
FETÖ, Türk toplumunun algılarıyla oynamayı, yeni düzen oluşumu için bir alt üst oluşu inceden inceye planlamış, sistematik biçimde birbiri ardına gerçekleştirmiştir. En iyi yaptığı şeytani faaliyet itibar infazı olmuştur. Hedef kitle veya isimler için yoğun yayın bombardımanı yapılmış, toplum için değerler değersizleştirilmiş ve ardından da operasyonlar başlamıştır.
Türkiye’de akademi dünyası, konuyu detaylı olarak incelemelidir. Üniversitelerin konuyla ilgili adım atmadığı, konunun yok sayıldığı bir gerçektir. FETÖ, toplumun önemli isimlerini sosyal medya operasyonları, gizli ihbarlar, gerçek dışı algının medya üzerinden servis edilmesi biçiminde gerçekleştirmiştir. Cizre soruşturması, Atabeyler, Sarıkız, Ay Işığı, Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk davası, hedefindeki başka dini yapıların tasfiyesini hedefleyen davalar birbirinden farklı gibi görünen aynı hedefe giden operasyonların parçasıydı.
FETÖ örgütünün yürüttüğü paralel bir çaba ise “İADEYİ İTİBAR” operasyonuydu. Bu amaçla çoğunlukla 2000’li yılların başlarında çalışmalar yapıldığı, alt yapı çalışmalarına başlandığı görülüyor. Cumhuriyetle hesaplaşma olarak nitelendirilecek “İade-i İtibar” kumpası, devlet için gözünü budaktan sakınmamış genç cumhuriyetin yapı taşlarının sökülmesini içeriyordu. Örneğin Giresunlu Topal Osman diye bilinen Osman Ağa’nın itibarının alınması, Dersim İsyanının başındaki isim Seyit Rıza’nın itibarının iade edilmesi, Şeyh Said’in itibarının iadesi gibi sayılamayacak kadar geniş bir çalışmayı içeriyordu.
Bunun için ciddi çalışma yapıldığı; çok sayıda İadeyi İtibar Derneklerinin kurulmasından anlaşılıyordu. Maalesef bu yapılanmayla ilgili ilgili makamların veya akademi çevresinin bir çalışması ortaya çıkmadı. Kanımca bu konu başlı başına FETÖ/PDY’nin hedefinin önemli temel taşını oluşturmaktadır.
Gerçek ortaya konmalıdır
Fetö’nün iadeyi itibar çalışması yaptığı isimlerden biri de Erzurumlu Kullebi Akif Ağa’dır. Yakın zamanda fitnenin alttan alta nasıl yayıldığını işaret eden bir sohbete şahit oldum. İddia odur ki, Mustafa Kemal Atatürk Erzurum’a gelir, yatacağı güzel bir yatak bulamayan dönemin yetkilileri Kullebi Akif Ağa’nın yatağını vermesini isterler. Akif Ağa’da ‘eşim ile yattığım yatağı vermem” diyerek talebi geri çevirir. Bunun üzerine Atatürk, Akif Ağa’yı idam ettirir.
Cumhuriyetin 100’üncü yılına giderken toplumun hafızasına yerleşmiş karanlık mahzenlerde üretilmiş fitnenin gerçeğiyle darmadağın edilmesi gerekmiyor mu?. Bunun içinde görev öncelikli olarak Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Üniversitesinin ilgili bölümlerine düşüyor. Olayları bütün çıplaklığıyla ve dönemin resmi yazışmalarının da eklenerek objektif olarakortaya konması gerekiyor.
3 Mart 2013 tarihli Ayşe Altunköprü ismiyle Zaman Gazetesinde bir çalışma yayınlanmış, yazının başlığı “Kemalizmin Katlettiği Anadolunun Unutulan Mazlumları” ismini taşıyor. Yazı Haksöz Haber sitesinde de yayınlanmış.
Birçok isim geçiyor, akılları zorlayan iddialar kahve ağzıyla yani belgeye dayanmadan gerçek olarak sunuluyor. Erzurum ile ilgili bölümün ara başlığı “Şapkaya itirazı yoktu ama konağının önünde idam edildi” Akif Ağa’nın idam süreci anlatılıyor.
Dedim ya, Tarih Bölümleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü biraz da bu konulara yönelerek gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak çalışmalara imza atmalıdırlar.
Bunun bir vazife, gönül borcu olduğu unutulmadan..
Erzurum’u yakın tarihi çok önemlidir, biraz gayret…
Türkiye’de akademi dünyası, konuyu detaylı olarak incelemelidir. Üniversitelerin konuyla ilgili adım atmadığı, konunun yok sayıldığı bir gerçektir. FETÖ, toplumun önemli isimlerini sosyal medya operasyonları, gizli ihbarlar, gerçek dışı algının medya üzerinden servis edilmesi biçiminde gerçekleştirmiştir. Cizre soruşturması, Atabeyler, Sarıkız, Ay Işığı, Ergenekon, Balyoz, İzmir Casusluk davası, hedefindeki başka dini yapıların tasfiyesini hedefleyen davalar birbirinden farklı gibi görünen aynı hedefe giden operasyonların parçasıydı.
FETÖ örgütünün yürüttüğü paralel bir çaba ise “İADEYİ İTİBAR” operasyonuydu. Bu amaçla çoğunlukla 2000’li yılların başlarında çalışmalar yapıldığı, alt yapı çalışmalarına başlandığı görülüyor. Cumhuriyetle hesaplaşma olarak nitelendirilecek “İade-i İtibar” kumpası, devlet için gözünü budaktan sakınmamış genç cumhuriyetin yapı taşlarının sökülmesini içeriyordu. Örneğin Giresunlu Topal Osman diye bilinen Osman Ağa’nın itibarının alınması, Dersim İsyanının başındaki isim Seyit Rıza’nın itibarının iade edilmesi, Şeyh Said’in itibarının iadesi gibi sayılamayacak kadar geniş bir çalışmayı içeriyordu.
Bunun için ciddi çalışma yapıldığı; çok sayıda İadeyi İtibar Derneklerinin kurulmasından anlaşılıyordu. Maalesef bu yapılanmayla ilgili ilgili makamların veya akademi çevresinin bir çalışması ortaya çıkmadı. Kanımca bu konu başlı başına FETÖ/PDY’nin hedefinin önemli temel taşını oluşturmaktadır.
Gerçek ortaya konmalıdır
Fetö’nün iadeyi itibar çalışması yaptığı isimlerden biri de Erzurumlu Kullebi Akif Ağa’dır. Yakın zamanda fitnenin alttan alta nasıl yayıldığını işaret eden bir sohbete şahit oldum. İddia odur ki, Mustafa Kemal Atatürk Erzurum’a gelir, yatacağı güzel bir yatak bulamayan dönemin yetkilileri Kullebi Akif Ağa’nın yatağını vermesini isterler. Akif Ağa’da ‘eşim ile yattığım yatağı vermem” diyerek talebi geri çevirir. Bunun üzerine Atatürk, Akif Ağa’yı idam ettirir.
Cumhuriyetin 100’üncü yılına giderken toplumun hafızasına yerleşmiş karanlık mahzenlerde üretilmiş fitnenin gerçeğiyle darmadağın edilmesi gerekmiyor mu?. Bunun içinde görev öncelikli olarak Atatürk Üniversitesi ve Erzurum Üniversitesinin ilgili bölümlerine düşüyor. Olayları bütün çıplaklığıyla ve dönemin resmi yazışmalarının da eklenerek objektif olarakortaya konması gerekiyor.
3 Mart 2013 tarihli Ayşe Altunköprü ismiyle Zaman Gazetesinde bir çalışma yayınlanmış, yazının başlığı “Kemalizmin Katlettiği Anadolunun Unutulan Mazlumları” ismini taşıyor. Yazı Haksöz Haber sitesinde de yayınlanmış.
Birçok isim geçiyor, akılları zorlayan iddialar kahve ağzıyla yani belgeye dayanmadan gerçek olarak sunuluyor. Erzurum ile ilgili bölümün ara başlığı “Şapkaya itirazı yoktu ama konağının önünde idam edildi” Akif Ağa’nın idam süreci anlatılıyor.
Dedim ya, Tarih Bölümleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü biraz da bu konulara yönelerek gerçeğin ortaya çıkmasını sağlayacak çalışmalara imza atmalıdırlar.
Bunun bir vazife, gönül borcu olduğu unutulmadan..
Erzurum’u yakın tarihi çok önemlidir, biraz gayret…