
Bir İslam hukuku müessesi olan ‘mehir’ aslında geçmişte farklı toplumlarda ve farklı dinlerde uygulama bulan bir müessesedir. Temelinde evlenme sırasında bir eşin diğer bir eşe yapmış olduğu maddi katkıdır. Bu katkı yapma fikri henüz İslamiyet’i kabul etmeden de Türk toplum geleneğinde ‘kalın’ olarak bilinen bir gelenekte de kendini göstermektedir.
Eski Türklerde evlenmeden önce ve kız tarafının ailesine maddi destek sağlamak amacıyla bu ödemeler yapılmaktaydı. Mehir ile kalını birbirinden ayıran fark ise yapılan yardımın kız tarafının ailesine değil de direk eşe yapılmasıdır. Bu durum aslında İslamiyet’in kadına verdiği önemin bir göstergesi durumunda. Kadının naif olarak görülmesi ve ona maddi anlamda bir destek ve bir güç kazandırması güzel dinimizin toplumdaki dengeyi kurmaya ne kadar önem gösterdiğine bir delil teşkil ediyor. Özellikle boşanma durumunda evliliğin başlangıcında belirlenen bu mehir kadın için büyük önem arz etmektedir.
Yazımın başlangıcında da belirttiğim üzere mehir meselesi bir İslam hukuku meselesi olup, boşanma durumunda medeni kanun uyarınca kadının mehiri isteyip isteyemeyeceği veya istemesinin şartlarının neler olduğundan bahsedeceğim. Yargıtay yerleşik uygulamasında mehir senedini ispat araçlarından görmekte ve buna sonuçlar bağlamaktadır. Ancak ısrarla ve ısrarla üzerinde durmak gerekir ki mehir senedinin mutlak suretle yazılı olması gerekmektedir ve mehir senedinde kocanın imzası bulunması gereklidir. Senedin geçerli olabilmesi için şahitlerinde imzası alınmalıdır. Uygulamada bize en fazla sorulan sorulardan birine yanıt olarak, mehir senedinin noterde tasdik ettirilmesi gerekli olmayıp ve yine noterde tasdik ettirilmesinde de bir sakınca bulunmamaktadır. Noterde tasdik ettirilmesi mehir senedine bir resmiyet kazandırmaktadır. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki mehir senedinde altın, gümüş veya nakit para gibi menkul mallar olabileceği gibi bir takım taşınmazların yer aldığı gayrimenkullerde olabilir. İşte o zaman taşınmazların devri resmi şekil şartına tabi olduğu için bu taşınmazlar ancak resmi şekilde devredilirse geçerli olacaktır.
Medeni Kanunumuza göre nitelik olarak mehir senedi bir bağışlama vaadi olarak değerlendirilmektedir. Yani bağışlama sözü verme aslında bu sözün ilerde, evlilik boşanma veya ölümle neticelenmesi durumunda yerine getirilecektir ve bu haliyle de ileriye yönelik bir sözleşmedir. Sonuç olarak bir aile hukuku meselesi olan mehirin medeni kanun uyarınca istenip istenemeyeceği hep kafaları kurcalıyor olsa da Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu mehirin istenmesini yasaklayan bir hüküm olmadığına göre istenebileceği kanaatindedir. Mehir senedi yapılırken özellikle şekil kurallarına dikkat edilmeli ve hukuken bir bağışlama vaadi olduğu için yazılılık şartına mutlak suretle riayet edilmelidir.
Avukat Selçuk YILDIZ
10.11.2022
Eski Türklerde evlenmeden önce ve kız tarafının ailesine maddi destek sağlamak amacıyla bu ödemeler yapılmaktaydı. Mehir ile kalını birbirinden ayıran fark ise yapılan yardımın kız tarafının ailesine değil de direk eşe yapılmasıdır. Bu durum aslında İslamiyet’in kadına verdiği önemin bir göstergesi durumunda. Kadının naif olarak görülmesi ve ona maddi anlamda bir destek ve bir güç kazandırması güzel dinimizin toplumdaki dengeyi kurmaya ne kadar önem gösterdiğine bir delil teşkil ediyor. Özellikle boşanma durumunda evliliğin başlangıcında belirlenen bu mehir kadın için büyük önem arz etmektedir.
Yazımın başlangıcında da belirttiğim üzere mehir meselesi bir İslam hukuku meselesi olup, boşanma durumunda medeni kanun uyarınca kadının mehiri isteyip isteyemeyeceği veya istemesinin şartlarının neler olduğundan bahsedeceğim. Yargıtay yerleşik uygulamasında mehir senedini ispat araçlarından görmekte ve buna sonuçlar bağlamaktadır. Ancak ısrarla ve ısrarla üzerinde durmak gerekir ki mehir senedinin mutlak suretle yazılı olması gerekmektedir ve mehir senedinde kocanın imzası bulunması gereklidir. Senedin geçerli olabilmesi için şahitlerinde imzası alınmalıdır. Uygulamada bize en fazla sorulan sorulardan birine yanıt olarak, mehir senedinin noterde tasdik ettirilmesi gerekli olmayıp ve yine noterde tasdik ettirilmesinde de bir sakınca bulunmamaktadır. Noterde tasdik ettirilmesi mehir senedine bir resmiyet kazandırmaktadır. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki mehir senedinde altın, gümüş veya nakit para gibi menkul mallar olabileceği gibi bir takım taşınmazların yer aldığı gayrimenkullerde olabilir. İşte o zaman taşınmazların devri resmi şekil şartına tabi olduğu için bu taşınmazlar ancak resmi şekilde devredilirse geçerli olacaktır.
Medeni Kanunumuza göre nitelik olarak mehir senedi bir bağışlama vaadi olarak değerlendirilmektedir. Yani bağışlama sözü verme aslında bu sözün ilerde, evlilik boşanma veya ölümle neticelenmesi durumunda yerine getirilecektir ve bu haliyle de ileriye yönelik bir sözleşmedir. Sonuç olarak bir aile hukuku meselesi olan mehirin medeni kanun uyarınca istenip istenemeyeceği hep kafaları kurcalıyor olsa da Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu mehirin istenmesini yasaklayan bir hüküm olmadığına göre istenebileceği kanaatindedir. Mehir senedi yapılırken özellikle şekil kurallarına dikkat edilmeli ve hukuken bir bağışlama vaadi olduğu için yazılılık şartına mutlak suretle riayet edilmelidir.
Avukat Selçuk YILDIZ
10.11.2022