Bu nasıl zihniyet!

Önceki gün Erzurum’un kalbinde yükselen, taş duvarlarında asırlık dualar yankılanan tarihi Ulu Cami’de yaşanan bir olay, beni hem düşündürdü hem de açıkça üzdü…

Kutsal mekanı ziyaret eden hanımın biri, video ve fotoğraf çekerek sosyal medyasından paylaşır. Fenomen sayılan kadının 57 binden fazla takipçisi de bu fotoğrafı beğenir.  

Bunda bir şey yok elbet, ama...

Öğretmen olduğu iddia edilen hanım camiye saçı başı açık, göbeğini dışarda bırakan (crop) tişörtle girip poz verince, Pusula Gazetesi’nin radarına girdi ve haber oldu...

Tepkiler üzerine hanımefendi sosyal medyasını kısıtladı ve o görüntüleri sayfasından kaldırdı.

Özel numaramdan bana ulaşan kadın çok üzgün olduğunu belirterek, “ Böyle bir şeyle gündeme gelmek istemezdim. Tur ile Karadeniz’e gidiyorduk. Erzurum’a gelmişken Ulu Cami’yi ziyaret etmek istedim. Yanımda uygun bir kıyafet yoktu” savunmasını yaptı ve tüm Erzurumlulardan özür diledi...

***

Mutlaka bir çoğunuz denk gelmişsinizdir. Sultanahmet,  Ayasofya hatta bir çok ilde turistlerin ilgisini çeken tarihi camilerde, kıyafeti uygun olmayan kadınlar için dolaplarda etek ve başörtüler bulunur. Aslında tüm camilerde vardır bu uygulama.

Hatta bırakın camileri kilise ve tapınaklara dahi şort ile falan giremezsiniz. Yıllar önce Show Haber’de çalışırken gittiğim Tayland’da, Vietnam sınırındaki bir tapınakta çekim yaparken görevliler şort ve terlikle içeriye girilemeyeceği konusunda uyarmıştı. Terliklerimizi tapınağın dışında çıkarıp, yalınayak çekim yapmıştık...

Kutsal mekanlar düstur ister...

***

Sordum hanımefendiye, “ Camiye girerken neden dolaptan bir şeyler almadınız?” diye. “Görmedim öyle bir şey” dedi...

Nasıl yani?

Hani nerede o cami girişlerindeki örtüler, etekler?
Sonra araştırdım. Ulu Cami’deki dolaplara kilit vurulmuş. Evet, yanlış duymadınız, kadınlar için ayrılmış başörtüsü ve eteklerin olduğu dolaplar kapatılmış!
Kim, neden, hangi yetkiyle yapar bunu?

Bu şehrin medarıiftiharı olan bir kutsal mekana turist girerken, ona yardımcı olmak değil midir bizim görevimiz?

Allah’ın evine, insan eliyle engel koymak da neyin nesi?

İnananlar orada 5 vakit namaz kılıyor. Her namaz kılan hanım örtülü olmayabiliyor. Ülkenin bütün camilerinde var olan uygulama, Erzurum’da her yıl binlerce turistin ziyaret ettiği bir kutsal mekanda nasıl olmaz!

Şehrin inanç turizmi açısından en önemli kapılarından biridir Ulu Cami. Özellikle yaz aylarında yerli yabancı binlerce insan mutlak ziyaret eder. Bırakın orada eşarp, etek bulundurulmasını, ziyaretçilere caminin hikayesini anlatacak hatta yabancı dil bilen birinin görevlendirilmesi gerekir.

***

Açın o dolapları, kırın kilitleri...

Milletin camisine her kulun girmeye hakkı var. İster secdeye varır, isterse fotoğraf çeker. Veya sadece bir köşesinde durup o manevi havayı içine çeker.

Ve belki...

O an bir ezan sesi çarpar gönlüne, Müslüman olur, kurtuluşa erer.Ezan sesi ile şahadet getirip kurtuluşa erme ihtimaline kim, neden mani olur?

Belli ki birileri  o camiye kimse gelmesin, hele hele turistler hiç gelmesin istiyor!

O her kimse; orası babanızın malı değil...

Müslümanların ortak değerine, Allah’ın evine kimsenin ipotek koyma hakkı yoktur.

***

Caminin ortasına Miniatürk’ler koyulmuş, niye?

Yalnızca vakit namazına gelenler görsün diye mi?

Tabi ki hayır...

Ulu Cami aynı zamanda taşınmaz kültür varlıkları arasında yer almakta ve Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetinde ve korumasındadır. Erzurum’un tarihi yarım adasında yer alan Ulu Cami, bu kadar boşvermişliği hak etmiyor.

Siz sahip çıkmazsanız gelen herkes o camide bildiğini yapar...  

Sevda Güneş İncesu