
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de Amerika’da yaşananlardan kaygılı ve üzgün. ABD’de, beyaz bir polis memuru tarafından gözaltına alındığı sırada boğularak öldürülen siyahi George Floyd'un ölümünün AB’yi şoke ettiğini vurgulayan Borrell, ‘her türlü ırkçılık ve şiddeti kınadıklarını’ ifade eden bir açıklama yaptı.
Siyah George Floyd’un beyaz polis tarafından boğazına baslıp nefessiz bırakılarak öldürülmesinin yarattığı infial Borrell’in açıklamalarıyla sınırlı değil. Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de, ırkçılık ve ABD polisinin protestolarda aşırı güç kullanmasını kınadı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise daha önce yaptığı açıklamada, öfkeli Amerikalıları ırkçılık karşıtı protestolarını barışçıl bir şekilde yapmaya, Amerikalı liderleri ve yetkilileri ise protestocuları dinlemeye çağırmıştı.
ABD ırkçılığına ve şiddetine daha pek çok eleştirel ses yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. Fakat ABD Başkanı Trump’un valilerle yaptığı konuşmaların basına sızan ses kayıtlarında, sokağın ateşini düşürmek için Başkanın şiddetin dozunun artırılması talimatını vermesi beyaz adamın ırkçı ve şiddet temelli paradigmasında bir değişimin olmayacağını gösteriyor.
Öte yandan Borrell’in, Amerika’da siyahilere karşı yüz yıllardır değişmeyen beyaz adamın tutumunu ırkçılık ve şiddet ekseninde görmesi önemlidir; fakat bu aslında malumun ilanıdır; çünkü Batı medeniyet tarihi, aynı zamanda gerçek bir ırkçılık ve şiddet tarihidir.
Son yüz yılda yaşanan korkunç dünya savaşları, Hitler Almanya’sında, Musolini İtalya’sında, Lelin ve Stalin Rusya’sında olanlar, Fransa’nın Cezayir ve Ruanda katliamları, İslam dünyasının Batı tarafından sömürgeleştirilerek iç harplere ve dış müdahalelere sürüklenip bir terör coğrafyasına dönüştürülmesi, dünyanın her yanında İslam inancının hedef alınması, müslümanların kimliksizleştirilmesi vb. hadiseler, her akıl ve vicdan sahibi için, Batı’nın ırkçı ve şiddet sever yüzünü gösteren kâfi örneklerdir.
Cemil Meriç, Jurnal 1.de, ‘Yalnızca paylaşılmayan acılar bizi yıkabilir’ uyarısında bulunuyor. Bu uyarı aynı zamanda, ‘bir kötülük görürseniz onu elinizle, olmazsa dilinizle o da olmazsa kalbinizle kınayarak karşı çıkın’ Peygamber öğretisinin bir başka ifade biçimidir.
Evet, Batı ırkçılığına ve şiddetine karşı, hiç olmazsa buğz edelim; George Floyd’un acısını paylaşarak, Batı’nın ırkçı ve şiddet dolu tarihine, ABD emperyalizmine karşı çıkalım, saflarımızı sıklaştırıp sesimizi yükseltelim; çünkü beyaz efendi için bizler sadece boğularak öldürülebilir George Floyd’larız!
Siyah George Floyd’un beyaz polis tarafından boğazına baslıp nefessiz bırakılarak öldürülmesinin yarattığı infial Borrell’in açıklamalarıyla sınırlı değil. Birleşmiş Milletler Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de, ırkçılık ve ABD polisinin protestolarda aşırı güç kullanmasını kınadı. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ise daha önce yaptığı açıklamada, öfkeli Amerikalıları ırkçılık karşıtı protestolarını barışçıl bir şekilde yapmaya, Amerikalı liderleri ve yetkilileri ise protestocuları dinlemeye çağırmıştı.
ABD ırkçılığına ve şiddetine daha pek çok eleştirel ses yükseldi ve yükselmeye devam ediyor. Fakat ABD Başkanı Trump’un valilerle yaptığı konuşmaların basına sızan ses kayıtlarında, sokağın ateşini düşürmek için Başkanın şiddetin dozunun artırılması talimatını vermesi beyaz adamın ırkçı ve şiddet temelli paradigmasında bir değişimin olmayacağını gösteriyor.
Öte yandan Borrell’in, Amerika’da siyahilere karşı yüz yıllardır değişmeyen beyaz adamın tutumunu ırkçılık ve şiddet ekseninde görmesi önemlidir; fakat bu aslında malumun ilanıdır; çünkü Batı medeniyet tarihi, aynı zamanda gerçek bir ırkçılık ve şiddet tarihidir.
Son yüz yılda yaşanan korkunç dünya savaşları, Hitler Almanya’sında, Musolini İtalya’sında, Lelin ve Stalin Rusya’sında olanlar, Fransa’nın Cezayir ve Ruanda katliamları, İslam dünyasının Batı tarafından sömürgeleştirilerek iç harplere ve dış müdahalelere sürüklenip bir terör coğrafyasına dönüştürülmesi, dünyanın her yanında İslam inancının hedef alınması, müslümanların kimliksizleştirilmesi vb. hadiseler, her akıl ve vicdan sahibi için, Batı’nın ırkçı ve şiddet sever yüzünü gösteren kâfi örneklerdir.
Cemil Meriç, Jurnal 1.de, ‘Yalnızca paylaşılmayan acılar bizi yıkabilir’ uyarısında bulunuyor. Bu uyarı aynı zamanda, ‘bir kötülük görürseniz onu elinizle, olmazsa dilinizle o da olmazsa kalbinizle kınayarak karşı çıkın’ Peygamber öğretisinin bir başka ifade biçimidir.
Evet, Batı ırkçılığına ve şiddetine karşı, hiç olmazsa buğz edelim; George Floyd’un acısını paylaşarak, Batı’nın ırkçı ve şiddet dolu tarihine, ABD emperyalizmine karşı çıkalım, saflarımızı sıklaştırıp sesimizi yükseltelim; çünkü beyaz efendi için bizler sadece boğularak öldürülebilir George Floyd’larız!