
Asu yumurtaları topladığı bir gün, demirden yapılı faraçın üzerine biraz ateş koyup, yanına küçük bir kap ve o kapın içine su ile yumurtayı koyduktan sonra kimse görmesin diye evin topraklı damanı çıkar, o kısık ateşte sabırsızlıkla yumurtanın haşlanmasını beklerken her defasında yumurta tam pişmeden yediğinden, sesi bülbüllerin sesinden daha güzel ve ince idi. Köye gelen çerçilerden kuzenlerinin kendilerine bayram için aldığı kazaklardan alınmasını istediğinde Mukaddes sıralı bir şekilde beddua ederek onun isteğini reddettiğinde, Asu çok üzülmüş ve hiçbir şey demeden yerine oturmuştu. Asu evde su olmadığından, çeşmeden su getirmeye güle oynaya giderken, destisi su ile dolarken çeşmenin yanında, buzun altında güzel renkli bir nesne gördüğünde onun kazak olabileceğini düşünerek, etrafına aldırış etmeden buzu kırmaya çalıştı. Buzu biraz kırdıktan sonra dokunduğu nesnenin kazak değil de oraya atılmış hayvan derisi olduğunu anlayınca büyük bir hayal kırıklığı yaşayarak, göz yaşları içerisinde suyunu alıp evin yolunu tutar. Asu’nun asilikleri hiç bitmez. Asu sobanın üzerine dilimlenip, tuzlanarak bırakılan patatesleri çok sevdiğinden, Mukaddes’in gazabına uğramamak için gece geç saatlerde küçük elektrikli ocak ile patatesleri alıp misafir odasında ocağın üzerinde pişirdiği patatesleri yer, ardından gizlice yatağına geri dönerdi. Başka bir gün yüne farkına varmadan ıslak patatesleri ocağa bıraktığından, Mukaddes değil de elektrikli ocağın gazabına uğradığından artık Mukaddes’ten daha fazla elektrikten korkar hale gelir. Mukaddes’in gelişi ile birlikte ailesi de onu görmek için köye gelmeye başlarlar. Bu geliş ve gidişlerde başı çeken Mukaddes’in küçüğü ve bekar olan kardeşi Hades’tir. Hades uzun saçlı, boylu, poslu, konuşkan bir genç . Hades’in köye sık sık gelmesinin nedeni ablasının üvey kızı Nezo idi. Nezo ve kardeşleri, yaşamın bütün acımasızlığına rağmen büyümüş, fakat sıkıntıları hiçbir zaman bitmemişti. Acıyla yoğrulmuş bir yaşamdan mümkün olmadığını, yaşayarak görüyor ve o acılardan dersler çıkarıyordu. Nezo 18 yaşınageldiğinde, Hades ‘in ailesi köye gelerek kızlarına talip olurlar. Nezo taliplerine ne söyleyeceğini bilmeden mutfakta ürkek bir ceylan gibi titreyerek babasının onlara ne diyeceğini beklerken, baba kızının verilmemesi durumunda eşinin kendisini terk edeceği korkusu ile boynu bükük bir şekilde evet diyor. Nezo şimdiye kadar hiç çıkmadığı köyünden çok uzak, daha soğuk, sarp kayalıklarla çevrili bir köye gelin gitti. Nezo köyde bazen kuzenleri ile bir araya gelip, onlarla zaman geçirirken bu ortama ayak uydurup sigarada kullanıyordu. Arkadaşlarından sigara sarmayı öğrendiği için bazen evde gizlice babasının tabakasından sigara sarar ve içerdi. Kendisi istemese de sigara da bir arkadaş olarak hayatına dahil olur. Düğünlerinin olduğu gün odada eşini beklerken, düğün dernekten dolayı Hades gecikince oda odasında bir sigara içer, sigara bitmeden damat odaya gelir. Nezo mahçup ve utanarak hızlı bir şekilde sigarayı söndürüp, duvağını kapatıp ayakta beklerken, yanına yaklaşan Hades hiçbir şey söylemeden ona attığı tokattan dolayı kendini yerde bulur. Gözleri yaşlı bir şekilde ayağa katlığında eşi ona küfredip, bir daha sigara içmemesini tembih ettikten sonra oturup bir sigara yaktı.
Kardeşlerine annelik yapan Nezo şimdi Göktuğ’a annelik yapıyor, onunla avunarak şiddet sarmalının içindeki hayata tutunmaya çalışıyordu. Göktuğ’dan sonra kızı Güneş dünyaya geldi. Güneş sıcaklık ve ışıltısı ile bütün dünyasını aydınlatıyordu. Güneş’ten sonra tekrar hamile olan Nezo hamileliğinin altıncı ayında Hades’in şiddetine maruz kaldığı için çocuğunu kaybetti. Bunun derin üzüntüsünü yaşarken, onu tekrar hayata bağlayan Maviş oldu. Maviş yüksek yaylaların gözelerinden doğan sular gibi masmavi idi. Hades kötülükte sınır tanımıyor, günden güne eşi ve çocuklarından uzaklaşıyordu. Hades bir gün çalışma bahanesiyle dönmemek üzere uzak diyarlara gitti. Nezo da bulunduğu köyden çıkıp soğuk bir kentin, soğuk bir bodrumunda Göküne, Güneşine ve Mavişine sarılarak annelik yapıyor.
Kardeşlerine annelik yapan Nezo şimdi Göktuğ’a annelik yapıyor, onunla avunarak şiddet sarmalının içindeki hayata tutunmaya çalışıyordu. Göktuğ’dan sonra kızı Güneş dünyaya geldi. Güneş sıcaklık ve ışıltısı ile bütün dünyasını aydınlatıyordu. Güneş’ten sonra tekrar hamile olan Nezo hamileliğinin altıncı ayında Hades’in şiddetine maruz kaldığı için çocuğunu kaybetti. Bunun derin üzüntüsünü yaşarken, onu tekrar hayata bağlayan Maviş oldu. Maviş yüksek yaylaların gözelerinden doğan sular gibi masmavi idi. Hades kötülükte sınır tanımıyor, günden güne eşi ve çocuklarından uzaklaşıyordu. Hades bir gün çalışma bahanesiyle dönmemek üzere uzak diyarlara gitti. Nezo da bulunduğu köyden çıkıp soğuk bir kentin, soğuk bir bodrumunda Göküne, Güneşine ve Mavişine sarılarak annelik yapıyor.