
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın ve Yavuz Bingöl öğrencilerle birlikte saz çalarak türkü söyledi
HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Türk halk müziği sanatçısı Yavuz Bingöl, Ankara Güzel Sanatlar Lisesini ziyaret ederek öğrencilerle birlikte saz çalıp türküler seslendirdi.
Kalın, Yılmaz ve Bingöl lisedeki bir sınıfı ziyaret ederek öğrencilerin seslendirdiği ‘Demedim mi’ ilahisini ve ‘Fikrimin İnce Gülü’ şarkısını dinleyerek öğrencilerle sohbet etti.
"Müzik hayatımızın parçası"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, sınıfta öğrencilere yönelik yaptığı konuşmada, "Genç müzisyen arkadaşlarımızla bugün burada buluşmaktan dolayı da çok mutluyum. İki eser dinledik ama belli ki arkası var. Altyapı gayet güzel sağlam, enstrümanlara arkadaşlarımız hakim. Tebrik ediyorum. Güzel Sanatlar Lisesinde böyle bir çalışmanın yapılıyor olması çok memnuniyet verici. Müzik bizim hayatımızın çok önemli bir parçası. Müzik bir lüks, sadece bir eğlence de değildir. Müzik aslında bizim en iyi niteliklerimizi ortaya çıkartan çok önemli bir var olma alanıdır. Bizim hele ki Anadolu, irfan geleneğini, müzik geleneğini düşündüğünüz zaman çok büyük bir müzik medeniyetinin varisleriyiz biz. Müziğimizin farklı türleriyle Anadolu halk müziğiydi, sanat müziğiydi, klasik müzikti başka tür müziklerdir bunların zenginliğiyle beraber Türk müziği bugün dünya çapında bir müzik geleneği haline gelmiştir. Bunu yaşatmak çok önemli, buna yeni şeyler eklemek çok önemli. Gelenek demek gelene ek, yani bir şey eklediğiniz zaman gelenek haline geliyor. Bu gelenekte yüzlerce yıldır böyle yaşadı bundan sonra da inşallah Türk müziği gür sesiyle, manasıyla, şiiriyle, bestesiyle, nameleriyle bizim insanımızın yolunu aydınlatmaya devam edecek. O yüzden benimde acizane tavsiyem bu yolda devam edin. Müziğimizin derinliklerini keşfederek paylaşarak güzelliklerini çoğaltarak bu yolda devam edin. Çünkü manevi güzellikler paylaştıkça çoğalır, maddi varlıkların tersine. Maddi olan bir şeyi paylaştıkça azalır. Hele ki bu tür müzik gibi kültürel zenginlikler paylaştıkça çoğalır, çoğaldıkça dünya güzelleşir. İnşallah sizin belki bu dünyaya yapacağınız en güzel katkılardan birisi de bu alanda ilerde vereceğiniz eserler çalışmalar olacak" dedi.

Bunlar bizim değerimiz
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ise sanatın kişilerin bireysel gelişimlerine kendilerini ifade edebilmelerine, birlikte çalışma becerilerinin gelişmesine katkı sağladığını söyledi.
Öğrencilerin müzik terminolojisini doğru ve yerinde kullanmasını, sahne ve performans becerisine sahip olmasını istediklerini anlatan Yılmaz, "Öğrencilerin şarkı sözü yazarak, çalgı yaparak, beste yaparak oluşturdukları ürünleri uygun ortamda aileleri ve çevreleriyle paylaşmalarını istiyoruz. Her sınıf düzeyinde türkü şarkıyla ilgili 8 eseri seslendirmesini bekliyoruz. Bilimsel çalışmalar şunu göstermiştir ki, çalgı eğitimi beynin farklı işlev gören bölgelerini geliştiriyor. Gerçekten çalgı eğitiminin her sınıftan itibaren verilmesini istiyoruz. Hem ülkemizin kültürünü, bozlak, barak, maya, gazel, gurbet havası, zeybek, mengi, horon, halayı da bilsin ama bunun yanında 10. Yıl Marşı, Cumhuriyet Marşları, Atatürk marşları, mehter marşlarını da bilsin istiyoruz. Ülkemizdeki en önemli sanatçıları da tanımalarını istiyoruz. İstiyoruz ki, Hacı Bektaşi Veli’yi, Yunus Emre’yi, Pir Sultan Abdal’ı, Erzurum İbrahim Hakkı Hazretlerini, Neşat Ertaş’ı, Karacaoğlan’ı, Şah Hatayi’yi, Dede Efendi’yi bilsin, bunun yanında Vivaldi’yi de bilsin. Aşık Veysel’i bilsin. Bu söylediğim sanatçıların her birisi yeni müfredatımızda var. Abdürrahim Karakoç’u, Mihriban’ı, Chopin’i de bilsin. Yavuz Bingöl’ü ve İbrahim Kalın’ı da bilmelerini istiyoruz. Niçin? Bunların her birisi bizim değerimizdir. Bu değerleri öne çıkarmak veya kıymetini bilmek için bir başkasını geride bırakmaya gerek yok. Evlatlarımızı bugün için değil, gelecek için yetiştirmek lazım. O halde geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak değişiklikleri yapmak, onlara o imkanları fırsatları sunmak lazım. Onun için müfredatımızı değiştirdik. Yeni müfredatta istiyoruz ki evlatlarımız bizim dönemden çok daha fazla hayata hazır olsun, kendisiyle çevresiyle barışık olsun, mutlu bireyler olarak yetişsin istiyoruz" dedi.
Sanatçı Yavuz Bingöl de, müziğin hayatı kolaylaştırdığını, olaylara karşı bakış açısını değiştirdiğini belirtti.
Kalın ve Bingöl türküler seslendirdi
Ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Sanatçı Yavuz Bingöl, bağlama virtüözü Ümit Yılmaz ve öğrencilerle birlikte ‘Yemen Türküsü’, ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’, ‘Sarı Gelin’ ve daha önce 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşenler anısına hazırladıkları klipte seslendirdikleri Şah İsmail Hatayi'nin "Melullenme Deli Gönül" türküsünü seslendirdi.
HABER MERKEZİ
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz ve Türk halk müziği sanatçısı Yavuz Bingöl, Ankara Güzel Sanatlar Lisesini ziyaret ederek öğrencilerle birlikte saz çalıp türküler seslendirdi.
Kalın, Yılmaz ve Bingöl lisedeki bir sınıfı ziyaret ederek öğrencilerin seslendirdiği ‘Demedim mi’ ilahisini ve ‘Fikrimin İnce Gülü’ şarkısını dinleyerek öğrencilerle sohbet etti.
"Müzik hayatımızın parçası"
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, sınıfta öğrencilere yönelik yaptığı konuşmada, "Genç müzisyen arkadaşlarımızla bugün burada buluşmaktan dolayı da çok mutluyum. İki eser dinledik ama belli ki arkası var. Altyapı gayet güzel sağlam, enstrümanlara arkadaşlarımız hakim. Tebrik ediyorum. Güzel Sanatlar Lisesinde böyle bir çalışmanın yapılıyor olması çok memnuniyet verici. Müzik bizim hayatımızın çok önemli bir parçası. Müzik bir lüks, sadece bir eğlence de değildir. Müzik aslında bizim en iyi niteliklerimizi ortaya çıkartan çok önemli bir var olma alanıdır. Bizim hele ki Anadolu, irfan geleneğini, müzik geleneğini düşündüğünüz zaman çok büyük bir müzik medeniyetinin varisleriyiz biz. Müziğimizin farklı türleriyle Anadolu halk müziğiydi, sanat müziğiydi, klasik müzikti başka tür müziklerdir bunların zenginliğiyle beraber Türk müziği bugün dünya çapında bir müzik geleneği haline gelmiştir. Bunu yaşatmak çok önemli, buna yeni şeyler eklemek çok önemli. Gelenek demek gelene ek, yani bir şey eklediğiniz zaman gelenek haline geliyor. Bu gelenekte yüzlerce yıldır böyle yaşadı bundan sonra da inşallah Türk müziği gür sesiyle, manasıyla, şiiriyle, bestesiyle, nameleriyle bizim insanımızın yolunu aydınlatmaya devam edecek. O yüzden benimde acizane tavsiyem bu yolda devam edin. Müziğimizin derinliklerini keşfederek paylaşarak güzelliklerini çoğaltarak bu yolda devam edin. Çünkü manevi güzellikler paylaştıkça çoğalır, maddi varlıkların tersine. Maddi olan bir şeyi paylaştıkça azalır. Hele ki bu tür müzik gibi kültürel zenginlikler paylaştıkça çoğalır, çoğaldıkça dünya güzelleşir. İnşallah sizin belki bu dünyaya yapacağınız en güzel katkılardan birisi de bu alanda ilerde vereceğiniz eserler çalışmalar olacak" dedi.

Bunlar bizim değerimiz
Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ise sanatın kişilerin bireysel gelişimlerine kendilerini ifade edebilmelerine, birlikte çalışma becerilerinin gelişmesine katkı sağladığını söyledi.
Öğrencilerin müzik terminolojisini doğru ve yerinde kullanmasını, sahne ve performans becerisine sahip olmasını istediklerini anlatan Yılmaz, "Öğrencilerin şarkı sözü yazarak, çalgı yaparak, beste yaparak oluşturdukları ürünleri uygun ortamda aileleri ve çevreleriyle paylaşmalarını istiyoruz. Her sınıf düzeyinde türkü şarkıyla ilgili 8 eseri seslendirmesini bekliyoruz. Bilimsel çalışmalar şunu göstermiştir ki, çalgı eğitimi beynin farklı işlev gören bölgelerini geliştiriyor. Gerçekten çalgı eğitiminin her sınıftan itibaren verilmesini istiyoruz. Hem ülkemizin kültürünü, bozlak, barak, maya, gazel, gurbet havası, zeybek, mengi, horon, halayı da bilsin ama bunun yanında 10. Yıl Marşı, Cumhuriyet Marşları, Atatürk marşları, mehter marşlarını da bilsin istiyoruz. Ülkemizdeki en önemli sanatçıları da tanımalarını istiyoruz. İstiyoruz ki, Hacı Bektaşi Veli’yi, Yunus Emre’yi, Pir Sultan Abdal’ı, Erzurum İbrahim Hakkı Hazretlerini, Neşat Ertaş’ı, Karacaoğlan’ı, Şah Hatayi’yi, Dede Efendi’yi bilsin, bunun yanında Vivaldi’yi de bilsin. Aşık Veysel’i bilsin. Bu söylediğim sanatçıların her birisi yeni müfredatımızda var. Abdürrahim Karakoç’u, Mihriban’ı, Chopin’i de bilsin. Yavuz Bingöl’ü ve İbrahim Kalın’ı da bilmelerini istiyoruz. Niçin? Bunların her birisi bizim değerimizdir. Bu değerleri öne çıkarmak veya kıymetini bilmek için bir başkasını geride bırakmaya gerek yok. Evlatlarımızı bugün için değil, gelecek için yetiştirmek lazım. O halde geleceğin ihtiyaçlarını göz önüne alarak değişiklikleri yapmak, onlara o imkanları fırsatları sunmak lazım. Onun için müfredatımızı değiştirdik. Yeni müfredatta istiyoruz ki evlatlarımız bizim dönemden çok daha fazla hayata hazır olsun, kendisiyle çevresiyle barışık olsun, mutlu bireyler olarak yetişsin istiyoruz" dedi.
Sanatçı Yavuz Bingöl de, müziğin hayatı kolaylaştırdığını, olaylara karşı bakış açısını değiştirdiğini belirtti.
Kalın ve Bingöl türküler seslendirdi
Ardından Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Sanatçı Yavuz Bingöl, bağlama virtüözü Ümit Yılmaz ve öğrencilerle birlikte ‘Yemen Türküsü’, ‘Uzun İnce Bir Yoldayım’, ‘Sarı Gelin’ ve daha önce 15 Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşenler anısına hazırladıkları klipte seslendirdikleri Şah İsmail Hatayi'nin "Melullenme Deli Gönül" türküsünü seslendirdi.