
Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. Yıldönümü bugün düzenlenecek törenler ile kutlanacak. Pandemi tedbirleri kapsamında katılımın sınırlı tutulacağı törenler için yayınlanan kutlama mesajlarında, Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik tehdit ve saldırıların dün olduğu gibi günümüzde de devam ettiği vurgulandı.
Cihat İNCESU/PUSULA

Vali Okay Memiş
16 Şubat 1916 yılında işgale uğrayan Erzurum halkı iki yıl süresince esaret hayatı yaşamış, açlık, yokluk, ölümle karşı karşıya kalmış, büyük acılar yaşamıştı. 1916-1918 arasında özellikle Ermeni Çeteleri masum sivil halkı yıldırmak, göçe zorlamak, göçmeyenleri öldürmekle demografik yapıyı değiştirmek istemişlerdi. O İki yıl Erzurumlu için çileydi, acıydı, hunharca işlenen her türlü zulme tanık olmaktı. 12 Şubat 1918 yılında Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Ordusu Refahiye'den hareket ederek 12 Mart'ta Erzurum'a geldiklerinde şehirde şahit oldukları durum vahimdi. Perişandı. Yakılmıştı. Yıkılmıştı. Sadece 11 Mart’ı 12 Mart’a bağlayan gece şehir merkezinde resmi rakamlara göre 9500 den fazla Müslüman Türk şehit edilmişti. 80 bin nüfuslu şehirde 8 bin civarında insan kalmıştı.
12 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtulan şehir derlenmeye, toparlanmaya başlamıştır. Bu tarih aynı zamanda, İstiklal Marşımızın kabul edildiği gündür. 100 yıl önce Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiirin Büyük Millet Meclisince İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Akif, bu şiirini Orduya ithaf edip, "Korkma! Sönmez bu şafak" ifadesiyle milletin gönlünde, tarihteki yerini aldı.
Bu duygu ve düşüncelerle, istiklal ve istikbalimizin simgesi, şanlı ay yıldızlı bayrağımızın ebediyen dalgalanmasını Allah’tan diliyor; bu uğurda canlarını feda ederek, bu toprakları bize vatan yapan Aziz Şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı
12 Mart, Erzurum için özgürlük demektir, kurtuluş demektir, topraklarını düşmandan, vatanını hainden temizlemek, ay yıldızlı bayrak altında yaşamanın beratını göğsünde taşımak demektir. Barda salladığı hançerdir, yürekli kadınların elindeki satırdır, tabyasından yükselen Allah Allah sesidir 12 Mart.
Üzerinden 103 sene geçse de yaşanan acılar, verilen mücadele ve kavuşulan zaferin gururu hiç unutulmadı. Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümünde şehitlerimizin aziz hatıraları başta olmak üzere tüm kahraman hemşerilerimizin emeklerini, fedakârlıklarını minnetle anıyoruz.
Bugün Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümünün yanı sıra başka bir onuru da yaşıyoruz. Kurtuluş mücadelemizin şahlanan ruhunun yansıması olan İstiklal Marşımızın kabulünün üzerinden tam bir asırlık süre geçti. Ama her satırı, her kıtası hala bizim için verdiğimiz mücadelenin, hürriyetperver ruhumuzun bir ifadesidir.
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” temennisi ile bu günde meydana gelen iki güzel olayın seneyi devriyesini en kalbi duygularımla kutluyorum.
Erzurum Teknik Üniversitesi (ETÜ) Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak
Her şehrin bir ruhu vardır ve şehirler ruhlarını içinde yaşayan insanların yüzyıllar boyunca tecrübe ettiği tarihsel, toplumsal ve siyasal deneyimlerin sonunda ele edilen kolektif bilinçle var ederler. Bazı şehirlerin ruhları ise; bu bilince bir ülkeyi oluşturan bütün milletin kaderine yön vererek ulaşır. Dünya üzerinde bir milletin kaderine etki eden pek az şehir vardır. Bir toprağın vatan hâline geldiği ilk andan itibaren milletlerin kaderi açısından hayatî önem taşıyan olaylarda sahip olduğu ruhla ortaya çıkan şehirler, içinde barındığı insanların metanetleri ve cesaretleriyle milletin geleceğine yön verir. Erzurum bu ruha sahip şehirlerden biridir ve Anadolu'nun Türk milletinin vatanı olmaya başladığı ilk andan itibaren bu coğrafyaya ve bu coğrafyanın tarihine Palandöken dağlarının doruklarından bakar.
Palandöken Belediye Başkanı Muhammet Sunar
Edebiyatçı Yazar İsmail Hâbib Sevük Erzurum’u kaleme aldığı bir yazısında, ‘Erzurum Anadolu'nun hem kilidi hem de anahtarıdır. Onu açan, Anadolu'yu almış, onu kilitleyen, Anadolu'yu korumuş olacaktır.” ifadeleriyle Erzurum’un önemine vurgu yapıyor. Dadaşlar bu bilinçle ‘Erzurum geçilmezdir' diyerek düşmana geçit vermiyor. Nihayetinde Kazım Karabekir Paşa liderliğinde şanlı ordumuz şahlanışa geçiyor, kan veriyor, can veriyor, düşmanı bu aziz topraklardan silip süpürüyor. Milli Mücadele yıllarında bir isim var ki ona da özellikle dikkat çekmek istiyorum. Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri. Efe hazretleri, Yavililerden bir müfreze oluşturuyor. Önce Çat’ın düşman işgalinden kurtuluşuna katkı sağlıyor, daha sonra Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın, Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki ordumuza katılarak, bir intibaha, bir uyanışa vesile oluyor. Tarih 12 Mart 1918’i gösterdiğinde ise Erzurum kutlu bir güne uyanıyor. Ve 12 Mart 1918 yalnız Erzurum´un değil, bir ulusun yeniden şahlanışı olarak tarihe altın harflerle yazılıyor. Vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran, şanlı bir destana imza atan ecdadımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar
Bir taraftan Rusların, öte yandan Ermenilerin ihanetleriyle karşı karşıya kalmış necip milletimiz; namus, vatan, bayrak ve hürriyet için neleri göze alabileceğini göstererek kanı ile suladığı vatan toprakları için canlarını ortaya koydular. 12 Mart 1918' de vatan topraklarımızı işgalcilerden kurtaran kardeşlik ve dadaşlık iklimi vatanımızın kurtuluşunda ümit ışığı oluşmuştur.
1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canların feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıkların ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamandır.
Erzurum' un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünü yâd ediyor, mezalime boyun eğmeyen, zalime yenilmeyen, istisnasız hepsi şehit gazi torunu olan vatandaşımızın kurtuluş bayramını canı gönülden kutluyorum.

Çat Belediye Başkanı Melik Yaşar
12 Mart, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yoldur, milli mücadelenin mihenk taşı taşıdır. 12 Mart 1918’de vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran büyük bir ruhun adıdır. 1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canlarını feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıklarını ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamandır.
Bu duygu ve düşüncelerle Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıldönümünü kutluyor, vatan uğruna toprağa düşen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz
“Dün olduğu gibi bugün de stratejik öneminden hiçbir şey kaybetmeyen Erzurum, 103 yıl önce yaşadığı acıları unutmadan geleceğe emin adımlarla yürümektedir. Yurduna, ocağına ve mukaddeslerine sımsıkı bağlı dadaşlarıyla düşmana korku, dosta güven veren Erzurum, her 12 Mart’ta Ermeni mezalimine kurban verdiği şehitlerini derin bir hissiyatla anarken, Ermeni vahşetinin bu yüzyılda da aynı hızla devam ettiği gerçeğini dünyaya haykırmaktadır.
Azerbaycan Savaşı, eski tebaamızın çirkin yüzünü bir kere daha gözler önüne sermiştir. Cephede aslanlar gibi çarpışan Türk’ün önünden yuvasının yolunu şaşıran fareler gibi kaçan sefiller ordusu, yapabildiği tek şeyi hayatiyete geçirerek silahsız, masum, kadın ve çocuklardan oluşan sivillerin üzerine bomba yağdırmıştır. Bu manzara bile göstermektedir ki, I. Dünya Savaşı yıllarında Anadolu’da ve 1992’de Hocalı’da Müslümanlara yönelik soykırım yapanlarla sivillere füze atanlar aynı vahşi, aynı alçaktır. Türk’ün talihi dönmüştür ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük Türkiye yürüyüşü başlamıştır. Artık ne masa başı yalanlar ne masa başı oyunlar bu aziz milleti istikametinden çeviremeyecektir. Dünü unutmadan yarınlara emin adımlarla yürürken bu toprakların vatan olması için toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm dadaşların kurtuluş gününü derin hislerle kutluyorum.

MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş
Bağımsızlığımızın sembolü İstiklal Marşı’mızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Milli Marş’’ olarak kabul edilişinin 100. Yıldönümünü ve Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunu büyük bir gururla kutluyoruz. Türkiye demek bağımsızlık demektir. Tarih boyunca bağımsızlık için büyük olayları yaşamak zorunda kalan milletimiz için bu özel günlerin anlamı da oldukça önemlidir. Bu anlamda ülkemizin ebedi bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşımızın milli marş olarak kabul edilmesini ve bu güzel güne denk gelen Erzurum'un kurtuluşunu milli duygularımızla birlikte kutluyoruz.

İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz
Kurtuluş Savaşı’nda ortaya koyduğu mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bir mihenk taşı olan Erzurum, 6000 yıllık tarihiyle yıkıcı bütün faaliyetlere karşı durmuş; barışın, huzurun, inancın, azmin, ilmin ve irfanın merkezi olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın ilk tohumları şehrimizde atılmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yol da yine Erzurum’dan geçmiştir.
Anadolu’nun işgalden kurtulmasında büyük rol oynayan kahramanların torunları olarak bizler onların bize emanet ettiği bu serhat şehri en değerli yadigâr gibi korumaya devam edeceğiz. Şehrimizin eğitimde, kültürde, bilimde en önde yer alması ve tarihi misyonunu devam ettirmesi için bütün imkânlarımızı ortaya koyarak çalışacağız ve bizler emanetçi olarak üzerimize düşen vazifeyi yapacağız.
Aziz Erzurum’umuzun kurtuluş gününde bir kez daha bu vatanı bize aziz kılan, geriye baktığımızda bizlere şerefli bir miras bırakan ve her daim hatıralarıyla onurlandığımız şehitlerimizi, gazilerimizi ve bütün büyüklerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.
ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Yücelik
Erzurum’un 103 yıl önce tarihte eşi görülmemiş bir katliama maruz bırakıldığını ve o dönem yaşanan tarifsiz acıların halen daha yüreklerde hissedildiğini belirten ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Yücelik, “İnsanımıza bu büyük acıyı yaşatanlar ve buna göz yumanlar, tarihin bir kara lekesi olarak kalacaktır” dedi.
Yücelik mesajında, “Ermenilerin, akla gelebilecek insanlık dışı her türlü işkence ve katliamında şehit düşen hemşehrilerimizin aziz hatıraları asırlar geçse de yaşatılacaktır” diyen Başkan Yücelik şunları söyledi; “Kadim şehrimizin 103 yıl önce yaşadığı acıları unutmadık. Hürriyet ve istiklalimiz için canları pahasına vatan topraklarını müdafaa eden şühedanın emanetine sahip çıkmak, milletimizin 7’den 70’e her ferdinin boynunun borcudur. Erzurum, şühedanın aziz hatırasıdır. Bu cennet vatanın her karış toprağı, bütün varlığını mukaddes değerlerine hediye eden şehitlerin kanlarıyla yoğrulmuştur. Şehit bir neslin evlatları olarak bizler de; bu güzel vatanı canımızdan çok sevip, kıymetini bilmekle, mukaddesatımıza gönülden bağlanıp, yaşamakla, görev ve sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmekle, ailemiz ve toplumumuz için çalışıp ter dökmekle sorumluyuz.
Bu vesileyle, başta milletimizin Kurtuluş Savaşındaki destansı mücadelesine önderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanımızı kanı, canı pahasına müdafaa eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun" ifadelerini kullandı.

ETB Başkanı Hakan Oral
Bugün, mübarek şehrimizin tarihinde yaşanmış o karanlık günlerin, acının ve zulmün Allah’ın izniyle bir daha tekrarlanmamak üzere sona erdirildiği günün yıldönümüdür. Bağımsızlık mücadelemizi 103 yıl önce zaferle taçlandırdığımız bu büyük gün, hepimize kutlu olsun.
Burası öyle bir beldedir ki; yüreği vatan, millet ve bayrak aşkıyla yanıp tutuşan Dadaşların yurdudur. İşte bu mübarek şehir, bundan tam 103 yıl önce bugün yaşadığı kurtuluş coşkusunu sürekli diri tutmuş; vatanı uğruna toprağa düşen şühedadan vefasını hiçbir zaman eksik etmemiştir. 12 Mart, bu şehrin sadece işgalden kurtarıldığı gün değildir. 12 Mart aslında Türkiye’nin kurtuluşu, istiklal ve bağımsızlık mücadelesine giden yolda önemli bir milattır.
Ervak Başkanı Erdal Güzel
Anadolu, askeri ve siyasi açıdan elde tutulması oldukça güç olan bir vatan toprağıdır. İç ve dış tehditlerin eksik olmadığı bu coğrafyada ayakta kalmak, büyük bedeller ödemekle mümkün olmaktadır.
Bulunduğumuz coğrafyanın şartları bizi böyle bir mücadelenin içinde olmaya zorlamakta, dolayısıyla her karış toprak için şehitler vermekteyiz
Kanla irfanla kurmuş olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik tehdit ve saldırılar dün olduğu gibi bu gün de sürmekte,103 yıl önce Erzurum’u düşman işgalinden kurtaran Türk Ordusu bu gün de varlığımızı tehdit eden unsurlara karşı şanlı bir mücadele vermekte, özetle, millet olarak bedel ödemeye devam etmekteyiz.
Bağımsızlığın, acı, gözyaşı ve kan ile sağlandığı vatanımızda bu bedeli en fazla ödeyen şehirlerin başında Erzurum gelmektedir.
Hatırlanacağı üzere Erzurum, son olarak 1916 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş, bu karanlık günler iki yıl sürmüştür.
Acının, ıstırabın, göz yaşının eksik olmadığı bu esaret günlerinde göçler yola dizilmiş, şehri ellerine geçiren azgın Ermeni çeteleri, çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce Erzurumluyu hunharca katletmiştir.
Aradan geçen bir asra rağmen bugün Yanık Dere Şehitliği’nde, Ilıca’da, Alaca’da, Yeşilyayla’da, Cinis’de ,Tepeköy’de ve şehrin eski mahallelerinde bu vahşetin izleri hala canlılığını korumaktadır.
Erzurum, bu kâbus dolu günlerden Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki şanlı ordumuzun İstanbul Kapısı’ndan şehre girmesiyle kurtulmuş, kısa sürede yaralarını sarıp, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yaparak, Milli Mücadele’nin ilk meş’alesini yakmıştır.
Bu karanlık günlerde Erzurumlu ,bayrağın, özgürlüğün, vatan toprağının, ordunun ,ezanın, vefanın önemini bir kez daha görmüş ;acının, hasretin, gözyaşının, esaretin kıskacında olgunlaşarak milli refleksin en fazla hissedildiği şehir olarak hafızalara kazınmıştır.
Milletlerin varlıklarını sürdürebilmeleri, geçmişi unutmamaları ve yaşananlardan ders çıkarmaları ile mümkün olmaktadır.
Bu yüzdendir ki tarihçiler “Geçmişi unutanlar, gelecekte aynı şeyleri yaşamaya mahkumdurlar” diyerek bu gerçeğe dikkat çekerler.
Bu bakış açısıyla bir değerlendirme yapıldığında , esaretten özgürlüğe giden bu süreci canlı tutmanın ve gelecek nesillere aktarmanın tarihsel bir sorumluluk olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu yıl da Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yılını matem-i neşe içerisinde idrak edeceğiz. Geçmişte yaşanan acıları hatırlayarak ,geleceğe ümitle bakıp, ezelden beri hür doğmuş ve hür yaşamış olan yüce Türk Milleti’nin geçmişte olduğu gibi günümüzde de her türlü iç ve dış tehditleri yenecek güç ve azimde olduğunun gururunu yaşayacağız.
Düşman işgalinin 103. yılında, Allah yüce milletimize bir daha böyle karanlık günler yaşatmasın diyor, bu aziz vatanı canları uğruna bize emanet eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, onların azizi hatıraları önünde saygı ve tazimle eğiliyoruz.
Cihat İNCESU/PUSULA

Vali Okay Memiş
16 Şubat 1916 yılında işgale uğrayan Erzurum halkı iki yıl süresince esaret hayatı yaşamış, açlık, yokluk, ölümle karşı karşıya kalmış, büyük acılar yaşamıştı. 1916-1918 arasında özellikle Ermeni Çeteleri masum sivil halkı yıldırmak, göçe zorlamak, göçmeyenleri öldürmekle demografik yapıyı değiştirmek istemişlerdi. O İki yıl Erzurumlu için çileydi, acıydı, hunharca işlenen her türlü zulme tanık olmaktı. 12 Şubat 1918 yılında Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Türk Ordusu Refahiye'den hareket ederek 12 Mart'ta Erzurum'a geldiklerinde şehirde şahit oldukları durum vahimdi. Perişandı. Yakılmıştı. Yıkılmıştı. Sadece 11 Mart’ı 12 Mart’a bağlayan gece şehir merkezinde resmi rakamlara göre 9500 den fazla Müslüman Türk şehit edilmişti. 80 bin nüfuslu şehirde 8 bin civarında insan kalmıştı.
12 Mart 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtulan şehir derlenmeye, toparlanmaya başlamıştır. Bu tarih aynı zamanda, İstiklal Marşımızın kabul edildiği gündür. 100 yıl önce Mehmet Akif Ersoy'un yazdığı şiirin Büyük Millet Meclisince İstiklal Marşı olarak kabul edilmiştir. Akif, bu şiirini Orduya ithaf edip, "Korkma! Sönmez bu şafak" ifadesiyle milletin gönlünde, tarihteki yerini aldı.
Bu duygu ve düşüncelerle, istiklal ve istikbalimizin simgesi, şanlı ay yıldızlı bayrağımızın ebediyen dalgalanmasını Allah’tan diliyor; bu uğurda canlarını feda ederek, bu toprakları bize vatan yapan Aziz Şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum

Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı
12 Mart, Erzurum için özgürlük demektir, kurtuluş demektir, topraklarını düşmandan, vatanını hainden temizlemek, ay yıldızlı bayrak altında yaşamanın beratını göğsünde taşımak demektir. Barda salladığı hançerdir, yürekli kadınların elindeki satırdır, tabyasından yükselen Allah Allah sesidir 12 Mart.
Üzerinden 103 sene geçse de yaşanan acılar, verilen mücadele ve kavuşulan zaferin gururu hiç unutulmadı. Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümünde şehitlerimizin aziz hatıraları başta olmak üzere tüm kahraman hemşerilerimizin emeklerini, fedakârlıklarını minnetle anıyoruz.
Bugün Erzurum’un kurtuluşunun yıl dönümünün yanı sıra başka bir onuru da yaşıyoruz. Kurtuluş mücadelemizin şahlanan ruhunun yansıması olan İstiklal Marşımızın kabulünün üzerinden tam bir asırlık süre geçti. Ama her satırı, her kıtası hala bizim için verdiğimiz mücadelenin, hürriyetperver ruhumuzun bir ifadesidir.
Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” temennisi ile bu günde meydana gelen iki güzel olayın seneyi devriyesini en kalbi duygularımla kutluyorum.

Her şehrin bir ruhu vardır ve şehirler ruhlarını içinde yaşayan insanların yüzyıllar boyunca tecrübe ettiği tarihsel, toplumsal ve siyasal deneyimlerin sonunda ele edilen kolektif bilinçle var ederler. Bazı şehirlerin ruhları ise; bu bilince bir ülkeyi oluşturan bütün milletin kaderine yön vererek ulaşır. Dünya üzerinde bir milletin kaderine etki eden pek az şehir vardır. Bir toprağın vatan hâline geldiği ilk andan itibaren milletlerin kaderi açısından hayatî önem taşıyan olaylarda sahip olduğu ruhla ortaya çıkan şehirler, içinde barındığı insanların metanetleri ve cesaretleriyle milletin geleceğine yön verir. Erzurum bu ruha sahip şehirlerden biridir ve Anadolu'nun Türk milletinin vatanı olmaya başladığı ilk andan itibaren bu coğrafyaya ve bu coğrafyanın tarihine Palandöken dağlarının doruklarından bakar.

Edebiyatçı Yazar İsmail Hâbib Sevük Erzurum’u kaleme aldığı bir yazısında, ‘Erzurum Anadolu'nun hem kilidi hem de anahtarıdır. Onu açan, Anadolu'yu almış, onu kilitleyen, Anadolu'yu korumuş olacaktır.” ifadeleriyle Erzurum’un önemine vurgu yapıyor. Dadaşlar bu bilinçle ‘Erzurum geçilmezdir' diyerek düşmana geçit vermiyor. Nihayetinde Kazım Karabekir Paşa liderliğinde şanlı ordumuz şahlanışa geçiyor, kan veriyor, can veriyor, düşmanı bu aziz topraklardan silip süpürüyor. Milli Mücadele yıllarında bir isim var ki ona da özellikle dikkat çekmek istiyorum. Alvarlı Muhammed Lütfi Efendi Hazretleri. Efe hazretleri, Yavililerden bir müfreze oluşturuyor. Önce Çat’ın düşman işgalinden kurtuluşuna katkı sağlıyor, daha sonra Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın, Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki ordumuza katılarak, bir intibaha, bir uyanışa vesile oluyor. Tarih 12 Mart 1918’i gösterdiğinde ise Erzurum kutlu bir güne uyanıyor. Ve 12 Mart 1918 yalnız Erzurum´un değil, bir ulusun yeniden şahlanışı olarak tarihe altın harflerle yazılıyor. Vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran, şanlı bir destana imza atan ecdadımızı rahmetle, şükranla anıyorum.

Yakutiye Belediye Başkanı Mahmut Uçar
Bir taraftan Rusların, öte yandan Ermenilerin ihanetleriyle karşı karşıya kalmış necip milletimiz; namus, vatan, bayrak ve hürriyet için neleri göze alabileceğini göstererek kanı ile suladığı vatan toprakları için canlarını ortaya koydular. 12 Mart 1918' de vatan topraklarımızı işgalcilerden kurtaran kardeşlik ve dadaşlık iklimi vatanımızın kurtuluşunda ümit ışığı oluşmuştur.
1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canların feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıkların ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamandır.
Erzurum' un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıl dönümünü yâd ediyor, mezalime boyun eğmeyen, zalime yenilmeyen, istisnasız hepsi şehit gazi torunu olan vatandaşımızın kurtuluş bayramını canı gönülden kutluyorum.

Çat Belediye Başkanı Melik Yaşar
12 Mart, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yoldur, milli mücadelenin mihenk taşı taşıdır. 12 Mart 1918’de vatan topraklarını işgalcilerden kurtaran büyük bir ruhun adıdır. 1918 acının, kederin yaşandığı, gözyaşının dinmediği, vatan için canlarını feda edildiği bir zaman olmakla birlikte, Anadolu insanının onurunu, gururunu, vakarlı duruşunu, vatan ve bayrak sevgisini, kahramanlıklarını ve yiğitliğini de tüm dünyaya gösterdiği kutlu zamandır.
Bu duygu ve düşüncelerle Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yıldönümünü kutluyor, vatan uğruna toprağa düşen şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.

AK Parti Erzurum İl Başkanı Mehmet Emin Öz
“Dün olduğu gibi bugün de stratejik öneminden hiçbir şey kaybetmeyen Erzurum, 103 yıl önce yaşadığı acıları unutmadan geleceğe emin adımlarla yürümektedir. Yurduna, ocağına ve mukaddeslerine sımsıkı bağlı dadaşlarıyla düşmana korku, dosta güven veren Erzurum, her 12 Mart’ta Ermeni mezalimine kurban verdiği şehitlerini derin bir hissiyatla anarken, Ermeni vahşetinin bu yüzyılda da aynı hızla devam ettiği gerçeğini dünyaya haykırmaktadır.
Azerbaycan Savaşı, eski tebaamızın çirkin yüzünü bir kere daha gözler önüne sermiştir. Cephede aslanlar gibi çarpışan Türk’ün önünden yuvasının yolunu şaşıran fareler gibi kaçan sefiller ordusu, yapabildiği tek şeyi hayatiyete geçirerek silahsız, masum, kadın ve çocuklardan oluşan sivillerin üzerine bomba yağdırmıştır. Bu manzara bile göstermektedir ki, I. Dünya Savaşı yıllarında Anadolu’da ve 1992’de Hocalı’da Müslümanlara yönelik soykırım yapanlarla sivillere füze atanlar aynı vahşi, aynı alçaktır. Türk’ün talihi dönmüştür ve Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde büyük Türkiye yürüyüşü başlamıştır. Artık ne masa başı yalanlar ne masa başı oyunlar bu aziz milleti istikametinden çeviremeyecektir. Dünü unutmadan yarınlara emin adımlarla yürürken bu toprakların vatan olması için toprağa düşmüş tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor, tüm dadaşların kurtuluş gününü derin hislerle kutluyorum.

MHP Erzurum İl Başkanı Naim Karataş
Bağımsızlığımızın sembolü İstiklal Marşı’mızın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde “Milli Marş’’ olarak kabul edilişinin 100. Yıldönümünü ve Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunu büyük bir gururla kutluyoruz. Türkiye demek bağımsızlık demektir. Tarih boyunca bağımsızlık için büyük olayları yaşamak zorunda kalan milletimiz için bu özel günlerin anlamı da oldukça önemlidir. Bu anlamda ülkemizin ebedi bağımsızlığını simgeleyen İstiklal Marşımızın milli marş olarak kabul edilmesini ve bu güzel güne denk gelen Erzurum'un kurtuluşunu milli duygularımızla birlikte kutluyoruz.

İl Milli Eğitim Müdürü Salih Kaygusuz
Kurtuluş Savaşı’nda ortaya koyduğu mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunda bir mihenk taşı olan Erzurum, 6000 yıllık tarihiyle yıkıcı bütün faaliyetlere karşı durmuş; barışın, huzurun, inancın, azmin, ilmin ve irfanın merkezi olmuştur. Kurtuluş Savaşı’nın ilk tohumları şehrimizde atılmış ve Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yol da yine Erzurum’dan geçmiştir.
Anadolu’nun işgalden kurtulmasında büyük rol oynayan kahramanların torunları olarak bizler onların bize emanet ettiği bu serhat şehri en değerli yadigâr gibi korumaya devam edeceğiz. Şehrimizin eğitimde, kültürde, bilimde en önde yer alması ve tarihi misyonunu devam ettirmesi için bütün imkânlarımızı ortaya koyarak çalışacağız ve bizler emanetçi olarak üzerimize düşen vazifeyi yapacağız.
Aziz Erzurum’umuzun kurtuluş gününde bir kez daha bu vatanı bize aziz kılan, geriye baktığımızda bizlere şerefli bir miras bırakan ve her daim hatıralarıyla onurlandığımız şehitlerimizi, gazilerimizi ve bütün büyüklerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum.

Erzurum’un 103 yıl önce tarihte eşi görülmemiş bir katliama maruz bırakıldığını ve o dönem yaşanan tarifsiz acıların halen daha yüreklerde hissedildiğini belirten ETSO Yönetim Kurulu Başkanı Yücelik, “İnsanımıza bu büyük acıyı yaşatanlar ve buna göz yumanlar, tarihin bir kara lekesi olarak kalacaktır” dedi.
Yücelik mesajında, “Ermenilerin, akla gelebilecek insanlık dışı her türlü işkence ve katliamında şehit düşen hemşehrilerimizin aziz hatıraları asırlar geçse de yaşatılacaktır” diyen Başkan Yücelik şunları söyledi; “Kadim şehrimizin 103 yıl önce yaşadığı acıları unutmadık. Hürriyet ve istiklalimiz için canları pahasına vatan topraklarını müdafaa eden şühedanın emanetine sahip çıkmak, milletimizin 7’den 70’e her ferdinin boynunun borcudur. Erzurum, şühedanın aziz hatırasıdır. Bu cennet vatanın her karış toprağı, bütün varlığını mukaddes değerlerine hediye eden şehitlerin kanlarıyla yoğrulmuştur. Şehit bir neslin evlatları olarak bizler de; bu güzel vatanı canımızdan çok sevip, kıymetini bilmekle, mukaddesatımıza gönülden bağlanıp, yaşamakla, görev ve sorumluluklarımızı hakkıyla yerine getirmekle, ailemiz ve toplumumuz için çalışıp ter dökmekle sorumluyuz.
Bu vesileyle, başta milletimizin Kurtuluş Savaşındaki destansı mücadelesine önderlik eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanımızı kanı, canı pahasına müdafaa eden aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi bir kez daha rahmet, şükran ve minnetle yâd ediyorum. Ruhları şad olsun" ifadelerini kullandı.

ETB Başkanı Hakan Oral
Bugün, mübarek şehrimizin tarihinde yaşanmış o karanlık günlerin, acının ve zulmün Allah’ın izniyle bir daha tekrarlanmamak üzere sona erdirildiği günün yıldönümüdür. Bağımsızlık mücadelemizi 103 yıl önce zaferle taçlandırdığımız bu büyük gün, hepimize kutlu olsun.
Burası öyle bir beldedir ki; yüreği vatan, millet ve bayrak aşkıyla yanıp tutuşan Dadaşların yurdudur. İşte bu mübarek şehir, bundan tam 103 yıl önce bugün yaşadığı kurtuluş coşkusunu sürekli diri tutmuş; vatanı uğruna toprağa düşen şühedadan vefasını hiçbir zaman eksik etmemiştir. 12 Mart, bu şehrin sadece işgalden kurtarıldığı gün değildir. 12 Mart aslında Türkiye’nin kurtuluşu, istiklal ve bağımsızlık mücadelesine giden yolda önemli bir milattır.
Ervak Başkanı Erdal Güzel

Anadolu, askeri ve siyasi açıdan elde tutulması oldukça güç olan bir vatan toprağıdır. İç ve dış tehditlerin eksik olmadığı bu coğrafyada ayakta kalmak, büyük bedeller ödemekle mümkün olmaktadır.
Bulunduğumuz coğrafyanın şartları bizi böyle bir mücadelenin içinde olmaya zorlamakta, dolayısıyla her karış toprak için şehitler vermekteyiz
Kanla irfanla kurmuş olduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’ne yönelik tehdit ve saldırılar dün olduğu gibi bu gün de sürmekte,103 yıl önce Erzurum’u düşman işgalinden kurtaran Türk Ordusu bu gün de varlığımızı tehdit eden unsurlara karşı şanlı bir mücadele vermekte, özetle, millet olarak bedel ödemeye devam etmekteyiz.
Bağımsızlığın, acı, gözyaşı ve kan ile sağlandığı vatanımızda bu bedeli en fazla ödeyen şehirlerin başında Erzurum gelmektedir.
Hatırlanacağı üzere Erzurum, son olarak 1916 yılında Ruslar tarafından işgal edilmiş, bu karanlık günler iki yıl sürmüştür.
Acının, ıstırabın, göz yaşının eksik olmadığı bu esaret günlerinde göçler yola dizilmiş, şehri ellerine geçiren azgın Ermeni çeteleri, çocuk, kadın, yaşlı demeden binlerce Erzurumluyu hunharca katletmiştir.
Aradan geçen bir asra rağmen bugün Yanık Dere Şehitliği’nde, Ilıca’da, Alaca’da, Yeşilyayla’da, Cinis’de ,Tepeköy’de ve şehrin eski mahallelerinde bu vahşetin izleri hala canlılığını korumaktadır.
Erzurum, bu kâbus dolu günlerden Kâzım Karabekir Paşa komutasındaki şanlı ordumuzun İstanbul Kapısı’ndan şehre girmesiyle kurtulmuş, kısa sürede yaralarını sarıp, 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yaparak, Milli Mücadele’nin ilk meş’alesini yakmıştır.
Bu karanlık günlerde Erzurumlu ,bayrağın, özgürlüğün, vatan toprağının, ordunun ,ezanın, vefanın önemini bir kez daha görmüş ;acının, hasretin, gözyaşının, esaretin kıskacında olgunlaşarak milli refleksin en fazla hissedildiği şehir olarak hafızalara kazınmıştır.
Milletlerin varlıklarını sürdürebilmeleri, geçmişi unutmamaları ve yaşananlardan ders çıkarmaları ile mümkün olmaktadır.
Bu yüzdendir ki tarihçiler “Geçmişi unutanlar, gelecekte aynı şeyleri yaşamaya mahkumdurlar” diyerek bu gerçeğe dikkat çekerler.
Bu bakış açısıyla bir değerlendirme yapıldığında , esaretten özgürlüğe giden bu süreci canlı tutmanın ve gelecek nesillere aktarmanın tarihsel bir sorumluluk olduğu ortaya çıkmaktadır.
Bu yıl da Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 103. yılını matem-i neşe içerisinde idrak edeceğiz. Geçmişte yaşanan acıları hatırlayarak ,geleceğe ümitle bakıp, ezelden beri hür doğmuş ve hür yaşamış olan yüce Türk Milleti’nin geçmişte olduğu gibi günümüzde de her türlü iç ve dış tehditleri yenecek güç ve azimde olduğunun gururunu yaşayacağız.
Düşman işgalinin 103. yılında, Allah yüce milletimize bir daha böyle karanlık günler yaşatmasın diyor, bu aziz vatanı canları uğruna bize emanet eden şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyor, onların azizi hatıraları önünde saygı ve tazimle eğiliyoruz.