
Erzurum’da bir çok hastalığa iyi geldiği ileri sürülen çaşır, balıklara yem olarak da kullanılacak. Antioksidan özelliği yüksek olan çaşırdan üretilen yemle kaliteli ve besin değeri yüksek balık üretilecek.
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Erzurum’un birçok rahatsızlığa iyi geldiği belirtilen yöresel gıdalarından çaşır, balık yemlerinde de yem katkı maddesi olarak kullanılmaya hazırlanıyor. Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, Doç. Dr. Gonca Alak ve ekibi ile Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği araştırmacıları yaptıkları ortak çalışmadan elde ettikleri sonuçlarla çaşırı ilk defa su ürünleri alanında dünya literatürüne kazandırdı.
Yüksek miktarda antioksidan içeriğine sahip olduğu kanıtlanan çaşırın, mineral madde yönünden de zengin olduğu belirlendi. Besinsel değerinin yüksek olduğu ortaya konulan çaşırın aynı zamanda ambalajlı su ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasında da kullanılabilecek bir ürün olduğu tespit edildi.
Çaşırı su ürünlerine entegre etmeden önce insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmaya başladıklarını söyleyen Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gonca Alak, çaşırın su ürünlerine kazandırılma sürecini anlattı. Yapılan araştırmalar sonucunda çaşırın antioksidan özelliğinin oldukça yüksek olduğunu tespit ettiklerini belirten Alak, “Erzurum’da çaşır çok tüketilen yöresel bazlı bir gıda. Biz dedik ki insanlar bu çaşırı yiyorlar ama bu çaşırın yararlı olma durumu gerçekten psikolojik mi yoksa geçekten etkisi var mı, diye düşünüp bunun üzerinde yola çıktık. Yaptığımız analizlerde çaşırın antioksidan özelliğinin yüksek olduğunu gördük. Antioksidan özelliğinin de yüksek olması da bizim özellikle su ürünleri camiası için su ürünleri işlemede de beslemede de oldukça önemli. Antioksidan yüklemesini ne kadar iyi yaparsanız canlı o kadar iyi gelişiyor ya da ürününüzü o kadar iyi muhafaza edebiliyorsunuz” dedi.
Dünya piyasasına tanıtmayı hedefliyoruz
Çaşırın ambalajlı su ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasında da kullanılabileceğini aktaran Doç. Dr. Alak, yöresel bazlı kullanılan çaşırı dünya piyasasına tanıtmayı hedeflediklerini söyledi. Amaçlarının yöresel bazlı bir ürünü ekonomik değerini daha yüksek bir hale getirerek yeni bir ürün fonksiyonu kazandırmak olduğunu açıklayan Doç. Dr. Alak, “Balık Omega 3 ve Omega 6’dan dolayı çok zengin bir ürün ama bu sonrasında onun bozulmasını da hızlandıran bir ürün, biz çaşırı bunu da ön görerek raf ömrünü artırmada da kullanabiliriz dedik. Amacımız hem hayvan beslenmesi olarak kullanmak ki bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bir diğeri de gıdaların korunmasında kullanabilmek. Tabi bizi sıkıntıya sokan kısmı çaşırın mevsimsel bir bitki olması ama mevsimsel olmasını çok dezavantaj olarak görmüyoruz. Çünkü yöresel bazlı bir ürünümüzü biz dünya piyasasına tanıtmayı planlıyoruz. Amaç yöresel bazlı bir ürüne ekonomik değerini daha yüksek bir hale getirerek yeni bir ürün fonksiyonu kazandırmak. Bunu da tabi beslenme açısından önemli olan su ürünleri ile yapmayı planladık. Çeşidin kendisine ait özelliklerini incelediğimizde antioksidan içeriği ve besin elementi açısından yaptığımız analizlerle çok iyi bir düzeyde olduğunu gözlemledik” diye konuştu.
Probiyotik mantığı güdüyoruz
Çaşırı yem katkı maddesi olarak kullanmayı planladıklarını anlatan Doç. Dr. Alak, probiyotik mantığı güderek etki edecek düzeyde entegre edileceğini bildirdi. Çaşırın az miktarda yemlere katıldığı zaman hem yemin bozulma sürecini geciktireceğini hem de balıkların daha iyi beslenmesini sağlayacağını dile getiren Doç. Dr. Alak, “balık çok güçlü beslenirse hem sağlık açısından da daha faydalı hem de işlediğinizde kalite açısından daha iyi bir balık oluyor. Burada biz çaşırı, balığı depoladığımız zaman buzdolabı şartlarında ne gibi değişiklikler yapabilir diye bazı gıda maddelerine entegrasyonunu yapacağız. Mesela bir diğer projemiz balık köftesi yapıyoruz ve balık köftesine antioksidan olarak hem baharat kazandırma açısından, çünkü çok keskin bir kokusu var hem de çok keskin bir tat ya da Avrupa ülkelerine sunduğumuz füme balık dediğimiz tütsü balıklarımız var. Bunların dumanlanmasından dolayı acımsı bir tadı isteyen özellikle ülkeler var. Mesela Norveç, çok daha sert tatlardan hoşlanıyor. Ve biz ciddi anlamda ihraç yapıyoruz. Bu anlamda da çaşırdan yararlanabiliriz” ifadelerini kullandı.
İncelemeleri kendi laboratuvarımızda yaptık
Enzim aktivitesine dair tüm incelemeleri kendi laboratuvarlarından yaptıklarını belirten Doç. Dr. Alak, “Enzim aktivitesi tek bir analizle yapılabildiği gibi birçok analizle de yapılabilir. Biz tek bir analizle ikna olmadığımız için birkaç analiz yöntemini bir araya getirdik ve tüm analizlerde çok iyi sonuçlar aldık. Mineral madde içeriğini de zaten kendimiz burada formatını hazırladık daha sonra akredite olmuş bir laboratuvarımızda okumasını yaptık. Çıkış noktamız şu yöresel bazlı bir ürünü tanıtmak ve bundan para kazanabilir bir hale getirmek. Bunun şöyle de bir avantajı var; Sürdürülebilir tarımda stoklar tükenmeye başladı. Yani evet balık var ama tükeniyor, balık sonsuz değil. Artık trend şuna kaydı; protein oranı yüksek olabilir, başka bir özellik kazandıran türevler olabilir yani bitkisel marjlı ürünleri su ürünleri sektörüne entegre etmeye başladık. Mesela bitkisel yağlar kullanılmaya başlandı artık yağların yerine, bu anlamda da dünyanın öngördüğü çalışmalar arasına girebilecek bir çalışma bu. Zaten bunun uluslararası yayınını yaptık” açıklamasını yaptı.
Çaşırın yetiştiği coğrafya önemli
Çaşırın tür olarak besin kompozisyonu açısından çok farklılık göstermediğini, sadece yetiştiği coğrafyanın çok önemli olduğunu aktaran Doç. Dr. Alak şunları söyledi: “Çaşırın belli türleri var. Mesela Erzurum’da çaşır denirken Mersin’de çakşır deniyor. Çalışmamızı yaparken literatürdeki bu isimlerden dolayı da sıkıntın yaşadık. Ama kökenine indiğimiz zaman hepsi maydanozgiller dediğimiz Apiaceae familyasının grubunda olan canlılar. Bu bitki, ilkbaharın yağmurlu dönemlerinde çıkıyor. Biz 15-25 santimetrelik boyunu kullanıyoruz. Diğer iklimlerde 150 santimetreye kadar çıkıyor. Çaşır türleri bakımından antioksidan içeriği olarak birbirinden çok farklı değil. Ağız tadı olarak farklılık gösterebiliyor ama besin içeriği olarak aynı. Sadece bu besin içeriğinde yetiştiği coğrafya çok önemli. Aynı coğrafyada yetişen türler besin kompozisyonu olarak birbirinden çok farklılık değil, miligramlık farklar olur ancak.”
Halime DURMUŞ / ERZURUM
Erzurum’un birçok rahatsızlığa iyi geldiği belirtilen yöresel gıdalarından çaşır, balık yemlerinde de yem katkı maddesi olarak kullanılmaya hazırlanıyor. Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Yetiştiriciliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Muhammed Atamanalp, Doç. Dr. Gonca Alak ve ekibi ile Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği araştırmacıları yaptıkları ortak çalışmadan elde ettikleri sonuçlarla çaşırı ilk defa su ürünleri alanında dünya literatürüne kazandırdı.
Yüksek miktarda antioksidan içeriğine sahip olduğu kanıtlanan çaşırın, mineral madde yönünden de zengin olduğu belirlendi. Besinsel değerinin yüksek olduğu ortaya konulan çaşırın aynı zamanda ambalajlı su ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasında da kullanılabilecek bir ürün olduğu tespit edildi.
Çaşırı su ürünlerine entegre etmeden önce insan sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmaya başladıklarını söyleyen Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gonca Alak, çaşırın su ürünlerine kazandırılma sürecini anlattı. Yapılan araştırmalar sonucunda çaşırın antioksidan özelliğinin oldukça yüksek olduğunu tespit ettiklerini belirten Alak, “Erzurum’da çaşır çok tüketilen yöresel bazlı bir gıda. Biz dedik ki insanlar bu çaşırı yiyorlar ama bu çaşırın yararlı olma durumu gerçekten psikolojik mi yoksa geçekten etkisi var mı, diye düşünüp bunun üzerinde yola çıktık. Yaptığımız analizlerde çaşırın antioksidan özelliğinin yüksek olduğunu gördük. Antioksidan özelliğinin de yüksek olması da bizim özellikle su ürünleri camiası için su ürünleri işlemede de beslemede de oldukça önemli. Antioksidan yüklemesini ne kadar iyi yaparsanız canlı o kadar iyi gelişiyor ya da ürününüzü o kadar iyi muhafaza edebiliyorsunuz” dedi.
Dünya piyasasına tanıtmayı hedefliyoruz
Çaşırın ambalajlı su ürünlerinin raf ömrünün uzatılmasında da kullanılabileceğini aktaran Doç. Dr. Alak, yöresel bazlı kullanılan çaşırı dünya piyasasına tanıtmayı hedeflediklerini söyledi. Amaçlarının yöresel bazlı bir ürünü ekonomik değerini daha yüksek bir hale getirerek yeni bir ürün fonksiyonu kazandırmak olduğunu açıklayan Doç. Dr. Alak, “Balık Omega 3 ve Omega 6’dan dolayı çok zengin bir ürün ama bu sonrasında onun bozulmasını da hızlandıran bir ürün, biz çaşırı bunu da ön görerek raf ömrünü artırmada da kullanabiliriz dedik. Amacımız hem hayvan beslenmesi olarak kullanmak ki bununla ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Bir diğeri de gıdaların korunmasında kullanabilmek. Tabi bizi sıkıntıya sokan kısmı çaşırın mevsimsel bir bitki olması ama mevsimsel olmasını çok dezavantaj olarak görmüyoruz. Çünkü yöresel bazlı bir ürünümüzü biz dünya piyasasına tanıtmayı planlıyoruz. Amaç yöresel bazlı bir ürüne ekonomik değerini daha yüksek bir hale getirerek yeni bir ürün fonksiyonu kazandırmak. Bunu da tabi beslenme açısından önemli olan su ürünleri ile yapmayı planladık. Çeşidin kendisine ait özelliklerini incelediğimizde antioksidan içeriği ve besin elementi açısından yaptığımız analizlerle çok iyi bir düzeyde olduğunu gözlemledik” diye konuştu.
Probiyotik mantığı güdüyoruz
Çaşırı yem katkı maddesi olarak kullanmayı planladıklarını anlatan Doç. Dr. Alak, probiyotik mantığı güderek etki edecek düzeyde entegre edileceğini bildirdi. Çaşırın az miktarda yemlere katıldığı zaman hem yemin bozulma sürecini geciktireceğini hem de balıkların daha iyi beslenmesini sağlayacağını dile getiren Doç. Dr. Alak, “balık çok güçlü beslenirse hem sağlık açısından da daha faydalı hem de işlediğinizde kalite açısından daha iyi bir balık oluyor. Burada biz çaşırı, balığı depoladığımız zaman buzdolabı şartlarında ne gibi değişiklikler yapabilir diye bazı gıda maddelerine entegrasyonunu yapacağız. Mesela bir diğer projemiz balık köftesi yapıyoruz ve balık köftesine antioksidan olarak hem baharat kazandırma açısından, çünkü çok keskin bir kokusu var hem de çok keskin bir tat ya da Avrupa ülkelerine sunduğumuz füme balık dediğimiz tütsü balıklarımız var. Bunların dumanlanmasından dolayı acımsı bir tadı isteyen özellikle ülkeler var. Mesela Norveç, çok daha sert tatlardan hoşlanıyor. Ve biz ciddi anlamda ihraç yapıyoruz. Bu anlamda da çaşırdan yararlanabiliriz” ifadelerini kullandı.
İncelemeleri kendi laboratuvarımızda yaptık
Enzim aktivitesine dair tüm incelemeleri kendi laboratuvarlarından yaptıklarını belirten Doç. Dr. Alak, “Enzim aktivitesi tek bir analizle yapılabildiği gibi birçok analizle de yapılabilir. Biz tek bir analizle ikna olmadığımız için birkaç analiz yöntemini bir araya getirdik ve tüm analizlerde çok iyi sonuçlar aldık. Mineral madde içeriğini de zaten kendimiz burada formatını hazırladık daha sonra akredite olmuş bir laboratuvarımızda okumasını yaptık. Çıkış noktamız şu yöresel bazlı bir ürünü tanıtmak ve bundan para kazanabilir bir hale getirmek. Bunun şöyle de bir avantajı var; Sürdürülebilir tarımda stoklar tükenmeye başladı. Yani evet balık var ama tükeniyor, balık sonsuz değil. Artık trend şuna kaydı; protein oranı yüksek olabilir, başka bir özellik kazandıran türevler olabilir yani bitkisel marjlı ürünleri su ürünleri sektörüne entegre etmeye başladık. Mesela bitkisel yağlar kullanılmaya başlandı artık yağların yerine, bu anlamda da dünyanın öngördüğü çalışmalar arasına girebilecek bir çalışma bu. Zaten bunun uluslararası yayınını yaptık” açıklamasını yaptı.
Çaşırın yetiştiği coğrafya önemli
Çaşırın tür olarak besin kompozisyonu açısından çok farklılık göstermediğini, sadece yetiştiği coğrafyanın çok önemli olduğunu aktaran Doç. Dr. Alak şunları söyledi: “Çaşırın belli türleri var. Mesela Erzurum’da çaşır denirken Mersin’de çakşır deniyor. Çalışmamızı yaparken literatürdeki bu isimlerden dolayı da sıkıntın yaşadık. Ama kökenine indiğimiz zaman hepsi maydanozgiller dediğimiz Apiaceae familyasının grubunda olan canlılar. Bu bitki, ilkbaharın yağmurlu dönemlerinde çıkıyor. Biz 15-25 santimetrelik boyunu kullanıyoruz. Diğer iklimlerde 150 santimetreye kadar çıkıyor. Çaşır türleri bakımından antioksidan içeriği olarak birbirinden çok farklı değil. Ağız tadı olarak farklılık gösterebiliyor ama besin içeriği olarak aynı. Sadece bu besin içeriğinde yetiştiği coğrafya çok önemli. Aynı coğrafyada yetişen türler besin kompozisyonu olarak birbirinden çok farklılık değil, miligramlık farklar olur ancak.”