…)
Dileğin var ise iste Allah'tan / Almak için uzak gitme topraktan / Cömertlik toprağa verilmiş Hâkk'tan / Hakîkat ararsan açık bir nokta / Allah kula yakın kul da Allah'a / Hâkk'ın hazinesi gizli toprakta..
Görülüyor ki Bill Gates, Aşık Veysel’i daha doğru okumuş ve geleceğe ciddi yatırımlar yapıyor. Türkiye’de durum ise içler acısı. Çünkü binlerce köy, milyonlarca dönüm arazi, mera işlenmeden yatıyor. Türkiye’de tarım arazileri ile ilgili büyük bir yanlışlık ise kullandığımız tarım ilaçları. Maalesef ciddi önlem alınmadığı için toprakların verimi düştüğü gibi yeraltı sularını milyarlarca lira ödeyerek paramız ile ve elimiz ile zehirliyoruz.
Bizim üretmediğimiz, kimyasallar içeren tarım ilaçları ülkenin önünde görülen büyük bir mesele olarak durmaktadır.
Aslında ciddi sorunlarımız var. Tarım ilaçları, köylerin terk ediliyor olması, tarım arazileri ve meraların insansız kalmadı aslında Türkiye için milli güvenlik sorunudur.
Veysel’i doğru okumak gerekiyor…
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ve yaklaşık 1950’li yıllara kadar nüfuzun yüzde 25’i şehirlerde yaşıyordu. 1980’lere kadar Türk insanının yüzde 60 – 70’i köy yaşamına sahipti. 1980 sonrası kentleşme hızı adeta baş döndürdü. Doğu’dan Batıya neredeyse Türkiye’nin köylerinin tamamına yakını nüfus bakımından ıssız denilecek noktaya geldi. Özellikle genç kuşaklar köylerde kalmak istemiyor. Şehirde çöpçülük veya seyyar satıcılık köyde ağa olmadan daha çekici geliyor.
Köylerin böylesine ıssızlaşmasının altında teknolojiden az faydalanma, gelir dağılımından yeteri kadar pay alamamak gibi sebepleri var. Bunun dışında kendi içerisinde köyde gençlerin evlenme sorunu yaşaması, köylü ailelerin dahi kızlarını verirken “şehirde oturma” şartı aradıkları gözlemleniyor. İşin içerisinde biraz da ‘kimse köyde çalışmak istemiyor’ bulunmaktadır.
“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumların önce haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybedecekleri uyarısını Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk genel anlamda yapıyor.
Bu uyarı gelecek açısından şimdi daha bir anlam kazanmış bulunuyor.
Haberini okudunuz mu bilmiyorum ama dünyayı teknoloji ile kasıp kavuran, dünya nüfusunun ne kadar olması gerektiği fikrini ortaya koyabilen Bill Gates, son yıllarda ısrarla arazi almaktadır. ABD'de yayınlanan Land Report tarafından açıklanan bilgiye göre Gates'in portföyünde yaklaşık olarak 979 kilometrekare tarım arazisi (Yaklaşık 979 bin dönüm) ve 109 kilometrekare (Yaklaşık 109 bin dönüm) diğer kullanım arazileri yer aldığı bildirilirken toplamda Gates'in arazi varlığının 1 milyon dekarın üzerine çıktığı bilgileri yer alıyor.
Aşık Veysel’i Bill Gates bizden daha mı iyi anladı?
Veysel, “Nice güzellere ey yâr bağlandım kaldım / Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum / Her türlü isteğim ey yâr topraktan aldım” diyerek devam ediyor “Koyun verdi kuzu verdi süt verdi / Yemek verdi ekmek verdi et verdi / Kazma ile döğmeyince kıt verdi (…)
Dileğin var ise iste Allah'tan / Almak için uzak gitme topraktan / Cömertlik toprağa verilmiş Hâkk'tan / Hakîkat ararsan açık bir nokta / Allah kula yakın kul da Allah'a / Hâkk'ın hazinesi gizli toprakta..
Görülüyor ki Bill Gates, Aşık Veysel’i daha doğru okumuş ve geleceğe ciddi yatırımlar yapıyor. Türkiye’de durum ise içler acısı. Çünkü binlerce köy, milyonlarca dönüm arazi, mera işlenmeden yatıyor. Türkiye’de tarım arazileri ile ilgili büyük bir yanlışlık ise kullandığımız tarım ilaçları. Maalesef ciddi önlem alınmadığı için toprakların verimi düştüğü gibi yeraltı sularını milyarlarca lira ödeyerek paramız ile ve elimiz ile zehirliyoruz.
Bizim üretmediğimiz, kimyasallar içeren tarım ilaçları ülkenin önünde görülen büyük bir mesele olarak durmaktadır.
Aslında ciddi sorunlarımız var. Tarım ilaçları, köylerin terk ediliyor olması, tarım arazileri ve meraların insansız kalmadı aslında Türkiye için milli güvenlik sorunudur.
Veysel’i doğru okumak gerekiyor…