
“129 gün… 30 mühendis…200 işçi… 4 devrim…”
15 Mayıs 1961'de Ankara' da Otomotiv Endüstri Kongresi düzenlenmiş ve kongreden sonra Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ülkenin gereksinimlerini karşılayan bir prototip motor ve otomobil üretilmesiyle ilgili karar alırken;
"Devlet Demiryollarımızın teknik imkânlarının müsait ve mükemmel olması hasebiyle, milli ekonomide mühim bir yer işgal edecek olan otomobil imalatı sanayinin kurulmasına liderlik etmesini uygun görmekteyim." Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı.
Hüzünlü hikaye bu emirle başlamış tam 61 yıl önce. Benzer hazin sonları yaşayan milli uçak, milli savunma sanayi üretimleri gibi, hüzünle son bulmuş. Bugün Türkiye, dünyaya meydan okurcasına elektrikli otomobil üretiyor ve fabrikası Cumhuriyet’in 99’uncu yıl dönümünde törenle açılacak.
TOGG’a döneriz, önce Devrim arabalarının, aslında Türk milletinin hazin otomobil deneyimini hatırlayalım!
Türk Otomobili konusu, Ulaştırma Bakanlığı’na Devlet Başkanlığı’ndan alınan "Devlet Demiryolları Fabrikalarında memleketimize has bir otomobil motoru imali ve örnek olarak bir yerli otomobil numunesi meydana getirilmesi ve bunun imalinden sonra da diğer memleketlerdeki emsalleriyle mukayesinin yapılarak görülecek noksanlarının zamanla izalesi ve işin tekemmül ettirilmesi" emriyle intikal ediyordu.
16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarı Ankara’ da bir toplantıya çağrılmış ve toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu, Ulaştırma Bakanlığından alınan emri okumuştu. Emirde "Ordunun Cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi" görevinin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı belirtiliyordu.
Verilen termin 29 Ekim 1961…Yani tanınan süre 4,5 ay… Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir mi? Bırakınız geliştirmeyi, hiçten yola çıkarak, çalışabilecek bir otomobil yapılabilir, böyle bir mucize gerçekleştirilebilir mi?
Otomobillerin üretim yeri Eskişehir Demiryolu Fabrikaları
İşyeri olarak seçilen atölyenin hazırlanması için Eskişehir’ e talimat verilip otomobili olanların 19 Haziran’ da Eskişehir’ de bulunmaları istenmişti. Dökümhane binası zemini, lokomotif kazanlarında kullanılmak üzere alınan sac levhalarla döşenmiş, kapının üzerine, kocaman rakamlarla kaç gün kaldığını gösteren bir levha asılmıştı.
Projenin bitimine dek bu levha, her gün bir azalarak, sonuna kadar orada kalmıştı. Atölyede bir baş üstü gezer vinç, çeşitli bankolar ve bir toplantı masası bulunuyordu. Yakınında bir de çay ocağı bulunan bu masa dört ay süreyle hem toplantılar için, hem dinlenme, hem de gerektiğinde çalışma masası olarak kullanılıyordu. Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında görev alan mühendisler ve işçiler proje süresince hafta sonları da dâhil her gün, en az 12’ şer saat, gerektiğinde bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmaktan kaçınmıyordu.
15 Mayıs 1961'de Ankara' da Otomotiv Endüstri Kongresi düzenlenmiş ve kongreden sonra Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel, ülkenin gereksinimlerini karşılayan bir prototip motor ve otomobil üretilmesiyle ilgili karar alırken;
"Devlet Demiryollarımızın teknik imkânlarının müsait ve mükemmel olması hasebiyle, milli ekonomide mühim bir yer işgal edecek olan otomobil imalatı sanayinin kurulmasına liderlik etmesini uygun görmekteyim." Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı.
Hüzünlü hikaye bu emirle başlamış tam 61 yıl önce. Benzer hazin sonları yaşayan milli uçak, milli savunma sanayi üretimleri gibi, hüzünle son bulmuş. Bugün Türkiye, dünyaya meydan okurcasına elektrikli otomobil üretiyor ve fabrikası Cumhuriyet’in 99’uncu yıl dönümünde törenle açılacak.
TOGG’a döneriz, önce Devrim arabalarının, aslında Türk milletinin hazin otomobil deneyimini hatırlayalım!
Türk Otomobili konusu, Ulaştırma Bakanlığı’na Devlet Başkanlığı’ndan alınan "Devlet Demiryolları Fabrikalarında memleketimize has bir otomobil motoru imali ve örnek olarak bir yerli otomobil numunesi meydana getirilmesi ve bunun imalinden sonra da diğer memleketlerdeki emsalleriyle mukayesinin yapılarak görülecek noksanlarının zamanla izalesi ve işin tekemmül ettirilmesi" emriyle intikal ediyordu.
16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarı Ankara’ da bir toplantıya çağrılmış ve toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin Bozoğlu, Ulaştırma Bakanlığından alınan emri okumuştu. Emirde "Ordunun Cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi" görevinin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı belirtiliyordu.
Verilen termin 29 Ekim 1961…Yani tanınan süre 4,5 ay… Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir mi? Bırakınız geliştirmeyi, hiçten yola çıkarak, çalışabilecek bir otomobil yapılabilir, böyle bir mucize gerçekleştirilebilir mi?
Otomobillerin üretim yeri Eskişehir Demiryolu Fabrikaları
İşyeri olarak seçilen atölyenin hazırlanması için Eskişehir’ e talimat verilip otomobili olanların 19 Haziran’ da Eskişehir’ de bulunmaları istenmişti. Dökümhane binası zemini, lokomotif kazanlarında kullanılmak üzere alınan sac levhalarla döşenmiş, kapının üzerine, kocaman rakamlarla kaç gün kaldığını gösteren bir levha asılmıştı.
Projenin bitimine dek bu levha, her gün bir azalarak, sonuna kadar orada kalmıştı. Atölyede bir baş üstü gezer vinç, çeşitli bankolar ve bir toplantı masası bulunuyordu. Yakınında bir de çay ocağı bulunan bu masa dört ay süreyle hem toplantılar için, hem dinlenme, hem de gerektiğinde çalışma masası olarak kullanılıyordu. Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında görev alan mühendisler ve işçiler proje süresince hafta sonları da dâhil her gün, en az 12’ şer saat, gerektiğinde bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmaktan kaçınmıyordu.