Bunu da yaptık ya, bize helal olsun!
Erzurum'da Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Bayrakçeken Yurtcan, geliştirdiği yakıt pili ile önemli bir başarıya imza attı. Ulusal basında geniş yankı uyandırdı bu haber ve bilim dünyasında dikkat çekti. Nano malzemeler aracılığıyla geliştirilen yakıt pilinin büyük özelliği var ve 5 dakikada şarj olan araçlar ile 480 kilometre yol katedilebiliniyor. Öyle böyle değil. Pilli araçların üretiminin gündemde olduğu günümüzde müthiş bir başarı ve buluş bu. Özellikle Üniversite açısından çarpıcı bir gelişme ve bunu sağlayan kampüs alanlarındaki bu bilim kadınıyla ne kadar övünülse az. . Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2017 TÜBA GEBİP ödülüne de layık görülen Doç.Dr.Ayşe Bayrakçeken ile sadece Üniversite yönetimi mi, Erzurumlular olarak hepimiz de övünç duymalıyız. Doğrusu da öyle ama bakıyorum da çoğu kişi ve kurum açısından bu başarı çok da ‘tın’!
***
Başarılı genç bilim insanını bugüne kadar kutlayanlara, onun bu başarısını görenlere bakıyorum, çok az. Bir elin parmaklarını geçmeyecek derecede az. Erinmedim internete girdim, DoçDr. Bayrakçeken Yurtçan hocamızı bir kutlayan Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut olmuş! Yanılıyorsam düzeltsinler lütfen! O’nun dışında bir Allahın kulu yok oğlu yok! Anlı şanlı sivil toplum örgütü ve Erzurum sevdalısı kişi ve kurumlar nerede, merak ediyor insan. Ondan sonra da başarılı Erzurum insanı niye başka şehirlere kaçıyor, konuşup duruyor, mangalda kül bırakmıyoruz. Böylesine önemli bir başarıya imza atan ve Erzurum’un marka değerine katkı sağlayan bir bilim insanına bile bir kuru teşekkürü de çok görüyoruz ya, vallahi de helal olsun bize, billahi de!
--
Feridun Andaç’sa olacak o kadar!
Feridun Andaç, Türkiye’de yazı dünyasında adı ön sıralarda olan biridir. Erzurumlu olması hasebiyle de son yıllarda başarılı yayınlara imza atmasından ötürü ayrıca gururlandığımız ve yakından takip ettiğimiz bir isimdir. İlk,orta ve liseyi Erzurum’da tamamladıktan sonra İstanbul’a giden, yazı dünyasına dahil olan Feridun Andaç, inceleme, eleştiri, deneme, öykü, söyleşi ve derlemeleriyle ödülleri de olan bir yazı adamıdır. Onunla daha çok yıllar önce Erzurum ile ilgili yazdığı kapsamlı kitabının yanısıra Türk sinemasının önemli aktristlerinden Türkan Şoray ile yaptığı söyleşisinin yeraldığı kitabından dolayı tanışıyorum. Zaman zaman geldiği Erzurum’da sohbet ettiğim Andaç, geçtiğimiz günlerde bir başarıya daha imza attı, duyurayım istedim. Feridun Andaç, yazar Vedat Günyol’un anısına düzenlenen yarışmada ‘’Üstümüzdeki gül yaprağı’’ başlıklı deneme yazısı ile birinci oldu. Tam 55 eserin arasında ‘’Üstümüzdeki Gül Yaprağı’’ eseriyle birinciliği elde eden Andaç’ı buradan kutluyor ve başarının devamını diliyorum. Doğrusu işine gönül vermiş yazı adamından beklenen bir başarıdır bu, şahsen benim için sürpriz olmadı. Bu arada, yazar Vedat Günyol kimdi diye soracak olanlara da bu vesileyle Doğan Hızlan’ın bir tanımı ile cevap vereyim istiyorum. Andaç’ın ödül aldığını Cuma günkü Hürriyet’in ‘kitap eki’nden okuyuculara duyuran Hızlan, ‘’ Vedat Günyol’un kitaplarını okumadan Cumhuriyetin ideoloji ve kültür serüvenini eksik öğrenmiş olursunuz’’der!
--
Çok güzel hareketler bunlar..
Erzurum’da halefle selefin hem de seçimden sonra biraraya gelmesi çok adetten değildir. Nedendir bilinmez, koltuk sebebiyle gelenle giden arasında soğukluk olur ve bu ilelebet devam eder. Zaman zaman koltuğa oturanla o koltuktan kalkan, kanlı bıçaklı olurlar. Konuşmamakla kalmaz, birbirlerine husumet de beslerler. Her ne kadar biri kendi rızasıyla koltuğu devretmiş olsa bile eski ve yeni İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlarını yanyana görünce doğrusu şaşırdım. Geçtiğimiz günlerde Atatürk Üniversitesi kampüsündeki Tarçın Kafe’de başbaşa oturup sohbet ederken bulduğumda dayanamadım hem yeni Başkan Prof.Dr.Ahmet Tortum’yu hem de eski Başkan İlhan Tohumcu’yu yanlarına gittim, tebrik ettim. Biliyorum, o İlhan Tohumcu bu yen dönemde de başkanlığını devam ettirmek istiyordu ama karşı taraftan gelen baskılar üzerine ısrar etmemiş, tek aday olan Prof.Dr.Ahmet Tortum’a koltuğu devretmişti. Buna rağmen aralarında mutlaka bir soğukluk vardır diye düşünülüyordu ama yok işte! Aralarında bir soğukluk yok ve istemeleri halinde beraber olabiliyorlar, bunu gördük. Sizi bilmem ama bu birlikteliğin fotoğrafını ben önemli buldum ve burada yayınlıyorum. Dilerim Erzurum’da ezber bozan bu görüntü en son görüntü olmaz. Kaldı ki İnşaat Mühendisleri Odası benim için Kızılay, Türk Hava Kurumu gibi hayati bir kurum. Çok anlam yüklediğim ve sorumluluğunun da çok olduğuna inandığım İnşaat Mühendisleri Odası’ndan verilen bu kare doğrusu beni ilerisi için daha da umutlandırdı. Bu arada kendisi de tıpkı İlhan Tohumcu gibi ‘memur’ olan Prof.Dr.Ahmet Tortum,’uysal’ olmadıklarını belirtti ve Erzurum’un gerek imar ve gerekse ulaşım anlamında ki sorunlarının çözümü için gereğinin yapılacağından kimsenin endişe duymamasını istedi, bunu da aktarayım istiyorum.
--
Olimpiyat için al sana referans!
2026 olimpiyatlarına aday olmanın hayalini kuran Erzurum’dan, o başvuruyu değerlendirecek olan Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC’a önemli bir mesaj: Erzurum Atatürk Üniversitesi Türkiye’de farklı branşlarda Üniversiteler arasında en fazla madalya alan Üniversite!
Doğrusu 2016-2017 eğitim öğretim sezonu içinde Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin Üniversiteler içerisinde en fazla madalya alan Üniversite olduğunu ilk duyduğumda çok inanmamıştım. Ama geçen hafta sonu Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Osman Elmalı’yı ziyaret ettiğimde gördüm ki haber gerçek. Toplam 36 branşta en fazla madalyayı Atatürk Üniversitesi kazanmış ve buna da Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu faaliyet raporunda yer vermiş. 75 Üniversite içerisinde 65 madalya ile birinciliği Atatürk Üniversitesi alırken bir çok ‘anlı-sanlı’ Üniversiteler orta veya son sıralarda yeralmış. Atatürk Üniversitesini sırasıyla Düzce, Anadolu, Erciyes, Uludağ, Marmara, Koç, Adnan Menderes, Selçuk ve Akdeniz Üniversitesi takip etmiş. Bu haber elbette ki AÜ yönetimi için gururlandıracak bir haber. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Bir defa Olimpiyat konusunda bu süper bir ‘referans’ olmalı bu madalyalar. Bu arada, baştan da dediğim gibi bugünlerde 2026 Kış Olimpiyatı için adaylık başvurusunda bulunulacak olan ICO’da bu başarının karşılığının ne olacağı daha bir büyük önem kazanıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin, Stuckholm, Sapparo, Graz, Milano ve Torino’nun da gündemde olduğu olimpiyat kenti konusunda Üniversitenin bu başarışından dolayı Erzurum’u dikkate almasını istiyor ve bekliyoruz.
--
Erzurum da bir Torku olacaksa o özelleştirme olsun!
Başbakanından bakanına, milletvekilinden valisine, belediye başkanına kadar herkes konuştu ama Erzurum Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi konusunda Ilıca’nın muhtarı ne diyor, onu buldum sordum. Muhtar bu konuda önemli biri çünkü o Şeker fabrikası onu daha yakından ilgilendiriyor. Üstelik bu muhtar Ilıcalı ve de şu anda Ilıca’nın hem Kaymakamı hem de Belediye Başkanı. Bugün eskinin ilçesi olan bugünün Ilıca Mahallesi’nin iki dönemdir muhtarlığını yapan Timur Meral, kısa ve öz konuştu, şunları söyledi: Öncelikle Ilıca ve dolayısıyla Erzurum ekonomisi için önemli bir yer edinmiş olan Erzurum Şeker fabrikası’nın bu haliyle özelleştirilmesine şiddetle karşıyız. Eğer Konya’da ki Torku örneği gibi olacaksa tamam. Ama eğer Torku Şeker gibi büyük bir başarı hikayesi çıkmayacaksa bence özelleştirilmesin, fabrika iyileştirilsin. Kaldı ki Erzurum’dan bir Torku örneğinin çıkacağı da ihtimal dahilinde değildir! Muhtar haksız da sayılmaz hani. Torku, 2007 yılında tüketiciye merhaba demiş yeni bir marka olmakla birlikte bir üretici kooperatifi olan Konya Şeker’in 63 yıllık birikimi üzerinde 900 bin üretici ortağın emeğiyle ortaya çıktı. Konya Şeker, tüketicilerine yüzde 100 doğal, güvenli, kaliteli ürünler sunmak için tohumundan ambalajına her adımını kontrolü altında tuttuğu büyük bir sistem oluşturdu ve ürettiği tüm ürünleri Torku çatı markası altında topladı.
--
O kitap çıktı!
Daha önce bu sayfada ERVAK tarafından Erzurum Barları ile ilgili kapsamlı bir kitap hazırlığı olduğunu duyurmuştum. 12 Mart Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100’nci yıldönümü anısına hazırlığı yapılan o kitap nihayet basıldı. Halk Eğitim Merkezi eski Müdürlerinden, milli barcı eğitimci yazar ağabeyimiz Müslüm Çağlar’ın yazdığı kitap, ‘’Yüce Dağların başında’’ başlığıyla yayınlandı. Erzurum Barının serüvenini anlatan ve eski barcıların anılarının yeraldığı kitap, halk oyunlarına ilgi duyanların büyük beğenisini kazandı. Bu sayede Erzurum barlarıyla ilgili tüm bilgilerin de bir kitapta toplanması sağlanmış oldu. Eski Cumhurbaşkanlarından Erzurumlu merhum Cemal Gürsel’in de bar tuttuğu fotoğrafının yayınlandığı kitabın ilk tanıtımı da dün TRT’de yapıldı. TRT Erzurum Radyosu, kitabın yazarı Müslüm Çağlar’ı canlı yayında konuk etti. Başta ERVAK Başkanı Erdal Güzel ve yönetimi ile Müslüm Çağlar olmak üzere kitapta katkısı olana teşekkürler..
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır! (Bolivya atasözü)
Erzurum'da Atatürk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayşe Bayrakçeken Yurtcan, geliştirdiği yakıt pili ile önemli bir başarıya imza attı. Ulusal basında geniş yankı uyandırdı bu haber ve bilim dünyasında dikkat çekti. Nano malzemeler aracılığıyla geliştirilen yakıt pilinin büyük özelliği var ve 5 dakikada şarj olan araçlar ile 480 kilometre yol katedilebiliniyor. Öyle böyle değil. Pilli araçların üretiminin gündemde olduğu günümüzde müthiş bir başarı ve buluş bu. Özellikle Üniversite açısından çarpıcı bir gelişme ve bunu sağlayan kampüs alanlarındaki bu bilim kadınıyla ne kadar övünülse az. . Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2017 TÜBA GEBİP ödülüne de layık görülen Doç.Dr.Ayşe Bayrakçeken ile sadece Üniversite yönetimi mi, Erzurumlular olarak hepimiz de övünç duymalıyız. Doğrusu da öyle ama bakıyorum da çoğu kişi ve kurum açısından bu başarı çok da ‘tın’!
***
Başarılı genç bilim insanını bugüne kadar kutlayanlara, onun bu başarısını görenlere bakıyorum, çok az. Bir elin parmaklarını geçmeyecek derecede az. Erinmedim internete girdim, DoçDr. Bayrakçeken Yurtçan hocamızı bir kutlayan Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut olmuş! Yanılıyorsam düzeltsinler lütfen! O’nun dışında bir Allahın kulu yok oğlu yok! Anlı şanlı sivil toplum örgütü ve Erzurum sevdalısı kişi ve kurumlar nerede, merak ediyor insan. Ondan sonra da başarılı Erzurum insanı niye başka şehirlere kaçıyor, konuşup duruyor, mangalda kül bırakmıyoruz. Böylesine önemli bir başarıya imza atan ve Erzurum’un marka değerine katkı sağlayan bir bilim insanına bile bir kuru teşekkürü de çok görüyoruz ya, vallahi de helal olsun bize, billahi de!
--
Feridun Andaç’sa olacak o kadar!
Feridun Andaç, Türkiye’de yazı dünyasında adı ön sıralarda olan biridir. Erzurumlu olması hasebiyle de son yıllarda başarılı yayınlara imza atmasından ötürü ayrıca gururlandığımız ve yakından takip ettiğimiz bir isimdir. İlk,orta ve liseyi Erzurum’da tamamladıktan sonra İstanbul’a giden, yazı dünyasına dahil olan Feridun Andaç, inceleme, eleştiri, deneme, öykü, söyleşi ve derlemeleriyle ödülleri de olan bir yazı adamıdır. Onunla daha çok yıllar önce Erzurum ile ilgili yazdığı kapsamlı kitabının yanısıra Türk sinemasının önemli aktristlerinden Türkan Şoray ile yaptığı söyleşisinin yeraldığı kitabından dolayı tanışıyorum. Zaman zaman geldiği Erzurum’da sohbet ettiğim Andaç, geçtiğimiz günlerde bir başarıya daha imza attı, duyurayım istedim. Feridun Andaç, yazar Vedat Günyol’un anısına düzenlenen yarışmada ‘’Üstümüzdeki gül yaprağı’’ başlıklı deneme yazısı ile birinci oldu. Tam 55 eserin arasında ‘’Üstümüzdeki Gül Yaprağı’’ eseriyle birinciliği elde eden Andaç’ı buradan kutluyor ve başarının devamını diliyorum. Doğrusu işine gönül vermiş yazı adamından beklenen bir başarıdır bu, şahsen benim için sürpriz olmadı. Bu arada, yazar Vedat Günyol kimdi diye soracak olanlara da bu vesileyle Doğan Hızlan’ın bir tanımı ile cevap vereyim istiyorum. Andaç’ın ödül aldığını Cuma günkü Hürriyet’in ‘kitap eki’nden okuyuculara duyuran Hızlan, ‘’ Vedat Günyol’un kitaplarını okumadan Cumhuriyetin ideoloji ve kültür serüvenini eksik öğrenmiş olursunuz’’der!
--
Çok güzel hareketler bunlar..
Erzurum’da halefle selefin hem de seçimden sonra biraraya gelmesi çok adetten değildir. Nedendir bilinmez, koltuk sebebiyle gelenle giden arasında soğukluk olur ve bu ilelebet devam eder. Zaman zaman koltuğa oturanla o koltuktan kalkan, kanlı bıçaklı olurlar. Konuşmamakla kalmaz, birbirlerine husumet de beslerler. Her ne kadar biri kendi rızasıyla koltuğu devretmiş olsa bile eski ve yeni İnşaat Mühendisleri Odası Başkanlarını yanyana görünce doğrusu şaşırdım. Geçtiğimiz günlerde Atatürk Üniversitesi kampüsündeki Tarçın Kafe’de başbaşa oturup sohbet ederken bulduğumda dayanamadım hem yeni Başkan Prof.Dr.Ahmet Tortum’yu hem de eski Başkan İlhan Tohumcu’yu yanlarına gittim, tebrik ettim. Biliyorum, o İlhan Tohumcu bu yen dönemde de başkanlığını devam ettirmek istiyordu ama karşı taraftan gelen baskılar üzerine ısrar etmemiş, tek aday olan Prof.Dr.Ahmet Tortum’a koltuğu devretmişti. Buna rağmen aralarında mutlaka bir soğukluk vardır diye düşünülüyordu ama yok işte! Aralarında bir soğukluk yok ve istemeleri halinde beraber olabiliyorlar, bunu gördük. Sizi bilmem ama bu birlikteliğin fotoğrafını ben önemli buldum ve burada yayınlıyorum. Dilerim Erzurum’da ezber bozan bu görüntü en son görüntü olmaz. Kaldı ki İnşaat Mühendisleri Odası benim için Kızılay, Türk Hava Kurumu gibi hayati bir kurum. Çok anlam yüklediğim ve sorumluluğunun da çok olduğuna inandığım İnşaat Mühendisleri Odası’ndan verilen bu kare doğrusu beni ilerisi için daha da umutlandırdı. Bu arada kendisi de tıpkı İlhan Tohumcu gibi ‘memur’ olan Prof.Dr.Ahmet Tortum,’uysal’ olmadıklarını belirtti ve Erzurum’un gerek imar ve gerekse ulaşım anlamında ki sorunlarının çözümü için gereğinin yapılacağından kimsenin endişe duymamasını istedi, bunu da aktarayım istiyorum.
--
Olimpiyat için al sana referans!
2026 olimpiyatlarına aday olmanın hayalini kuran Erzurum’dan, o başvuruyu değerlendirecek olan Uluslararası Olimpiyat Komitesi IOC’a önemli bir mesaj: Erzurum Atatürk Üniversitesi Türkiye’de farklı branşlarda Üniversiteler arasında en fazla madalya alan Üniversite!
Doğrusu 2016-2017 eğitim öğretim sezonu içinde Erzurum Atatürk Üniversitesi’nin Üniversiteler içerisinde en fazla madalya alan Üniversite olduğunu ilk duyduğumda çok inanmamıştım. Ama geçen hafta sonu Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Osman Elmalı’yı ziyaret ettiğimde gördüm ki haber gerçek. Toplam 36 branşta en fazla madalyayı Atatürk Üniversitesi kazanmış ve buna da Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu faaliyet raporunda yer vermiş. 75 Üniversite içerisinde 65 madalya ile birinciliği Atatürk Üniversitesi alırken bir çok ‘anlı-sanlı’ Üniversiteler orta veya son sıralarda yeralmış. Atatürk Üniversitesini sırasıyla Düzce, Anadolu, Erciyes, Uludağ, Marmara, Koç, Adnan Menderes, Selçuk ve Akdeniz Üniversitesi takip etmiş. Bu haber elbette ki AÜ yönetimi için gururlandıracak bir haber. Emeği geçen herkesi kutluyorum. Bir defa Olimpiyat konusunda bu süper bir ‘referans’ olmalı bu madalyalar. Bu arada, baştan da dediğim gibi bugünlerde 2026 Kış Olimpiyatı için adaylık başvurusunda bulunulacak olan ICO’da bu başarının karşılığının ne olacağı daha bir büyük önem kazanıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin, Stuckholm, Sapparo, Graz, Milano ve Torino’nun da gündemde olduğu olimpiyat kenti konusunda Üniversitenin bu başarışından dolayı Erzurum’u dikkate almasını istiyor ve bekliyoruz.
--
Erzurum da bir Torku olacaksa o özelleştirme olsun!
Başbakanından bakanına, milletvekilinden valisine, belediye başkanına kadar herkes konuştu ama Erzurum Şeker Fabrikası’nın özelleştirilmesi konusunda Ilıca’nın muhtarı ne diyor, onu buldum sordum. Muhtar bu konuda önemli biri çünkü o Şeker fabrikası onu daha yakından ilgilendiriyor. Üstelik bu muhtar Ilıcalı ve de şu anda Ilıca’nın hem Kaymakamı hem de Belediye Başkanı. Bugün eskinin ilçesi olan bugünün Ilıca Mahallesi’nin iki dönemdir muhtarlığını yapan Timur Meral, kısa ve öz konuştu, şunları söyledi: Öncelikle Ilıca ve dolayısıyla Erzurum ekonomisi için önemli bir yer edinmiş olan Erzurum Şeker fabrikası’nın bu haliyle özelleştirilmesine şiddetle karşıyız. Eğer Konya’da ki Torku örneği gibi olacaksa tamam. Ama eğer Torku Şeker gibi büyük bir başarı hikayesi çıkmayacaksa bence özelleştirilmesin, fabrika iyileştirilsin. Kaldı ki Erzurum’dan bir Torku örneğinin çıkacağı da ihtimal dahilinde değildir! Muhtar haksız da sayılmaz hani. Torku, 2007 yılında tüketiciye merhaba demiş yeni bir marka olmakla birlikte bir üretici kooperatifi olan Konya Şeker’in 63 yıllık birikimi üzerinde 900 bin üretici ortağın emeğiyle ortaya çıktı. Konya Şeker, tüketicilerine yüzde 100 doğal, güvenli, kaliteli ürünler sunmak için tohumundan ambalajına her adımını kontrolü altında tuttuğu büyük bir sistem oluşturdu ve ürettiği tüm ürünleri Torku çatı markası altında topladı.
--
O kitap çıktı!
Daha önce bu sayfada ERVAK tarafından Erzurum Barları ile ilgili kapsamlı bir kitap hazırlığı olduğunu duyurmuştum. 12 Mart Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 100’nci yıldönümü anısına hazırlığı yapılan o kitap nihayet basıldı. Halk Eğitim Merkezi eski Müdürlerinden, milli barcı eğitimci yazar ağabeyimiz Müslüm Çağlar’ın yazdığı kitap, ‘’Yüce Dağların başında’’ başlığıyla yayınlandı. Erzurum Barının serüvenini anlatan ve eski barcıların anılarının yeraldığı kitap, halk oyunlarına ilgi duyanların büyük beğenisini kazandı. Bu sayede Erzurum barlarıyla ilgili tüm bilgilerin de bir kitapta toplanması sağlanmış oldu. Eski Cumhurbaşkanlarından Erzurumlu merhum Cemal Gürsel’in de bar tuttuğu fotoğrafının yayınlandığı kitabın ilk tanıtımı da dün TRT’de yapıldı. TRT Erzurum Radyosu, kitabın yazarı Müslüm Çağlar’ı canlı yayında konuk etti. Başta ERVAK Başkanı Erdal Güzel ve yönetimi ile Müslüm Çağlar olmak üzere kitapta katkısı olana teşekkürler..
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER: Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır! (Bolivya atasözü)