

Cinisli’nin şu Demirel takıntısı!
Baştan söyleyeyim, Erzurum’un sembol isimlerindendir, her adı geçtiğinde sevgi ve saygı ile anarım Rasimli Cinisli ağabeyi. Erzurum eski DP ve AP Milletvekillerinden olan Rasim Cinisli ağabey, ‘Bir devrin hafızası’ adını verdiği bir kitabında tanıklık ettiği olayları anlatıyor. Şu sıralar TÜYAP’da da standı açıldı ve bu kitabını imzalıyor. Doğan Kitap’tan çıkan kitabını henüz okuma fırsatı bulamadım. Yakın siyasi tarihte yaşadıklarını anlatan bir hatırat olduğu için ilk fırsatta illa ki okuyacağım. Ama, geçtiğimiz ay Erzurum’da onuruna verilen bir yemekte dinlediğimde özellikle orada bulunan haziruna bazı anılarını paylaşırken AP’nin lideri, eski Cumhurbaşkanlarımızdan rahmetli Süleyman Demirel ile ilgili bir-iki ifadesi karşısında üzülmüş ve (ne yalan söyleyeyim) kendisine bu ifadeleri hiç yakıştıramamıştım. Demirel ile ilgili kırıcı ifadeleri olmuştu. Aynı Cinisli ağabey, önceki gün Hürriyet’de de yayınlanan bir röportajında yine Demirel ile ilgili bir-iki olumsuz ifade kullanınca, iyice şaşırdım. ‘olmaz, bu kadar da olamaz’’ dedim kendi kendime! İpek İzci’ye verdiği mülakatta Demirel ile ilgili aynen şöyle diyor: Tek adam olmak sevdasına düşmüştü. Ardından gelen parti liderlerinin tek adam olma arzusu ondan sonra başladı. Darbelerin önünü alması gereken Süleyman bey’di ama almadı. Onun yumuşak karnı, başka darbeleri davet etti. Herkesi idare etme yoluna gitti, hakkın, doğrunun, hukukun kılıcını kullanmadı! Demirel de bu ülkede iyisiyle-kötüsüyle hizmet etmiş seveni de bir hayli fazla kıymetli bir devlet adamıydı. Bence biraz haksızlık etmiyor musun, değerli ağabey!
--

AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz, belediyelerdeki kayyım atamalarının halkın üzerinde olumlu etki yaptığını söyledi. Öz, ‘’Hınıs’dan biliyorum. Önceleri sabah kim belediyeye geliyorsa koltuğa o oturuyordu. Hınıs çok kötü yönetiliyordu ve halk da bayağı bir rahatsızdı. Şimdi öyle değil. Kayyım atamasından sonra görüyoruz, Hınıs tam bir yaşanılır şehir haline geldi. Hınıs’ın yüzüne renk geldi. Kaldı ki başka partiden diye Hınıs o zaman da ayrılmıyordu. Tortum’a ne para gidiyorsa Hınıs’a da aynısı gidiyordu. Devletin hiçbir zaman ilçeler konusunda ayrımı-gayrımı olmadı’’ diye konuştu.
--

En son Halk Eğitim Merkezi binası yıkılırken içimiz ‘cızz’ etmişti. Birileri çok farkında olmadı ama eski başkan Ahmet Küçükler tarafından gerçekleşen o yıkım aslında o binada hatırası olan herkes için bir yıkımdı! Uyarılara rağmen o zaman ‘’dediğim dedik, çaldığım düdük’’ tü ve o bina sadece bir çokları gibi siyah-beyaz fotoğraflarda kaldı. Aynı benzer bir yıkım da Pasinler’de benim okuduğum Nef’i İlkokulu yıkılırken gerçekleşmiş, içim ‘cızz’ etmişti. Saymakla bitmez elbette böyle bir çoğunda hatırası olan ve içinin cızz ettiği binalar.. İşte bu insanın içini ağlatan bir yıkım da Üç Kümbetler bölgesindeki Vali Hafızpaşa İlkokulu yıkılırken oldu. Neredeyse bir asıra yaklaşan ve çoğu kişinin hatırasını yaşatan bu binanın yıkıldığını görmek de beni kahretti. İnsanın bu tür çok önemli binalar yıkılırken kentsel dönüşüme tavır alası, karşı çıkası geliyor ama çok da olmuyor. İnsan keşke diyor hiç değilse böyle hastane, okul, postane gibi binalara dokunulmasın, korunsun istiyor. Yoksa ben de biliyorum ki yıkılıyor ama yenisi, hem de en iyisi illaki yapılıyor. Binlerce kişinin okuduğu Vali Hafızpaşa İlkokulunun yıkımından sonra sanmam ki onun yerine konulacak hiçbir okul binası oradaki aziz hatıraları geri getirmez. Ömrün uzun ola Ali başkan, bir yolunu bula, keşke o okulu oraya yapılacak müzeye dahil etseydin!
NOT: Erzurumlu ünlü THM sanatçısı Mükerrem Kemertaş’a İstanbul’da vefa gecesi düzenlendi. Keşke sadece o Kemertaş’a değil, o ve onun gibi binlerce kişinin okuduğu o Vali Hafızpaşa Okuluna da bir vefa gösterilseydi!
-

Aydoğan Süer. Erzurum’da açılan MNG Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nin Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü. Aynı zamanda doktor. Tam bir AVM uzmanı. Dili varsa dilceği de olan biri! AVM işinin kitabını yazmış! Alışveriş Merkezleri ve ayrıca Alışverişin Geleceği adlı iki kitaba imza atmış biri! Sayesinde bir ara inşaatı yılan hikayesine dönen Erzurum MNG AVM’nin çok kısa zaman içerisinde tamamlanmasını başaran, son derece cevval bir adam. Yıllar sonra yeniden döndüğü MNG’de Erzurum AVM’nin bir an önce açılması için özel olarak buraya gönderilmiş ve o da geceli-gündüzlü çalışarak kendisine bu görevi veren holding yönetiminin yüzünü kara çıkartmamış. 160 bin metrekarelik bir AVM’nin yöneticisi olmasına rağmen 20 metrekarelik bir mütevazi oda ile yetinecek kadar da egosuz biri! Denildiği gibi çıktı, ilk tanıştığımda etrafına pozitif elektrik veren, yüzü hep gülen ve de sürekli çözüm odaklı çalışan bir kişilik. Bir süre daha Erzurum’da kalacağı anlaşılan Dr.Aydoğan Süer, en çok da ilginç bakış açısıyla dikkatimi çekti. Mesela kendisine ‘’Siz bütün bu uğraşı patron için mi yapıyorsunuz?’’ denildiğinde ’Ne münasebet! Patron için değil, kendim için çalışıyorum’ cevabını vermiş! Sonra da eklemiş: Eğer ben kendim için çalışmazsam bırak patronu, kimseye bir faydam olmaz. Kendim için çalışacağım ki patrona da faydalı olayım! Çok ilginç adam, çok! Tanımaktan mutluluk duyduğum bir adam oldu Aydoğan bey. Herkesin illa ki tanışmasını isterim!
--
SEVDİĞİM ‘BABA’ SÖZLER: Bir insanın yaşayıp yaşamadığını anlamak için nabzına değil onuruna bakın. Duruyorsa yaşıyordur! (Che Guevara)